Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Candaroğulları Beyliği

Candaroğulları Beyliği

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
Candaroğulları Beyliği hakkında veri

1301'den sonra eski adı Paflagonya, şimdiki adı Kastamo*nu olan ve Sinop'da yerleşmiş yer alan beyliğin adı, Şemseddin Yaman Candar'dan geldiğinden, Candaroğulları den*miştir Şemseddin Bey Selçuklu kumandanlarından idi

Selçuk hükümdarı Mesud, Moğolların yardımıyla kardeşi*nin üzerine gitmiş oysa savaş sonunda kardeşinin adamla*rına esir olmuşsa da, Şemseddin Yaman Candar adlı komu*tanın emrindeki Selçuklu birliği Sultan Mesud'u kurtarmayı başarmışlardı Bu hizmete karşılık adı geçen komutana, Muzafferüddin Yavlak'm elinden alınan Eflani ve civarı verilmiş, Kastamonu'yuda Yavlak Aslan'ın oğlu Mahmud bey'e yar*dımlarının mükâfatı olarak vermişlerdi

Şemseddin Candar'm ölüm târihi bütün bilinmemekle bera*ber, ondördüncü asrın başlarında olduğu tahmin edilmekte*dir Çünkü; Babasının yerine Eflani Bey'i olan Süleyman Pa*şayı, 7081308'de ani bir hakim ile Kastamonu Beyliğini basmış, sarayında yakaladığı Mahmud Bey'i katletmiştir Bu bakımdan enaz 1308'den önce vefat ettiği düşünülebilir Ya*man Candar'ın Bu Nedenle Kastamonuya da sahip olan Can*dar'm oğlu bununla beraber kurnaz biri olduğundan, ayrıca İl*hanlı hâkimiyetini tanımış ayrıca de İlhan Ebu Said hân namına para kestirirken, Sinopda Bey'liğini sürdüren Pervâneoğuliarından Gazi Çelebi'yi hâkimiyeti altına almış ve Çelebinin ve*fatı üzerine Sinop'uda kendi topraklarına katmış ve idaresini büyük oğlu Giyasüddin İbrahim'e vermiştir

Safranbolu'yuda ele geçirip orayıda ortanca oğlu Ali Bey'in idaresine vermiştir İbni Batuta; 1333'deki Anadolu gezisi sırasında Kastamonuya uğradığında, yetmiş yaşların*daki Süleyman Paşa ile görüşmüştür Süleyman Paşa, İlhan Ebu Said'in ölümü üzerine istiklâlini ilân etmiş ve kendi adı*na para bastırmıştır

Paşanın oğlu ibrahim Sinop Beyi olarak, isyan etmiş ve Kastamonuyu işgale muvaffak olmuştur Süleyman Paşanın Ölümü hakkında veri sahibi olunmadığı gibi, oğlu İbrahim Bey hakkında da malumat böylece kıttır

Candaroğulları Bölünüyor

Babasına ayaklanma eden İbrahim'in bu davranışı her hâlükarda içteniçe bir yara olmuşki, bölünmekten nasibini almışlardır Bunların oğullarından olan Kötürüm Bayezid adlı bey, keza Sivas hükümdarı Kadı Burhaneddin hem de, Sultan Murad ile didişmekten kendini menedememiştir Kendi yerine oâiu İskender Beyi hazırlarken öteki oğlu, Süleyman Bey kardeşi İskender'i katlettikten sonrada soluğu 1 Murad'ın yanında sı*ğınmakta buldu Burda da dar durmamış padişahı, babası*nın üstüne sevk etmeğe çalışmıştır Bir arz Osmanlı as*keriyle Kastamonuya gelen Süleyman Bey, babasının Sinopa kaçmasını mecburi kılmıştır Kastamonu Bey'i olan İskender Bey, babasının da Sinopda beyliği devam ettirmesi hasebiyle ayrılma işi tamamlanmıştır Kastamonu babaoğul aralarında bir defa daha el değiştirmiştir bu arada 2 Süleyman Bey; 1 Murad'ın kardeşi Süleyman Paşanın kızı ile evlenmiştir

