iltasyazilim
FD Üye
Çanakkale Zaferinin Tarihi Nedir,
Çanakkale Zaferinin Tarihi;
Çanakkale Savaşı, I Dünya Savaşı esnasında 19151916 yılları aralarında Gelibolu Yarımadası'nda Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri aralarında yapılan deniz ve kara muharebeleridir9 İtilaf Devletleri; Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti konumundaki İstanbul'u alarak İstanbul ve Çanakkale boğazların kontrolünü ele geçirmek, Rusya'yla tehlikesiz bir tarımsal ve askeri ticaret yolu açılmak, Alman müttefiklerinden birini savaş dışı bırakarak İttifak Devletlerini zayıflatmak amaçları ile ilk gaye olarak Çanakkale Boğazı'na girmişlerdir Oysa saldırıları başarısız olmuş ve geri çekilmek zorunda kalmışlardır Savaş sonucundan iki taraf da çok ağır kayıplar vermiştir
Çanakkale Cephesi ’nin deniz harekatı (Boğaz ’ın zorlanması), şüphesiz basmakalıp bir askeri harekat, ya da muharebe olayı değildir Boğazlar, konumu ve tarihi önemi itibariyle, İstanbul Karadeniz kapısı, Çanakkale de Ege Denizi kapısı olarak, geçmişte taşıdıkları ve çağımızda taşımakta oldukları stratejik ağırlık ve layık açısından daima birlikte mütalaa edilmiş ve edilmektedir
Her iki boğaz, klasik ve gizli çerçevede sadece Akdeniz ’i Karadeniz ’e, Avrupa ’yı Asya ’ya bağlayan su geçitleri veya köprüler yok, Akdeniz ’in öbür manâlı su geçitlerinden Cebelitarık ve Süveyş kanalı ile de bütünleşerek, dünyanın büyük denizlerini (Atlas ve Hint okyanusu gibi) ve büyük kıta kara parçalarını birbirine bağlayan, daha geniş anlamdaki jeopolitik konumuyla, dünya siyaset ve iktisadiyatı üstüne olan etkilerini bu gün de korumaktadır Bu nedenlerledir fakat, Türk Boğazları, uluslararası ilişkilere istikamet vermede daima odak noktası olmuşlardır
Gerçekten tarihin eski dönemlerinden beri ön planda, Avrupa ve Asya ülkeleri arasında başlamış olan hesaplı, ticari ve siyasi ilişkilerle, askeri hareketler, durmadan Boğazlar bölgesinde akım etmiştir Başka bir deyişle Boğazlar, dünyanın diğer parçalarında öyle görülmemiş ardı arkası kesilmeyen mücadelelere sahne olmuştur
Boğazların tarihin akışı içindeki stratejik durumu ve jeopolitik konumuyla ilgili yukarıdaki kısa açıklamaların ışığı aşağıda, Çanakkale Muharebelerinin sonuçları üzerindeki değerlendirmeler, kuşkusuz daha bir önem ve kasıt taşıyacaktır Böylesine bir değerlendirmenin daha realist ve dinç olabilmesi ise, büyük devletlerin Türk Boğazları üzerindeki milli emellerine özetle da olsa, bir göz atılmasını gerektirir
Birinci Dünya Harbi öncesinin başlıca büyük devletlerinden Almanya ’nın, “Drang Nach Osten (doğuya dürüst) politikası, Rusya ’nın ılık denizlere varmak emelleri; İngiltere ’nin, “denizlere hakim olan dünyaya egemen olur teorisine dayanarak, özellikle XIX yüzyıldan bu yandan güttüğü Rusya ’nın Akdeniz ’e çıkmasını engelleme siyaseti, hep Türk boğazlarında düğümlenmektedir
