Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Cihat, kıtal ve harb

Cihat, kıtal ve harb
0
113

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
37
F-D Coin
19
Kur’anı Kerim’de cihat ve savaşı ifade eden üç farklı kelime vardır Bunlar: Cihat, Kıtal ve Harb kelimeleridir “Harb kökünden gelen ve savaşmayı ifade eden altı kelime geçmektedir Kıtal kelimesi doğrudan savaşmak ve öldürmek anlamında olup yüzden fazla ayette geçer “Allah yolunda nefsi, canı ve malı ile mücadele etmek anlamındaki “CHD kökünden gelen kelimeler türevleri ile beraber kırka yakın ayette geçmektedir Allah yolunda her türlü gayret ve çabaya cihad adı verilmektedir İlimde çok gayret gösteren kişiye “Müçtehit denmesi bundan dolayıdır

“Harb kökünden gelen ayetleri ele alarak incelediğimiz zaman ikisinin münafıkların fitne amacı ile bir mescit inşa ederek müslümanlar ile savaşmayı amaçladıkları (Tevbe, 9:107) fitne ve fesat, anarşi ve terör amacı ile bir araya gelenlere yakalanınca verilecek cezayı belirleyen ayette (En’am, 5:33) geçmektedir Ayrıca Allah’ın emirlerine uymayarak Allah’a ve Resulüne isyan etmek, (Bakara, 2:279) Yahudilerin yeryüzünde fitne ve fesat ile anarşi ateşini körüklemeleri, (Mâide, 5:64) yine Yahudilerin müşrikler ile ittifak kurup müslümanlarla olan anlaşmalarını bozarak savaş alanından çekilip fitne ile Müslümanları perişan etmeyi amaçladıklarını ifade ettiklerini bildiren ayette (Enfal, 8:57) ve son olarak “harp aletleri anlamında (Muhammed, 47:4) kullanılmıştır Peygamberimizin (sav) “Harp hiledir (Muhtasar Tecridi Sarih, 1984İstanbul, İmam Zeynuddin Ahmet bin Abdullatif Zebidi, Kitabu’lCihat, 1298; Riyazu’sSalihîn, İmam Nevevi, 1970Kahire, s 388) hadisini bu açıdan değerlendirmekte fayda vardır Yani anarşi ve terörü önlemek amacı ile alınacak tedbirlerde hile metodunu da kullanmayı düşünmek gerekir

İslam dininde “FîSebilillah yapılmayan hiçbir mücadele “Cihad olmaz Savaş anlamındaki “Kıtal de yine “FîSebilillah olmak şartı ile cihad olarak isimlendirilebilir Bu durumda cihad umumidir, savaş onun içinde hususi ve arızî bir durumdur Barış içinde cihad esas, savaş ise geçici ve istenmeyen, ama mecbur kalınınca son çare olarak kendisine başvurulan bir durumdur Bunun için cihad genel olup savaşı da kapsamı alanına almıştır “Harb kelimesi ayrıca cihad ve savaştan farklı olarak “Allah ve Resulüne isyan etmek anlamında fitne, terör ve hareketlerini ifade etmek için de kullanılmıştır

Kur’anı Kerim’de öldürmeyi ve savaşı ifade eden “Kıtal kelimesi 13 ayette geçmektedir “KTL kökünden türeyen kelimelerin geçtiği ayet sayısı ise 140 adettir Bu kökten türeyen değişik fiiller, Kur’ânı Kerim’de farklı anlamlarda kullanılmıştır Meselâ “katele fiili, dünyevî ve uhrevî hükümler bağlamında kasten adam öldürme, yanlışlıkla adam öldürme, ihramlıyken bir av hayvanını öldürme gibi değişik anlamlarda kullanıldığı gibi, aynı kökten türeyen “ıktetele fiili, “kavga etme (Kasas, 28:15) “birbirini öldürme (Bakara, 2:253) “savaşma (Hucurat, 49:9) anlamında kullanılmıştır Ayrıca “kâtele fiili normalde “savaştı anlamında kullanılmakla beraber, “kâtelehümüllah tabiri, “Allah onları kahretsin anlamında kullanılmıştır Yine “kutile kelimesi “öldürüldü anlamında kullanılmakla beraber, nankör kimselerle ilgili olarak, “kutile’lİnsan tabiri, “kahrolası insan anlamında kullanılmıştır Aynı kökten türemekle beraber, Allah yolunda savaşma ve böyle bir savaş esnasında öldürme ve öldürülme anlamında kullanılmakla “cihad kapsamına giren kelimelerin geçtiği ayet sayısı ise 50’ye ulaşmaktadır

