iltasyazilim
FD Üye
Cennet’e giren en son kişi 'kim olacak?'
Artık ne ölüm ne de hesap korkusu kalır Kişi umduğu rahmetin misliyle yüz yüze gelir İşte o zaman kul, “Ve kâlû’lhamdülillahi ezhebe anne’l hazen, yani “Bizden hüznü ve sıkıntıyı gideren Rabb’imize hamdolsun (Fâtır, 3435) der
Peygamber Efendimiz anlatıyor: Hz Musa (aleyhisselam), Cenabı Hak’la aracısız olarak konuşabilen bir peygamberdi Aklına takılan soruları Yüce Rabb’ine sorar, aldığı cevapları ümmetiyle paylaşırdı Bir gün aklına şöyle bir soru gelmişti:
Cennetlik insanlar içinde derecesi en düşük olan kimsenin gireceği Cennet nasıl olacak?
Hz Musa, cevabını çok merak ettiği bu soruyu Rabb’ine yöneltti Cenabı Hak, sevgili peygamberinin bu sorusunu şöyle cevaplandırdı:
Cennet’i hak eden kullarım teker teker Cennet’teki yerlerine yerleşecek Geriye en son bir kulum kalacak Ona da, “Cennete gir denecek O kulum Cennet’e girmek için adımını atacak; ancak ona cennetin dolu olduğu görüntüsü verilecek Ondan sonra kulum ile kendi aramda şöyle bir konuşma geçecek:
Allah’ım! Herkes Cennet’teki yerini almış Ancak maalesef bana yer kalmamış
Ey kulum! Sen, dünyadaki hükümdarlar gibi lüks ve rahat bir hayat yaşamak ister misin? Buna layık bir kulluk yapmadım; ama Sen’in lütfun ve keremin boldur İsterim Ey Rabb’im!
Sana o kadar mülkle beraber onun dört katını daha veriyorum
Şükürler olsun ey Rabb’im! Ne diyeceğimi bilemiyorum
Ayrıca sana bu mülkün de on katını veriyorum
Hz Musa sorduğu sorunun cevabını almıştı Bu soru onu çok memnun etmişti Ardından şöyle bir soru daha sordu:
Ey Rabb’im! Cennet’in en alt tabakasındaki kişinin durumu bu ise peki Cennet’in en üst tabakasındakinin durumu nasıl olacak? Onlara vereceğim şeyleri ne göz görmüş ne kulak işitmiş ne de kimsenin aklına gelmiştir Hz Musa, Rabb’inin vereceği bu lütufları duyunca şükürle iki büklüm oldu ve binlerce hamd ü senada bulundu (Müslim, İman 312)
Artık ne ölüm ne de hesap korkusu kalır Kişi umduğu rahmetin misliyle yüz yüze gelir İşte o zaman kul, “Ve kâlû’lhamdülillahi ezhebe anne’l hazen, yani “Bizden hüznü ve sıkıntıyı gideren Rabb’imize hamdolsun (Fâtır, 3435) der
Peygamber Efendimiz anlatıyor: Hz Musa (aleyhisselam), Cenabı Hak’la aracısız olarak konuşabilen bir peygamberdi Aklına takılan soruları Yüce Rabb’ine sorar, aldığı cevapları ümmetiyle paylaşırdı Bir gün aklına şöyle bir soru gelmişti:
Cennetlik insanlar içinde derecesi en düşük olan kimsenin gireceği Cennet nasıl olacak?
Hz Musa, cevabını çok merak ettiği bu soruyu Rabb’ine yöneltti Cenabı Hak, sevgili peygamberinin bu sorusunu şöyle cevaplandırdı:
Cennet’i hak eden kullarım teker teker Cennet’teki yerlerine yerleşecek Geriye en son bir kulum kalacak Ona da, “Cennete gir denecek O kulum Cennet’e girmek için adımını atacak; ancak ona cennetin dolu olduğu görüntüsü verilecek Ondan sonra kulum ile kendi aramda şöyle bir konuşma geçecek:
Allah’ım! Herkes Cennet’teki yerini almış Ancak maalesef bana yer kalmamış
Ey kulum! Sen, dünyadaki hükümdarlar gibi lüks ve rahat bir hayat yaşamak ister misin? Buna layık bir kulluk yapmadım; ama Sen’in lütfun ve keremin boldur İsterim Ey Rabb’im!
Sana o kadar mülkle beraber onun dört katını daha veriyorum
Şükürler olsun ey Rabb’im! Ne diyeceğimi bilemiyorum
Ayrıca sana bu mülkün de on katını veriyorum
Hz Musa sorduğu sorunun cevabını almıştı Bu soru onu çok memnun etmişti Ardından şöyle bir soru daha sordu:
Ey Rabb’im! Cennet’in en alt tabakasındaki kişinin durumu bu ise peki Cennet’in en üst tabakasındakinin durumu nasıl olacak? Onlara vereceğim şeyleri ne göz görmüş ne kulak işitmiş ne de kimsenin aklına gelmiştir Hz Musa, Rabb’inin vereceği bu lütufları duyunca şükürle iki büklüm oldu ve binlerce hamd ü senada bulundu (Müslim, İman 312)