CHP’den Kadına Yönelik Şiddet Komisyonu’ndan Çekilme Kararı: 'Figüran Olmayacağız'

CHP, TBMM’de bayana yönelik şiddetin tüm taraflarıyla araştırılması ve gerekli tedbirlerin alınması için geçen mart ayında kurulan komiteden çekilme kararı aldı. 





Çekilme kararına ait hazırladıkları metinde komitede yaşananları özetleyen CHP’li üyeler, “Cumhur İttifakı’nın bizleri figüran haline getirme gayreti içine girerek, kendi gündemlerini tatbik etmek ve sonuç olarak Kurul raporunda da Mukaveleden çıkmayı legalleştirmeye dönük bir teşebbüs içerisinde olduğunu görüyoruz” tabirlerini kullandı.


Münasebetleri sıraladı




CHP Milletvekili Gamze Taşçıer'in paylaştığı çekilme kararına ait metin şöyle:

“Türkiye’de maalesef bayana yönelik şiddet ve bayan cinayeti olayları her geçen gün artmakta, bayanların ömür hakkına yönelik topyekün bir akına dönüşmektedir. Bizler de bu bahiste, uygulamada eksiklikler olduğunu her fırsatta lisana getiriyor ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin misyon üstlenmesi gerektiğini tabir ediyorduk.

Bu kurul kurulduğunda da, bayana yönelik şiddet karşısında, uygulamada var olan eksiklere dönük demokratik bir ortamda, karşılıklı istişare ile tahliller üretileceğine olan inancımızla bu kurula katıldık. Lakin komite kurulduktan kısa bir mühlet, AKP Genel Başkanı’nın bir gece yarısı hukuksuz ve Meclis iradesini yok sayarak İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı alması bizleri endişelendirdi. Süreç içerisinde kurulda karşılaştığımız tavır ve gidişat maalesef bu kaygılarımızı haklı çıkardı.

Münasebetiyle bugüne kadar yapılan her toplantıda;

1) Müzakere ortamının oluşmaması ismine Komite Başkanı’nın ısrarlı bir uğraş içerisinde olması ve kurul çalışmalarının monolog formuna indirgenerek, kısaca, “sorunu sor yanıtına yorum yapma” formundaki Meclis Araştırma Kurulu mantığına karşıt işleyişteki ısrar.

2) Kurul takvimi ve işleyişinin ısrarla bizlerle paylaşılmaması, daha birinci toplantıdan itibaren yordam ve süreçle ilgili taleplerimizin göz gerisi edilmesi.

3) Bir Baro Liderinin bu Meclis çatısı altında, seçilmiş milletvekillerine yönelik hakaret içeren ve kendince had bildirmeye dönük kelamlarına Komite Başkanı’nın gerekli yansıyı göstermemesi ve ısrarlı davetlerimize karşın özür dilemeye davet etmemesi, Meclis’in prestijine ve milletin iradesine yönelik bu hücumun göz arkası edilmesi.

4) Konuşma sürelerimizin daima kesilmeye çalışılması, gerek sunumlarla ilgili gerekse de bayana yönelik şiddetin sebepleriyle ilgili genel fikir ve görüşlerimizi söz etme uğraşımızın Komite Lideri tarafından ısrarla engellenmesi.

5) Kurul Liderinin, komitede sunum yapan davetlilere yönelttiğimiz sorular üzerine, hangi sorularımıza karşılık verilip verilmemesi istikametinde kendince telkinde bulunuyor olması ve bu tutumunu ısrarla sürdürüyor oluşu.

6) Kurula katılan Bakanlık ve kurum temsilcilerinden yazılı gönderileceği söylenen ve hatta geldiği de söz edilen, lakin Komite Lideri tarafından bir türlü tarafımıza ulaştırılmayan ve gündemin soğutularak verilen yanıtların yeniliğini kaybetmesine yönelik gayret içerisinde olunması.

7) Farklı görüş olmanın da ötesinde, çok eşliliği ve 15 yaşında çocukların evlenmesini savunan, İstanbul Sözleşmesi’nin de ötesine geçerek Lanzorette Sözleşmesi’ni dahi tartışmaya açan, kozmik temel insan haklarından rahatsız olduğunu söz eden, 6284 sayılı kanunun kaldırılması konusunda talepleri yönelten şahısların Bayana Yönelik Şiddetin Sebeplerinin Araştırılması ve Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesiyle ilgili bir kurula davet edilmesi, başlı başına bu kurulun varlığına ve üyelerine hakarettir. Bu şahısların buraya davet ediliyor olması, komitenin bayana yönelik şiddeti araştırma gayesi olmadığının açık göstergesidir. Kurulda bu tarafta söz edilen kelamların Cumhur İttifakı üyeleri tarafından olağan ve olağan karşılanması da, komitenin ne gayeyle kurulduğunu ve sonucunda neyin hedeflendiğini göstermektedir.


"İstanbul Sözleşmesi'nden çıkmayı yasallaştırma girişimi"




Sonuç olarak;

Kurul kurulurkenki beklentilerimizin maalesef gerçekleşmediğini görüyoruz. Bayana yönelik şiddetle gayret için kurulan bir kurulda, kozmik temel insan haklarını savunmak durumunda kaldığımız ve bayanın ikinci sınıf insan olmadığını tabir etmemizin gerektiği bir pozisyona gelmekten ıstırap duyuyoruz. Münasebetiyle bizim için bu kurulun fonksiyonu, bayana yönelik şiddetle uğraştan fazla, iktidarın İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma rezaletini gölgelemektir. Cumhur İttifakı’nın bizleri figüran haline getirme uğraşı içine girerek, kendi gündemlerini tatbik etmek ve sonuç olarak Komite raporunda da Mukaveleden çıkmayı legalleştirmeye dönük bir teşebbüs içerisinde olduğunu görüyoruz.

Münasebetiyle biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bugün itibariyle komiteden çekiliyoruz. Ayrıntılı açıklamamızı yarın kamuoyu ile paylaşacağız. Biz bu kuruldan çekilirken şunu da altını çizerek söz ediyoruz, bu toplumda her bir bayan eşit, özgür bireyler olana, insan haklarına uygun, yaşanabilir bir Türkiye kurulana kadar uğraşımız devam edecektir. Bu kararlı gayretimiz, İstanbul Sözleşmesi’nden hukuksuz çıkma kararının yürürlüğe gireceği 1 Temmuz’dan evvel de sonra da sürecektir.”