Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.
elektronikci
FD Üye
Bursa’nın Osmangazi ilçesindeki Mithatpaşa Ortaokulu’nun müdürü Haydar Akın'ın öğretmenlere kız ve erkek öğrencilerin başka oturtulması için yazı göndermesinin akabinde benzeri bir sav da İzmir'in Kemalpaşa ilçesinden geldi.
İzmir'in Kemalpaşa ilçesindeki bir lise ve bir ortaokulda okul müdürlerinin, öğretmenlere 'kız ve erkek öğrencilerin başka sınıflarda ders görmesi' istikametinde talimat verdiği ileri sürüldü.
Okullardaki ‘haremlik selamlık’ uygulamasına ait bu savlar, Eğitim-İş Sendikası Kemalpaşa Temsilciliği'nin reaksiyonunu çekti. Kemalpaşa İlçe Ulusal Eğitim Müdürlüğü'ne bugün dilekçe verip uygulamanın kaldırılmasını isteyen Eğitim-İş üyeleri, çıkışta da bir basın açıklaması yaptı.
"Eğitimi gericileştirmek isteyen Ulusal Eğitim Bakanlığı'nın yansıması"
Açıklamayı sendikanın Kemalpaşa Temsilcisi Salih Topuk okudu. Salih Topuk, şunları söyledi:
'AKP idaresindeki Ulusal Eğitim Bakanlığı’nın neredeyse 20 yıldır okul yöneticilerini liyakate nazaran değil kendilerine sadakate nazaran, yandaş sendikaların verdiği torpil listelerine nazaran seçmesinin acı sonuçlarından biri Bursa Osmangazi’de yaşanmıştır. Bu olaya misal bir uygulama da ilçemiz İmam Hatip Ortaokulu’nda ve Şehit Halil Kantarcı Anadolu Lisesi’nde uygulanmaktadır. Bu okullarda sınıflar öğrencilerin cinsiyet ayrımına nazaran düzenlenmiş; kız öğrenci sınıfları, erkek öğrenci sınıfları formunda eğitim-öğretim yapılmaktadır. Haddini, kanunu ve aklın sonlarını aşarak harem selamlık bir okul düşü kuran bu müdürler, eğitimi daha da gericileştirmek için gün be gün çaba eden Ulusal Eğitim Bakanlığı’nın bir yansımasıdır. Eğitimde şeriat uygulamalarının hasretini çeken bu müdürlere okul yöneticilerinin yüzde 90’ı üyeleri ortasından seçilen Eğitim Bir-Sen’in sahip çıkması da gericiliğin eğitime nasıl hakim olmak istediğini kamuoyuna bir kere daha göstermiştir.
Bu olay, uymakla yükümlü olduğu Ulusal Eğitim Temel Kanunu’nu ve Anayasa’yı dahi hazmedemeyen bir şahsın bile müdür yapılabildiğini ortaya koymuştur. Zira bu uygulama, Ulusal Eğitim Temel Kanunu’nun 15. unsuruna ve Anayasa’nın 42. unsuruna açıkça karşıttır. Eğitim-İş olarak altını çizerek bir kez daha söylüyoruz. Başöğretmen Atatürk’ün eğitim neferleri olarak, bu çeşit uygulamalara karşı, maddelerin bize verdiği hukuksal haklarımızı sonuna kadar kullanarak çabamızı sürdüreceğiz. Başöğretmen’in bizlere emanet ettiği gelecek kuşakların çağdaş eğitim hakkını kimsenin karanlık düşlerine yedirmeyeceğiz.”
