iltasyazilim
FD Üye
Çelebi Sultan Mehmet Camii
Yunanistan ’ın Dimetoka ilçesinde inşa edilen yapı 15yy ’a tarihlenmektedir Adından anlaşıldığı üzere eserin banisi Çelebi Sultan Mehmet ’tir Inşa kitabesi yer alan caminin mimarının Hacı İvaz Paşa olduğu öğrenilmektedir
MİMARİ ÖZELLİKLERİ
Evliya Çelebi ’nin notlarına tarafından camii 4 kagir ayağın taşıdığı, kurşun buruşuk ahşap çatısının içine gizlenmiş bir kubbe yerleştirildiği, yüksek ve süslemesine özen verilmiş bir minaresinin olduğu fakat hariminin bulunmadığını öğrenmekteyiz
Bu alan Osmanlı Devleti ’nin idaresinden çıktıktan sonra müslüman cemaatin kullanmasına müsade verilmeyerek ardiye ve dopo olarak kullanılmıştır Zamanla da ihmal edilmiş kalmış olan inşa harap olmuştur
Birincil inşa edildiği zamanda eser akıcı kesme taş araç gereç ile dikdörtgene yakın bir plan şemasına sadık kalınarak örülmüştür Son cemaat yeri yahut avlusu yoktur fakat taçkapısı özenerek yapılmıştır Bu kapı sivri kemer ile sonlandırılmış olup üzeri zikzak kabartmalar ile süslenmiştir Renkli taş işlemeciliğinde kullanıldığı kapı da hat sanatının en hoş örneği görülmektedir
19yy ’da yenilendiği bilinmektedir
ÖNEMİ
1992 yılında caminin minaresinin külahının uçtuğu, camlarının kırıldığı ve yapının sıvalarının döküldüğü bilinmektedir Türk mimari sanatının bu hoş eseri, hemencecik sınırımızda kaderine terk edilerek değil olmaya hükümlü edilmiştir Lakin bu eser Türk mimari sanatı içinde manâlı bir yere sahiptir; çünkü yapının mimarı Hacı İvaz Paşa dört yarım kubbe ile desteklenen orta başlıca kubbe sistemini bu yapıda uygulamaya çalışmış ve yeni bir gelişme kat etmiştir Yani Çelebi Mehmet Camii Osmanlı mimarlık tarihinde büyük bir adımdır *
Yunanistan ’ın Dimetoka ilçesinde inşa edilen yapı 15yy ’a tarihlenmektedir Adından anlaşıldığı üzere eserin banisi Çelebi Sultan Mehmet ’tir Inşa kitabesi yer alan caminin mimarının Hacı İvaz Paşa olduğu öğrenilmektedir
MİMARİ ÖZELLİKLERİ
Evliya Çelebi ’nin notlarına tarafından camii 4 kagir ayağın taşıdığı, kurşun buruşuk ahşap çatısının içine gizlenmiş bir kubbe yerleştirildiği, yüksek ve süslemesine özen verilmiş bir minaresinin olduğu fakat hariminin bulunmadığını öğrenmekteyiz
Bu alan Osmanlı Devleti ’nin idaresinden çıktıktan sonra müslüman cemaatin kullanmasına müsade verilmeyerek ardiye ve dopo olarak kullanılmıştır Zamanla da ihmal edilmiş kalmış olan inşa harap olmuştur
Birincil inşa edildiği zamanda eser akıcı kesme taş araç gereç ile dikdörtgene yakın bir plan şemasına sadık kalınarak örülmüştür Son cemaat yeri yahut avlusu yoktur fakat taçkapısı özenerek yapılmıştır Bu kapı sivri kemer ile sonlandırılmış olup üzeri zikzak kabartmalar ile süslenmiştir Renkli taş işlemeciliğinde kullanıldığı kapı da hat sanatının en hoş örneği görülmektedir
19yy ’da yenilendiği bilinmektedir
ÖNEMİ
1992 yılında caminin minaresinin külahının uçtuğu, camlarının kırıldığı ve yapının sıvalarının döküldüğü bilinmektedir Türk mimari sanatının bu hoş eseri, hemencecik sınırımızda kaderine terk edilerek değil olmaya hükümlü edilmiştir Lakin bu eser Türk mimari sanatı içinde manâlı bir yere sahiptir; çünkü yapının mimarı Hacı İvaz Paşa dört yarım kubbe ile desteklenen orta başlıca kubbe sistemini bu yapıda uygulamaya çalışmış ve yeni bir gelişme kat etmiştir Yani Çelebi Mehmet Camii Osmanlı mimarlık tarihinde büyük bir adımdır *