iltasyazilim
FD Üye
Bütün Varlıkları Allah Yarattı, O Zaman Allah'ı Kim Yarattı?
Bu ve benzeri sorular Allah hakkındaki bilgi ve inanç yetersizliğinden kaynaklanıyor Allah, denildi mi ezelî ve ebedî olan, bütün sıfatları sonsuz kemalde bulunan Ehad ve Samed bir zat anlaşılır Böyle bir zat ise yaratılmaktan münezzehtir Zira yaratılan her şey hadistir (sonradan olmuştur), fanidir (varlığının bir sonu vardır) ve bütün sıfatları sınırlıdır Bu soruda mahluk sıfatlarının yaratıcıya isnat edilmesi gibi açık bir tezat vardır
Birtakım sorular var ki tarihleri çok eskiye dayanıyor Bu soru da onlardan biri Peygamber Efendimiz'e gelen, inançsız bir grup, 'Ya Muhammed, mahlukatı Allah yarattı? Allah'ı kim yarattı?' Diye sordular Bu soru üzerine Cebrail (as) cevap olarak, Allah'tan ihlâs suresini getirdi Bu sure ile şirkin bütün çeşitleri kökünden kesilip atılıyor, tevhidin bütün mertebeleri en güzel şeklide izah ve ispat ediliyordu
Allah Ehattir Zat ve mahiyeti varlıklara benzemekten, mekan ve zamandan, değişip başkalaşmaktan uzak olan tek ve yekta varlık odur O Samettir Bütün varlıklar, yaratılmasında ve yaşatılmasında, kısaca her hâl ve keyfiyetlerinde ona muhtaçtırlar, o ise hiçbir şeye muhtaç değildir
Allah doğmak ve doğrulmak gibi mahluklara ait sıfatlardan uzaktır Çünkü onun ne başlangıcı, ne de sonu vardır Evet o, vardı ve ondan başka hiçbir şey yoktu Ezelî ve ebedî olan Allah'ın bir başkasının tesiriyle vücuda geldiği nasıl düşünülebilir?
Onun eşi, benzeri, dengi yoktur Ne yaratıcılığında, ne idaresinde, ne terbiye ediciliğinde, ne de hakimiyetinde; ona denk olabilecek hiçbir mevcut düşünülemez Zerre kadar aklı olan kimse böyle bir zat hakkında, bu çelişkili sorunun sorulamayacağını bilir
Evet yaratıcı olan, yaratılan olamaz Kuvvet ve kudreti sonsuz olan, bir başkasının tesiriyle vücuda gelemez Başlangıcı olmayan, sonradan olamaz Kısaca hem yaratıcılığın sonsuz kemal sıfatlarıyla donatılmış, hem de mahluk olmanın gereği olarak sınırsız eksikliklere sahip bir konumda olamaz
Bir de konunun devirteselsül ile ilgili bir yönü vardır ki o da şudur Art arda bağlı hadiseler zincirinde mutlaka bir ilk halka olmalıdır ki diğer halkalar ona bağlı olsun Mesela, on beş vagonlu bir trende, her bir vagonu bir önceki vagon çeker Sonuçta iş, lokomotife dayandığında, 'Lokomotifi kim çekiyor?' diye sorulmaz Çekme gücü olan fakat çekilmeye ihtiyacı olmayan bir araç olmalı ki o da lokomotiftir tren sağlıklı olarak hareket edebilsin
Aynı şekilde, bir şekerin nasıl yapıldığını sorsak, bize cevaben, şeker fabrikasında yapıldığı söylenecektir Şeker fabrikasındaki aletlerin nerede yapıldığını sorduğumuzda onların da tezgahlardı gösterilecektir Neticede problem bir ilme, bir iradeye dayandırılmazsa, tezgahın da tezgahı sorulacak ve kısır döngüye düşülecektir
Bir er, emri onbaşıdan, o da yüzbaşıdan ve nihayet başkomutan da padişahtan alır Peki, padişah kimden emir alıyor, diye sorulmaz, zira o emir alan değil emir veren konumundadır Eğer birinden emir alacak olursa, o da emredilenler sınıfına girer ona emir veren kimse padişah olur
Buraya kadar yapılan açıklamalardan açıkça anlaşılıyor ki, bu kainatın varlığı, zatı, isimleri ve sıfatlarıyla ezelî olan bir yaratıcıya dayanmaktadır Böyle bir zatı kimin yarattığı sormak aklen mümkün değildir
