iltasyazilim
FD Üye
Cevşenül Kebir Okumanın Fazileti
Cevşenül Kebir Okumanın faydası
Cevşen Duasının Fazileti
Kelime olarak bir zırh anlamına gelen Cevşenin somut ve manevi yönden görülen bir fazla faziletleri vardır Yani: Bin bir esmai İlâhiyeye sarihan ve işareten bakan ve bir cihette Kur'andan meydana çıkan bir hârika münacat olan ve marifetullahta terakki eden tüm âriflerin münacatlarının fevkinde yer alan ve bir gazvede Zırhı çıkar, onun yerine bu Cevşen'i okudiye Cebrail vahiy getiren Cevşenül Kebirmünacatı içindeki hakikatlar ve bütün tamına Rabbine karşısında tavsifler,1 ihtiva etmektedir
Zeynel Abidin ’den rivayet edilmiş olup,onun okuduğu virdlerindendir Zincirleme olarak Ümame,Cafer bin Muhammed Vefalı,o da babasından,oda dedesi HzHüseyin ’den,oda HzAli ’den rivayet etmiş olmaktadır
Hz Ali oğlu Hz Hüseyin ’e:Ey oğlum Sana kendisinden diğer ilah olmayıp,şanı yüce olan Allah ’ın sırlarından bir sırrı öğreteyim fakat,Allah ’ın rasulü o sırrı bana öğretmiştir Diyerek o sırrın Cevşen olduğunu bildirir)
Rasulullah anlatıyor:Vaktaki üzerimde zırh varken ben şiddetli sıcak bir günde Uhud ’a gidiyordumSema tarafına bakıyor ve Allah ’a dua ediyordum Aniden gördüm fakat sema kapıları çözülmüş,Cibril nurlu bir vaziyette indi ve Allah sana Selamlama,Tahiyyat ve İkramda bulunuyor Ve zırhı çıkar bu duayı okudiyor Ben de onu okudum ve taşıdım Zira o zırhtan daha büyüktür,koruyucudur) Dedim ancak:Ey kardeşim Cibril Bu sadece benim için mi? Yoksa benim ve ümmetim için mi? Dedi:Ya Rasulallah Bu dua (Cevşen) Allah tarafından sana ve ümmetine bir hediyedir Onun (okumanın) sevabını ise,Ama Allah bilir Kim fakat onu taşır ve okursa,ister sabahleyin,ister akşam,evinden çıktığında Allah hakkında o kişiye salih amel yapmış muamelesi vacib olur Öyle ama,benzeri o kul Tevrat ve İncil,Zebur ve Furkan (Kur ’lahza) açık fikirli gibi sevab verirVe onların her harfine mukabil Huril Îynlerden iki zevce verir ve cennette onun için bir konut yapar Ve ona Tevrat,İncil,Zebur,Furkan,İbrahim suhûfunun harfleri sayısı dek sevab verir ve İbrahim Halil,Musa Kelim,İsa Ruhullah,Muhammed Hatemi Nebi sevabı kadar sevab verir
Arzı Beyzâ yani uzak,sıcacık,beyaz bir yerin ardından –bir takım mahluklar olup bunlar Allah ’a ibadet edip ayaklanma etmezler Böylece fakat Allah ’ın gazabının korkusundan ağlamakla yüzlerinin etleri parçalanır ne yer ne de içerler Allah bu duayı okuyanlara o kullarının sevabını verir
Dördüncü katta da bir beyt vardır oysa,ona Beyti Ma ’mur denilir her gün oraya yetmiş bin melek girer,çıkar Ve öyle oysa kıyamete değin oraya dönmez (bir daha kendine sıra gelmez) İşte Allah bu duayı okuyanlara bu melaikeler dek sevab verir
Kim bu duayı evinde okursa hırsız girmez ve ebediyyen evi yanmaz
Peygamber Efendimiz dedi:Ey kardeşim Cibril,arttır (daha yok mu?) Cebrail dedi:Seni adalet peygamber olarak gönderen Allah ’a ant ederim ki İsrafile sordum ve bana dedi:Aziz ve Celil olan Allah bana;İzzetim,Celalim,Varlığım,Keremim,Makamımın yüceliği hakkı için,kim bana iman eder,seni tasdik ederse,Ey Muhammed bu duayı da doğrularsa (Derin Saygı ve büyüklüğünü kabul ederse) o kişiye bol miktarda melek veririm (Onun şanını yüceltmek ve korumak için) Kudretim hakkı için Ey Muhammed,bu şart hazinemden hiçbir şeyi noksanlaştırmaz
