nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 37
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 95
Bugüne Kadar Kullandığımız Anayasalar
Bugüne Kadar Kullandığımız Anayasalar Neler
Tüzük
Anayasa, bir devletin esas kurumlarının nasıl işleyeceğini belirleyen yazılmış belgelerdir Tüzük denilen bu belgeyle ayrıca şahısların esas adalet ve özgürlükleri teminat altına alınmıştır
Türkiye'nin de arasında bulunduğu birçok ülkede tüzük, yazılmış ve bütünsel bir belgedir Ama İngiltere'de yazılı bir tüzük yoktur Bu ülkede esas kurumların işleyişi yüzlerce takvim geleneklere, yasalara ve belgelere tarafından düzenlenir
Türkiye'de birincil anayasa, 1876'da yürürlüğe giren Osmanlı anayasasıdır O tarihten Osmanlı Devletinin sona erişine dek anayasaya kanuni esasi deniyordu 1876 tarihli Kanuni Esasi, padişahın yetkilerini kısıtlamamıştı Yurttaşlara zihin, buluşma ve dernek kurma özgürlüğü, bireylere muafiyet hakları tanımıyordu II Meşrutiyet'in ilanından daha sonra, 1909'da bu anayasada şartların değişmesi yapılarak padişahın yetkileri kısıtlandı Kişisel hak ve özgürlükler tanındı, basın üzerindeki sansür kaldırıldı Hükümet artık padişaha değil, meclise karşı sorumluydu
Kurtuluş Savaşı esnasında, 20 Ocak 1921'de Teşkilatı Esasiye Kanunu adıyla yeni bir tüzük kabul edildi Bu anayasada egemenliğin koşulsuz milletin olduğu belirtiyordu Yasama yetkisi de Büyük Ahali Meclisine bırakılmıştı Cumhuriyetin ilanından daha sonra daha ayrıntılı bir anayasaya ihtiyaç duyuldu 20 Nisan 1924'te bu amaçla, gene Teşkilatı Esasiye Kanunu adını içeren yeni bir anayasaya hazırlandı 1924 Anayasasıyla yasama ve yürütme yetkileri Türkiye Büyük Halk Meclisine bırakıldı Meclis yasama yetkisini kendisi, yürütme yetkisini de cumhurbaşkanı ve bakanlar kurulu eliyle kullanıyordu Cumhurbaşkanının onayıyla göreve başlayan bakanlar kurulu meclise aleyhinde sorumluluk sahibi sayılmıştı Kurtuluş Savaşı döneminden başlayarak anayasa sözcüğü karşılığında teşkilatı esasiye kanunu kullanıldı Tüzük sözcüğü ise, 1960'tan daha sonra hukuk sisteminde kullanılmaya başladı
27 Mayıs 1960taki askeri darbeden sonra yeni bir anayasa hazırlandı 1961 Anayasası olarak bilinen bu anayasa, halkoylamasıyla yürürlüğe girdi Bu anayasada egemenliğin ulusa ait olduğu ve ancak yetkili organlarca kullanılabileceği ilkesi benimsendi Türkiye Cumhuriyeti insan haklarına dayalı, milli, demokratik ve laik bir sosyal hukuk devleti olarak tanımlandı Bu anayasayla iki meclisli bir parlamento öngörülmüştü: Halk Meclisi ve Cumhuriyet Senatosu Tüm üyelerinin seçimle belirlendiği Irk Meclisi, Cumhuriyet Senatosu'ndan daha artı yetkilerle donatılmıştı Bu anayasayla yargı organlarının bağımsızlığı, kişi hak ve özgürlükleri ile sosyal hakların güvence altına alındı Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Yüksek Hakimler Kurulu gibi yeni kurumlar oluşturuldu
12 Eylül 1980'deki askeri darbeden sonradan Ulusal Emniyet Konseyi ile Danışma Meclisi (Kurucu Meclis) yeni bir tüzük hazırladı Bu tüzük 7 Kasım 1982'de yapılan halkoylamasıyla kabul edilerek yürürlüğe girdi 1982 Anayasası, bir takım hak ve özgürlüklere önemli sınırlamalar getirmiş, Tüzük Mahkemesi'nin ve Danıştay'ın denetleme yetkilerini azaltmıştır Son yıllarda, özellikle Avrupa Birliğine üyelik sürecinin bir gereği olarak, 1982 Anayasasında hak ve özgürlükleri genişletici bir dizi değiştirme gerçekleştirilmiştir *
