iltasyazilim
FD Üye
ASHABI Kiram'dan Kab bin Malik konuşuyor:
Senelik yiyeceğimiz olan hurmaların toplanaca
ğı en sıcak günlerden birinde Tebük Gazasına hare
ket eden Resulüllah'ın ordusuna bütün iyi niyetleri
me rağmen katılamamıştım Cihad için gereken bi
nek ve mali imkanlanm da evvelkinden daha müsait
olmasına rağmen, ha bugün ha yarın derken, Ordu ,
nun hareket ettiğini, benden başka, münafıklıkla dam
galanmış olan birkaç kişinin daha geri kaldığını gör
düm Tebuk'a varıncaya kadar hatırlamayan Resulül
lah, orada beni sormuş Beni Salim'den biri :
Cübbe ve endamına bakarak gururlanması onu
yola çıkmaktan geri koydu demesi üzerine de,
Muaz bin Cebel : Ne fena söyledin!
Vallahi Ya Resulallah, onun hakkında iyilikten
başka bir şey bilmiyoruz,diyerek beni müdafaa et
miş
Tebuk harbine iştirak etmeyen münafıkların ya
nında benim de kalışım, beni iyice kederlendirdi ve
Resülüllah gelince ne söyleyeceğim, diye düşünmeye
başladım Bu mevzuda fikrine müracaat ettiğim ya
kınlarımın verdikleri akıl beni hiç tatmin etmiyor ,
Resülüllah geliyor, dendiği zaman kurduğum asılsız
mazeretler tamamen aklımdan silinip gidiyordu En
nihayet O'na doğrusunu söylemeye karar verdim
Adeti üzere gaza dönüşünde ilk olarak Mescid'e
gelen Resülüllah, gazadan geri kalanların mazeretle
rini dinledikten sonra, sıra bana geldi Seksenden
fazla insan yalan yanlış şeyler ifade ederek ge
ri kalışlarını mazur göstermek istediler İç yüzlerini
Allah'a havale eden Resüli Ekrem de onlar için is
tiğfar etmiş olmasına rağmen, ben doğru söylemeye
kararlı idim
Resülüllah bana :
Niçin gazadan geri kaldın, binek satın almış
değil mi idin? dedi
Herhangi bir kimseye karşı kendimi müda
faa etmekte olsaydım, söz söylemesini bilir , inandırır
dım Fakat size söyleyeceğim sözlerin doğrusunu Ce
nabı Hak bildirecektir Yemin ederim ki, gazadan ge
ri kalmam için hiçbir özür yoktu, dedim
İşte bu doğru söyledi; haydi kalk, hakkında Al
lah'ın hükmü gelinceye kadar bekle,dedi
Ben de kalktım, Allah'ın hükmünü beklemek üze
re giderken yanıma gelen bazıları :
Senin hiçbir günahını şimdiye kadar görme
miştik, Ne olurdu başkaları gibi konuşsan da Resulül
lah senin için de istiğfar etseydi,dediler
Benimle beraber Allah'ın hükmünü beklemek
cezasına çarptırılan başka kimse var mı? dedim
Evet, dediler Mürre ile Hilal de senin gibi ko
nuştular ve aynı cezaya çarptırıldılar
Bunlar iki salih kimse idiler
Hadiseden sonra ahali bizden yüz çevirdiğinden
memleketim bana adeta yabancı gelmeye başladı! Di
ğer iki arkadaşım ise, evlerine saklanarak ağlamaya
başladılar Ben bunlann en genci ve dinci idim; ara
sıra çarşıya çıkar, cemaate iştirak ederdim; lakin kim
se benimle konuşmazdı Selam verir, Resülüllah'a se
lamımı aldığını anlamak için gizlice bakardım; o da
bana bakar , ben bakarken de hemen yüzünü başka
tarafa çevirirdi Müslümanların benden yüz çevir
meleri uzun sürünce, amcazadem Ebu Katade'nin du
varını atlayarak bahçede yanına vardım; ne kadar
istedimse de, en sevdiğim amcazadem benimle konuş'
madı!
