Can Dostu

Günün birinde askerde biri çok zengin biri ise çok fakir aradan günler geçer ve bunlar arkadaş olur birbirlerine söz verirler ne olursa olsun katiyen ayrılmıycaklar Gün kazanç ve askerlikleri biter ayrılık zamanı gelir Biri şehire biri ise köyüne geri döner lakin her zaman görüşürler Bir gün fakir olan gencin düğünü olur ve zengin olan arkadaşınıda çağrır Arkadaşı gelir ve düğünü olucağı gün fakir olana derki; kardeşim ben seni alıcağın kızı çok beğendim bunu bana verirmisin der ve fakşir olan gençte şaşırır fakat arkadaşı can dostu olduğu için al kardeşim senden kıymetlimi der fakat içi içine yer ve çocuk kızı da köyden alıp şehre gider Aradan aylar geçer ve fakir olan gencin anası ve babası ölür Durumu daha da kötüye gitmeye başlar ve bir gün düşünürken benim bi can dostum var o bana yardım eder deyip köyden çıkıp can dostunun yanında gider Gider ama evinde bulamaz uşağa sorar nerde diye uşak işi için şehir halkı dışına çıktığını söyler Günlerce gidip gelir lakin evde bulamaz bir gün evin bahçesinin civarda dolaşırken can dostunun camda arkasının dönük bi şekilde orda olduğunu görür ve dünyası başına yıkılır çok sevdiği can dostu onu evine almamış ve kedini yok dedirtmiştir Günlerce gözü yaşlı fakir genç yolda birgün yürürken karşıdan gelen yaşlı bir adamın yolda düşüp bayıldığını görür anında koşar Adamı kaldırır hasteneye götürür ve adam bu yoksul genci çok sever ve derki; hey genç benimle yaşarmısın benim oğlum değil benim manevi evladım ol der ve çocukta kabul eder Adam çok zengindir günün birinde gencin manevi babası ölüm eder ve tüm servetini bu gence bırakır ve bundan böyle genç için can dostunndan intikam zamanıdır ve kendine büyük bir köşk alır Bu köşkte can dostunun evinin karşısındadır ve partiler vermeye başlar günün birinde sabahleyin erken saatlerde zil çalar ve kapıyı açar aleyhinde ihtiyar yoksul bir kadın dilenci çıkar ve derki olum yatacak yerim değil günlerdir açım biraz yiyecek bişeyler istiyorum der Genç derhal kadını içeri alır ve karnını doyurur ve ihtiyar kadına derki benim annem değil bana bakıcak biride değil benimle yaşarmısın der ve bayan kabul eder genç ihtiyar kadına anne demeye başlar günler aylar geçer ve günün birinde annesi gence olum artık yaşın geldi sana bir kız bulalım der gençte sen nasıl istersen anne der ve annesinden kız bulmasını ister Günler sonra annesi gence kız bulduğunu syöler ve kızı eve misafir etme eder genç kız eve gelir ve genç delikanlı şaşırır kalır Çünkü kız dünyalar dek güzeldir ve anında evlenmek ister düğün hazırlıkları başlar ve nikah günü kazanç çatar davetliler aralarında eski can dostu vardır ve davetliler gelmeye başlar düğünün ortasında evlenen genç düğünü durdurur ve mikrofonu eline alır ve başlar anlatmaya derki benim bi can dostum vardı benim için canını vereceğini sölüyodu ama yapmadı benim en güzel günümde evleneceğim gün baş davetlim olarak geldi ve düğün günü benim evleneceğim kızı beğendiğini söleyip benden istedi ve bende verdim daha sonra ben çok fakirdim yiyecek ekmeğim bile yoktu bende kalktım candostum bana yardım eder diye onun yanında gittim fakat beni evine almadı Yüzüme bile bakmadı der emrindeki davetliler hayretler içinde kalır ve kim bu olağan insan diye söylenmeye başlarlar ve en sonunda gencin can dostu dayanamayarak sahneye çıkar ve gencin elinden mikrofonu alır ve başlar anlatmaya; evet o bayağı insan benim fakat bunları neden yaptığımı kimse bilmiyor der ve anlatır benim can dostumun köyde evleniceğı kız kötü bir kızdı ve ben onu tanıyodum aldım ve şehirde onu özgür bıraktım can dostum lekelenmesin diye sonradan onu niye eve almadığımı söyleyeym; benim can dostum çok haysiyetli olduğu için onu evime almadım ona para vermedim çünkü o bunu kabul etmezdi bende ona kendi öz babamı gönderdim o kurtardığı yaşlı adam benim öz babamdı Babam öldü ve bütün mirasını can dostuma bıraktı der ve can dostumun anneside yoktu bakıcak kimsesi yoktu ve ben ona kendi annemi gönderdim der ona bakması için ve son olarak şu masada oturan dünyalar güzeli kız benim öz kız kardeşimdir onuda evlenmesi için ben gönderdim der ve salonda gözyaşları sel olup gider ve iki can dostu birbirlerine sarılarak mutluluk tablosu çizerler unutmayınki hayatta yalnızca birtane ama birtane dostunuz olsun fakat böylesi olsun *