Cehennem Azapları Nasıldır?
Cehennem, mertebe mertebedir. Her yeri aynı değildir. Günahın büyüklüğüne göre cehennemdeki azab değişir.
Yunus suresi, ayet 27:
"Kötülük kazanmış olanlara gelince, kötülüğün cezası, misli kadardır. Ve onları bir aşağılık ve eziklik kaplar. Onlar için Allah'tan başka hiçbir kurtarıcı yoktur. Yüzleri karanlık gecelerden bir parçaya bürünmüş gibidir. İşte onlar cehennem ehlidir. Orada ebedi kalacaklardır."
Seyyiat kesbetmiş, kötülük yapmış ve günah kazanmış olan, Allah'ın yaratışındaki gayenin dışına çıkıp şirk, küfür ve isyan gibi kötülüklere çalışmış, kötü ameller, çirkin huylar kazanmış olanlara ise her seyyienin, işlenmiş olan her bir kötülüğün cezası misli iledir. Yani hasenatta olduğu gibi bir ziyadeleşme söz konusu değildir. İhsana daha fazlasıyla ihsanda bulunulduğu halde, seyyiatta adaletle muamele esastır. [En'am Suresi'nin sonlarında "Kim bir kötülük işlerse ancak misliyle ceza görür." (En'am, 6/160) buyurulmaktadır. O ayetin tefsirine bk.] Ve bunları bir zillet, bir aşağılık ve eziklik kaplar.
Sadece yüzleri kızarmakla kalmaz, her taraflarını kuşatan büyük bir zillet ve horluk içinde kalırlar. Allah'tan hiçbir kurtarıcıları, koruyucuları yoktur. Allah'ın elinden onları kurtaracak kimseleri yoktur. Allah'ın kahır ve gazabından kurtarıp koruyacak hiçbir kudret tasavvur olunamadığı gibi, müminlerde söz konusu olduğu üzere, Allah'ın izniyle bir takım şefaatçilerden yardım görmeleri söz konusu değildir.
Öyle zelil, öyle hor ve hakir bir durumdadırlar ki, kimse onların hakkında Allah'dan bir kurtarış ricasında da bulunamaz. Sanki yüzleri bir karanlık gece parçasına bürünmüş, çaresizlik ve ümitsizlik içinde, utanç ve rezaletten yüzleri kapkaranlık kesilmiştir. İşte cehennem ehli olanlar bunlardır ve orada ebedi kalacaklardır. İman etmemiş ve affa uğramamış olduklarından, kazandıkları kötülükler kendileriyle beraber ebedileşmiş ve kendileriyle birlikte cehenneme kadar gitmiştir. Kendileri cehennemde ebedi kalırlar, cezaları da ebedi olarak sürer gider.
Bakara suresi, ayet 81:
"Evet kim bir günah işlemiş de kendi günahı kendisini her yandan kuşatmış ise, işte öyleleri ateş ehlidirler ve orada ebedi kalıcıdırlar."
" 81- Ey Muhammed, sen onlara şöyle söyle ve de ki; Siz, bu konuda Allah'dan bir ahd, bir söz mü aldınız? Eğer öyle ise, Allah ahdini bozmaz, verdiği sözden dönmez. Yoksa bilemiyeceğiniz bir şeyi Allah'a iftira ederek söyleyiveriyor musunuz? Hayır, mesele onların dediği gibi değil, her kim bir seyyie kazanır, bir fenalık yapar ve yaptığı fenalık kendisini her tarafından kuşatırsa; içini ve dışını, kalbini, dilini ve diğer azalarını tamamen kaplarsa, kötülüğü alışkanlık haline getirir ve bir de helal görmeye başlarsa, işte bunlar ateş ehli, ateş ashabıdırlar, onlar o ateşte süresiz kalıcıdırlar.
Öyle onların umduğu ve iddia ettiği gibi, yedi günde, kırk günde değil, hiçbir zaman o ateşten çıkıp kurtulamazlar, hep orada kalırlar, orası ebedilik alemidir. Ve bunlar o aleme günaha batmış olarak, kötülüğe bulanmış olarak ve temiz hiçbir yanları kalmamış olarak gitmişler ve artık fenalık onların ebedi hasleti ve genel özelliği olmuştur. İnsanı kuşatan bir tek kötülük böyle sonuç verirse birçok kötülüğe bulaşmış olanların halleri artık kıyas edilsin. Demek olur ki, günah her tarafını kaplamamış olanlar, cehennem ateşinde ebedi kalacaklardan değiller. Kalbinde zerre kadar imanı kalabilenler, günahı günah bilenler ve ona helal demeyenler hakkında hulud (ebedi azap) yoktur. Sayılı günler aslında bunlar için tasavvur olunabilir."