Günün birinde Medine çarşısında gezerken Şam
kıptilerinden birinin beni aradığını duydum, göster
mişler, geldi Gassan kabile reisinden bir kağıt getir
diğini ifade ile mektubu elime tutuşturdu Okuyup
yazanlardan olduğum için hemen orada baktım İn
san haklarının çiğnenip kadrü kıymetinizin bilinme
diği bir yerde efendinizİn size karşı yaptığı muamele
biz Şam'daki Gassan kabilesi halkını üzmüştür, bize
geliniz, size ıayık olduğunuz ikramı yaparızdiyordu
Kendi kendime, bu da başka bir felaket teklifidir, di
yerek getirenİn yanında mektubu yırtıp attım
Hakkımızda beklediğimiz vahiy gelip de 50 gün
sürecek olan bu tahammülü güç hayatımızın 40'ıncı
günü geçince, Peygamber ;Aleyhisselamın haberi
geldi :
Resulü Ekrem zevcenizden ayrı oturmanızı
emrediyor,dedi
Ne yapacağım, onu boşayacak mıyım? dedim
Hayır , ona yaklaşmayacaksın, ayrı oturacak
sın,dedi
Bunun üzerine :
Allah bu iş hakkında bir hüküm verinceye
kadar git; anne ve babamın yanında otur,dedim
Hilal'in hanımı gidip ResUlüllah'tan :
İhtiyardır , sadece hizmet edeyim, diyerek
müsaade almış; başına gelen bu vak'adan sonra da
tamamen ihtiyarladığını söylemişti
Bazıları benim de müsaade almamı söyledilerse
de, cesaret edemedim Bu hal üzere tam 50 gün geçti
Sonra gelen Ayeti Kerime'nin bildirdiği gibi, sanki
yer yüzü yukarıya çıkıyor , gök yüzü aşağıya iniyor
da bizi aralarında eziyorlarmışcasına bu geniş dün
ya daralmış bir halde otururken; Sel dağının üzerin
den biri : diye
bağırdığını işittim Sesi duyar duymaz, hayırlı
haber olduğunu düşünerek hemen secdeye kapan
dım!
Peygamber (AS) Efendimiz sabah namazını kıldıktan
sonra gelen Ayet ile tevbemizin kabul olduğunu
ilan etmiş, müjde için müslümanlar yollara düşmüşler;
biri atla, diğeri yaya olarak yola çıktığı için
yaya, Sel dağına çıkarak bağırmayı uygun bulmuş,
bu sebeple de onun sesi atlıdan evvel bana yetişti
Müjde olarak sırtımdaki elbiseyi çıkarıp ona
verdim; başka elbisem olmadığı için emanet olarak
iki parça giyecek temin ettikten sonra, Resulüllah'ı
görmek için yola düştüm Müslümanlar bölük bölük
yolda beni karşılıyorlar
İlahi afva nail oldun, tebrik ederiz;diyorlar
dı Mescidde Ashabın ortasında otururken Huzuru
Risalete girdim Talha yerinden koşarak benim elimi
sıkıp, tebrik etti
Selam verdiğimde yüzü parlayan Resülüllah (SAV)
Efendimiz şöyle buyurdular ;
Annen seni doğurduğu günden beri yşadığın
günlerin en hayırlısını bugün yaşadığını müjdelerim
Ya Resülallah, sizin tarafınızdan mı affedil
dim, yoksa Allah tarafından mı? dedim ;
Benim tarafımdan değil, Aziz ve Celil olan
Allah tarafından, dedi
Ben de tevbemi tamamlamak için malımın tama
mını Allah ve Resülü yolunda harcayacağımı ifa
de ettim Bunun üzerine Resülüllah ;
Malından bir kısmını elinden bırakman ha
yırlı olur, dedi Ben de Hayber'deki hissemden baş
ka ne kadar malım varsa tamamını Din uğruna terk
eyledim Ve o güne kadar asla tenezzül etmediğim
yalana, ondan sonra da tenezzül etmeyerek beni doğ
ruluğumdan dolayı affeden Cenabı Hakk'a doğru söz
lülükte sebat edeceğime dair söz verdimAtla Sel dağına çıkarak bağı
ranın müjdesi bana erişince sır
tımdaki elbiseyi çıkarıp verdim
Emanet olarak aldığım başka bir el
bise ile Resulüllah'ın huzuruna
girdim Yaşadığın günlerin en
hayırlısını bugün yaşadığını müj
delerim buyurdu Sevincime ni
hayet yoktu
Senelik yiyeceğimiz olan hurmaların toplanaca
ğı en sıcak günlerden birinde Tebük Gazasına hare
ket eden Resulüllah'ın ordusuna bütün iyi niyetleri
me rağmen katılamamıştım Cihad için gereken bi
nek ve mali imkanlanm da evvelkinden daha müsait
olmasına rağmen, ha bugün ha yarın derken, Ordu ,
nun hareket ettiğini, benden başka, münafıklıkla dam
galanmış olan birkaç kişinin daha geri kaldığını gör
düm Tebuk'a varıncaya kadar hatırlamayan Resulül
lah, orada beni sormuş Beni Salim'den biri :
Cübbe ve endamına bakarak gururlanması onu
yola çıkmaktan geri koydu demesi üzerine de,
Muaz bin Cebel : Ne fena söyledin!
