iltasyazilim
FD Üye
İmtihanlardan imtihanlara giren bir talebenin imtihan olmayanlar gibi rahat olamayacağı açık Gece gündüz çalışır, ter döker, yerine göre uykusuz kalır, streslere düşer, rahatını, keyfini unutur Rahatı, keyfi ancak okulu bitirip hayata atıldıktan sonraya bırakır
Dünya da bir imtihan salonudur Bizler de bu okulun talebeleriyiz İmtihana tabi tutulan insanın rahatça, keyfine göre yaşamayı bu dünyada unutması gerekir Çünkü dünya ücret alma, keyf sürme, rahatça yaşama yeri değildir Ne kadar keyfi, rahatı istesek de eksik olmayan sıkıntı, dert ve problemler zaten buna fırsat bırakmazlar Gamsız, kedersiz, sıkıntısız bir hayat ancak ahirette görülecektir Onun için Allah yolunda çekilen sıkıntı, acı ve ıztıraplara bu gözle bakar mü’min
Maksat orada rahat etmek olunca insanın burada çektiği çile ve ıztırapların bir anlamı ve faydası olur; sonuçlarını düşünerek dişini sıkar, sabreder
Onun için insan başına bir sıkıntı geldiğinde şikâyeti basmamalı, Kıyameti koparmamalı, hikmetlerini düşünüp soğukkanlılık ve metanetle karşılayıp üstesinden gelmeye çalışmalıdır
Demirci demiri ateşe atar, sonra da kıvamına gelsin diye çekiçler ya! Aksi halde arzu ettiği sonuca ulaşamaz Bahçıvan ağaçları budar ya! Tâ ki bol ve kaliteli ürün alabilsin
Kâinatta hiçbir şey tesadüfen meydana gelmediğine göre başımıza gelenler de bir takdir ve hikmet iledir Şüphesiz Allah bizim iyiliğimizi istemektedir Kusurlarımızdan arındırmayı, olgunlaştırmayı arzu etmektedir Şu hadisi şerif bu hususta oldukça anlamlı değil mi? “Allah bir kulunun iyiliğini istediği zaman, cezasını belâ ve musîbetlere uğratarak dünyada verir Kötülüğünü istediğinde de cezasını dünyada vermez, tehir eder Tâ ki kıyamet gününde daha şiddetli çeksin1
Bilindiği gibi imtihan sırrı gereği Allah iyilik isteyene iyilik, kötülük isteyene kötülük verir Allah’ın kulun iyiliğini istemesi kulun o iyiliğe arzusunu belirtmesiyle mümkündür Kötülüğünü istemesi de yine kulun kötülük arzusunu ortaya koymasıyla olur
Şu halde başına bir kısım sıkıntılar gelen kişi rahmet, sevgi ve hikmeti sonsuz bir Rabbi bulunduğunu düşündüğünde o musîbetler altında ezilmez; “Allah hiçbir kimseye gücün yettiğinden fazlasını yüklemez 2 sırrınca hikmetlerini düşünüp dayanmaya çalışır, sabır içinde şükreder Şu hadisi şerif de bu hususta ne kadar ibretli: “Dünyada bir eli yağda bir eli bağda yaşayanlar Kıyamette çile çekenlere ne gibi sevaplar verildiğini gördüklerinde, dünyada vücutlarının makaslarla parça parça edilmiş olmasını temenni ederlerdi3
Tabiî ki bunda Musîbetlerin böylesine faydaları varmış diye musîbet istenmez Ancak gelirse hikmetleri düşünülüp sabredilir Yoksa esas olan afiyet ve iyilik istemektir
Dipnotlar:
1 Tirmizî, Zühd: 57; Müsned, 4:87 2 Bakara Sûresi: 286 3 Tirmizî, Zühd: 59
Dünya da bir imtihan salonudur Bizler de bu okulun talebeleriyiz İmtihana tabi tutulan insanın rahatça, keyfine göre yaşamayı bu dünyada unutması gerekir Çünkü dünya ücret alma, keyf sürme, rahatça yaşama yeri değildir Ne kadar keyfi, rahatı istesek de eksik olmayan sıkıntı, dert ve problemler zaten buna fırsat bırakmazlar Gamsız, kedersiz, sıkıntısız bir hayat ancak ahirette görülecektir Onun için Allah yolunda çekilen sıkıntı, acı ve ıztıraplara bu gözle bakar mü’min
Maksat orada rahat etmek olunca insanın burada çektiği çile ve ıztırapların bir anlamı ve faydası olur; sonuçlarını düşünerek dişini sıkar, sabreder
Onun için insan başına bir sıkıntı geldiğinde şikâyeti basmamalı, Kıyameti koparmamalı, hikmetlerini düşünüp soğukkanlılık ve metanetle karşılayıp üstesinden gelmeye çalışmalıdır
Demirci demiri ateşe atar, sonra da kıvamına gelsin diye çekiçler ya! Aksi halde arzu ettiği sonuca ulaşamaz Bahçıvan ağaçları budar ya! Tâ ki bol ve kaliteli ürün alabilsin
Kâinatta hiçbir şey tesadüfen meydana gelmediğine göre başımıza gelenler de bir takdir ve hikmet iledir Şüphesiz Allah bizim iyiliğimizi istemektedir Kusurlarımızdan arındırmayı, olgunlaştırmayı arzu etmektedir Şu hadisi şerif bu hususta oldukça anlamlı değil mi? “Allah bir kulunun iyiliğini istediği zaman, cezasını belâ ve musîbetlere uğratarak dünyada verir Kötülüğünü istediğinde de cezasını dünyada vermez, tehir eder Tâ ki kıyamet gününde daha şiddetli çeksin1
Bilindiği gibi imtihan sırrı gereği Allah iyilik isteyene iyilik, kötülük isteyene kötülük verir Allah’ın kulun iyiliğini istemesi kulun o iyiliğe arzusunu belirtmesiyle mümkündür Kötülüğünü istemesi de yine kulun kötülük arzusunu ortaya koymasıyla olur
Şu halde başına bir kısım sıkıntılar gelen kişi rahmet, sevgi ve hikmeti sonsuz bir Rabbi bulunduğunu düşündüğünde o musîbetler altında ezilmez; “Allah hiçbir kimseye gücün yettiğinden fazlasını yüklemez 2 sırrınca hikmetlerini düşünüp dayanmaya çalışır, sabır içinde şükreder Şu hadisi şerif de bu hususta ne kadar ibretli: “Dünyada bir eli yağda bir eli bağda yaşayanlar Kıyamette çile çekenlere ne gibi sevaplar verildiğini gördüklerinde, dünyada vücutlarının makaslarla parça parça edilmiş olmasını temenni ederlerdi3
Tabiî ki bunda Musîbetlerin böylesine faydaları varmış diye musîbet istenmez Ancak gelirse hikmetleri düşünülüp sabredilir Yoksa esas olan afiyet ve iyilik istemektir
Dipnotlar:
1 Tirmizî, Zühd: 57; Müsned, 4:87 2 Bakara Sûresi: 286 3 Tirmizî, Zühd: 59