Eğer kullarımdan bir kul bu duayı halis bir hedef ile,nefsi sadıkla yetmiş kez okursa o Baras (Alaca hastalığı),Cüzzam ve Cünundan (Delilikten) beri olur,kurtulur Kim bu duayı miskli ve kafurlu gümüş bir kab içine yazar ve onu yıkayıp ölünün kefeni üzerine çiselerse kabri üzerine yüz bin nur iner Allah Münker ve Nekirin korkusunu ondan kaldırır Mezar azabından muhakkak kılar Ve o kabirde iken ona yetmiş bin melek gönderirHer melekle beraber nurdan bir tabak olup,ona sunarlar ve onu cennet ile müjdelerler Allah ise bunu işitir ve der:Bu dua dünya yaratılmadan beş bin yıl önce Arşın duvarında yazılmıştır
Hangi kul oysa şek ve şüphe göstermeksizin halis bir amaç ile bu duayı Ramazanın evvelinde veya sonunda veya her Cuma gecesi ya da gündüzünde okursa,Allah ona kadir gecesini gösterir ve Allah Kadir gecesini yaratır ancak onda yetmiş bin melek vardır Her semada yetmiş bin melek vardır Mekke ’de yetmiş bin melek,Medinei Münevvere de yetmiş bin melek,doğuda yetmiş bin melek,her meleğin yirmi bin başı vardır,her başta yirmi bin ağız,her ağızda yirmi bin dil Allah ’ı muhtelif sözlerle tesbih ederler Ve onların sevabını bu duayı yapana verir Allah ile bu duayı yapan arasında da perde kalmaz Perdesiz olaraktan Ve Allah ’dan her ne şey isterse Allah ona verir
Kimde bu dua ile üç kere –velev bir kerede olsa duada bulunursa,Allah onun cesedine cehennemi haram kılar ve cenneti de vacib kılar Kendisini koruyacak iki meleği ona delege kılar Tesbih ve takdisatta bulunan o melekler onu günahlardan ve bütün belalardan korur ve ona cennet kapılarını açarlar Ve bu dua Allah ’ın hazinelerinden bir hazinedir Bin isimle maruftur yani bilinmektedir Ve her bir isimle Allah onu emnu emân içinde dünya yıkım ve korkularından korur Dünya nimet ve saadetlerinden faydalandırır
Peygamberimiz buyurmaktadır fakat:Ya Ali! Cibril bu duanın faziletini bana bildirdi
Havada,denizde,yağmur damlalarıyla müekkel olan,her zaman bütün rahmet melekleri bu duayı okuyana hürmet gösterir kerâmeten kürsülerinden iner,taçlarını çıkarır Önünden ve arkasından tüm facia ve belalara karşı korur ve bütün işlerinde muavin olur Her melek üzerinde bin melek yaratılır Yedinci kata değin müekkel melekler sema kapılarında vardır Yine bunlar bu dua (Cevşen) sahibi için iner ve onlara her işlerinde şefaatçı ve bütün ihtiyaçlarında tezgâhtar olurlar
Rızkında genişlik,bedeninde sağlık,ihtiyaçlarının giderilmesinde melekler şefaatçı olurlar Ve onlar derler fakat:Ey kapıları açan Rabbimiz! Kulun için fazıl kapılarını aç Sürekli onu inayetinle koru Ondan hastalıkları ve sıkıntıları kaldır rahmetinle ona isabet eden dünya ve ahiret musibetlerinin hepsini gider Ey rahmet sahibi olan Allah
Ve bu Cevşeni taşıyanı her türlü afetten,kibirlenen şeytandan,kötülük yapanın kötülüğünden koru Kuytu olan lutfunla lutfet Sağlam olan korumanla setret Zira sen Ğafur ve Rahimsin
