iltasyazilim
FD Üye
Bugünün Saraylısı romanının özeti
Konusu:
Kitapta genç ve çok hoş bir kızın babasının işleri sebebiyle dayısına gönderilmesi ve dayısının yanına başına gelenler anlatılıyor
Özeti:
Postacının öyle seyrek uğradığı evlerden Cet Efendinin evine bir mektup kazanç Mektup dayısının oğlu Yaşardan gelmiştir Mektupta Yaşarın işi çıktığından dolayı kızını Düzceden trenle İstanbula gönderdiği yazılıdır ve Atadan onu gardan alıp ilgilenmesini istemektedir Zarfta ona asistan olması için bir tedarik para da vardır Evdekileri üzüntü sarar, acaba kız kaç yaşındadır diye düşünmeye başlarlar
Yaşar üç kere evlenmişti Eğer kızı ilk karısındansa 18 yaşında bir kız gelecektir ve bu kızı nasıl bakımlı ettireceklerini düşünmektedirler, çünkü evleri çok büyük değildir Ayrıca damatlarından da çekinmektedirler Damatları, devamlı işyerinde kızlarla takılan azıcık serseri birisidir Ama kız son karısından ise 8 yaşında bir kız geleceğini ve onun daha iyi olacağını düşünürler
Cet Bey gün geldiğinde kızı almaya gara gider Lakin tanımadığından garın boşalmasını ve en son kalan kişinin de kız olacağını düşünür Böylece de olur Garda kimse kalmadığında ona Soy Dayı diye seslenen genç bir kız sesi duyar Kız 18 yaşında, uzun boylu, ince bir kızdır Üstünde siyah bir palto vardır ve başörtülü bir kızdır Fakat Ata onun fazla güzel olduğunu düşünmüştür
Sarı kaşları, bakır rengini hatırlatan gözleri, uzun kirpikleri ve bembeyaz teni vardır Garda kısa bir konuşmadan sonradan vapur yolunu tutarlar Soy acilen eve gidince karısı Üftadeye ne diyeceğini düşünmektedir Çünkü onlar evde eğer genç biri gelirse geri göndermeyi kararlaştırmışlardır Fakat Ata Bey onunla çok kısa bir konuşmadan daha sonra onun hissi olduğunu anlamış, adını sorarken bile ağlaması onu çok etkilemiştir Adı Ayşendir lakin Yaşar ona her zaman Ayşe dermiş
Kızı eve götürür Üftade çok şaşırır Kızı Feride ve oğlu Çetin de fazla şaşırır Lakin herkes güler yüzlülükle karşılar Kız banyosunu yapar ve yemeğe gelir Ata gözlerine inanamaz Çünkü kız fazla güzeldir İyi oysa onu trene koyup göndermedim diye sevinir fakat bunu belirlenmiş edemez Çünkü Üftade hiç memnun değildir
Yemekte kız hediyelerden ve babasının ona Alımsızoğulları ticarethanesi vasıtasıyla para göndereceğinden bahseder ve Üftade daha memnun olur Bu onun memnuniyetsizliğini azıcık bastırmaya yetmiştir
Kız gün geçtikçe İstanbula alışmakta, babasının verdiği paralarla ayrıntılarıyla süslüleşmiştir Hayranları artmıştır Atanın sevgisi gittikçe artmaktadır Birgün plaja giderler Soy onların denize girme taraftarı değildir Çünkü damadı Ayşeni çıplak görecektir Bundan hoşnut değildir Ama mayolarını giyerler ve denize girerler Soy Üftade ile gazinoda oturur, onları beklerler
Bu sırada Atanın çalıştığı ambarın patronunun oğlu Rüştü onların masasına gelir Maksadı bellidir Ayşeni Atanın yanına görmüştür ve tanışmak istemektedir Birazcık konuşurlar, Rüştü kardeşi Serini alıp geleceğini söyler O gittiğinde Ayşen, kızı, damadı masalarına gelirler Eksik sonradan Rüştü de kız kardeşiyle kazanç Rüştü çok ağır başlı davranmaktadır Amacı Ayşeni etkilemektir Akşam olduğunda onları arabasıyla evlerine götürür