Bu ve benzeri sorular Allah hakkındaki bilgi ve inanç yetersizliğinden kaynaklanıyor Allah, denildi mi ezelî ve ebedî olan, bütün sıfatları sonsuz kemalde bulunan Ehad ve Samed bir zat anlaşılır Böyle bir zat ise yaratılmaktan münezzehtir Zira yaratılan her şey hadistir (sonradan olmuştur), fanidir (varlığının bir sonu vardır) ve bütün sıfatları sınırlıdır Bu soruda mahluk sıfatlarının yaratıcıya isnat edilmesi gibi açık bir tezat vardır
Birtakım sorular var ki tarihleri çok eskiye dayanıyor Bu soru da onlardan biri Peygamber Efendimiz'e gelen, inançsız bir grup, 'Ya Muhammed, mahlukatı Allah yarattı? Allah'ı kim yarattı?' Diye sordular Bu soru üzerine Cebrail (as) cevap olarak, Allah'tan ihlâs suresini getirdi Bu sure ile şirkin bütün çeşitleri kökünden kesilip atılıyor, tevhidin bütün mertebeleri en güzel şeklide izah ve ispat ediliyordu
Allah Ehattir Zat ve mahiyeti varlıklara benzemekten, mekan ve zamandan, değişip başkalaşmaktan uzak olan tek ve yekta varlık odur O Samettir Bütün varlıklar, yaratılmasında ve yaşatılmasında, kısaca her hâl ve keyfiyetlerinde ona muhtaçtırlar, o ise hiçbir şeye muhtaç değildir
Allah doğmak ve doğrulmak gibi mahluklara ait sıfatlardan uzaktır Çünkü onun ne başlangıcı, ne de sonu vardır Evet o, vardı ve ondan başka hiçbir şey yoktu Ezelî ve ebedî olan Allah'ın bir başkasının tesiriyle vücuda geldiği nasıl düşünülebilir?
Onun eşi, benzeri, dengi yoktur Ne yaratıcılığında, ne idaresinde, ne terbiye ediciliğinde, ne de hakimiyetinde; ona denk olabilecek hiçbir mevcut düşünülemez Zerre kadar aklı olan kimse böyle bir zat hakkında, bu çelişkili sorunun sorulamayacağını bilir
Evet yaratıcı olan, yaratılan olamaz Kuvvet ve kudreti sonsuz olan, bir başkasının tesiriyle vücuda gelemez Başlangıcı olmayan, sonradan olamaz Kısaca hem yaratıcılığın sonsuz kemal sıfatlarıyla donatılmış, hem de mahluk olmanın gereği olarak sınırsız eksikliklere sahip bir konumda olamaz
Bir de konunun devirteselsül ile ilgili bir yönü vardır ki o da şudur Art arda bağlı hadiseler zincirinde mutlaka bir ilk halka olmalıdır ki diğer halkalar ona bağlı olsun Mesela, on beş vagonlu bir trende, her bir vagonu bir önceki vagon çeker Sonuçta iş, lokomotife dayandığında, 'Lokomotifi kim çekiyor?' diye sorulmaz Çekme gücü olan fakat çekilmeye ihtiyacı olmayan bir araç olmalı ki o da lokomotiftir tren sağlıklı olarak hareket edebilsin
Aynı şekilde, bir şekerin nasıl yapıldığını sorsak, bize cevaben, şeker fabrikasında yapıldığı söylenecektir Şeker fabrikasındaki aletlerin nerede yapıldığını sorduğumuzda onların da tezgahlardı gösterilecektir Neticede problem bir ilme, bir iradeye dayandırılmazsa, tezgahın da tezgahı sorulacak ve kısır döngüye düşülecektir
Bir er, emri onbaşıdan, o da yüzbaşıdan ve nihayet başkomutan da padişahtan alır Peki, padişah kimden emir alıyor, diye sorulmaz, zira o emir alan değil emir veren konumundadır Eğer birinden emir alacak olursa, o da emredilenler sınıfına girer ona emir veren kimse padişah olur
Buraya kadar yapılan açıklamalardan açıkça anlaşılıyor ki, bu kainatın varlığı, zatı, isimleri ve sıfatlarıyla ezelî olan bir yaratıcıya dayanmaktadır Böyle bir zatı kimin yarattığı sormak aklen mümkün değildir