adanali
FD Üye
- Katılım
- Eki 20, 2019
- Mesajlar
- 2,792
- Etkileşim
- 0
- Puan
- 36
- Yaş
- 36
- Konum
- Adana
- Web sitesi
- bilgilihocam.com
- F-D Coin
- 69
Camileri Süslemek Caiz mi?
Fıkıh kitaplarında camileri süslemenin caiz olmadığına dair genel ve sınırları kesin olmayan bir anlatım vardır. Fakihlerimizin hareket noktaları şunlardır:
Kur'an-ı Kerim "Camileri ancak Allah’a ve ahiret gününe inanlar mamur ederler." (Tevbe, 9/18) der. Mamur etme hem imar ve inşayı, hem de şenlendirip doldurmayı, fonksiyonel kılmayı anlatır. Ayrıca camilerin süslenmesi, güzel kılınması ifadesi de mamur etme ifadesinden anlaşılabilir.
Hz. Peygamber (asm)'in mescidi sade idi. Basit kerpiç duvarlar, üzeri hurma lifleriyle örtülü idi. Süslü camiler yapmak peygamberi örneğe aykırıdır.
Oysa o zaman bundan başkasını yapma imkánı yoktu. Acilen yapılabilen bundan ibaretti. Hz. Peygamber (asm) mescidini öyle yapmakla beraber, daha mükemmelini ve süslüsünü yapmayı yasaklamamıştı. O zaman evler de böyleydi, ama şimdi kimse evlerin mükemmelliğini tartışmıyor.
Bir hadisi şerifte, " camileri süslemenin kıyametin yaklaştığını gösteren işaretlerden olduğu" (bk. Müsned, 3/134) söyleniyordu.
Oysa camilerin süslenmesinin kıyamet alameti olması, bunun caiz olmadığını anlatmaz. Kıyametin yaklaştığını gösteren her şey kötü değildir.
Bu malzemeden olsa olsa, makul bir gerekçe olmadıkça camileri süslemenin gereksiz ve biraz da hoş olmayan bir iş olduğu anlaşılabilir. Ama günümüzde olduğu gibi camilerin bir kimlik göstergesi olduğu zamanlarda son derecede estetik olmaları adeta bir gereklilik halini almıştır. Diğer yönden süsleyeceğiz diye camilerin rengárenk boyanmaları da bir süsleme değil, bir zevksizliğin göstergesi olmalıdır.
Mescidde namaza duranların görebileceği yerleri süslemek, yaldızlamak ve çeşitli tablolar asmak mekruhtur.
Cami yapımı için alınan paraların süslenmesi için kullanılması da mekruh görülmüştür. Süslemeleri kişiler ancak kendi malından yaptırırlar ya da parayı verene süslemede kullanılacağı söylenerek alınır.
Cami için toplanan paraların, süslemeler yerine cemaate ve çocuklarına hakikatleri öğretmede kullanılması daha iyidir. (bk. Prof. Dr. Faruk Beşer, Fetvalarla Çağdaş Hayat)
İbn Hacer el-Askalani, konuyu daha detaylı olarak ele almış ve İmam Azam Ebu Hanife'nin cami ve mescitleri süslemeye izin verdiğini belirterek özetle şöyle demiştir:
1. Camilerin süslenip güzelleştirilmesi namaz kılanı meşgul ediyor ise ittifakla mekruhtur.
2. Süsleme, öğünmek ve gösteriş için yapılıyor ise, bu da mekruhtur. Bırakın süslemeyi bu maksatla cami inşa etmek bile mekruhtur.
3. Camiyi sağlam yapma ve bu maksatla kireç gibi maddeler kullanmak bize göre caizdir, mekruh değildir. Buhari ve Müslim'in Osman b. Affan'dan rivayet ettikleri: "Her kim Allah için bir mescid inşa ederse, Allah da onun için Cennette bir köşk inşa eder." Hadis-i Şerifi ile yine Hz. Osman'ın hilafeti esnasında mescide yaptığı şeyler bu görüşümüze delildir. Ebu Davud'un rivayet ettiği "Ben mescidleri yükseltmekle emrolunmadım" mealindeki hadis, bu görüşümüze aykırı değildir. Çünkü burada yasağa delalet eden bir şey yoktur. Bir şeyle emrolunmamak, onun mekruh olmasını gerektirmez. İbn Abbas'ın "Vallahi siz yahudi ve hıristiyanların (kilise ve havralarını) süsledikleri gibi, mescidleri süsleyeceksiniz" (Ebu Davud, Salat 12) sözü ise, mevkuftur. Hükmen merfu olduğunu kabul etsek bile bu cemaati, meşgul edecek derecede mescidi nakışlama ve süslemeye hamledilir.