Kur ’anda bu meleklerin ismi:Biz saf saf olanlar ve Allah ’ı tesbih edenleriz2 Bunlar on iki kabiledirler Her kabilenin eli aşağı bir milyar asker vardırBir milyon sancak olup,her sancağın altında da melaikelerden yetmiş bin saf vardır Bütün bunlar bu dua sahibi için ikrâmen kürsülerinden iner,başlarından taçlarını çıkarır ve rablerine secdeye kapanırlar Ve o birey için şefaatda bulunur ve derler:Ya Rabbi,sen sema ve arzın nuru,onları nurlandıransın Seni tesbih ederiz Cebbar ve malik sensin Bu da sahibini her türlü afetten,şiddetten,brülör fakirlikten koru Zira bu sana kolaydır
Sen mülk sahibisin Melikleri zelil kılansın Rahmetinle minik çocukları rızıklandıransın Ve bu sayısız melaikeler de o Cevşen sahibine hürmette bulunurlar Rablerine secde ederek secdelerinde derler:Hamdınla seni noksan sıfatlardan tenzih ederiz Ey Allah ’ım Hamd sana mahsustur Senden başka ilah yoktur Hannan ve Mennansın Acıyıp şefkat edensin
Ey tanıdık Celal ve İkram sahibi olan Semaları ve arzı özgün yaratan sensin Bu kulunu tüm üzüntü,hüzün,zorluklardan koru Rahmetinle setretYa Erhamer Rahimin İhsan ve Kereminle ya Ekremel Ekremin3
Cevşenin açıklamasında mübalağa gibi görülen sevab hakkında Bediüzzaman şöyle der: Bir bîçare vesveseli ve alıngan ve dinsizlerle görüşen bir adam, ünlü duai Nebevî olan Cevşenül Kebir hakkında ve fikir haricindeki sevab ve faziletine dair bir hadîsi görmüş, şübheye düşmüş Demiş: Râvi, Ehli Beyt'in imamlarındandır Halbuki hadsiz bir abartma görünüyor Meselâ içinde der: Bu duaya Kur'an dek sevab verilir Ayrıca göklerdeki büyük melaikeler, o dua sahibini gördükçe, kürsîlerinden inip ona pek büyük bir tevazu ile hürmet ederler Bu ise, aklın ve mantığın mikyaslarına gelmezdiye, Risalei Nur'dan imdad istedi Ben de Kur'andan ve Cevşen'den ve Nurlardan gayet kat'î ve tam akıl ve hikmete mutabık bir cevab verdim Size gayet kısa bir icmalini ifade ediyorum Şöyle oysa, ona dedim:
Evvelâ: Yirmi dördüncü Söz'ün Üçüncü Dalında on aded usûl var, böyle şübheleri esasıyla keser, izale eder Ona bak, cevabını al
Sâniyen: Her gün tüm ümmet kadar hasenat ona işlenen ve tüm ümmetin saadetlerine yardım eden ve ismi a'zamın mazharı ve kâinatın çekirdeki aslîsi, hem en ve câmi' meyvesi olan Zâtı Ahmediye Aleyhissalâtü Vesselâm, o duanın kendi hakkında o azîm mertebesini görmüş, ona haber veren Cebrail Aleyhisselâm'dan işitmiş, başkalarını kendine karşılaştırma etmiş veya edilmiş Demek o pek fevkalâde ve acib sevab, Zâtı Ahmediye'nin (ASM) velayeti kübrasından ona gelmiş Küllî, umumî değil Şayet o duanın mahiyetinde böyle hârika bir değer var ve ismi a'zam mazharı olan zâtın tebaiyetiyle başkalara deha o sevab mümkündür; lakin gayet ehemmiyetli şartları var, yalnız okumak kâfi gelmez Yahut müvazenei ahkâmı bozar, farzlara ilişir
Sâlisen: O dua, nasıl ki Zâtı Ahmediye'ye baktığı vakit mübalağadan münezzeh ve aynı gerçeklik oluyor; o kadar de, o duadaki yüzer esmai hüsnanın hakikatlarına baktığı süre yok abartma, ola ki onların nihayetsiz tecellilerinden gelmesi mümkün ve gelebilen feyizlerin nihayetsizliğini kullanmak için öyle eksik bir kısmını Muhbiri Sadık (ASM) haber vermiş ve özendirme için mübhem ve mutlak bırakmış Sonra müruru zamanla o kaziyei mümkine ve mutlaka, bilfiil vaki' ve külliye telakki edilmiş *
