bilgisayarci
FD Üye
Aile Mahkemesindeki Yargıtay, kadının ev işlerini yapmamasının boşanma nedenlerinden sayıp bu karara da imza attı.
Bursa'da Aile Mahkemesi’ne başvurarak evliliğini sonlandırmak isteyen bir çift, karşılıklı olarak birbirlerine boşanma davası açtı. Kadın eşinden şiddet ve hakaret gördüğü gerekçesinden dolayı boşanma talebinde bulunurken erkeğin boşanma mazereti oldukça farklı oldu. Erkek tarafı ise eşinin üstüne düşen vazifeleri yerine getirmediğini yani ev işlerini yapmadığını, çocuklarla ilgilenmediğini ve devamlı olarak evini terk ettiğini öne sürerek güven sarsıcı davranışlarının olduğunu söyledi.
MAHKEMENİN KARARI BELLİ OLDU: ERKEK DAHA ÇOK SUÇLU!
Mahkeme kararına göre; erkeğin daha fazla kusurlu olduğunu kabul ederek tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 250 TL tedbir, 250 TL yoksulluk nafakasına, kadın lehine 10 bin TL maddi ve 10 bin TL manevi tazminata hükmetti. Erkeğin maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verildi.
DAVA YARGITAY'A TAŞINDI
Verilen hüküm erkek tarafından; hata belirlemesi, kadının kabul edilen boşanma davası, reddedilen tazminat talepleri ve aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar bakımından istinaf edildi. Bölge adliye mahkemesi de erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verdi. Karar temyiz edilince konu, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’ne taşındı.
TARAFLAR EŞİT KUSURLU!
Alınan kararda ise şöyle denildi:
"İstinaf kanun yoluna başvuruda bulunan erkek aleyhine ilk derece mahkemesince kusur olarak yüklenilmeyen hakaret etme ve eşini evden kovma vakıalarının da kusur olarak yüklenilmesi mümkün değildir. O halde, ilk derece mahkemesince davacı-davalı kadına yüklenen ve istinaf kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşen kusurlu davranışlara karşı davalı-davacı erkeğin üzerine düşen görevlerini yerine getirmeme, evine bakmama, evinin ihtiyaçlarını karşılamama ve eşine fiziksel şiddet uygulama şeklinde gerçekleşen kusurları nazara alındığında, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü gerekir.
Bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu davacı-davalı erkeğin ağır kusurlu olduğunun kabulü doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir. Boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda taraflar eşit kusurludur. Boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu eş yararına maddi ve manevi tazminata karar verilemez.
Davalı-davacı kadının maddi ve manevi tazminat isteklerinin reddine karar vermek gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.”