bu sefer benim olursun! Senin o upuzun ve ipek değin yumuşak saçlarını sererek yattığın mis kokunun sindiği yastığa sarılıp yatıyorum her gece Ayrıldığımızdan beri peşimi bırakmayan uyumayan geceler Kimi vakit senle ilgili kabuslarını peş peşe sunup, kimi süre da halime acır gibi sana kavuştuğum o anın hayalini yaz sabahlarının güneşi gibi önüme seriveren o geceler Hayalinle yanıp tutuştuğum ve her saniyesinde seni düş edip bir defa daha sarılmak ve o günahsız dudaklarına daha da günahsız olan buselerden birini daha kondurmak için hayal kurup uyuyamadığım bir gecenin sabahına daha sensiz kalktım Seni kokladım her gece hayalini kurduğum o yastıkta Yeni bir gün ve yeni bir umut dedim kendi kendime Şayet yüce tanrı yokluğunla cehenneme dönmüş hayatımın her saniyesinin bana verdiği acı ve ızdıraplara acır da ya beni alır bu dünyadan ya da seni karşıma çıkarır bir anlığına da olsa diye düşündüm ve yakardım en dürüst duygularımla ve en masum dualarımla Ufak de olsa bir ümit bir ışıktı benim için ne değin uzaktan olsa da bu dualar Her şey bitti dediğim aniden, o soğuk güz öğlenlerinden birinde önce sesini duydum Yüreğim yerinden çıkıverecekmiş gibi oldu Her hücremde ruhumun en derinlerinde bile varlığının esiri oluverdim aniden Başımı çevirdim aniden seni bakmak ümidiyle Oradaydın Tanrı yüceler yücesi tanrı dualarımı kabul etmişti Sen! AŞKIM! Karşımda duruyordun Bir lahza bakışlarını çevirdin ve benzeri hiçbir şey olmamış gibi ayrılan biz değilmişiz gibi bana bakıyordunHala beni “AŞKIM diye sever gibi “Tanrım! dedim içimden “En ulu dua kabul et bunu ve şuan al canımı diye yalvardım İstedim oysa gözlerimde en son bu kalsın Beni severmişsin gibi baktığın bu an Çünkü bu benim cennetimdi Fakat olmadı Hala yaşıyordum Tekrar ümitlendim olur ya yaşayacağımız başka hoş günler olacak sen ve ben yine birleşip aşkların en tutarsız ama en unutulmazını sonsuzluğa doğru yaşayacaktık Yanıma doğru yaklaştın ve “Nasılsın? diye sordun Ne cevap vereceğimi şaşırdım İyiyim desem sana yalan söylemiş olurdum Kötüyüm her günün her anım sensiz geçen her saniye hele beni değil de başkasını sevdiğini kasten geçen her saniyenin bana acı ve ızdırap verdiğini söylesem, halime acıyıp üzülmenden korktum “ Yaşam işte nasıl olayım biliyorsun demekle yetindim Sonradan güya sadece benim için gelmişsin gibi oturup bir yere konuşmaya başladık Ne hakkında konuşursak konuşalım lafı hep hatalarıma getiriyordun Her mesela her sorgun benim hatalarımı yüzüme vurmandan ibaretti herkes bir kırbaç darbesi gibi ta kalbimi acıtıyor pişmanlıklarım bundan böyle yere göğe sığmıyordu Ve sen intikam alır gibiydin Acı çekmem sanki hoşuna gidiyordu Tanrı seni benden alıp bir başkasına vermekle ve senin bir başkasıyla evleneceğin haberini bana ulaştırmakla en büyük cezayı vermişti Lakin sen yetinmedin bununla Olsun hepsine razıydım ben Sen yanımdaydın Billur sesini duyuyor gül kokunu hissediyordum Pırıl pırıl gözlerin gözlerime bakıyordu SEN YANIMDAYDIN! Gerisi vız gelirdi artık Ölsem de gözüm açık gitmeyecekti Hayatta beni seven birkaç kişinin çektiğim acıları şiirlerin masum mısralarına taşıdığım birkaç kağıt parçasını sana getirip okutmalarından bahsettin Ve sordun güya bilmiyormuş gibi “Sen bunların hepsini benim için mi yazdın? “ diye… Gözlerimden yaş aktı akacak “Evet dedim ağlamak istemiyordum yanına Bana acımanı istemiyordum Üzülmeni de… Daha Sonra ben söze başladım ve son ayrılışımız da bir masum elveda öpücüğünü bile benden nasıl esirgediğini hatırlattım sana Çöllere düşmüş bir masumun yaşamak için suya ne değin ihtiyacı varsa benim de o günahsız öpücüğe o kadar ihtiyacım vardı Ama esirgemiştin benden onu Bir an gözlerin doldu ve dudaklarıma yaklaşıp öptün Ve hemen ardından “Bu Son! Bundan Böyle ben yokum Başkasına aitim Bunu kabullen, Unut beni… “ dedin Son öpücük Tanrım ne hoş ne kadar manalı ve ne dek güzel Çektiğim her şeye deydi Senin bir başkasının olduğunu görmeden artık ölebilirim Bundan Böyle ölmeliyim Elveda hayat elveda aşkım Sonsuzlukta belki tanrı tekrar acır da bana bu sefer benim olursun! Cennetim olursun! alinti