iltasyazilim
FD Üye
Çelişme Nedir? Hakkında Data
Varlığı gerçekleştiren karşıtlığın geliştirici devimi
Mantık dilinde çelişme terimi birbirlerini olumsuzlayan iki kavram, öneri, hak ya da kuramın aralarındaki benzer durumu dile getirir Bunlar birbirleriyle çelişme durumundadırlar bununla birlikte ikisi pat diye yanlış ve ikisi birden içten olamazlar Mesela, Ahmet akıllıdırAhmet akılsızdırönermeleri çelişiktir, Ahmet'in zeki olduğu doğruysa akılsızca yapılan olduğu mutlaka yanlıştır veya akılsız olduğu yanlışsa akıllı olduğu mutlaka doğrudur Ne var ki bu, Ahmet'i maddi yaşamından soyutlayıp, benzer deyişle onu onu her türlü devim ve değişmelerinden ayırıp kavram, öneri, yargı, veya kuramlaştırdığımız hallerde böyledir Yahut Ahmet maddesel yaşamında bir olayda zeki ve bir diğer olayda akılsızca yapılan olabileceği gibi akıllılığı aynı zamanda akıllılığını da içerir Eytişimsel anlamda Ahmet'in aklı, akılsızlıkla çelişerek gelişir
Soyut düşünme alanına özgü yer alan 'mantıklı çelişme'yle maddesel yaşam alanına özgü yer alan 'eytişimsel çelişme' birbirine karıştırılmamalıdır Somut yaşam alanına özgü bulunan eytişimsel çelişme, görünmeyen düşünme alanına özgü bulunan mantıksal çelişmenin tam aksine her şeyin bununla birlikte karşıtını da içerdiğini dile getirir, hem zihin ve hem de varlığın evrensel gelişme yasasıdır Eytişimsel dilde buna 'çelişme ilkesi' ya da çelişme yasası denir
Mantıklı anlamda çelişme, aykırı düşünüşün ölçütüdür Sürekli düşünebilmek için düşünceyi mantıksal çelişmelerden temizlemek gerekir Benzer deyişle kavramlarımız, önermelerimiz, yargılarımız veya kuramlarımız çelişmez olmalıdır ki düşüncemiz doğru ve tutarlı olabilsin (soyut çelişmelerle maddesel çelişmeler düzenli olmalıdır N)çelişik kavramlar, önermeler, yargılar veya kuramlarla işleyen akıl hatalı ve tutarsızdır
Mantıksal çelişme birincil dile getirilişini antikçağ Yunan düşünürü Aristoteles'in biçimlendirdiği 'çelişmezlik ilkesi' veya 'çelişmezlik yasası'nda bulmuştur Çoğu skolastik ve metafizik düzeltmelerden geçen bu ilke ya da yasa, 19 yüzyılda Hegel tarafından yaşamış varlığa uygulanmıştır Hegel'e kadar her türlü yaşamın kaynağı, Aristoteles'in ileri sürdüğü gibi çelişmezlik yok, bütün tersine çelişmedir Ne var ancak Hegel bu çok içten savını yaşamış varlığın kavramlaştırılmasıyla sınırlıyor ve ''eşyanın çeşitliliğini ve ayırt edilişini çelişme halinde keskinleştiren düşünen akıldır'' diyordu Bu ileri sürüş, Hegel'in idealist anlayışının gerekli sonucudur Tarihsel ve eytişimsel özdekçilik, Hegel'in bu idealist savını özdeksel temeline oturtmuş, onun doğal ve toplumsal özünü açık seçik sergilemiştir Fiilen çelişmelerle gelişen, kavramlar yok, doğa ve toplumdur (Hegel de bunu aramak istiyor N) Kavramlar, bu objektif (doğasal ve toplumsal) gelişmeden yansır ''Hareketin kendisi bir çelişme'dir Basit mekanik, bir uzay değişmesi, bir çelişme olduğu gibi, özdeğin daha yüksek biçimlerindeki hareketleri (özellikle organik hayatın gelişmesi) için bu daha da doğrudur Yaşam, çelişme'den ibarettir Yaşamış her şey, her an keza kendisidir ayrıca kendisi olmayan'dır Bu her an oluşan, tekrar tekrar yenilenen ve çözülen bir çelişme'dir Çelişme biter bitmez yaşam da sona erer ve ölüm gelir'' ''Matematikte diferansiyel ve entegral, mekanikte hareket ve aleyhinde hareket (tesirtepki N), fizikte artı elektrik ve eksi elektrik, kimyada atomların birleşmesi ve ayrılması çelişme'nin evrenselliğini tanıtlar'' *
