Akıllı telefonlar hakkında ilginç bilgiler öğrenmek isteyen milyonlarca kullanıcının bulunduğu teknoloji dünyasının renkli tarafları da var. Bazen bir icat ortadan kayboluyor. Bazen de bir icatın hayatımızı bir anda değiştirdiğine şahit oluyoruz.
Bazı insanlar, sanal dünyayı arkadaşlarından ve aile üyelerinden daha çok seviyor. Bunun yansımasını telefon satışlarında görüyoruz. İnternet kullanımının ne düzeyde olduğunu anlamak için toplanan veriler de bu argümanı destekliyor.
Hayatın merkezine konumlandırılan akıllı telefonlar hakkında sahip olduğunuz bilgileri şöyle bir tazelemek ister misiniz? Belki de daha önce hiç karşılaşmadığınız bilgiler ile tanışacaksınız!
Bu yazıyı okumaya başlamadan önce şu sorulara cevap verirmisiniz: Akıllı telefonlar ne kadar şarja ihtiyaç duyduğunu ve ne kadar şarja sahip olduğunu (yüzde bazında) nasıl biliyor? Bir başka soru: Bataryalar artık neden çıkartılamıyor?
Bu yazıda temel seviye olarak nitelendirilen 10 adet soru ve 10 adet cevap mevcut. Dilerseniz sözü daha fazla uzatmayalım ve içeriğimize geçelim. Eğer siz de bu cihazlar hakkında ilginç bir bilgiye sahipseniz bu bilginizi okuyucularımızla paylaşabilirsiniz!
Akıllı telefonlar hakkında ilginç bilgiler: Neden büyükler?
9 Ocak 2007 tarihinde Apple’ın teknoloji dünyasına hediye ettiği birinci nesil iPhone projesi büyük bir devrime yol açtı diyebiliriz. Zira bir telefonun fiziksel klavyeye (tuşlu) sahip olmaması gerektiğini düşünen Steve Jobs, “Telefon dediğin tuşlu olur!” algısını yıkmak istedi ve yıktı.
13 yıl önce kullanıcıların beğenisine sunulan iPhone’un ekran boyutu 3.5 inç idi. Bu noktadan itibaren âdeta cebimizde yaşayan bu ürünler için üretilen ekranların boyutu 6 inç düzeyini bile geçebiliyor.
Samsung’un Galaxy Fold isimli ürününün ekran boyutu 7.3 inç! Bazı otomobillerin monitörleri de bu büyüklükte. Evet, yanlış duymadınız. Akıllı telefonlar artık otomobiller için kullanılan ekranlar kadar büyük olabiliyor.
Masaüstü bilgisayarları dışarıda kullanamıyoruz. Dizüstü bilgisayarlar ise taşınmak için ekstra bir ekipmana ihtiyaç duyabiliyor ancak telefonlar cebimize sığabiliyor. Ayrıca bu modeller bir bilgisayarın yapabildiği işlemlerin çoğunu yapabiliyor.
İnternet hızlarının yüksek olması da (4G ve 5G) bu algının mimarlarından bir tanesi. Kullanıcılar artık saniyeler içerisinde e-postalarına bir göz atabiliyor, oyun oynayabiliyor, video izleyebiliyor ve müzik dinleyebiliyor.
Kısacası işlevselliği ile öne çıkan akıllı telefonların ekranları da büyütüldü. İnsanlar, doğası gereği, rahatı seçti ve firmalar da bu tercihi görmezden gelmedi. Finansal açıdan böyle bir talebi görmezden gelmek hiç de akıllıca bir fikir değil.