Cevşenül Kebir Okumanın faydası
Cevşen Duasının Fazileti
Kelime olarak bir zırh anlamına gelen Cevşenin somut ve manevi yönden görülen bir fazla faziletleri vardır Yani: Bin bir esmai İlâhiyeye sarihan ve işareten bakan ve bir cihette Kur'andan meydana çıkan bir hârika münacat olan ve marifetullahta terakki eden tüm âriflerin münacatlarının fevkinde yer alan ve bir gazvede Zırhı çıkar, onun yerine bu Cevşen'i okudiye Cebrail vahiy getiren Cevşenül Kebirmünacatı içindeki hakikatlar ve bütün tamına Rabbine karşısında tavsifler,1 ihtiva etmektedir
Zeynel Abidin ’den rivayet edilmiş olup,onun okuduğu virdlerindendir Zincirleme olarak Ümame,Cafer bin Muhammed Vefalı,o da babasından,oda dedesi HzHüseyin ’den,oda HzAli ’den rivayet etmiş olmaktadır
Hz Ali oğlu Hz Hüseyin ’e:Ey oğlum Sana kendisinden diğer ilah olmayıp,şanı yüce olan Allah ’ın sırlarından bir sırrı öğreteyim fakat,Allah ’ın rasulü o sırrı bana öğretmiştir Diyerek o sırrın Cevşen olduğunu bildirir)
Rasulullah anlatıyor:Vaktaki üzerimde zırh varken ben şiddetli sıcak bir günde Uhud ’a gidiyordumSema tarafına bakıyor ve Allah ’a dua ediyordum Aniden gördüm fakat sema kapıları çözülmüş,Cibril nurlu bir vaziyette indi ve Allah sana Selamlama,Tahiyyat ve İkramda bulunuyor Ve zırhı çıkar bu duayı okudiyor Ben de onu okudum ve taşıdım Zira o zırhtan daha büyüktür,koruyucudur) Dedim ancak:Ey kardeşim Cibril Bu sadece benim için mi? Yoksa benim ve ümmetim için mi? Dedi:Ya Rasulallah Bu dua (Cevşen) Allah tarafından sana ve ümmetine bir hediyedir Onun (okumanın) sevabını ise,Ama Allah bilir Kim fakat onu taşır ve okursa,ister sabahleyin,ister akşam,evinden çıktığında Allah hakkında o kişiye salih amel yapmış muamelesi vacib olur Öyle ama,benzeri o kul Tevrat ve İncil,Zebur ve Furkan (Kur ’lahza) açık fikirli gibi sevab verirVe onların her harfine mukabil Huril Îynlerden iki zevce verir ve cennette onun için bir konut yapar Ve ona Tevrat,İncil,Zebur,Furkan,İbrahim suhûfunun harfleri sayısı dek sevab verir ve İbrahim Halil,Musa Kelim,İsa Ruhullah,Muhammed Hatemi Nebi sevabı kadar sevab verir
Arzı Beyzâ yani uzak,sıcacık,beyaz bir yerin ardından –bir takım mahluklar olup bunlar Allah ’a ibadet edip ayaklanma etmezler Böylece fakat Allah ’ın gazabının korkusundan ağlamakla yüzlerinin etleri parçalanır ne yer ne de içerler Allah bu duayı okuyanlara o kullarının sevabını verir
Dördüncü katta da bir beyt vardır oysa,ona Beyti Ma ’mur denilir her gün oraya yetmiş bin melek girer,çıkar Ve öyle oysa kıyamete değin oraya dönmez (bir daha kendine sıra gelmez) İşte Allah bu duayı okuyanlara bu melaikeler dek sevab verir
Kim bu duayı evinde okursa hırsız girmez ve ebediyyen evi yanmaz
Peygamber Efendimiz dedi:Ey kardeşim Cibril,arttır (daha yok mu?) Cebrail dedi:Seni adalet peygamber olarak gönderen Allah ’a ant ederim ki İsrafile sordum ve bana dedi:Aziz ve Celil olan Allah bana;İzzetim,Celalim,Varlığım,Keremim,Makamımın yüceliği hakkı için,kim bana iman eder,seni tasdik ederse,Ey Muhammed bu duayı da doğrularsa (Derin Saygı ve büyüklüğünü kabul ederse) o kişiye bol miktarda melek veririm (Onun şanını yüceltmek ve korumak için) Kudretim hakkı için Ey Muhammed,bu şart hazinemden hiçbir şeyi noksanlaştırmaz