(ELMALILI MUHAMMED HAMDİ YAZIR, KUR'AN-I KERİM TEFSİRİ )
Cehennem, mertebe mertebedir. Her yeri aynı değildir. Günahın büyüklüğüne göre cehennemdeki azab değişir.
Yunus suresi, ayet 27:
"Kötülük kazanmış olanlara gelince, kötülüğün cezası, misli kadardır. Ve onları bir aşağılık ve eziklik kaplar. Onlar için Allah'tan başka hiçbir kurtarıcı yoktur. Yüzleri karanlık gecelerden bir parçaya bürünmüş gibidir. İşte onlar cehennem ehlidir. Orada ebedi kalacaklardır."
Seyyiat kesbetmiş, kötülük yapmış ve günah kazanmış olan, Allah'ın yaratışındaki gayenin dışına çıkıp şirk, küfür ve isyan gibi kötülüklere çalışmış, kötü ameller, çirkin huylar kazanmış olanlara ise her seyyienin, işlenmiş olan her bir kötülüğün cezası misli iledir. Yani hasenatta olduğu gibi bir ziyadeleşme söz konusu değildir. İhsana daha fazlasıyla ihsanda bulunulduğu halde, seyyiatta adaletle muamele esastır. [En'am Suresi'nin sonlarında "Kim bir kötülük işlerse ancak misliyle ceza görür." (En'am, 6/160) buyurulmaktadır. O ayetin tefsirine bk.] Ve bunları bir zillet, bir aşağılık ve eziklik kaplar.
Sadece yüzleri kızarmakla kalmaz, her taraflarını kuşatan büyük bir zillet ve horluk içinde kalırlar. Allah'tan hiçbir kurtarıcıları, koruyucuları yoktur. Allah'ın elinden onları kurtaracak kimseleri yoktur. Allah'ın kahır ve gazabından kurtarıp koruyacak hiçbir kudret tasavvur olunamadığı gibi, müminlerde söz konusu olduğu üzere, Allah'ın izniyle bir takım şefaatçilerden yardım görmeleri söz konusu değildir.
Öyle zelil, öyle hor ve hakir bir durumdadırlar ki, kimse onların hakkında Allah'dan bir kurtarış ricasında da bulunamaz. Sanki yüzleri bir karanlık gece parçasına bürünmüş, çaresizlik ve ümitsizlik içinde, utanç ve rezaletten yüzleri kapkaranlık kesilmiştir. İşte cehennem ehli olanlar bunlardır ve orada ebedi kalacaklardır. İman etmemiş ve affa uğramamış olduklarından, kazandıkları kötülükler kendileriyle beraber ebedileşmiş ve kendileriyle birlikte cehenneme kadar gitmiştir. Kendileri cehennemde ebedi kalırlar, cezaları da ebedi olarak sürer gider.
Bakara suresi, ayet 81:
"Evet kim bir günah işlemiş de kendi günahı kendisini her yandan kuşatmış ise, işte öyleleri ateş ehlidirler ve orada ebedi kalıcıdırlar."
" 81- Ey Muhammed, sen onlara şöyle söyle ve de ki; Siz, bu konuda Allah'dan bir ahd, bir söz mü aldınız? Eğer öyle ise, Allah ahdini bozmaz, verdiği sözden dönmez. Yoksa bilemiyeceğiniz bir şeyi Allah'a iftira ederek söyleyiveriyor musunuz? Hayır, mesele onların dediği gibi değil, her kim bir seyyie kazanır, bir fenalık yapar ve yaptığı fenalık kendisini her tarafından kuşatırsa; içini ve dışını, kalbini, dilini ve diğer azalarını tamamen kaplarsa, kötülüğü alışkanlık haline getirir ve bir de helal görmeye başlarsa, işte bunlar ateş ehli, ateş ashabıdırlar, onlar o ateşte süresiz kalıcıdırlar.
Öyle onların umduğu ve iddia ettiği gibi, yedi günde, kırk günde değil, hiçbir zaman o ateşten çıkıp kurtulamazlar, hep orada kalırlar, orası ebedilik alemidir. Ve bunlar o aleme günaha batmış olarak, kötülüğe bulanmış olarak ve temiz hiçbir yanları kalmamış olarak gitmişler ve artık fenalık onların ebedi hasleti ve genel özelliği olmuştur. İnsanı kuşatan bir tek kötülük böyle sonuç verirse birçok kötülüğe bulaşmış olanların halleri artık kıyas edilsin. Demek olur ki, günah her tarafını kaplamamış olanlar, cehennem ateşinde ebedi kalacaklardan değiller. Kalbinde zerre kadar imanı kalabilenler, günahı günah bilenler ve ona helal demeyenler hakkında hulud (ebedi azap) yoktur. Sayılı günler aslında bunlar için tasavvur olunabilir."
(ELMALILI MUHAMMED HAMDİ YAZIR, KUR'AN-I KERİM TEFSİRİ )