Kur’anı Kerim’de “Kıtal ile ilgili yüz küsur ayetin bulunması, savaşı esas aldığı için değil, fiili bir durum olan savaş istenmese de bunun ile ilgili hükümlerin çok olmasındandır Çünkü savaş pek çok hukuku insaniye ile ilgilidir Hak ve adaleti esas alan Kur’an elbette haksızlığı önlemek için pek çok ahkâmı bildirecektir Çünkü Kur’ana göre “Bir insanı haksız yere öldürmek veya yeryüzünde fesat çıkarmak bütün insanları öldürmek gibi büyük bir günah ve vebaldir (Maide, 5:32) “Adaleti Mahzayı esas alan Kur’anı Kerimdeki adaleti en güzel şekilde ifade eden bu ayet ile Kur’anı Kerim buyuruyor ki: “Bir masumun hakkı, bütün halk için de olsa iptal edilemez Cenabı Hakkın nazarı merhametinde hak haktır; küçüğüne büyüğüne bakılmaz Küçük büyük için iptal edilemez Bir cemaatin selameti için, bir ferdin, rızası bulunmadan, hayatı ve hakkı fedâ edilmez (Bediüzzaman Said Nursi, Mektubat, 1998İst, s 56)

Bu dünyaya mühim görevler için gönderilen insanın pek çok vazifeleri vardır “Yaratıcısı olan Allah’a karşı iman ve ibadet, kendisini doğru yola davet eden peygamberin sünnetine uymak ve kendisine ahiret saadetini kazandıran dinini tebliğ ve onun başkalarına ulaştırmak için mücadele etmek bu vazifelerinden bazılarıdır Burada anlatılmak istenen cihad, dini başkalarına ulaştırmak için sabırla, gayretle, meşakkatlere katlanarak çalışmak anlamındadır Yine cihad, dini tebliğ ve insanları irşat ile beraber, nefis ve şeytanla mücadele, toplumdaki kötülükleri ve zulmü ortadan kaldırmak için azami gayret sarf etmek anlamına gelmektedir Cihad her Müslümanın her zaman yapması gerekli olan bir ibadet iken, Kur’anın “KITAL dediği savaş ise harici tecavüze karşı devlet eliyle yapılır Bunun için Kur’anı Kerimde içerisinde “CİHAD ve “MÜCAHEDE kelimelerinin geçtiği ayetler “manevi cihadı yani kişinin nefsi, malı ve canı ile yapacağı cihadı anlatır İçerisinde KITAL ve MUKATELE kelimelerinin geçtiği ayetler ancak maddi ve silahlı olan ve devlet başkanının liderliğindeki bir savaşı ifade etmektedirBazı müfessirler Kur’an’ın emri olan cihad ile yine Kur’an’da “Kıtal olarak geçen savaşı birbirine karıştırmış, “İslam’da cihadın gayesi, batıl sistemleri yıkıp yerine İslam nizamını getirmektir (Seyid Kutup, Fi Zılâli’lKur’an, 1973İst, 6:427) diye manevi mücahedeye gereken değeri vermemişlerdir Bu anlayış nihayet “Siyasal İslama, dinin siyasete alet edilmesine ve bundan netice alınamayacağı görüşü de “Radikal İslam denilen anarşiye götürmüştür Günümüzün İslam dünyasını saran sıkıntının temelinde bu vardır “Cihat ve savaş konusu mutlak olmayıp zamana ve şartlara göre değişik hükümler alabilen ve her zaman yanlış anlaşılmalara yol açan bir konudur Sonuç itibarı ile çok büyük sorumlulukları, ağır ferdi ve toplumsal sonuçları, dolayısıyla yanlış uygulamalarda zulüm ve haksızlıkları da beraberinde getirir Yüce Allah Kur’anı Kerimde “Allah yolunda nasıl mücahede etmek gerekiyorsa öyle cihad ediniz O Allah, dinine yardım etmeniz için sizi seçti ve sizin için dinde bir zorluk da yapmadı Tıpkı İbrahim’in (as) dininde olduğu gibi Allah’a teslimiyeti size emretti ve sizi Müslüman diye isimlendirdi Öyle ise namazınızı dosdoğru kılın, zekâtınızı verin ve her işinizde Allah’a dayanıp güvenin Sizin dostunuz ve Mevla’nız O’dur O Allah ne iyi dost ve ne güzel yardımcıdır (Hac, 22:78) buyurmaktadır Bu ayet bize Allah yolunda zamanın ve şartların gerektirdiği şekilde cihat yapmamızı emretmektedir