Eğer kullarımdan bir kul bu duayı halis bir hedef ile,nefsi sadıkla yetmiş kez okursa o Baras (Alaca hastalığı),Cüzzam ve Cünundan (Delilikten) beri olur,kurtulur Kim bu duayı miskli ve kafurlu gümüş bir kab içine yazar ve onu yıkayıp ölünün kefeni üzerine çiselerse kabri üzerine yüz bin nur iner Allah Münker ve Nekirin korkusunu ondan kaldırır Mezar azabından muhakkak kılar Ve o kabirde iken ona yetmiş bin melek gönderirHer melekle beraber nurdan bir tabak olup,ona sunarlar ve onu cennet ile müjdelerler Allah ise bunu işitir ve der:Bu dua dünya yaratılmadan beş bin yıl önce Arşın duvarında yazılmıştır
Hangi kul oysa şek ve şüphe göstermeksizin halis bir amaç ile bu duayı Ramazanın evvelinde veya sonunda veya her Cuma gecesi ya da gündüzünde okursa,Allah ona kadir gecesini gösterir ve Allah Kadir gecesini yaratır ancak onda yetmiş bin melek vardır Her semada yetmiş bin melek vardır Mekke ’de yetmiş bin melek,Medinei Münevvere de yetmiş bin melek,doğuda yetmiş bin melek,her meleğin yirmi bin başı vardır,her başta yirmi bin ağız,her ağızda yirmi bin dil Allah ’ı muhtelif sözlerle tesbih ederler Ve onların sevabını bu duayı yapana verir Allah ile bu duayı yapan arasında da perde kalmaz Perdesiz olaraktan Ve Allah ’dan her ne şey isterse Allah ona verir
Kimde bu dua ile üç kere –velev bir kerede olsa duada bulunursa,Allah onun cesedine cehennemi haram kılar ve cenneti de vacib kılar Kendisini koruyacak iki meleği ona delege kılar Tesbih ve takdisatta bulunan o melekler onu günahlardan ve bütün belalardan korur ve ona cennet kapılarını açarlar Ve bu dua Allah ’ın hazinelerinden bir hazinedir Bin isimle maruftur yani bilinmektedir Ve her bir isimle Allah onu emnu emân içinde dünya yıkım ve korkularından korur Dünya nimet ve saadetlerinden faydalandırır
Peygamberimiz buyurmaktadır fakat:Ya Ali! Cibril bu duanın faziletini bana bildirdi
Havada,denizde,yağmur damlalarıyla müekkel olan,her zaman bütün rahmet melekleri bu duayı okuyana hürmet gösterir kerâmeten kürsülerinden iner,taçlarını çıkarır Önünden ve arkasından tüm facia ve belalara karşı korur ve bütün işlerinde muavin olur Her melek üzerinde bin melek yaratılır Yedinci kata değin müekkel melekler sema kapılarında vardır Yine bunlar bu dua (Cevşen) sahibi için iner ve onlara her işlerinde şefaatçı ve bütün ihtiyaçlarında tezgâhtar olurlar
Rızkında genişlik,bedeninde sağlık,ihtiyaçlarının giderilmesinde melekler şefaatçı olurlar Ve onlar derler fakat:Ey kapıları açan Rabbimiz! Kulun için fazıl kapılarını aç Sürekli onu inayetinle koru Ondan hastalıkları ve sıkıntıları kaldır rahmetinle ona isabet eden dünya ve ahiret musibetlerinin hepsini gider Ey rahmet sahibi olan Allah
Ve bu Cevşeni taşıyanı her türlü afetten,kibirlenen şeytandan,kötülük yapanın kötülüğünden koru Kuytu olan lutfunla lutfet Sağlam olan korumanla setret Zira sen Ğafur ve Rahimsin
