Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Çanakkale Zaferi İle İlgili Tiyatrolar

Çanakkale Zaferi İle İlgili Tiyatrolar

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
Çanakkale Zaferiyle ilgili Tiyatrolar
Çanakkale savaşıyla ilgili tiyatro metni


(Sahnede bir hasta, yatağında yatmaktadır Sahne loştur Dış ses açıklamayı okur Bir sure sonar sahneye doctor girer)
DIŞ SES: Burada canlandırılan durum, İstanbul Tıp Fakültesi'nden mezun olup uzmanlaşma gerçekleştirmek üzere ABD'ye dışarı giden hekim Ömer Muşluoğlu ’nun, Amerika ’da, ödev yaptığı hastahanede başından geçen bir olaydır YIL1957 YER, AMERİKA NİYORK HASTANESİ Hastanede atama yapan bir Türk doctor, kan elde etmek üzere yaşlı bir hastanın kolunu açmasını ister Ihtiyar hasta kolunu sıyırınca doctor, hayretle bakakalır Çünkü bu kolda Türk bayrağı dövmesi vardır
HEKIMsahneye girer, neşelidir)Ooooooooo Mr Josef Miller idi What are you this day ?
ANZAKLI ÖMER :Tenk you doctor,I ’m ill, I ’m bed, very ill (Hekim,Anzaklı Ömer ’in kolunu iğne yapmak için açınca Türk bayrağı dövmesini görür Dövmeyi seyircilerin göreceği şekilde işaret ederek şaşırma ifadesi göstererek bağırır)
HEKIM :OOOOOOOOOOO my god, what is this ? Are you Turk ?
ANZAKLI ÖMER : No no I ’m austuralya Which guesçin ?
HEKIM :Because I ’m Turk
(hasta adam, Türk sözünü duyunca fazla heyecanlanır Ayağa kalkmak ister Türkçe konuşmaya başlayarak doktora sarılır)
ANZAKLI ÖMER :Olamaz, olamaz ! Demek Türksün ha İnanamıyorum, yıllar daha sonra yine Bir Türkle karşılaşıyorum
HEKIM ŞAŞKINLIKLA)Mr Josef, siz Türkçe biliyorsunuz, afedersiniz, nerede öğrendiniz Türkçeyi, merak ettim açıkçası Peki bu kolunuzdaki Türk bayrağı nedir
ANZAKLI ÖMER :Bak anlatayım evlat (seyirciye bakarak derin bir iç geçirdikten sonradan anlatmaya başlar Doktor da sandalyeye oturur, dikkatle dinler)
“Yıl 1915 Sen hatırlamazsın o yılları Çanakkale diye bir yer var Türkiye'de, orada savaşmak üzere bütün Hıristiyan devletlerden asker topluyorlardı Ben Anzak'tım Avustralya Anzaklarından İngilizler, bizi toplayıp dediler ancak: Kaba Türkler Hıristiyan dünyasını yakıp yıkacaklar Tüm dünya o barbarlara karşı cephe açmış durumda Birlik olup üzerlerine gideceğiz Bu savaş fazla önemlidir Biz de inandık sözlerine vaadetlerine Savaşmak isteyenler arasına katıldık
“Bizim beynimizi yıkayan ingilizler, Türklere karşısında topladığı askerlerin tamamını Çanakkale'ye sevkediyorlarmış Bizi gemilere doldurup Mısır'a getirdiler o süre Mısır'da az çok birkaç ay talim gördük atış yapma Ondan sonra da bizi alıp Çanakkale'ye getirdiler Savaşın şiddetini ben birincil orada gördüm Öyle oysa denize düşen gülleler suları metrelerce yukarı fışkırtıyor(eliyle havada kavis çizer), gökyüzünde havai fişekler, geceyi gündüze çeviriyordu zaman zaman Her taaruzunda bizden de Türklerden de yüzlerce insan hayatının baharında can veriyordu Ama biz Türklerdeki gayret ve cesareti uzak gördükçe şaşırıyorduk Teknolojik yönünden fazla fazla üstün olduğumuz gibi sayı bakımından da fazlaydık Peki onlara bu yiğitlik ve kuvveti veren şey neydi? Ilk başlarda zannediyordum ama İngilizlerin bize anlattığı gibi, Türkler barbarlıktan böyle saldırıyorlar Meğer barbarlıktan yok, kalplerind oysa vatan sevgisinden kaynaklanıyormuş Bunu nereden anladığımı söyleyeyim Biz karaya çıktık Taarruz edemiyoruz Bizi püskürtüyorlar Yeniden taaruz ediyoruz Bizi bitmiş püskürtüyorlar Yeniden taaruz ediyoruz Derken böyle bir taarruzda başımdan yediğim bir di pcik darbesiyle kendimden geçmişim “Gözlerimi açtığımda kendimin tanıdık olmayan insanların arasında gördüm Nasıl korktuğumu anlatamam Çünkü İngilizler bize Türkleri barbar, kaba kimseler olarak tanıttı ya
