Cehenneme Götürülme

Cehenneme Götürülme


Ateşin içinde yüzükoyun sürüklenecekleri gün Cehennemin dokunuşunu tadın(denecek) (Kamer Suresi, 48)

Cehennem Allah'ın Kahhar(Kahredici), Cebbar(istediğini zor kullanarak yaptıran), Muntakim(intikam alıcı) gibi isimlerinin ebediyen tecelli edeceği bu yer, insana her yönden acı atamak için özel bir yaratılışla yaratılmıştır Kuran ayetlerinde cehennem yaşayan bir canlı gibi tasvir edilir Bu canlı, inkarcılara karşısında öfke, nefret edilen şey, hınç ve istekle doludur Yaratıldığı günden beri, sabırsızlıkla, Yaratıcımızı red eden kafirlerden intikam almayı beklemektedir Cehennem, ayetlerde belirtildiğine kadar, insana delicesine susamıştır Kafirlere olan nefretinden çılgına dönmüştür Yalanlayanları gördüğünde öfkesinin şiddetinden parçalanacak gibi olur Bu ateşin yaratılışının tek amacı vardır; kahredici bir cefa saptamak O da görevini yapacak, acıların en büyüğünü verecektir
Red edenler, Allah'ın huzurunda hesaba çekildikten sonradan kitaplarını sol yanlarından alırlar Bu lahza, daima içinde kalacakları cehenneme sürülecekleri andır Kafirler için hiçbir kaçış imkanı yoktur Hazırlanmış bulundurulan milyarlarca insanın yarattığı mahşer kalabalığı kafirler için bir kurtuluş veya gözden kaçma imkanı yaratmaz Kimse bu kalabalığın arasına karışıp kendisini unutturamaz, kaybettiremez Cehennem ehlinin her biri, kendisi için görevlendirilmiş bir tanık, diğer taraftan sürücü melekle gelir:
Sur'a da üfürülmüştür İşte bu, tehdidin (gerçekleştiği) gündür
(Artık) Her bir nefis, yanına bir sürücü ve bir şahid ile gelmiştir
Andolsun, sen bundan gaflet içindeydin; işte Biz de senin üzerindeki örtüyü açıpkaldırdık Bundan Böyle bugün göstermegücün keskindir
Onun yakını olan (ve yanından ayrılmayan melek) dedi oysa: İşte bu, yanımda hazır durumda olan şey
Siz ikiniz (ey melekler), her inatçı nankörü atın cehennemin içine,
Hayra engel olan, agresif şüpheciyi,
Ki o, Allah'la beraber başka bir ilah edinmişti Bundan Böyle ikiniz, onu en şiddetli olan azabın içine atın (Kaf Suresi, 2026)
İşte kafirler bu dehşet yere içten yüzüstü sürüklenerek götürülürler Kuran'ın ifadesiyle bölük bölükcehenneme içten sevkedilirler Oysa daha ulaşmadan, uzak cehennemin korkusu yürekleri sarar Çünkü cehennemin nefret verici homurtusu ve uğultusu uzak duyulur:
kaynayıpfeveran ederken onun dehşet homurtusunu işitirler Öfkesinin şiddetinden hemen hemen patlayıp parçalanacak (Mal Suresi, 78)
Bir başka ayette geçen bir ifadeye göre de, ateş, inkarcıları uzak bir yerden görürve gazablı öfkeye kapılır
Ayetlere göre, inkarcılar, dirilişle birlikte başlarına gelecekleri hissetmeye başlarlar Boyunları aşağılanmaktan ve utançtan ötürü bükülmüştür Başları düşmüş, dostsuz, yardımcısız kalmış, gururları kırılmış, çökmüş durumdadırlar Utançlarından nedeniyle başlarını kaldırmadan gözlerinin ucuyla bakarlar Bir ayette şöyle denir:
Onları görürsün; zilletten başları önlerine düşmüş bir halde, ona (ateşe) sunulurlarken göz ucuyla sezdirmeden bakarlar İman edenler de: Gerçekten hüsrana uğrayanlar, kıyamet günü hem kendi nefislerini, keza yakın akraba (veya yandaş)larını da hüsrana uğratmışlardırdediler Haberiniz olsun; gerçekten zalimler, daimi bir azab içindedirler (Şura Suresi, 45)
Andolsun Rabbine, biz onları da, şeytanları da mutlaka haşredeceğiz, sonradan onları cehennemin çevresinde diz üstü çökmüş olarak hazırlanmış bulunduracağız Daha Sonra, her bir gruptan Rahman (olan Allah)a aleyhinde azgınlık uygulamak bakımından en şiddetli olanını ayıracağız Sonradan biz ona (cehenneme) girmeye kimlerin en fazla uygun olduğunu daha iyi biliriz Sizden ona girmeyecek hiç kimse yoktur Bu, Rabbinin kesinkes üzerine aldığı bir karardır Sonra, takva sahiplerini kurtarırız ve zulmedenleri diz üstü çökmüş olarak bırakıveririz (Meryem Suresi 6872)
Gördün mü? Ya (bu engellemek isteyen) yalanlıyor ve yüz çeviriyor ise O, Allah'ın gördüğünü bilmiyor mu? Hayır; eğer o, (bu tutumuna) bir son vermeyecek olursa, andolsun, onu perçeminden tutup sürükleyeceğiz; O yalancı, günahkar olan alnından O vakit da meclisini (yakın çevresini ve yandaşlarını) çağırsın Biz de zebanileri çağıracağız (Alak Suresi, 1318) *