Varlığı gerçekleştiren karşıtlığın geliştirici devimi
Mantık dilinde çelişme terimi birbirlerini olumsuzlayan iki kavram, öneri, hak ya da kuramın aralarındaki benzer durumu dile getirir Bunlar birbirleriyle çelişme durumundadırlar bununla birlikte ikisi pat diye yanlış ve ikisi birden içten olamazlar Mesela, Ahmet akıllıdırAhmet akılsızdırönermeleri çelişiktir, Ahmet'in zeki olduğu doğruysa akılsızca yapılan olduğu mutlaka yanlıştır veya akılsız olduğu yanlışsa akıllı olduğu mutlaka doğrudur Ne var ki bu, Ahmet'i maddi yaşamından soyutlayıp, benzer deyişle onu onu her türlü devim ve değişmelerinden ayırıp kavram, öneri, yargı, veya kuramlaştırdığımız hallerde böyledir Yahut Ahmet maddesel yaşamında bir olayda zeki ve bir diğer olayda akılsızca yapılan olabileceği gibi akıllılığı aynı zamanda akıllılığını da içerir Eytişimsel anlamda Ahmet'in aklı, akılsızlıkla çelişerek gelişir
Soyut düşünme alanına özgü yer alan 'mantıklı çelişme'yle maddesel yaşam alanına özgü yer alan 'eytişimsel çelişme' birbirine karıştırılmamalıdır Somut yaşam alanına özgü bulunan eytişimsel çelişme, görünmeyen düşünme alanına özgü bulunan mantıksal çelişmenin tam aksine her şeyin bununla birlikte karşıtını da içerdiğini dile getirir, hem zihin ve hem de varlığın evrensel gelişme yasasıdır Eytişimsel dilde buna 'çelişme ilkesi' ya da çelişme yasası denir
Mantıklı anlamda çelişme, aykırı düşünüşün ölçütüdür Sürekli düşünebilmek için düşünceyi mantıksal çelişmelerden temizlemek gerekir Benzer deyişle kavramlarımız, önermelerimiz, yargılarımız veya kuramlarımız çelişmez olmalıdır ki düşüncemiz doğru ve tutarlı olabilsin (soyut çelişmelerle maddesel çelişmeler düzenli olmalıdır N)çelişik kavramlar, önermeler, yargılar veya kuramlarla işleyen akıl hatalı ve tutarsızdır
Mantıksal çelişme birincil dile getirilişini antikçağ Yunan düşünürü Aristoteles'in biçimlendirdiği 'çelişmezlik ilkesi' veya 'çelişmezlik yasası'nda bulmuştur Çoğu skolastik ve metafizik düzeltmelerden geçen bu ilke ya da yasa, 19 yüzyılda Hegel tarafından yaşamış varlığa uygulanmıştır Hegel'e kadar her türlü yaşamın kaynağı, Aristoteles'in ileri sürdüğü gibi çelişmezlik yok, bütün tersine çelişmedir Ne var ancak Hegel bu çok içten savını yaşamış varlığın kavramlaştırılmasıyla sınırlıyor ve ''eşyanın çeşitliliğini ve ayırt edilişini çelişme halinde keskinleştiren düşünen akıldır'' diyordu Bu ileri sürüş, Hegel'in idealist anlayışının gerekli sonucudur Tarihsel ve eytişimsel özdekçilik, Hegel'in bu idealist savını özdeksel temeline oturtmuş, onun doğal ve toplumsal özünü açık seçik sergilemiştir Fiilen çelişmelerle gelişen, kavramlar yok, doğa ve toplumdur (Hegel de bunu aramak istiyor N) Kavramlar, bu objektif (doğasal ve toplumsal) gelişmeden yansır ''Hareketin kendisi bir çelişme'dir Basit mekanik, bir uzay değişmesi, bir çelişme olduğu gibi, özdeğin daha yüksek biçimlerindeki hareketleri (özellikle organik hayatın gelişmesi) için bu daha da doğrudur Yaşam, çelişme'den ibarettir Yaşamış her şey, her an keza kendisidir ayrıca kendisi olmayan'dır Bu her an oluşan, tekrar tekrar yenilenen ve çözülen bir çelişme'dir Çelişme biter bitmez yaşam da sona erer ve ölüm gelir'' ''Matematikte diferansiyel ve entegral, mekanikte hareket ve aleyhinde hareket (tesirtepki N), fizikte artı elektrik ve eksi elektrik, kimyada atomların birleşmesi ve ayrılması çelişme'nin evrenselliğini tanıtlar'' *