Kötürüm Bayezid 7871385'de vefat etmiş ve Sinop'daki türbesine defnolundu Bu akrabalık, Osmanlı'nın gerek Kosova savaşında gerekse, Şimşek'ın Anadolu beylikleri üzeri*ne seferinde bu beyliğin yardımını yanına bulduğu görülür 139 Vde Yıldırım, Süleyman Paşa'nın savaşda ölmesi üzerine Candar Beyliğinin Kastamonu ayağını Osmanlıya ilhak et*miştir Sinop'un o sıradaki hükümdarı İzzeddin İsfendiyar Bey, annesi kadar Osmanlı sülâlesine mensubdur ve Kö*türüm Bayezid, Orhan Gâzi'nin oğlu Süleyman Paşanın kızlarından Sultan Hatun ile evlenmiş ve İsfendiyar Bey bu izdivacdan dünyaya gelmiştir Bu bakımdan Sinop tarafına hü*cumdan istinkâf eden Şimşek, Kıvrım Yolunu hudud saymış*tır

Ankara savaşı ardından Timur'a derin saygı sunanlar ara*sında da yer alan İsfendiyar Bey, bunun mükâfatını Kastamonuda dahil elde etmek üzere, bütün Candar topraklarının sahi*bi olmak sureti ile görmüştür Devri fetret'de İsfendiyaroğullan İsa ve Musa Çelebilere yakın olma duymuş ve desteklemiş*lerdir Keza Karamanoğluna da hayli yakın durmuştur

Artık İsfendiyaroğullanyla, Osmanlı aralarında defalarca zıddi*yet olmuştur Fâtih Sultan Mehmed'in 8651461'de Sinop ve Kastamonu'yu zapt ederek bu beyliğin kol ve kanadını budamıştır Ellerinden beylikler küskün lakin İsmail Bey'e Yenişe*hir, İnegöl tarafları verilmişse de, bu zâtın Rumeli tarafında bir bölgeye tâlib olması yerine getirilmişti Filibe hükümranlı*ğı verildi Burada böylece hoş hizmetler ve vakfiyeler meydana getirdi Bunun oğlu Hasan'a da, Bolu sancağı ihsan olunduydu Kardeşinin yerine Candar Beyi oian Kızıl Ahmed Bey, Trabzon seferinden avdeti sırasında elinden Candar Beyliği gücenmiş ve Mora sancağı kendisine tevcih olunmuştur Böyle*ce Candaroğulları, dolaysıyla İsfendiyaroğulları târih sayfala*rında bir ad olarak yerlerini almışlar ve saltanatları sükût et*miştir

