Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Çektiğimiz Yanımıza Kâr Kalıyor

Çektiğimiz Yanımıza Kâr Kalıyor
0
150

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
Allah Tealâ insanoğluna yaratılıştan bazı erdemler vermiştir Yaşadığımız imtihan dünyasında bu erdemler sürekli olarak sığınacağımız güvenli kıyılardır Sabır işte bu dingin kıyılardan biridir

Türkçemizde “Çektiğim yanıma kâr kalıyor diye bir söz vardır Verilen emeğin boşa gittiğini, yok yere sıkıntıya girildiğini ima etmek için kullanılır Sabır da sıkıntılı bir iştir Ama sabrettiğimiz zaman çektiklerimiz yanımıza gerçekten kâr kalır Bize sayısız faydası dokunur Tabii ki en büyük faydası ahirettedir ama ahlâkımızı güzelleştirdiği için dünyadaki kıymeti de azımsanamaz Çünkü kanaat, tevekkül, hilm, tevazu gibi güzel ahlâka dair pek çok haslet sabırla kazanılır

Sabır hakkında söylenmiş sözler, onun kapsamı ve kısımları hakkında da bilgi vermektedir Mesela sahabenin büyüklerinden İbn Abbas ranhüma hazretleri şöyle buyurmuştur:

“Kur’anı Kerim’de zikredilen sabır üç kısımdır:

• Emirleri yerine getirmekteki sabır,
• Yasakları terk etmekteki sabır,
• Musibetlere karşı sabır

Meşhur alim ve mutasavvıflarımızdan Ebu Talib Mekkî rha de şunları söylemiştir:

“Sabır kısım kısımdır: Bunların en önemlileri nefsin isteklerine karşı direnmek ve Mevlâ’nın isteklerine hizmete devam etmektir İnsanın var gücüyle çabalaması, kalbini nefsanî duygulardan, şeytanî arzu ve isteklerden, dünyevî süs ve gösterişten arındırması da sabır çeşitlerindendir Afetlere feryat etmemek de sabırdandır

Günahlara kefaret

Başımıza gelen sıkıntıların da aslında birer ilâhi rahmet olduğuna dair pek çok hadisi şerif vardır Bunlardan birkaçını zikredelim:

“Malına zarar gelmeyen ve hiç hasta olmayan bir kulda hayır yoktur Allah bir kulunu sevdiği zaman ona bazı sıkıntı ve musibetler verir Sıkıntı ve musibet verdiğinde de sabır ihsan eder (Münâvî)

“Allah bir kulunun iyiliğini isterse (yaptığı kötülüklerin) cezasını dünyada verir (Ahmed b Hanbel)

“Bir müminin başına bir sıkıntı gelse hatta diken batsa bu vesileyle günahları silinir (Buharî)

Halka Hak için sabır

Sabrın bazı şartları vardır Sadece doğrudan Allah’tan gelene değil, halktan gelen eziyetlere de katlanmak bu şartlardan biridir İnsanların yaptıklarına da Allah rızası için katlanılır Hadisi şerifte, “İnsanlar arasına karışıp onların sıkıntılarına katlanmak, insanlardan uzak durup uzlete çekilmekten daha hayırlıdır buyrulmuştur (Tirmizî)

Tabiîn’in büyüklerinden Hasan Basrî ks şöyle demiştir:

“İyi komşuluk sadece komşuya eziyet etmemek değildir Komşunun yaptığı eziyetlere sabretmek de gerekir

Musibet geldiğinde

Başa gelen sıkıntıya tahammül etmek ve söylenmemek de önemli bir şarttır

Bir gün Allah Rasulü sav, oğlu öldüğü için feryat eden yaşlı bir kadına rastlar ve ona:

– Allah’tan kork ve sabret, der

Bunun üzerine kadın:

– Sen benim derdimi anlayamazsın, diye cevap verir

Peygamber Efendimiz sav oradan uzaklaşır Kadına o kişinin kim olduğu söylenince pişmanlık duyar ve özür dilemek üzere Rasulullah sav’in yanına gelir Özrünü iletir Rahmet Peygamberi sav şöyle cevap verir:

– “Sabır ancak bela ilk başa geldiği andaki tavırdır (Müslim)

Nimete de sabır

Allah dostları yalnız sıkıntılara değil nimetlere de sabredilmesi gerektiğini, hatta bu sabrın daha zor olduğunu belirtmişlerdir Bu konuda yine Ebu Talip Mekkî rha şunları söylemiştir:

“Sabrın bir çeşidi de afiyet ve sıhhat haline sabretmektir Nefsin arzu ve isteklerine rağmen zenginlik halinde gereksiz harcama yapmamaya ve nimeti kötü yollarda kullanmamaya tahammül de sabırdır Bir müminin bu hususlara katlanması ve Allah’tan kendisine güç vermesini istemesi gerekir Bunlar da bela ve musibetler gibidir Denilmiştir ki, bela ve musibetlere mümin sabreder, afiyet ve nimeteyse ancak sıddıklar sabreder

Sonu cennetse

Bir müminle bir inkârcı balık tutmaya çıkmışlardı İnkârcı, inandığı ilâhın adını anarak ağını atıyordu ve her seferinde bir sürü balık çekiyordu Mümin de Allah’ı zikrederek ağını atıyordu ama ağına hiç balık takılmıyordu Mümin ancak akşama doğru bir tek balık tutabilmişti ki o da elinden kayıp suya düştü Mümini korumakla görevli melek bu duruma çok üzüldü Allah Tealâ meleğe müminin ve inkârcının ahiretteki hallerini gösterdi Melek de;
– Müminin gideceği yer cennet olduktan sonra dünyada çektiği sıkıntının ne kıymeti var, dedi

Semerkand nisan 2011
 
858,475Konular
981,252Mesajlar
29,552Kullanıcılar
pitbulls33Son üye
Üst Alt