Nefes alamıyorum!, Eyvah boğuluyorum!, Kalp krizi mi geçiriyorum?, Ruhum bedenimden ayrılıyor, çıldırıyorum! gibi ve daha birçok ifadeyi seanslarda çok sık duyuyorum. Günümüz şartlarında çalışmak, iş bulmak, okumak, çocuk yetiştirmek gibi yaşamımızda yerine getirmemiz gereken birçok sorumluluk var. Ancak bazen bu sorumluluklar olması gerekenden fazla kaygı yarattığı zaman ya da geçmişten getirdiğimiz duygusal yükler, biyolojik etkenler, travmatik deneyimler gibi bir çok faktör birleştiği zaman Panik Bozukluk yaşayabilmekteyiz.
Panik atak mı Panik Bozukluk mu?
Panik Bozukluk, kişinin tekrarlayıcı panik ataklar yaşadığı ve panik atak yaşayacak kaygısıyla davranışlarını uyumsal olmayan bir şekilde değiştirdiği bir bozukluktur. Burada toplum içerisinde genel olarak yanlış bilinen bir durumdan bahsetmek istiyorum. Panik atak kendi başına bir hastalık değil, bir hastalığın belirleyicisidir. Yaygın Anksiyete Bozukluğu, Obsesif Kompulsif Bozukluk, Özgül Fobi, Agorafobi gibi birçok hastalıkta panik atak görülebilmektedir.
Panik atak, aniden başlayan ve hızla şiddetlenen, çoğu zaman şiddetli bir tehlike hissi veya sonunun geldiği düşüncesinin eşlik ettiği belli bir başlangıcı ve sonu olan yoğun bir korku veya sıkıntı nöbetidir.
Panik Bozukluk’ta kişi tekrarlayıcı ve beklenmedik panik ataklar yaşamaktadır. Kişide aşağıdaki belirtilerden 4’ü veya fazlasının olduğu, dakikalar içerisinde en üst düzeye çıkan yoğun korku ve ya rahatsızlık ortaya çıkmaktadır:
-
Çarpıntı, kalp sıkışması, kalp hızında artma -
Ölüm korkusu -
Kontrolü kaybetme veya ‘’delirme’’ korkusu -
Kişinin kendine veya çevreye yabancılaşması, -
Deride karıncalanma, yanma, uyuşma hissi -
Terleme, -
Titreme veya sarsılma, -
Nefes darlığı veya boğulma hissi, -
Boğazda tıkanma hissi, -
Göğüs ağrısı veya rahatsızlığı, -
Bulantı ve karında rahatsızlık, -
Baş dönmesi, dengesizlik baygınlık hissi, -
Sıcak veya soğuk basması
Panik Bozuklukta, geçirilen panik atak sonucunda bu ataklarla ilgili bedensel belirtilerin felaketleştirilmesi (kalp atışlarının hızlanması-kalp krizi geçiriyorum gibi) ve yeni bir atak gelecek kaygısı sonucunda bir kısır döngüye girilmektedir. Kaygının aslında normal bedensel tepkiler ortaya çıkardığını fark etmek ve kabul etmek, panik atak yaşandığında nefes egzersizleri ve kas egzersizlerini kullanmak, meditasyon yapmak, haftalık düzenli egzersizler yapmak gibi bir çok yöntem Panik Bozuklukta kullanılmaktadır. Ancak bu süreçte uzmanla birlikte çalışmak, hem bu bozukluğun sebeplerini anlamak hem de bu bozuklukla baş etmek için en etkili yöntemdir. Bazı durumlarda psikoterapiyle birlikte ilaçlı tedaviler de önerilmektedir.