Sonraki günlerde Rüştü Ataya ayrıntılarıyla yakınlaşır Taksimde, Beyoğlunda, Park Otelde eğlencelere Atayı ve ambarda çalışan İsmail Bey, karısı, baldızı, kızı ile eğlenmeye götürür Ata, baldız Berinden çok hoşlanır ve durumdan memnundur Bir gün İsmail, Atayı ve ailesini evine davet eder Ayşen burada Berinle çok iyi anlaşır Moda konusunda ondan destek alır Onun önerdiği terzilere, kuaförlere gider Ayşen gitgide değişmeye başlar
Daha altı yedi ay önce Düzceden gelen kız büyük yol katetmiştir Aylar böyle geçer Ayşene hayran çoğu birey çıkar Adı Taksimde Sarı Kıza çıkar Onu herkes tanır Evlenmek isteyen de çoktur Ilk Olarak Rüştü , daha sonra bir elçi Faruk Senayi Bey , Amerikalı bir subay Mister Tomas
Yaşar bir süre daha sonra İstanbula uğramış , Ayşene bir konut tutmuştur Cet ve karısı ona dadılık gibi birşey yapmaktadır Atanın damadı Yaşarın sayesinde tüccarlığa başlamış ve bir konut almıştır , oraya taşınmıştır Ata Yaşarın kaçakçılıkla uğraştığını öğrenmiştir ve Yaşar aralıksız yurt dışına gidip , ara sıra uğramaktadır
Cet Ayşenin ayrılmamaktadır Her yere beraber gidemektedirler Ayşenin talipleri Ataya fazla yakın olma göstermektedirler, çünkü Soy Ayşene babasından daha yakındır Elçi ona bir apartman vereceğini söyler, Tomas onu dünyanın her yerine götüreceğini söyler , Rüştünün ise büyük bir mirası alacağı kesindir Ama Ayşenin hiçbirinde gözü yoktur O süsü ve hava atmayı fazla sevmektedir Bu yüzden üçünü de hep oyalamaktadır Onlara oyunlar yapmaktadır Ümitlendirip yüzüstü bırakmaktadır Fakat üçü de pes etmeden peşindedirler
Birgün Cet ve Ayşen Dolmabahçe Sarayında bir baloya giderler Balodan çıkarken çıkan karmaşada , Ata paltosunu kaybeder ve diğer birinin paltosunu alır Gazeteye bildiri verirler ve sahibi kazanç Sahibi Mısırda genç bir paşadır Adı Rüveyha Saiddir Ayşeni o da görür ve çarpılır Artık bir niyetli daha vardır
Ayşen ilerleyen günlerde Saide ayrıntılarıyla yaklaşır Onunla evlenmeyi kafasına koyar Pasoportunu gizlice çıkrtır Mısıra gitmeyi planlar Dayısının bundan haberi olur Onunla konuşur ve ondan ayrılacağı için fazla üzülür Fakat bu olayın Rüştü kadar duyulmasıyla işler karışır Rüştü Mısıra sadece paşanın gideceğini bildiğinden , ona oyun oynandığını düşünür Ataya çok kötü bir dille konuşur ve onu tehdit eder
Bunun üzerine Ata onunla hiç konuşmayarak işinden ayrılır ve Ayşeni Mısıra kendi elleriyle gönderir Ayşen orada evlenir ve hayatını sosyete içinde geçirir Dayısıyla ara sıra mektuplaşır Aradan 17 ay geçtiğinde Rüştü Atanın yanında gelir Ondan mazi için özür diler ve onunla karşılaşmak istediğini söyler Ona Ayşenle mektuplaştığını ve onun paşadan ayırılp İstanbula gelmek istediğini yazdığını söyler
Ata buna fazla sevinir Hazırlıklara başlarlar Eski odasını hazırlarlar Lakin bir dönem Ayşenden haber alamazlar ve endişelenirler Paşanın durumu farketmesinden korkarlar Birgün Mısırdan bir elçinin geldiğini öğrenirler Soy kimsesiz Ayşeni sormaya gider ve Ayşenin Mısırda haz verici ilaçlardan morfine başladığını öğrenirler
Elçi bunun insana geçmişini hatırlattığını , geçmişe arzu duymaya başlattığını söyler Bunu duyan Soy resmi olarak yıkılır Tüm hazırlıklar boşunadır Hiç kimseye gözükmeden üzüntü içinde direkt olarak adımlarla yürür Bunlar kolay ömrünün son adımları olmuştur *
