elektronikci
FD Üye
İnsan doğanın ürkütücü gücüyle baş edebilmek için diğer insanlarla bir araya gelerek toplumları oluşturmuştur. İşte bu toplumları oluşturan en küçük ve önemli öğe ailedir.Uzun yıllar sürecek mutluluk ve beraberlik beklentisi ile kurulan evlilikler bazen zaman içinde yaralar alabiliyor. Başta kurulan hayaller kumdan kaleler gibi yerle bir oluyor. Çiftler girdikleri döngüden kurtulamayıp, çözümsüz kalabiliyorlar. Süreç ne yazık ki boşanma ile sonuçlanırken hem bireyler hem de varsa çocuklar olumsuz etkileniyorlar.
Ailenin yaşamsal döngüsünde karşılaştığı sorunlarla baş etme yöntemi her ailenin kendisine özgüdür ve o ailenin kültürel düzeyini gösterir. Güven, sevgi, saygı, bağlılık, sadakat gibi özelliklerden biri ya da bir kaçının ihmal edildiği durumlarda sorunlar yaşanır.
Evlilik sürecinde yaşanan şiddetli tartışmalar büyük anlaşmazlıklara dönüşüyorsa, eşler arasındaki iletişim durma noktasına gelmişse, evlilik içinde sürekli bir gerginlik ve tedirginlik yaşanıyorsa, yaşanan sürekli öfke ve kırgınlık nedeniyle cinsel açıdan bir yakınlık duyulmuyorsa, güven sorunu yaşanıyorsa, ortak paylaşımlar azaldıysa aile ve evlilik danışmanından destek alınması kaçınılmaz hale gelmiş demektir.
Aile yaşamında değişiklikler ( iş değişikliği ya da taşınma ),kayıp, yas ve travmalar, ebeveynlik becerileri, alkol ve madde kullanımı, yeme bozuklukları, boşanma, iş stresi, ekonomik problemler, evlat edinme, üvey ebeveyn/ çocuk ilişkileri aile ve evlilik danışmanlığında destek verilen konular arasındadır.
Evlilik danışmanlığında, çiftlere gereksindikleri doğru bakış açısı kazandırılarak iletişim becerileri ailenin yapısına uygun olarak yeniden yapılandırılmaktadır. Üyeler hem bireysel hem de birlikte ele alınarak değerlendirilmektedir.
Terapistin bilgi ve deneyimiyle oluşturduğu güvenli ve açık ortamda anlaşmazlıkların nasıl oluştuğu, eşler tarafından nasıl sürdürüldüğü döngüsü fark ettirilerek sorunun çözümüne yönelik uygulamalar yapılır. Burada en önemli noktalardan biri çiftlerin istek ve işbirliğidir.
MUTLU EVLİLİĞE GİDEN YOL
Beraberce bir yaşam kurmayı planlamak, birbirini çok sevmek, gelecekle ilgili harika planlar yapmakla aynı evde yaşayıp gündelik hayatın rutin sorunlarıyla yüzleşmek birbirinden çok farklı olgulardır. Yapılandırılmış ortamlarda beraber olan çiftler bazen evlilikte beklenmeyen sorunları yaşayabilmektedir.
Evlilik öncesi danışmanlık, bireyleri evlilik, görev paylaşımı, ev bütçesinin idare edilmesi ve ebeveynlik konusunda doğru bilgilendirmeyi, evlilik öncesi ilişkilerine tarafsız bir gözle bakmayı, evlilik yaşantısına geçişi kolaylaştırmayı, ilişkide yakınlık, bağlılık ve güveni arttırmayı amaçlamaktadır.
Evlilik, gerçek iletişimin, dostluğun, sevgi ve saygının sağlandığı durumlarda en güzel paylaşımların yaşandığı bir yaşam ortaklığıdır. Evlilik öncesi danışmanlıkta, çiftler beraberce seanslara gelerek bilmek istedikleri soruları sorarlar, korkularını dile getirirler. Her danışan ve her çift kendine özgü bir yapı olduğundan, o çiftin kişilik özelliklerine göre yapılandırmalar yapılmaktadır.
AİLEDE İLETİŞİM SORUNLARI
Çağımızın slogan sorusu: Evlenince sevgi biter mi?
Bu sorunun yanıtını bulmak için onlarca kitap yazılmış,yazılmakta, görsel yayın ve uzmanlarla söyleşiler halen yapılmaya devam etmektedir. Sevgiyi, saygıyı, ilgiyi canlı tutmak biraz çaba gerektiren ancak imkansız olmayan bir şeydir.
Evlendikten sonra bazı çiftler, bir an gelir daha önce yaptıkları davranışları yapmamaya başlarlar. Aynı insanla uzun süre yaşamak genelde, sıkıcı ve boğucu bir hava yaratabilir. Bazen aynı evin içinde sorun yok gibi gözükse de kişiler giderek duygusal anlamda birbirlerinden uzaklaşırlar. Evliliği güçlü kılan, ruhsal, fiziksel, cinsel, kültürel uyumdur. Eşin kişisel özelliklerini olduğu gibi kabullenebilme ve saygı gösterebilme yeteneği, idealler, değerler, inaçlar ve amaçlar konusunda anlayış evliliğin temel unsurlarıdır.
Evliliğin ilk yılları birbirini tanıma anlamında büyük önem taşır ve çatışmaların en yoğun olduğu dönemdir. Evlilik ve çift terapisinin amacı, güçlü ve her zaman canlı bir evlilik isteyen çiftlere kendilerine özel , uygun danışma programıyla destek olmaktır.
