iltasyazilim
FD Üye
Şehitler;Allah'tan şunu isteyecekler:
Rabbimiz bizi tekrar dünyaya gönder ve senin uğrunda bir kere daha
şehit olalım (Hadisi şerif)
Allah yolunda şehit olanlara ölülerdemeyinBilakis onlar diridirler
Fakat siz anlayamazsınız(Bakara suresi)
Bir Fransız Doktorundan;
İkinci Kirte savaşı sona erdikten sonra ölüler yığınlar halindeydi
Yaralıların feryatları yürekleri parçalıyorduBir karavana bulup yaralılara su
vermeye çalışıyor fakat her biri bir iki yudum içtikten sonra geri çeviriyor ve
arkadaşına verilmesini istiyorduBazen yetiştiremiyor ve geriye geldiğimiz
zaman kendisi de ölmüş oluyordu
ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE
Şu Boğaz Harbi nedir ? Var mı ki dünyada eşi ?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi,
Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya,
Sarılır, indirilir mevkii müstahkemler,
Beşerir azmini tevkîf edemez sunu beşer;
Bu gögüslerse Hüdâ'nın ebedî serhaddi;
O benim sunu bedîim, onu çiğnetme!dedi
Ne hayâsızca tahaşşüt ki ufuklar kapalı!
Nerde gösterdiği vahşetle bu, bir Avrupalı
Dediriryırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yahut kafesi!
ÂSIM'ın nesli diyordum ya Nesilmiş gerçek;
İşte çiğnetmedi nâmûsunu, çiğnetmeyecek,
Şühedâ gövdesi, baksan a, dağlar, taşlar
O, rükû olmasa dünyâda eğilmez başlar,
Eski Dünya, Yeni Dünya, bütün akvâmı beşer,
Kaynıyor kum gibi Mahşer mi, hakikat mahşer,
Yedi iklimi cihanın duruyor karşında;
Ostralya'yla beraber bakıyorsun Kanada!
Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor;
BİR HİLÂL uğruna, yâ Rab, ne GÜNEŞLER batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer
Çehreler başka, lisanlar, deriler, rengârenk
Sâde bir hadise var ortada: Vahşetler denk
Kimi Hindû, kimi Yamyam, kimi bilmem ne belâ
Hani tâûna da züldür bu rezil istîlâ
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor TEVHÎDİ
BEDR'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi
Sana dar gelmiyecek makberi kimler kazsın?
Gömelim gel seni târîhe!desem, sığmazsın
Ah o yirminci asır yok mu, o mahlûku asil
Ne kadar gözdesi mevcûd ise hakkıyla sefil,
Kustu Mehmed'ciğin aylarca durup karşısına;
Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına
Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb
Seni ancak ebediyyetler eder istiâb
Bu, taşındırdiyerek KÂBE'yi diksem başına;
Rûhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;
Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz
Medeniyet denilen *****, hakikat, yüzsüz
Sonra mel'undaki tahribe müvekkel esbâb,
Öyle müthiş ki: eder her bir mülkü harab
Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ nâmiyle,
Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmiyle,
Ebri nîsânı açık türbene çatsam da tavan,
Yedi kandilli Süreyyâ'yı uzatsam oradan;
Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a'mâkı:
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin
Sen bu âvîzenin altında, bürünmüş kanına,
Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,
Türbedârın gibi tâ haşre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile âvizeni lebriz etsem;
Yerin altında cehennem gibi binlerce lâğam;
Atılan her lâğımın yaktığı yüzlerce adam
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer;
O ne müthiş tipidir: savrulur enkaazı beşer
Tüllenen mağribi, akşamları, sarsam yarana
Yine birşey yapabildim diyemem hâtırana
Sen ki, son ehli salîbin kırarak savletini;
Şarkın en sevgili sultânı SELÂHADDÎN'i,
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak;
Boşanır sırtlara, vadîlere sağnak sağnak
Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller
Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller
KILIÇ ARSLAN gibi iclâline ettin hayran
Sen ki, İslâmı kuşatmış, boğuyorken husran;
O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki rûhunla berâber gezer ecrâmı adın;
Veriyor yangını, durmuş da açık sînelere,
Sürü halinde gezerken sayısız tayyâre
Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdîde güler!
Sen ki a'sâra gömülsen taşacaksın Heyhât!
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihat
Ey şehid oğlu, isteme benden makber,
Sana âğûşunu açmış duruyor PEYGAMBER
Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal'a mı göğsündeki kat kat iman?
Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrından râm?
Çünkü te'sisi ilâhî o metîn istihkâm
Mehmed AKİF ERSOY
ruhlarına bir fatiha çokmu !!!