Konusu:
Kitapta genç ve çok hoş bir kızın babasının işleri sebebiyle dayısına gönderilmesi ve dayısının yanına başına gelenler anlatılıyor
Özeti:
Postacının öyle seyrek uğradığı evlerden Cet Efendinin evine bir mektup kazanç Mektup dayısının oğlu Yaşardan gelmiştir Mektupta Yaşarın işi çıktığından dolayı kızını Düzceden trenle İstanbula gönderdiği yazılıdır ve Atadan onu gardan alıp ilgilenmesini istemektedir Zarfta ona asistan olması için bir tedarik para da vardır Evdekileri üzüntü sarar, acaba kız kaç yaşındadır diye düşünmeye başlarlar
Yaşar üç kere evlenmişti Eğer kızı ilk karısındansa 18 yaşında bir kız gelecektir ve bu kızı nasıl bakımlı ettireceklerini düşünmektedirler, çünkü evleri çok büyük değildir Ayrıca damatlarından da çekinmektedirler Damatları, devamlı işyerinde kızlarla takılan azıcık serseri birisidir Ama kız son karısından ise 8 yaşında bir kız geleceğini ve onun daha iyi olacağını düşünürler
Cet Bey gün geldiğinde kızı almaya gara gider Lakin tanımadığından garın boşalmasını ve en son kalan kişinin de kız olacağını düşünür Böylece de olur Garda kimse kalmadığında ona Soy Dayı diye seslenen genç bir kız sesi duyar Kız 18 yaşında, uzun boylu, ince bir kızdır Üstünde siyah bir palto vardır ve başörtülü bir kızdır Fakat Ata onun fazla güzel olduğunu düşünmüştür
Sarı kaşları, bakır rengini hatırlatan gözleri, uzun kirpikleri ve bembeyaz teni vardır Garda kısa bir konuşmadan sonradan vapur yolunu tutarlar Soy acilen eve gidince karısı Üftadeye ne diyeceğini düşünmektedir Çünkü onlar evde eğer genç biri gelirse geri göndermeyi kararlaştırmışlardır Fakat Ata Bey onunla çok kısa bir konuşmadan daha sonra onun hissi olduğunu anlamış, adını sorarken bile ağlaması onu çok etkilemiştir Adı Ayşendir lakin Yaşar ona her zaman Ayşe dermiş
Kızı eve götürür Üftade çok şaşırır Kızı Feride ve oğlu Çetin de fazla şaşırır Lakin herkes güler yüzlülükle karşılar Kız banyosunu yapar ve yemeğe gelir Ata gözlerine inanamaz Çünkü kız fazla güzeldir İyi oysa onu trene koyup göndermedim diye sevinir fakat bunu belirlenmiş edemez Çünkü Üftade hiç memnun değildir
Yemekte kız hediyelerden ve babasının ona Alımsızoğulları ticarethanesi vasıtasıyla para göndereceğinden bahseder ve Üftade daha memnun olur Bu onun memnuniyetsizliğini azıcık bastırmaya yetmiştir
Kız gün geçtikçe İstanbula alışmakta, babasının verdiği paralarla ayrıntılarıyla süslüleşmiştir Hayranları artmıştır Atanın sevgisi gittikçe artmaktadır Birgün plaja giderler Soy onların denize girme taraftarı değildir Çünkü damadı Ayşeni çıplak görecektir Bundan hoşnut değildir Ama mayolarını giyerler ve denize girerler Soy Üftade ile gazinoda oturur, onları beklerler
Bu sırada Atanın çalıştığı ambarın patronunun oğlu Rüştü onların masasına gelir Maksadı bellidir Ayşeni Atanın yanına görmüştür ve tanışmak istemektedir Birazcık konuşurlar, Rüştü kardeşi Serini alıp geleceğini söyler O gittiğinde Ayşen, kızı, damadı masalarına gelirler Eksik sonradan Rüştü de kız kardeşiyle kazanç Rüştü çok ağır başlı davranmaktadır Amacı Ayşeni etkilemektir Akşam olduğunda onları arabasıyla evlerine götürür