Vallahi Ya Resulallah, onun hakkında iyilikten
başka bir şey bilmiyoruz,diyerek beni müdafaa et
miş
Tebuk harbine iştirak etmeyen münafıkların ya
nında benim de kalışım, beni iyice kederlendirdi ve
Resülüllah gelince ne söyleyeceğim, diye düşünmeye
başladım Bu mevzuda fikrine müracaat ettiğim ya
kınlarımın verdikleri akıl beni hiç tatmin etmiyor ,
Resülüllah geliyor, dendiği zaman kurduğum asılsız
mazeretler tamamen aklımdan silinip gidiyordu En
nihayet O'na doğrusunu söylemeye karar verdim
Adeti üzere gaza dönüşünde ilk olarak Mescid'e
gelen Resülüllah, gazadan geri kalanların mazeretle
rini dinledikten sonra, sıra bana geldi Seksenden
fazla insan yalan yanlış şeyler ifade ederek ge
ri kalışlarını mazur göstermek istediler İç yüzlerini
Allah'a havale eden Resüli Ekrem de onlar için is
tiğfar etmiş olmasına rağmen, ben doğru söylemeye
kararlı idim
Resülüllah bana :
Niçin gazadan geri kaldın, binek satın almış
değil mi idin? dedi
Herhangi bir kimseye karşı kendimi müda
faa etmekte olsaydım, söz söylemesini bilir , inandırır
dım Fakat size söyleyeceğim sözlerin doğrusunu Ce
nabı Hak bildirecektir Yemin ederim ki, gazadan ge
ri kalmam için hiçbir özür yoktu, dedim
İşte bu doğru söyledi; haydi kalk, hakkında Al
lah'ın hükmü gelinceye kadar bekle,dedi
Ben de kalktım, Allah'ın hükmünü beklemek üze
re giderken yanıma gelen bazıları :
Senin hiçbir günahını şimdiye kadar görme
miştik, Ne olurdu başkaları gibi konuşsan da Resulül
lah senin için de istiğfar etseydi,dediler
Benimle beraber Allah'ın hükmünü beklemek
cezasına çarptırılan başka kimse var mı? dedim
Evet, dediler Mürre ile Hilal de senin gibi ko
nuştular ve aynı cezaya çarptırıldılar
Bunlar iki salih kimse idiler
Hadiseden sonra ahali bizden yüz çevirdiğinden
memleketim bana adeta yabancı gelmeye başladı! Di
ğer iki arkadaşım ise, evlerine saklanarak ağlamaya
başladılar Ben bunlann en genci ve dinci idim; ara
sıra çarşıya çıkar, cemaate iştirak ederdim; lakin kim
se benimle konuşmazdı Selam verir, Resülüllah'a se
lamımı aldığını anlamak için gizlice bakardım; o da
bana bakar , ben bakarken de hemen yüzünü başka
tarafa çevirirdi Müslümanların benden yüz çevir
meleri uzun sürünce, amcazadem Ebu Katade'nin du
varını atlayarak bahçede yanına vardım; ne kadar
istedimse de, en sevdiğim amcazadem benimle konuş'
madı!