Bugüne Kadar Kullandığımız Anayasalar Neler
Tüzük
Anayasa, bir devletin esas kurumlarının nasıl işleyeceğini belirleyen yazılmış belgelerdir Tüzük denilen bu belgeyle ayrıca şahısların esas adalet ve özgürlükleri teminat altına alınmıştır
Türkiye'nin de arasında bulunduğu birçok ülkede tüzük, yazılmış ve bütünsel bir belgedir Ama İngiltere'de yazılı bir tüzük yoktur Bu ülkede esas kurumların işleyişi yüzlerce takvim geleneklere, yasalara ve belgelere tarafından düzenlenir
Türkiye'de birincil anayasa, 1876'da yürürlüğe giren Osmanlı anayasasıdır O tarihten Osmanlı Devletinin sona erişine dek anayasaya kanuni esasi deniyordu 1876 tarihli Kanuni Esasi, padişahın yetkilerini kısıtlamamıştı Yurttaşlara zihin, buluşma ve dernek kurma özgürlüğü, bireylere muafiyet hakları tanımıyordu II Meşrutiyet'in ilanından daha sonra, 1909'da bu anayasada şartların değişmesi yapılarak padişahın yetkileri kısıtlandı Kişisel hak ve özgürlükler tanındı, basın üzerindeki sansür kaldırıldı Hükümet artık padişaha değil, meclise karşı sorumluydu
Kurtuluş Savaşı esnasında, 20 Ocak 1921'de Teşkilatı Esasiye Kanunu adıyla yeni bir tüzük kabul edildi Bu anayasada egemenliğin koşulsuz milletin olduğu belirtiyordu Yasama yetkisi de Büyük Ahali Meclisine bırakılmıştı Cumhuriyetin ilanından daha sonra daha ayrıntılı bir anayasaya ihtiyaç duyuldu 20 Nisan 1924'te bu amaçla, gene Teşkilatı Esasiye Kanunu adını içeren yeni bir anayasaya hazırlandı 1924 Anayasasıyla yasama ve yürütme yetkileri Türkiye Büyük Halk Meclisine bırakıldı Meclis yasama yetkisini kendisi, yürütme yetkisini de cumhurbaşkanı ve bakanlar kurulu eliyle kullanıyordu Cumhurbaşkanının onayıyla göreve başlayan bakanlar kurulu meclise aleyhinde sorumluluk sahibi sayılmıştı Kurtuluş Savaşı döneminden başlayarak anayasa sözcüğü karşılığında teşkilatı esasiye kanunu kullanıldı Tüzük sözcüğü ise, 1960'tan daha sonra hukuk sisteminde kullanılmaya başladı
27 Mayıs 1960taki askeri darbeden sonra yeni bir anayasa hazırlandı 1961 Anayasası olarak bilinen bu anayasa, halkoylamasıyla yürürlüğe girdi Bu anayasada egemenliğin ulusa ait olduğu ve ancak yetkili organlarca kullanılabileceği ilkesi benimsendi Türkiye Cumhuriyeti insan haklarına dayalı, milli, demokratik ve laik bir sosyal hukuk devleti olarak tanımlandı Bu anayasayla iki meclisli bir parlamento öngörülmüştü: Halk Meclisi ve Cumhuriyet Senatosu Tüm üyelerinin seçimle belirlendiği Irk Meclisi, Cumhuriyet Senatosu'ndan daha artı yetkilerle donatılmıştı Bu anayasayla yargı organlarının bağımsızlığı, kişi hak ve özgürlükleri ile sosyal hakların güvence altına alındı Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Yüksek Hakimler Kurulu gibi yeni kurumlar oluşturuldu
12 Eylül 1980'deki askeri darbeden sonradan Ulusal Emniyet Konseyi ile Danışma Meclisi (Kurucu Meclis) yeni bir tüzük hazırladı Bu tüzük 7 Kasım 1982'de yapılan halkoylamasıyla kabul edilerek yürürlüğe girdi 1982 Anayasası, bir takım hak ve özgürlüklere önemli sınırlamalar getirmiş, Tüzük Mahkemesi'nin ve Danıştay'ın denetleme yetkilerini azaltmıştır Son yıllarda, özellikle Avrupa Birliğine üyelik sürecinin bir gereği olarak, 1982 Anayasasında hak ve özgürlükleri genişletici bir dizi değiştirme gerçekleştirilmiştir *