Şayet Kur’anın emrettiği şekilde cihat yapılmazsa o zaman büyük ve acı mağlubiyetlere düşme ihtimali vardır Belki de günümüzdeki Müslümanların mağlubiyetinin temelinde Kur’anın emrettiği şekilde cihat edilmemesi yatmaktadır Çünkü emredilen şekilde yapılan bir cihatta mağlubiyet olmaz “Hak daima galiptir (Buhari, Cenaiz, 79; Bediüzzaman Said Nursi, Sözler, 1998İst, s 665) Yüce Allah “Akıbet müttakilerindir (Hud, 11:49) buyurmaktadır “Gevşemeyin ve üzülmeyin, inanıyorsanız üstünsünüz (Âli İmran, 3:139) emreder İnananların mağlubiyeti dinden değil; nefislerine, hevalarına uymalarından, şeytanın, ehli küfür ve ehli dalaletin tuzaklarına düşmelerinden kaynaklanır Yine, inananların ehli dalalet karşısında mağlup düşmesi bilgisizlikten değil, “tatbiki nazariyat ve muktezayı hali bilmemekten kaynaklanır

İlk cihad Oku!(Alak, 96:15) emriyle başlamıştır Dinin temeli ve esası imandır İman ise bir olan Allah'ın vahdaniyetine, her şeye kadir olduğuna, her yerde hazır ve nazır olduğuna, her şeyi bildiğine, gördüğüne ve her işi bizzat kudreti ile yarattığına iman etmek demektir Bu iman okumak ve ilim öğrenmekle kazanılır Sonrasında ise imanın verdiği teslimiyet ile Allah'ın emirlerine uymak, gönderdiği peygamberine itaat etmek gelmektedir Allah'ın dinini kabul edip, ona uyduktan sonra bunda sebat etmek, dinin düşmanları olan başta nefis ve hevası, kötü arzu ve istekleri ile mücadele etmek gerekir Bu da mücadele ve mücahedeyi gerektirir Bunun için cihad namaz, oruç, zekât ve hac gibi her Müslüman'a farz kılınmış bir ibadettir

Yüce Allah Ehli Kitap ile nasıl mücadele edeceğimizi de şöyle belirler: “Ehli kitapla en güzel şekilde mücadele edin Güzellikle, yumuşaklıkla, delil ve ispat yoluyla onlara vahdaniyet delillerini anlatın Ancak onlardan zulme sapanlar müstesnadır Onlara deyin ki ‘Bize indirilene de size indirilene de inandık Bizim ilahımız da sizin ilahınız da birdir Biz ancak O’na boyun eğeriz (Ankebut, 29:46) “Sen onların kötülüklerini en güzel hasletlerle, şirk ve inkârlarını da en güzel tevhit delilleri ile defet Onların yakıştırdıklarını biz daha iyi biliriz (Mü’minun, 23:96) Bu ve benzeri ayetlerde yüce Allah vahdaniyeti tevhit delilleri ile ispat ederek ehli kitap ile mücadele etmemizi istemektedir Âlemlere rahmet olarak (Enbiya, 21:107) gönderilen Peygamberimizin (sav) getirdiği en büyük rahmet, tevhit esasına dayanan Allah’a imandır Yine onun getirdiği inanç esaslarından olan ahirete iman gerek ailede, gerek şehirde ve gerekse memlekette huzurun, emniyet ve asayişin, hukukun ve ahlakın kaynağıdır Bütün bunlar bizatihi rahmettir Gerçek manada cihad da herkesin bu rahmetten istifadesi için çalışmak ve gayret etmektir Bu gayretin en güzel şekli de Bediüzzaman’ın dediği gibi “Ahlakı İslamiyenin ve hakaıkı imaniyenin kemalatını ef’alimizle izhar etmek tarzında olmalıdır “O zaman sair dinlerin tabileri cemaatlerle islamiyete gireceklerdir (Bediüzzaman, Hutbei Şamiye, 1996İst, s30) Zaten cihadın amacı da, cihattan istenen sonuç da budur



Mehmet Ali KAYA
 
858,506Konular
983,056Mesajlar
33,112Kullanıcılar
fekaSon üye
Üst Alt