Günün birinde Medine çarşısında gezerken Şam
kıptilerinden birinin beni aradığını duydum, göster
mişler, geldi Gassan kabile reisinden bir kağıt getir
diğini ifade ile mektubu elime tutuşturdu Okuyup
yazanlardan olduğum için hemen orada baktım İn
san haklarının çiğnenip kadrü kıymetinizin bilinme
diği bir yerde efendinizİn size karşı yaptığı muamele
biz Şam'daki Gassan kabilesi halkını üzmüştür, bize
geliniz, size ıayık olduğunuz ikramı yaparızdiyordu
Kendi kendime, bu da başka bir felaket teklifidir, di
yerek getirenİn yanında mektubu yırtıp attım
Hakkımızda beklediğimiz vahiy gelip de 50 gün
sürecek olan bu tahammülü güç hayatımızın 40'ıncı
günü geçince, Peygamber ;Aleyhisselamın haberi
geldi :
Resulü Ekrem zevcenizden ayrı oturmanızı
emrediyor,dedi
Ne yapacağım, onu boşayacak mıyım? dedim
Hayır , ona yaklaşmayacaksın, ayrı oturacak
sın,dedi
Bunun üzerine :
Allah bu iş hakkında bir hüküm verinceye
kadar git; anne ve babamın yanında otur,dedim
Hilal'in hanımı gidip ResUlüllah'tan :
İhtiyardır , sadece hizmet edeyim, diyerek
müsaade almış; başına gelen bu vak'adan sonra da
tamamen ihtiyarladığını söylemişti
Bazıları benim de müsaade almamı söyledilerse
de, cesaret edemedim Bu hal üzere tam 50 gün geçti
Sonra gelen Ayeti Kerime'nin bildirdiği gibi, sanki
yer yüzü yukarıya çıkıyor , gök yüzü aşağıya iniyor
da bizi aralarında eziyorlarmışcasına bu geniş dün
ya daralmış bir halde otururken; Sel dağının üzerin
den biri : diye
bağırdığını işittim Sesi duyar duymaz, hayırlı
haber olduğunu düşünerek hemen secdeye kapan
dım!
Peygamber (AS) Efendimiz sabah namazını kıldıktan
sonra gelen Ayet ile tevbemizin kabul olduğunu
ilan etmiş, müjde için müslümanlar yollara düşmüşler;
biri atla, diğeri yaya olarak yola çıktığı için
yaya, Sel dağına çıkarak bağırmayı uygun bulmuş,
bu sebeple de onun sesi atlıdan evvel bana yetişti
Müjde olarak sırtımdaki elbiseyi çıkarıp ona
verdim; başka elbisem olmadığı için emanet olarak
iki parça giyecek temin ettikten sonra, Resulüllah'ı
görmek için yola düştüm Müslümanlar bölük bölük
yolda beni karşılıyorlar
İlahi afva nail oldun, tebrik ederiz;diyorlar
dı Mescidde Ashabın ortasında otururken Huzuru
Risalete girdim Talha yerinden koşarak benim elimi
sıkıp, tebrik etti
Selam verdiğimde yüzü parlayan Resülüllah (SAV)
Efendimiz şöyle buyurdular ;
Annen seni doğurduğu günden beri yşadığın
günlerin en hayırlısını bugün yaşadığını müjdelerim
Ya Resülallah, sizin tarafınızdan mı affedil
dim, yoksa Allah tarafından mı? dedim ;
Benim tarafımdan değil, Aziz ve Celil olan
Allah tarafından, dedi
Ben de tevbemi tamamlamak için malımın tama
mını Allah ve Resülü yolunda harcayacağımı ifa
de ettim Bunun üzerine Resülüllah ;
Malından bir kısmını elinden bırakman ha
yırlı olur, dedi Ben de Hayber'deki hissemden baş
ka ne kadar malım varsa tamamını Din uğruna terk
eyledim Ve o güne kadar asla tenezzül etmediğim
yalana, ondan sonra da tenezzül etmeyerek beni doğ
ruluğumdan dolayı affeden Cenabı Hakk'a doğru söz
lülükte sebat edeceğime dair söz verdimAtla Sel dağına çıkarak bağı
ranın müjdesi bana erişince sır
tımdaki elbiseyi çıkarıp verdim
Emanet olarak aldığım başka bir el
bise ile Resulüllah'ın huzuruna
girdim Yaşadığın günlerin en
hayırlısını bugün yaşadığını müj
delerim buyurdu Sevincime ni
hayet yoktu