Rabbimiz bizi tekrar dünyaya gönder ve senin uğrunda bir kere daha
şehit olalım (Hadisi şerif)
Allah yolunda şehit olanlara ölülerdemeyinBilakis onlar diridirler
Fakat siz anlayamazsınız(Bakara suresi)
Bir Fransız Doktorundan;
İkinci Kirte savaşı sona erdikten sonra ölüler yığınlar halindeydi
Yaralıların feryatları yürekleri parçalıyorduBir karavana bulup yaralılara su
vermeye çalışıyor fakat her biri bir iki yudum içtikten sonra geri çeviriyor ve
arkadaşına verilmesini istiyorduBazen yetiştiremiyor ve geriye geldiğimiz
zaman kendisi de ölmüş oluyordu
ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE
Şu Boğaz Harbi nedir ? Var mı ki dünyada eşi ?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi,
Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya,
Sarılır, indirilir mevkii müstahkemler,
Beşerir azmini tevkîf edemez sunu beşer;
Bu gögüslerse Hüdâ'nın ebedî serhaddi;
O benim sunu bedîim, onu çiğnetme!dedi
Ne hayâsızca tahaşşüt ki ufuklar kapalı!
Nerde gösterdiği vahşetle bu, bir Avrupalı
Dediriryırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yahut kafesi!
ÂSIM'ın nesli diyordum ya Nesilmiş gerçek;
İşte çiğnetmedi nâmûsunu, çiğnetmeyecek,
Şühedâ gövdesi, baksan a, dağlar, taşlar
O, rükû olmasa dünyâda eğilmez başlar,
Eski Dünya, Yeni Dünya, bütün akvâmı beşer,
Kaynıyor kum gibi Mahşer mi, hakikat mahşer,
Yedi iklimi cihanın duruyor karşında;
Ostralya'yla beraber bakıyorsun Kanada!
Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor;
BİR HİLÂL uğruna, yâ Rab, ne GÜNEŞLER batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer
Çehreler başka, lisanlar, deriler, rengârenk
Sâde bir hadise var ortada: Vahşetler denk
Kimi Hindû, kimi Yamyam, kimi bilmem ne belâ
Hani tâûna da züldür bu rezil istîlâ
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor TEVHÎDİ
BEDR'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi
Sana dar gelmiyecek makberi kimler kazsın?
Gömelim gel seni târîhe!desem, sığmazsın
Ah o yirminci asır yok mu, o mahlûku asil
Ne kadar gözdesi mevcûd ise hakkıyla sefil,
Kustu Mehmed'ciğin aylarca durup karşısına;
Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına
Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb
Seni ancak ebediyyetler eder istiâb
Bu, taşındırdiyerek KÂBE'yi diksem başına;
Rûhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;
Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz
Medeniyet denilen *****, hakikat, yüzsüz
Sonra mel'undaki tahribe müvekkel esbâb,
Öyle müthiş ki: eder her bir mülkü harab
Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ nâmiyle,
Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmiyle,
Ebri nîsânı açık türbene çatsam da tavan,
Yedi kandilli Süreyyâ'yı uzatsam oradan;
Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a'mâkı:
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin
Sen bu âvîzenin altında, bürünmüş kanına,
Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,
Türbedârın gibi tâ haşre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile âvizeni lebriz etsem;
Yerin altında cehennem gibi binlerce lâğam;
Atılan her lâğımın yaktığı yüzlerce adam
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer;
O ne müthiş tipidir: savrulur enkaazı beşer
Tüllenen mağribi, akşamları, sarsam yarana
Yine birşey yapabildim diyemem hâtırana
Sen ki, son ehli salîbin kırarak savletini;
Şarkın en sevgili sultânı SELÂHADDÎN'i,
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak;
Boşanır sırtlara, vadîlere sağnak sağnak
Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller
Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller
KILIÇ ARSLAN gibi iclâline ettin hayran
Sen ki, İslâmı kuşatmış, boğuyorken husran;
O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki rûhunla berâber gezer ecrâmı adın;
Veriyor yangını, durmuş da açık sînelere,
Sürü halinde gezerken sayısız tayyâre
Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdîde güler!
Sen ki a'sâra gömülsen taşacaksın Heyhât!
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihat
Ey şehid oğlu, isteme benden makber,
Sana âğûşunu açmış duruyor PEYGAMBER
Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal'a mı göğsündeki kat kat iman?
Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrından râm?
Çünkü te'sisi ilâhî o metîn istihkâm
Mehmed AKİF ERSOY
ruhlarına bir fatiha çokmu !!!