Burun sırtı: Bu bölgedeki yükseklik (kemer), burun kemiği genişliği ile birlikte de olabilir. Burun aksındaki bozukluğa neden olacak eğrilikler, sorunun bir parçası olarak gözükebilir. Burun sırtına, yani kemerli buruna yönelik burun estetiği operasyonu cerrahi tekniklerinde zaman içinde çok ilerleme de olmuştur. Günümüzde, özellikle deneyimli ve özenli yaklaşımlar ile çok konforlu olan burun estetiği cerrahisinde, kemerli burun (burun sırtı kemer sorunu) olarak adlandırılan sırt yüksekliği, ortadan kaldırılması en çok talep edilen burun estetiği sorunudur.
Yan profil görüntüde, kadınlarda, aşırı olmayan bir kavisin düşünüldüğü (burun ucunun da birkaç mm. daha yüksek olduğu) burun sırtı ideal olarak düşünülür, erkeklerde ise, daha düz veya çok hafif bir kavisin olacağı burun sırtı ideal kabul edilir ancak, hasta beklentileri, estetik anlayışı, cilt yapısının durumu, burun-alın birleşim yerinin özelliği, burun ucu yan uzunluğu (projeksiyon) da, operasyon sırasında önemlidir.
Burun sırtındaki yükseklik; Kıkırdak bölgeyi ilgilendiren bir yükseklik veya küçük bir kemik yükseklik ise, yan burun kemiklerine kesme işlemi (Osteotomi) dediğimiz burun sırtını kapatma/daraltma girişimi yapmaya gerek kalmayacaktır.
Yüzün ortasında olan sorunun ortadan kalkması önemlidir. Doğal, diri, dinamik, sorunların ortadan kalktığı burun ve görünümü, kişiyi çok mutlu etmektedir.
Eski dönemlere göre, çok rahat, her yönden resim çektirebilmek de, ayrı bir yeni keyifdir. Özgüven artışı, kişinin diğer kişilerle olan iletişimini de, olumlu şekilde etkileyecektir. Ancak, yaşamdaki tüm zorlukların ve sosyal iletişimin, tek bir burun ameliyatı sonrasında tümüyle çözüleceğini beklemek anlamlı olmaz.
Doğallıkdan yana, geriye dönüşümü olmayan cerrahi manevralardan hep uzak duran, hastalarının beklentilerini anlamaya çalışıp, anatomik gerçekleri (cildin yapısı vb.) paylaşan bir uzman hekim olarak bu konuyu araştıran herkese, bu cerrahi sonrası görünümünün güzel olması için, doktorun cerrahi deneyiminin, rasyonel hasta beklentisinin yanında, cilt ve ciltaltı yapısının çok aşırı ince veya çok aşırı kalın olmamasının da önemini anımsatmak isterim.