Candaroğulları Çizelgesi

Melik Arslan ı Şemseddin Yaman Candar Şucaüddin Sü*leyman Paşa Emîr Yakub Ali Bey Çoban Bey Gıyasüddin İbrahim Emîr Adaletli Bey Celâlüddin Bayezid İzzeddin İsfen*diyar Bey 2 Süleyman Paşa Kasım Bey Tacüddin İbrahim Bey Kemaleddin İsmail Bey Hatice Sultan Kızıl Ahmed Bey Hasan Bey Şehzade Ahmed Mehmed Mirza Paşa Muhterem okurlarım; yukarıya özetlemek suretiyle kendi*lerinden bahsettiğimiz Anadolu Beylikleri, bu gün milletimi*zin varlığının ve bütünlüğünün özünü teşkil ederler Bu ba*kımdan beyliklerin rekabeti her nekadar insanın yaradılışın*da var olan ben, değilde niçin osorusunu sorduran man*tık, ahaliden ziyade, beyliği kuranların ve ona yakın olan üst derecedeki ulemâ, ümera vüzera, yâni bu günkü dille söyler*sek, âlimler, kumandanlar vede bakanların kendilerine aittir Tâbiler, tâbi olduklarının yönetiminde yaşarlar Bu yaşama savaşlarda ya da sulh zamanlarında acı ve tatlı olarak geçer, ancak böyle ahali olunur Her bir beylik, bu hususda elinden geleni yapmış, Anadolu Selçuklu İslâm devletinin üzerine bir çekirge sürüsü gibi musallat olan Moğol orduları, daha önce*leri, Cengiz'in yok ediciler topluluğu, Buhara ve diğer islâm topraklarını ve müslümanları hunharca öldürüp, işkencelere gark etmişse ve koskoca bir medeniyetin bel kemiği olan il*im adamlarını ve onların kıymetli çalışmalarının sergilendiği bölge olan kütüphaneleri yakıp, yıkan nice kitapları, tek nüs*ha yazılı ve yazarının artık dünyadan elinin eteğinin çekil*miş olmasından, şayet bulunmuş bir tiryakı (ilacı) haber ve*ren formülü yok eden fahiş zihniyet gibi, daha ziyade işi, is*lâm düşmanı Bizansı kontrol etmek ve onun izmihlalini bek*lemek ve müjdei peygamberiyi hakikat kılma gözcüsü olma şerefini yaşamak isteyen Selçuklu ecdadımızı yol kesen hay*dut gibi haraca verip, yurdunu âteşe salan hâin Moğolun ta*sallutundan kurtulmak için bir araya gelmektense, biribirileriyle çaba etmeyi tercihleri yukarıdaki sorunun zebunu olmuş, üst beylik idare kadrosunun hatasıdır

Çünkü; o soru bunların basiretini, ferasetini iğdiş etmiş oluyordu Uyarı buyrulursa; Hz Mevlâna (Mollâi Rûm)'un torunu Glu Arif Çelebi'nin, her beylikden bahsedişimizde o beyliği ziyaret ettiğini ve konuşmaların münderecatı hakkında, bir bilgiye hususen temas edildiğini göremiyoruz İşte bu seyahati ben toparlanışı göz önüne aldığımda, milletimizin islâm büyüklerine, velî ve dervişlerin nasihatlarına olan ita*atini, göz önüne aldığımızda bir organizasyonun tezahürü olarak düşünüyor ve Osmanlı Beyi, Sultan Osman Gâzi'nin, Şeyh Edebali'nin evindeki gördüğü rahmanî rüyanın, bu yü*ce velî'nin beyanname turuyla birlikte mütalaa olunduğunda, ta*savvuf dünyasının, ötelerin ötesinin inancından bir nebze olan âni mâneviyyeden irâde buyrulan tebşiri manevîyi Arif Çelebinin bir hizmetkârı din olarak yaptığını ileri sürdü*ğümde, aleyhinde çıkacak hususlar ne değin önemlidirki?

Tüm bunların karşı, takdiri tecelli devleti islâmiyenin temsilcisi olarak Osman Gazi evlâdları, Kayı Boyu men*suplarına teveccüh etmişse, kul'a düşen, bu vazifeliye omuz vermektir fakat, böyle olmayı da Kosova sahrasında asakıri müslimin ve beylikler hamdolsun gerçekleştirmişlerdir

1319'da ekilen beraberlik tohumlan, kâfirlerin karşısında yaşammemat meselesini teşkil eden Kosova savaşı, seksen yıl sonradan zaferle gerçekleşirken, tohumların, inanç ormanı*na döndüğünü belirten bir Ispat vesikası olarak kabul edil*melidir Her beylik, bu tanrısal görevi taşıma hissiyle yapaca*ğını yapmış, temsiliyyet yukarıda dediğimiz gibi, âlî Osmâna nasib olmuştur *
 
858,477Konular
981,288Mesajlar
29,560Kullanıcılar
xanzalSon üye
Üst Alt