Boğazların bu ağız dalaşı götürmez önemi konusunda Napolyon “İstanbul bir anahtardır Istanbul ’a hakim olan dünyaya hükmedecektir Eğer Rusya, Çanakkale Boğazı ’nı ele geçirecek olursa, Tulon, Napoli ve Korfu kapılarına dayanmış olacaktır 431) demekle, Fransa ’nın Boğazlar üzerindeki duyarlılığını açık seçik ortaya koymuş olmaktadır
Rusya ’nın görüşüyse, Genelkurmay Başkanı Kropatki ’nin bir raporunda; XX yüzyılda Rusya ’nın en kayda değer işinin, Istanbul Boğazı ’nı fethetmek olduğuna işaretle, Osmanlı Devleti ’ni, Boğazı Rusya ’ya bırakmaya hazırlamalı ve Almanya ile uzlaşma yapmalıdır şeklinde ifadesini bulmaktadır
Büyük devletlerin Boğazlar üzerindeki özetle açıklanan bu emelleri, onları kendi aralarında da sıcacık birtakım mücadelelere yöneltmiştir
Nitekim, Rus Dışişleri Bakanı Sazanof, Çar tarafından da onaylanan bir raporunda; “Boğazların enerjik bir devletin eline geçmesi, tüm Güney Rusya ’nın idareli hayatının, o devletin egemenliği altına girmesidir demekte ve bu durumun önlenmesi için, Istanbul ’un alınmasını önermektedir
öte yandan Kasım 1911 ’de Rusya ’nın, Osmanlı Hükümeti ’ne Boğazlar üzerindeki istekleriyle ilgili bir notasından farkında olan edilen Ingiltere ve Fransa, Rus isteklerini reddetmişlerdir
Hem Rusya ’nın bu ve buna aynı çeşitli tarihlerdeki yinelenen daha birçok özlem ve baskılarının birbirini izlemesi, Osmanlı Devleti ’nin Birinci Dünya Savaşı ’nda Merkez Devletleri safına kaymasında büyük bir faktör olmuştu
Işte Boğazlar üzerindeki bu rahat çıkar çatışmalarıdır oysa, Ingiliz ve Fransızlar ’ı Istanbul ’u almaya ve Ruslar ’dan önce Karadeniz Boğazı ’na el atmaya yöneltmiş ve Çanakkale Cephesi ’nin açılmasında esas etken olmuşturRuslara silah ve malzeme yardımı sorunuysa, savaşın yalnızca görünüşteki nedenini oluşturmuştur
Böylece büyük devletlerin Türk Boğazları üzerindeki tarihi emellerini ortaya koyarken, bu devletlerden Ingiltere ’nin bu cephenin açılmasında birinci derecede etkin rol aldığını da maddeler halinde sıralamak dürüst olurNitekim Ingiliz Donanma Bakanı Churchill, cephenin açılmasında büyük çaba göstermiş ve etkin olmuşturDoğrusu o, bu cephenin açılmasının baş mimari olmuş, Türklerin askeri gücünü ciddiye almamış, olayı kolay ve sadece “sınırlı bir cezalandırma hareketi olarak görmüştü En dinç ve modern silahlarla donatılmış zırhlılarının Boğaz ’da görünüvermesiyle, Türklerin direnmekten vazgeçeceğini sanmıştı
Kuşkusuz bu büyük bir yanılgıydı Ingilizler, Çanakkale ’deki Türk savunmasını ve askerini sadece matematiksel ölçülere vurup, onun yüksek manevi gücünü görmezlikten gelerek, büyük bir hesap hatasına düştüler ve sonunda, önce denizde, sonradan da karada hiç de beklemedikleri amansız cevabı aldılarBöylece onlar, zaferi Boğaz ’da, Türk top ve mayınlarına, karada Türk süngüsüne bırakarak çekilip gittiler
Anlaşma Devletleri ’nin Çanakkale serüveni bu suretle noktalandıktan sonradan, yukarıdaki açıklamaların ışığı aşağıda, Türkiye ve uluslararası politika ve diplomasi tarihi açısından ortaya koyduğu kayda değer sonuçları da şöylece özetlemek olası olur *