Sonraki günlerde Rüştü Ataya ayrıntılarıyla yakınlaşır Taksimde, Beyoğlunda, Park Otelde eğlencelere Atayı ve ambarda çalışan İsmail Bey, karısı, baldızı, kızı ile eğlenmeye götürür Ata, baldız Berinden çok hoşlanır ve durumdan memnundur Bir gün İsmail, Atayı ve ailesini evine davet eder Ayşen burada Berinle çok iyi anlaşır Moda konusunda ondan destek alır Onun önerdiği terzilere, kuaförlere gider Ayşen gitgide değişmeye başlar
Daha altı yedi ay önce Düzceden gelen kız büyük yol katetmiştir Aylar böyle geçer Ayşene hayran çoğu birey çıkar Adı Taksimde Sarı Kıza çıkar Onu herkes tanır Evlenmek isteyen de çoktur Ilk Olarak Rüştü , daha sonra bir elçi Faruk Senayi Bey , Amerikalı bir subay Mister Tomas
Yaşar bir süre daha sonra İstanbula uğramış , Ayşene bir konut tutmuştur Cet ve karısı ona dadılık gibi birşey yapmaktadır Atanın damadı Yaşarın sayesinde tüccarlığa başlamış ve bir konut almıştır , oraya taşınmıştır Ata Yaşarın kaçakçılıkla uğraştığını öğrenmiştir ve Yaşar aralıksız yurt dışına gidip , ara sıra uğramaktadır
Cet Ayşenin ayrılmamaktadır Her yere beraber gidemektedirler Ayşenin talipleri Ataya fazla yakın olma göstermektedirler, çünkü Soy Ayşene babasından daha yakındır Elçi ona bir apartman vereceğini söyler, Tomas onu dünyanın her yerine götüreceğini söyler , Rüştünün ise büyük bir mirası alacağı kesindir Ama Ayşenin hiçbirinde gözü yoktur O süsü ve hava atmayı fazla sevmektedir Bu yüzden üçünü de hep oyalamaktadır Onlara oyunlar yapmaktadır Ümitlendirip yüzüstü bırakmaktadır Fakat üçü de pes etmeden peşindedirler
Birgün Cet ve Ayşen Dolmabahçe Sarayında bir baloya giderler Balodan çıkarken çıkan karmaşada , Ata paltosunu kaybeder ve diğer birinin paltosunu alır Gazeteye bildiri verirler ve sahibi kazanç Sahibi Mısırda genç bir paşadır Adı Rüveyha Saiddir Ayşeni o da görür ve çarpılır Artık bir niyetli daha vardır
Ayşen ilerleyen günlerde Saide ayrıntılarıyla yaklaşır Onunla evlenmeyi kafasına koyar Pasoportunu gizlice çıkrtır Mısıra gitmeyi planlar Dayısının bundan haberi olur Onunla konuşur ve ondan ayrılacağı için fazla üzülür Fakat bu olayın Rüştü kadar duyulmasıyla işler karışır Rüştü Mısıra sadece paşanın gideceğini bildiğinden , ona oyun oynandığını düşünür Ataya çok kötü bir dille konuşur ve onu tehdit eder
Bunun üzerine Ata onunla hiç konuşmayarak işinden ayrılır ve Ayşeni Mısıra kendi elleriyle gönderir Ayşen orada evlenir ve hayatını sosyete içinde geçirir Dayısıyla ara sıra mektuplaşır Aradan 17 ay geçtiğinde Rüştü Atanın yanında gelir Ondan mazi için özür diler ve onunla karşılaşmak istediğini söyler Ona Ayşenle mektuplaştığını ve onun paşadan ayırılp İstanbula gelmek istediğini yazdığını söyler
Ata buna fazla sevinir Hazırlıklara başlarlar Eski odasını hazırlarlar Lakin bir dönem Ayşenden haber alamazlar ve endişelenirler Paşanın durumu farketmesinden korkarlar Birgün Mısırdan bir elçinin geldiğini öğrenirler Soy kimsesiz Ayşeni sormaya gider ve Ayşenin Mısırda haz verici ilaçlardan morfine başladığını öğrenirler
Elçi bunun insana geçmişini hatırlattığını , geçmişe arzu duymaya başlattığını söyler Bunu duyan Soy resmi olarak yıkılır Tüm hazırlıklar boşunadır Hiç kimseye gözükmeden üzüntü içinde direkt olarak adımlarla yürür Bunlar kolay ömrünün son adımları olmuştur *