Cin Projesi, Boston’da yapılan Hemşire Araştırmasının bulgularını acıklamamıza da yardımcı olmaktadır Bu araştırmada, yağ alımını azaltan Amerikalı kadınların goğus kanseri risklerinin azalmadığı gorulmuştur Oncelikle, az yağlı diyet uygulayanlar, kalorilerinin yuzde 29′unu yağlardan almışlardır Bu benim standartlarıma gore hala cok yağlı bir diyettir ve Cin’de en cok yağ yiyen gruptakinden bile yuksek bir orandır Bu, gunde uc paket sigaradan iki paket sigaraya inip, akciğer kanseri riskinde onemli bir azalma beklemeye benzer Bu arada, Cin’de en az yağ tuketen ve diyetleri tamamen bitkilerden oluşan grup, kalorilerinin yuzde 6′sını yağdan alırken, en fazla yağ alan grup kalorilerinin yuzde 24′unu yağdan alıyordu
İkinci olarak, Hemşireler Araştırması’nda daha az yağ yediklerini rapor eden kadınlar, aslında cok yağlı diyet grubundakilerle aynı miktarda ya da daha fazla hayvansal protein tuketiyorlardı ve rafine edilmemiş bitkisel yiyecek tuketimleri artmamıştı Cin’de az yağ tuketen grubun yediği işlenmiş yiyecek miktarı, bizim Amerika’da yediğimiz miktarların yanına bile yaklaşmıyordu Kanser oranlarının o kadar duşuk olmasının tek nedeni diyetlerinin az yağlı olması ve az hayvansal protein icermesi değil, aynı zamanda, Amerikalılardan farklı olarak, bol miktarda sebze tuketmeleriydi
Cin Projesi’nden elde edilen bulgulara bu kadar saygı duyulmasının nedeni, Batı’daki toplumlar uzerinde yapılan calışmaların pek kesin sonuclar vermemesidir Bu araştırmalarda genellikle hayatlarının ileriki donemlerinde diyetlerinde bazı ılımlı değişiklikler yapmış olan yetişkinler incelenir; butun denekler besinsel etkinin en fazla olduğu yaşları gecmişlerdir Goğus ve prostat kanseri gibi bazı kanserler, hayatımızın erken donemlerinde, ozellikle ergenlik cağı oncesinde ve sonrasında nasıl yediğimizle guclu bir bicimde ilişkilidirler
Cin Projesi’ndeki araştırmacılar, sadece tek bir tip kanseri değil, birkac hastalığı inceledikten sonra şu sonuca varmışlardır: “Hastalıkların onlenmesinde, bitkisel yiyeceklerin artırılmasının ve hayvansal urunlerin azaltılmasının bir sınırı yoktur Bu bulgular, hayvansal kaynaklı yiyeceklerin cok kucuk miktarlarda alımının bile plazma kolesterol konsantrasyonunda onemli artışlara yol actığını ve bunların da kronik dejeneratif hastalıktan dolayı olum oranlarında onemli artışlara neden olduğunu ortaya koymaktadır Diğer bir deyişle, duşuk kolesterol seviyesi olan topluluklar sadece duşuk kalp krizi oranlarına değil, duşuk kanser oranlarına da sahiptirler
Bu araştırmadan cıkarılacak sonuc şudur: Amerikalılar beslenmelerine dikkat etmemeye devam ettikleri surece bunun sonuclarına katlanacaklardır Sadece ufak değişiklikler yaparak onemli oranda hastalıklardan korunacağınızı da ummayın
İkinci olarak, Hemşireler Araştırması’nda daha az yağ yediklerini rapor eden kadınlar, aslında cok yağlı diyet grubundakilerle aynı miktarda ya da daha fazla hayvansal protein tuketiyorlardı ve rafine edilmemiş bitkisel yiyecek tuketimleri artmamıştı Cin’de az yağ tuketen grubun yediği işlenmiş yiyecek miktarı, bizim Amerika’da yediğimiz miktarların yanına bile yaklaşmıyordu Kanser oranlarının o kadar duşuk olmasının tek nedeni diyetlerinin az yağlı olması ve az hayvansal protein icermesi değil, aynı zamanda, Amerikalılardan farklı olarak, bol miktarda sebze tuketmeleriydi
Cin Projesi’nden elde edilen bulgulara bu kadar saygı duyulmasının nedeni, Batı’daki toplumlar uzerinde yapılan calışmaların pek kesin sonuclar vermemesidir Bu araştırmalarda genellikle hayatlarının ileriki donemlerinde diyetlerinde bazı ılımlı değişiklikler yapmış olan yetişkinler incelenir; butun denekler besinsel etkinin en fazla olduğu yaşları gecmişlerdir Goğus ve prostat kanseri gibi bazı kanserler, hayatımızın erken donemlerinde, ozellikle ergenlik cağı oncesinde ve sonrasında nasıl yediğimizle guclu bir bicimde ilişkilidirler
Cin Projesi’ndeki araştırmacılar, sadece tek bir tip kanseri değil, birkac hastalığı inceledikten sonra şu sonuca varmışlardır: “Hastalıkların onlenmesinde, bitkisel yiyeceklerin artırılmasının ve hayvansal urunlerin azaltılmasının bir sınırı yoktur Bu bulgular, hayvansal kaynaklı yiyeceklerin cok kucuk miktarlarda alımının bile plazma kolesterol konsantrasyonunda onemli artışlara yol actığını ve bunların da kronik dejeneratif hastalıktan dolayı olum oranlarında onemli artışlara neden olduğunu ortaya koymaktadır Diğer bir deyişle, duşuk kolesterol seviyesi olan topluluklar sadece duşuk kalp krizi oranlarına değil, duşuk kanser oranlarına da sahiptirler
Bu araştırmadan cıkarılacak sonuc şudur: Amerikalılar beslenmelerine dikkat etmemeye devam ettikleri surece bunun sonuclarına katlanacaklardır Sadece ufak değişiklikler yaparak onemli oranda hastalıklardan korunacağınızı da ummayın