Kur ’anda bu meleklerin ismi:Biz saf saf olanlar ve Allah ’ı tesbih edenleriz2 Bunlar on iki kabiledirler Her kabilenin eli aşağı bir milyar asker vardırBir milyon sancak olup,her sancağın altında da melaikelerden yetmiş bin saf vardır Bütün bunlar bu dua sahibi için ikrâmen kürsülerinden iner,başlarından taçlarını çıkarır ve rablerine secdeye kapanırlar Ve o birey için şefaatda bulunur ve derler:Ya Rabbi,sen sema ve arzın nuru,onları nurlandıransın Seni tesbih ederiz Cebbar ve malik sensin Bu da sahibini her türlü afetten,şiddetten,brülör fakirlikten koru Zira bu sana kolaydır
Sen mülk sahibisin Melikleri zelil kılansın Rahmetinle minik çocukları rızıklandıransın Ve bu sayısız melaikeler de o Cevşen sahibine hürmette bulunurlar Rablerine secde ederek secdelerinde derler:Hamdınla seni noksan sıfatlardan tenzih ederiz Ey Allah ’ım Hamd sana mahsustur Senden başka ilah yoktur Hannan ve Mennansın Acıyıp şefkat edensin
Ey tanıdık Celal ve İkram sahibi olan Semaları ve arzı özgün yaratan sensin Bu kulunu tüm üzüntü,hüzün,zorluklardan koru Rahmetinle setretYa Erhamer Rahimin İhsan ve Kereminle ya Ekremel Ekremin3
Cevşenin açıklamasında mübalağa gibi görülen sevab hakkında Bediüzzaman şöyle der: Bir bîçare vesveseli ve alıngan ve dinsizlerle görüşen bir adam, ünlü duai Nebevî olan Cevşenül Kebir hakkında ve fikir haricindeki sevab ve faziletine dair bir hadîsi görmüş, şübheye düşmüş Demiş: Râvi, Ehli Beyt'in imamlarındandır Halbuki hadsiz bir abartma görünüyor Meselâ içinde der: Bu duaya Kur'an dek sevab verilir Ayrıca göklerdeki büyük melaikeler, o dua sahibini gördükçe, kürsîlerinden inip ona pek büyük bir tevazu ile hürmet ederler Bu ise, aklın ve mantığın mikyaslarına gelmezdiye, Risalei Nur'dan imdad istedi Ben de Kur'andan ve Cevşen'den ve Nurlardan gayet kat'î ve tam akıl ve hikmete mutabık bir cevab verdim Size gayet kısa bir icmalini ifade ediyorum Şöyle oysa, ona dedim:
Evvelâ: Yirmi dördüncü Söz'ün Üçüncü Dalında on aded usûl var, böyle şübheleri esasıyla keser, izale eder Ona bak, cevabını al
Sâniyen: Her gün tüm ümmet kadar hasenat ona işlenen ve tüm ümmetin saadetlerine yardım eden ve ismi a'zamın mazharı ve kâinatın çekirdeki aslîsi, hem en ve câmi' meyvesi olan Zâtı Ahmediye Aleyhissalâtü Vesselâm, o duanın kendi hakkında o azîm mertebesini görmüş, ona haber veren Cebrail Aleyhisselâm'dan işitmiş, başkalarını kendine karşılaştırma etmiş veya edilmiş Demek o pek fevkalâde ve acib sevab, Zâtı Ahmediye'nin (ASM) velayeti kübrasından ona gelmiş Küllî, umumî değil Şayet o duanın mahiyetinde böyle hârika bir değer var ve ismi a'zam mazharı olan zâtın tebaiyetiyle başkalara deha o sevab mümkündür; lakin gayet ehemmiyetli şartları var, yalnız okumak kâfi gelmez Yahut müvazenei ahkâmı bozar, farzlara ilişir
Sâlisen: O dua, nasıl ki Zâtı Ahmediye'ye baktığı vakit mübalağadan münezzeh ve aynı gerçeklik oluyor; o kadar de, o duadaki yüzer esmai hüsnanın hakikatlarına baktığı süre yok abartma, ola ki onların nihayetsiz tecellilerinden gelmesi mümkün ve gelebilen feyizlerin nihayetsizliğini kullanmak için öyle eksik bir kısmını Muhbiri Sadık (ASM) haber vermiş ve özendirme için mübhem ve mutlak bırakmış Sonra müruru zamanla o kaziyei mümkine ve mutlaka, bilfiil vaki' ve külliye telakki edilmiş *