BEBEĞE HAZIRLIK
Yaşamın bize sunduğu en keyifli durumlardan biri çocuk sahibi olmaktır. Ancak dünyada hiçbir canlının yavrusu, yeni doğan bir bebek kadar bakım ve korunmaya muhtaç değildir. Bu sürecin uzunluğu, yalnızlık duyguları, mesleki sorunlar, parasal sıkıntılar, aile içi geçimsizlikler, kendi aileleriyle yaşamış oldukları sorunlar doğacak çocuğa yansıyabilir. Çoğu ebeveyn , hamilelikle filizlenerek varolan bu karmaşık duyguların farkında olmayabilir. Görünürdeki tüm bu nedenlerden bağımsız olarak, anne-baba kişilik örüntülerinden dolayı bir çocuğun doğumuna henüz kendilerini hazır hissetmeyebilirler .
Birçok hamile kadının yaşadığı, bedensel ve psikolojik değişiklikler, aynı zamanda yoğun bir kaygının oluşumuna da neden olur. Kişiden kişiye farklılık gösteren bu dönemdeki psikolojik durum, bazı kadınlar için; mutluluk, olgunluk, bazı kadınlar için; endişe, kaygılı bekleyiş, olarak yaşanabilir.
- Bebeğin sağlığının nasıl olacağı ile ilgili kaygılar
- Doğum korkusu
- Annenin hamilelikte ve sonrasında vücudunun bozulacağından korkması
- İyi bir anne olma kaygısı- Eş ve diğer aile bireylerinden doğum öncesi ve sonrası yeterli destek görememe korkusu
- Kadının eşi ile ilgili, anlaşamama veya eşinin nasıl bir baba olacağı konusunda kaygıları
Hamilelikte en çok karşılaşılan sorunlardandır. Bu kaygıların günlük yaşamı etkiler düzeye gelmesi durumunda bir uzmandan yardım alınması yarar sağlayacaktır.
AİLE OLMAK
Yaşamımızı sürdürürken rollerimiz de bize eşlik eder. Eş, yönetici, çalışan, anne – baba gibi. Çocuğun benlik kavramı, kendisi için önem taşıyan büyüklerin ona gösterdiği tutumların bir yansımasıdır. Dolayısıyla anne baba, çocuğun gelişimine rehber olabilmek için gerekli olan tüm denetimi elinde tutmalıdır. Ana- baba ve çocuk arasındaki sorunların başlangıç noktası her zaman ana-babadır. Bazı aileler çocuğun gereksinimi olan sınırları gereğinden fazla gevşek bırakırlar, bazıları ise gereğinden fazla sıkı. Her ailenin kendine özgü yapısı ve biricikliği nedeniyle bunun tam olarak nasıl olması gerektiği o ailenin yapısına göre belirlenebilir.
Kendilerine ve çevrelerine uyum yapmış ana babaların çocukları kendilerine sağlanan destek ve önderlik sayesinde giderek benliklerini geliştirir, bütünleşir ve özerk varlıklar olarak yetişkin yaşama ulaşırlar.
Anne-babalar çocuk yetiştirmek gibi çok önemli bir iş yaparken zaman zaman kararsızlığa kapılabilir, çözüm yolu bulamayabilir, bir soruna karşı nasıl tepki vereceğini bilemeyebilir. Sorunların daha fazla kalıcı hale gelmesini önlemek amacıyla uzman desteği almak yerinde olacaktır.
SAĞLIKLI BOŞANMA SÜRECİ
Hangi nedenle olursa olsun boşanma, eşler ve varsa çocuk için sorun olmaktadır. Karşılıklı anlaşma ile olamayan boşanmalarda, boşanmayı istemeyen taraf bir boşluk hissetmekte, çoğu zaman derin depresyon durumları ortaya çıkmaktadır.
Boşanmanın nedenleri çok çeşitlidir: eşlerin kıskançlığı, akrabalarla ilişkiler, geçim sıkıntısı, çocuk bakımı ve yetiştirilmesi, cinsel sorunlar, şiddet uygulanması, eşlerin evlilik dışı ilişkileri, madde bağımlılıkları, ruhsal ve bedensel rahatsızlıklar, göç, ilgisizlik gibi nedenleri sayabiliriz. Hatta boşanmaların bazıları diğer eşe ceza vermek anlamını bile taşıyabilmektedir.
Boşanma sürecindeki kararsızlıklar, çevrenin boşanmaya vereceği tepki, çocukların etkilenme düzeyleri, kaygılar, boşandıktan sonraki yalnızlık endişesi, süregelen yaşam biçiminden çok farklı bir boyuta geçmek bireyleri karmaşık duygularla karşı karşıya bırakmaktadır. Aslında çiftlerin boşanmaya ne kadar hazır oldukları da üzerinde durulması gereken ayrı bir konudur.
Boşanma sürecinde yalnızca öncesi değil, boşanma sonrası da olumsuz duyguları onarma ve yaşadıklarıyla baş etme açısından önem taşımaktadır. Danışmanlık hizmeti, bu süreci anne –baba ve çocuk açısından en az zararla atlatmada destek sağlamaktadır.
Bu nedenle bireyler sağlıklı bir boşanma sürecini nasıl gerçekleştirebilecekleri, boşanma öncesi ve sonrasında etkili ve verimli ebeveynlik rollerini nasıl sürdürebilecekleri konusunda psikolojik destek almalıdır.
Terapistin bilgi ve deneyimiyle oluşturduğu güvenli ve açık ortamda çiftlerin birbirini duyması, anlaması sağlanır.Anlaşmazlıkların nasıl oluştuğu, eşler tarafından nasıl sürdürüldüğü döngüsü fark ettirilerek sorunun çözümüne yönelik uygulamalar yapılır. Burada en önemli noktalardan biri çiftlerin istek ve işbirliğidir.