Çanakkale Zaferinin Tarihi;
Çanakkale Savaşı, I Dünya Savaşı esnasında 19151916 yılları aralarında Gelibolu Yarımadası'nda Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri aralarında yapılan deniz ve kara muharebeleridir9 İtilaf Devletleri; Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti konumundaki İstanbul'u alarak İstanbul ve Çanakkale boğazların kontrolünü ele geçirmek, Rusya'yla tehlikesiz bir tarımsal ve askeri ticaret yolu açılmak, Alman müttefiklerinden birini savaş dışı bırakarak İttifak Devletlerini zayıflatmak amaçları ile ilk gaye olarak Çanakkale Boğazı'na girmişlerdir Oysa saldırıları başarısız olmuş ve geri çekilmek zorunda kalmışlardır Savaş sonucundan iki taraf da çok ağır kayıplar vermiştir
Çanakkale Cephesi ’nin deniz harekatı (Boğaz ’ın zorlanması), şüphesiz basmakalıp bir askeri harekat, ya da muharebe olayı değildir Boğazlar, konumu ve tarihi önemi itibariyle, İstanbul Karadeniz kapısı, Çanakkale de Ege Denizi kapısı olarak, geçmişte taşıdıkları ve çağımızda taşımakta oldukları stratejik ağırlık ve layık açısından daima birlikte mütalaa edilmiş ve edilmektedir
Her iki boğaz, klasik ve gizli çerçevede sadece Akdeniz ’i Karadeniz ’e, Avrupa ’yı Asya ’ya bağlayan su geçitleri veya köprüler yok, Akdeniz ’in öbür manâlı su geçitlerinden Cebelitarık ve Süveyş kanalı ile de bütünleşerek, dünyanın büyük denizlerini (Atlas ve Hint okyanusu gibi) ve büyük kıta kara parçalarını birbirine bağlayan, daha geniş anlamdaki jeopolitik konumuyla, dünya siyaset ve iktisadiyatı üstüne olan etkilerini bu gün de korumaktadır Bu nedenlerledir fakat, Türk Boğazları, uluslararası ilişkilere istikamet vermede daima odak noktası olmuşlardır
Gerçekten tarihin eski dönemlerinden beri ön planda, Avrupa ve Asya ülkeleri arasında başlamış olan hesaplı, ticari ve siyasi ilişkilerle, askeri hareketler, durmadan Boğazlar bölgesinde akım etmiştir Başka bir deyişle Boğazlar, dünyanın diğer parçalarında öyle görülmemiş ardı arkası kesilmeyen mücadelelere sahne olmuştur
Boğazların tarihin akışı içindeki stratejik durumu ve jeopolitik konumuyla ilgili yukarıdaki kısa açıklamaların ışığı aşağıda, Çanakkale Muharebelerinin sonuçları üzerindeki değerlendirmeler, kuşkusuz daha bir önem ve kasıt taşıyacaktır Böylesine bir değerlendirmenin daha realist ve dinç olabilmesi ise, büyük devletlerin Türk Boğazları üzerindeki milli emellerine özetle da olsa, bir göz atılmasını gerektirir
Birinci Dünya Harbi öncesinin başlıca büyük devletlerinden Almanya ’nın, “Drang Nach Osten (doğuya dürüst) politikası, Rusya ’nın ılık denizlere varmak emelleri; İngiltere ’nin, “denizlere hakim olan dünyaya egemen olur teorisine dayanarak, özellikle XIX yüzyıldan bu yandan güttüğü Rusya ’nın Akdeniz ’e çıkmasını engelleme siyaseti, hep Türk boğazlarında düğümlenmektedir