HEKIMemek bizimkilere esir düştünüz ha Vay be , eeeeee sonra ne oldu?
ANZAKLI ÖMER: Baktım ama yaralarımı sarmışlar Bana hiç de coşmuş bakmıyorlar Kendime geldim iyice bu defa çantalarında yer alan yiyeceklerden ikram ettiler bana İyi biliyorum ki onların yiyecekleri çok fazla azdı Bu haldeyken bile kendileri yemeyip bana ikram ediyorlardı Şoke oldum açıkçası Dedim fakat kendi kendime: Bu adamlar isteseler şu anda beni öldürürler Ama öldürmüyorlar Halbuki beni cephenin gerisine götürdüler Biz esirlere davetli gibi davranıyorlardı Bu duygularla Yazıklar olsun banadedimBöyle asil insanlarla niye ben savaşıyorum Niye savaşmaya gelmişim Bu ingiliz milleti ne yalancıymış ne kadar Türk düşmanıymışdiyerek pişman oldum Fakat bu pişmanlığım fayda etmiyor oysa Bu iyiliğe karşısında ne yapsam diye düşündüm durdum günlerce Nihayet bizi özgür bıraktılar Memleketime döndüm işte memlekette Türk milletini ömür boyu unutmamak için koluma bu dövme Türk bayrağını yaptırdım Bu bayrağın sebebi bu işte
DOKTOR:Vay be mr Josef, beni de fazla duygulandırdınız ya Ayrıca biliyor musunuz benim dedem, bu bahsettiğiniz Çanakkale savaşında şehit olmuş
ANZAKLI ÖMER:Tanrı günahlarını affetsin Talihin cilvesine bakın fakat o süre vefat etmek üzere iken yaralarımı iyileştirerek, sıhhate kavuşmama uğraş sarf eden Türkler idi Acilen de Amerika gibi bir yerde yıllar sonra beni iyileştirmeye mücadele sarf eden yine bir Türk Ne ilginç değil mi? Avustralya 'dan Amerika'ya gelirken bir Türkle karşılaşacağımı hiç varsayım etmezdim Size minnettarım Siz Türkler gerçekten çok yufka yürekli insanlarsınız Bizi daima kandırmışlar Buna bütün kalbimle inanıyorum Sizin adınız neydi?
HEKIM:Ömer, efendim
ANZAKLI ÖMER:Neden bu ismi vermişler size?
DOKTOR:Biz müslümanların ikinci halifesinin ismi efendim
ANZAKLI ÖMERoktor Bey, size bir şey açıklayacağım Benim adım şimdiye değin Josep idi Bundan daha sonra sizin adınızı alıyorum İsmim bundan daha sonra Anzaklı ömer olacak
HEKIM:Fazla sevindim açıkçası Bundan daha sonra ben de size Ömer Amca diyeyim
ANZAKLI ÖMER: Hekim beni Müslüman eder misin?
DOKTOR: Tabii benim için şereftir
ANZAKLI ÖMER: Müslüman edinmek zorlama mu ?
DOKTOR: Hayır Ömer Amca, çok kolay Buyurun birlikte şehadet getirelim Söylediklerimi yeniden edin
(hekim şehadet getirir, anzaklı gözyaşları içerisinde bitmiş eder, şehvetli bir ortam oluşur)
ANZAKLI ÖMER:Ne olur arada bir gel İslam ’ı anlat bana Ha bundan başka tesbih getir Ben de sürüklemek istiyorum
HEKIM:Buyurun, benimkini vereyim(cebinden çıkardığı tespihi Anzaklıya verir)
ANZAKLI ÖMER: Beni tutsak bölge dedeleriniz aralıksız ellerinde tespih çekiyorlardı (HEYECANLANIR) Bizim üzerimize saldırırken de (bağırarak söyler) “Allah Allah… diye bağırıyorlardı Bu laf bizim üzerimizde bomba etkisi yapardı Kalplerindeki iman gözlerine yansıyordu “Allah ve Muhammet kelimeleri için canlarını veriyorlardı (üzücü bir ses tonuyla anlatmaya devam eder) Zavallıların, ne gıda ekmekleri ne de sırtlarında dürüst doğru elbiseleri vardı Düşmanımız oldukları halde onların bu durumlarına acıyorduk iyi oysa onlara esir düşmüşüm Onları tanıdıktan sonradan dininize kalbim ısındı Yıllar yılı Müslüman olmayı düşündüm Şans bu anaymış (eliyle seyircileri muhabere ederek bağırır): “sizler, o şerefli, o kahraman, o insanlık abidesi insanların torunusunuz(diyerek bir ah çektikten sonra yere yığılır)
HEKIM:Ömer Amca, Ömer Amcaaaaaaaa Ambulans sirenleri çalmaya başlar Sahneye üç beş kişi, güya hastaya müdahale için girerler Işıklar kapatılır, sahnedekiler, sahne malzemelerini, hasta yatağını vb alarak sahneden çıkarlar Oyun sona erer ) *
 
858,475Konular
981,251Mesajlar
29,551Kullanıcılar
Üst Alt