4. Mescidleri, halkın mallarını zorla alarak inşa etmek haramdır.
5. Vakıfın (cami inşası için olmayan) vakıf malı ile cami inşa ettirmesi de haramdır.
İbn Hacer'in bu sözlerinden ve Abdullah b. ez-Zübeyr'in Kabe-i Muazzama'yı inşa edip binasını yükseltmesinden, camileri sağlam ve yüksek yapmanın caiz olduğu hükmüne varmak mümkündür. (bk. Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları 2/203-204)
Fıkıh kitaplarında camileri süslemenin caiz olmadığına dair genel ve sınırları kesin olmayan bir anlatım vardır. Fakihlerimizin hareket noktaları şunlardır:
Kur'an-ı Kerim "Camileri ancak Allah’a ve ahiret gününe inanlar mamur ederler." (Tevbe, 9/18) der. Mamur etme hem imar ve inşayı, hem de şenlendirip doldurmayı, fonksiyonel kılmayı anlatır. Ayrıca camilerin süslenmesi, güzel kılınması ifadesi de mamur etme ifadesinden anlaşılabilir.
Hz. Peygamber (asm)'in mescidi sade idi. Basit kerpiç duvarlar, üzeri hurma lifleriyle örtülü idi. Süslü camiler yapmak peygamberi örneğe aykırıdır.
Oysa o zaman bundan başkasını yapma imkánı yoktu. Acilen yapılabilen bundan ibaretti. Hz. Peygamber (asm) mescidini öyle yapmakla beraber, daha mükemmelini ve süslüsünü yapmayı yasaklamamıştı. O zaman evler de böyleydi, ama şimdi kimse evlerin mükemmelliğini tartışmıyor.
Bir hadisi şerifte, " camileri süslemenin kıyametin yaklaştığını gösteren işaretlerden olduğu" (bk. Müsned, 3/134) söyleniyordu.
Oysa camilerin süslenmesinin kıyamet alameti olması, bunun caiz olmadığını anlatmaz. Kıyametin yaklaştığını gösteren her şey kötü değildir.
Bu malzemeden olsa olsa, makul bir gerekçe olmadıkça camileri süslemenin gereksiz ve biraz da hoş olmayan bir iş olduğu anlaşılabilir. Ama günümüzde olduğu gibi camilerin bir kimlik göstergesi olduğu zamanlarda son derecede estetik olmaları adeta bir gereklilik halini almıştır. Diğer yönden süsleyeceğiz diye camilerin rengárenk boyanmaları da bir süsleme değil, bir zevksizliğin göstergesi olmalıdır.
Mescidde namaza duranların görebileceği yerleri süslemek, yaldızlamak ve çeşitli tablolar asmak mekruhtur.
Cami yapımı için alınan paraların süslenmesi için kullanılması da mekruh görülmüştür. Süslemeleri kişiler ancak kendi malından yaptırırlar ya da parayı verene süslemede kullanılacağı söylenerek alınır.
Cami için toplanan paraların, süslemeler yerine cemaate ve çocuklarına hakikatleri öğretmede kullanılması daha iyidir. (bk. Prof. Dr. Faruk Beşer, Fetvalarla Çağdaş Hayat)
İbn Hacer el-Askalani, konuyu daha detaylı olarak ele almış ve İmam Azam Ebu Hanife'nin cami ve mescitleri süslemeye izin verdiğini belirterek özetle şöyle demiştir:
1. Camilerin süslenip güzelleştirilmesi namaz kılanı meşgul ediyor ise ittifakla mekruhtur.
2. Süsleme, öğünmek ve gösteriş için yapılıyor ise, bu da mekruhtur. Bırakın süslemeyi bu maksatla cami inşa etmek bile mekruhtur.
3. Camiyi sağlam yapma ve bu maksatla kireç gibi maddeler kullanmak bize göre caizdir, mekruh değildir. Buhari ve Müslim'in Osman b. Affan'dan rivayet ettikleri: "Her kim Allah için bir mescid inşa ederse, Allah da onun için Cennette bir köşk inşa eder." Hadis-i Şerifi ile yine Hz. Osman'ın hilafeti esnasında mescide yaptığı şeyler bu görüşümüze delildir. Ebu Davud'un rivayet ettiği "Ben mescidleri yükseltmekle emrolunmadım" mealindeki hadis, bu görüşümüze aykırı değildir. Çünkü burada yasağa delalet eden bir şey yoktur. Bir şeyle emrolunmamak, onun mekruh olmasını gerektirmez. İbn Abbas'ın "Vallahi siz yahudi ve hıristiyanların (kilise ve havralarını) süsledikleri gibi, mescidleri süsleyeceksiniz" (Ebu Davud, Salat 12) sözü ise, mevkuftur. Hükmen merfu olduğunu kabul etsek bile bu cemaati, meşgul edecek derecede mescidi nakışlama ve süslemeye hamledilir.
4. Mescidleri, halkın mallarını zorla alarak inşa etmek haramdır.
5. Vakıfın (cami inşası için olmayan) vakıf malı ile cami inşa ettirmesi de haramdır.
İbn Hacer'in bu sözlerinden ve Abdullah b. ez-Zübeyr'in Kabe-i Muazzama'yı inşa edip binasını yükseltmesinden, camileri sağlam ve yüksek yapmanın caiz olduğu hükmüne varmak mümkündür. (bk. Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları 2/203-204)