Boğazların bu ağız dalaşı götürmez önemi konusunda Napolyon “İstanbul bir anahtardır Istanbul ’a hakim olan dünyaya hükmedecektir Eğer Rusya, Çanakkale Boğazı ’nı ele geçirecek olursa, Tulon, Napoli ve Korfu kapılarına dayanmış olacaktır 431) demekle, Fransa ’nın Boğazlar üzerindeki duyarlılığını açık seçik ortaya koymuş olmaktadır
Rusya ’nın görüşüyse, Genelkurmay Başkanı Kropatki ’nin bir raporunda; XX yüzyılda Rusya ’nın en kayda değer işinin, Istanbul Boğazı ’nı fethetmek olduğuna işaretle, Osmanlı Devleti ’ni, Boğazı Rusya ’ya bırakmaya hazırlamalı ve Almanya ile uzlaşma yapmalıdır şeklinde ifadesini bulmaktadır
Büyük devletlerin Boğazlar üzerindeki özetle açıklanan bu emelleri, onları kendi aralarında da sıcacık birtakım mücadelelere yöneltmiştir
Nitekim, Rus Dışişleri Bakanı Sazanof, Çar tarafından da onaylanan bir raporunda; “Boğazların enerjik bir devletin eline geçmesi, tüm Güney Rusya ’nın idareli hayatının, o devletin egemenliği altına girmesidir demekte ve bu durumun önlenmesi için, Istanbul ’un alınmasını önermektedir
öte yandan Kasım 1911 ’de Rusya ’nın, Osmanlı Hükümeti ’ne Boğazlar üzerindeki istekleriyle ilgili bir notasından farkında olan edilen Ingiltere ve Fransa, Rus isteklerini reddetmişlerdir
Hem Rusya ’nın bu ve buna aynı çeşitli tarihlerdeki yinelenen daha birçok özlem ve baskılarının birbirini izlemesi, Osmanlı Devleti ’nin Birinci Dünya Savaşı ’nda Merkez Devletleri safına kaymasında büyük bir faktör olmuştu
Işte Boğazlar üzerindeki bu rahat çıkar çatışmalarıdır oysa, Ingiliz ve Fransızlar ’ı Istanbul ’u almaya ve Ruslar ’dan önce Karadeniz Boğazı ’na el atmaya yöneltmiş ve Çanakkale Cephesi ’nin açılmasında esas etken olmuşturRuslara silah ve malzeme yardımı sorunuysa, savaşın yalnızca görünüşteki nedenini oluşturmuştur
Böylece büyük devletlerin Türk Boğazları üzerindeki tarihi emellerini ortaya koyarken, bu devletlerden Ingiltere ’nin bu cephenin açılmasında birinci derecede etkin rol aldığını da maddeler halinde sıralamak dürüst olurNitekim Ingiliz Donanma Bakanı Churchill, cephenin açılmasında büyük çaba göstermiş ve etkin olmuşturDoğrusu o, bu cephenin açılmasının baş mimari olmuş, Türklerin askeri gücünü ciddiye almamış, olayı kolay ve sadece “sınırlı bir cezalandırma hareketi olarak görmüştü En dinç ve modern silahlarla donatılmış zırhlılarının Boğaz ’da görünüvermesiyle, Türklerin direnmekten vazgeçeceğini sanmıştı
Kuşkusuz bu büyük bir yanılgıydı Ingilizler, Çanakkale ’deki Türk savunmasını ve askerini sadece matematiksel ölçülere vurup, onun yüksek manevi gücünü görmezlikten gelerek, büyük bir hesap hatasına düştüler ve sonunda, önce denizde, sonradan da karada hiç de beklemedikleri amansız cevabı aldılarBöylece onlar, zaferi Boğaz ’da, Türk top ve mayınlarına, karada Türk süngüsüne bırakarak çekilip gittiler
Anlaşma Devletleri ’nin Çanakkale serüveni bu suretle noktalandıktan sonradan, yukarıdaki açıklamaların ışığı aşağıda, Türkiye ve uluslararası politika ve diplomasi tarihi açısından ortaya koyduğu kayda değer sonuçları da şöylece özetlemek olası olur *