iltasyazilim
FD Üye
Irk konuşurken seslerin de gerçekten birbirinden çok öbür oldukları anlaşılır Çünkü söylev esnasında oldukça farklı ve fazla sayıda etken konuşmaya etki eder Bundan nedeniyle da iki insanın ses tonları birbirine farklı Bu koşul öyle açıktır oysa değişik şekillerde kişiler seslerinden tanınabilir Mesela telefon konuşmalarında demin daha birincil kelimeden karşı tarafın kim olduğu bilinirken, kapı çaldığında ahizeden “kim o? sorusuna yanıt olarak verilen “ben cevabından kimin geldiği anlaşılır Sesler kişilere özgüdür ve özgündürler
Sesler Nasıl Oluşur?
Seslerin oluşmasında birincil unsur kuşkusuz fakat ses telleridir Ses tellerinin boyu, gerçekten ses kalınlığını da ortaya koyar Örneğin kişinin ses telleri ne dek uzunsa, aslında meydana çıkan ses o denli incedir Kadınların ses tonlarının ince olması, ses tellerinin erkeklere kadar daha kalın olmasından ileri gelir Fakat ses telleri, ses tınısını kimsesiz belirleyen etken değildir Dudaklar, işler ya da dil de ses tınısı ve tını üzerinde işlevsel görevlere sahiptir
Irk konuşurken nefes verirler Verilen nefes gerçekten konuşmanın karakteristiğini de etkilemekte olan takriben 10 civarı noktadan geçer Sadece biyoloji ile ilgili sebepler yok, o anki hava akışı, havanın hızı, kişinin karakteri veya aynı ayrı unsurlar da konuşmada epeyce etkindirler Tüm bu noktalar birleştirildiğinde, organizasyonun merkezi olarak da beyin öne çıkar Bu sayede söylev durumu manalı seslerin sırası ile dizilerek dışarı yansıtılması halini alır
İnsanların konuşmalarını hatasız şekilde organize eden beynin ilgili bölümü hayvanlarda bulunmaz Burada en çok karıştırılan ise papağan ya da muhabbet kuşları ve hatta kargaların anlamlı kelimeler söylemesi ile ilgili olan önermelerdir Oysa bu hayvanlar tavır organizasyonu ile doğrudan ilgisi bulunmayan, gerçekte bir ezberleme ve yineleme fonksiyonu olan eylemleri gerçekleştirirler Yani hayvanlar, beyindeki ilgili bölgelerinin faal olmamasından kaynaklı olarak bilinçli şekilde konuşamazlar Burada bir diğer kayda değer not da şempanzeler ile ilgilidir Bilindiği gibi şempanzeler genetik anlamda insana en çok benzeşen ve yakın olan canlılardır Ama onların da dil ve damak zevki yapıları öbür olduğu için insan gibi konuşamazlar
Lisanlar Çerçevesinde Benzerlikler ve Farlılıklar
Milyarlarca insanın ayrı diller konuştuğu günümüzde, gerçekten genel anlamda çıkarılan esas seslerin benzerlik taşıdığı da görülebilir Örneğin dudaklar kullanılarak çıkarılan “B sesi, dişlerin yardıma koştuğu “V sesi veya dilin asistan olduğu “D ya da “K sesleri dikkate bedel benzerlikleri oluşturur Bugüne kadar adeta 6000 öbür dil (lisan) geliştirilmesi ve bu lisanlar içinde laf konusu seslere yer verilmesi de kayda değer bir bilgidir
Genel anlamda farklılıklara sahip olan, çıkarılan seslerin benzerlik taşıdığı bütün bu dillerde ortak nokta ise çoğunlukla en sık kullanılan kelimelerin en az harf sayısına göre oluşturulmuş olmasıdır Bu da filoloji alanında o kadar çok çalışmanın konusu oluşturan bir durumdur
Kaynakça:
Tamer Korugan – Gereksiz Bilgiler Ansiklopedisi 1
Sesler Nasıl Oluşur?
Seslerin oluşmasında birincil unsur kuşkusuz fakat ses telleridir Ses tellerinin boyu, gerçekten ses kalınlığını da ortaya koyar Örneğin kişinin ses telleri ne dek uzunsa, aslında meydana çıkan ses o denli incedir Kadınların ses tonlarının ince olması, ses tellerinin erkeklere kadar daha kalın olmasından ileri gelir Fakat ses telleri, ses tınısını kimsesiz belirleyen etken değildir Dudaklar, işler ya da dil de ses tınısı ve tını üzerinde işlevsel görevlere sahiptir
Irk konuşurken nefes verirler Verilen nefes gerçekten konuşmanın karakteristiğini de etkilemekte olan takriben 10 civarı noktadan geçer Sadece biyoloji ile ilgili sebepler yok, o anki hava akışı, havanın hızı, kişinin karakteri veya aynı ayrı unsurlar da konuşmada epeyce etkindirler Tüm bu noktalar birleştirildiğinde, organizasyonun merkezi olarak da beyin öne çıkar Bu sayede söylev durumu manalı seslerin sırası ile dizilerek dışarı yansıtılması halini alır
İnsanların konuşmalarını hatasız şekilde organize eden beynin ilgili bölümü hayvanlarda bulunmaz Burada en çok karıştırılan ise papağan ya da muhabbet kuşları ve hatta kargaların anlamlı kelimeler söylemesi ile ilgili olan önermelerdir Oysa bu hayvanlar tavır organizasyonu ile doğrudan ilgisi bulunmayan, gerçekte bir ezberleme ve yineleme fonksiyonu olan eylemleri gerçekleştirirler Yani hayvanlar, beyindeki ilgili bölgelerinin faal olmamasından kaynaklı olarak bilinçli şekilde konuşamazlar Burada bir diğer kayda değer not da şempanzeler ile ilgilidir Bilindiği gibi şempanzeler genetik anlamda insana en çok benzeşen ve yakın olan canlılardır Ama onların da dil ve damak zevki yapıları öbür olduğu için insan gibi konuşamazlar
Lisanlar Çerçevesinde Benzerlikler ve Farlılıklar
Milyarlarca insanın ayrı diller konuştuğu günümüzde, gerçekten genel anlamda çıkarılan esas seslerin benzerlik taşıdığı da görülebilir Örneğin dudaklar kullanılarak çıkarılan “B sesi, dişlerin yardıma koştuğu “V sesi veya dilin asistan olduğu “D ya da “K sesleri dikkate bedel benzerlikleri oluşturur Bugüne kadar adeta 6000 öbür dil (lisan) geliştirilmesi ve bu lisanlar içinde laf konusu seslere yer verilmesi de kayda değer bir bilgidir
Genel anlamda farklılıklara sahip olan, çıkarılan seslerin benzerlik taşıdığı bütün bu dillerde ortak nokta ise çoğunlukla en sık kullanılan kelimelerin en az harf sayısına göre oluşturulmuş olmasıdır Bu da filoloji alanında o kadar çok çalışmanın konusu oluşturan bir durumdur
Kaynakça:
Tamer Korugan – Gereksiz Bilgiler Ansiklopedisi 1