Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.
~~Beslenmenin Kıymeti
İnsanoğlu nefes almadan yaklaşık olarak 3 dakika, su içmeden 3 gün, yemek yemeden 3 hafta kadar yaşayabilir. Binaenaleyh yaşamak için beslenmek gerekir. O halde âlâ yaşamak için âlâ beslenmek gerekir. Çoklukla beslenme, pek çok insan tarafından karın doyurmak, açlığı bastırmak yahut canın istediği besinleri tüketmek formunda tanımlanır. Halbuki bugüne kadar yapılan ilmî çalışmalar, kişilerin 50’ye yakın tıpta besin öğesine gereksinimi olduğunu ortaya koymuştur. Bu öğelerin rastgele biri alınmadığında, gereğinden az ya da çok alındığında, büyüme ve gelişmenin engellendiği, sıhhatin ve hoşluğun bozulduğu ilmî olarak ortaya konmuştur. Beslenme yalnızca fizyolojik bir vaka olarak algılanmamalı; sosyolojik ve ruhsal bir boyutunun da olduğu unutulmamalıdır.
Toksinler, Bağışıklık Sistemi ve Cilt Sıhhati
Rastgele bir yolla vücuda giren ya da vücut tarafından üretilen zararlı hususlara toksin yahut asrî bilimde hür radikal denilmektedir. İnsanoğlu her gün birçok toksin ile karşı zıdda kalmaktadır. Bunlardan en değerlisi sigaradır. Kişi sigara içmese de etrafında içenlerden gelen duman bile kafidir. Alkol, gereksiz ilaç alımı, haddinden fazla ek hususu tasarrufu, zirai ilaçlar (pestisitler), egzost dumanı, hava kirliliği, radyasyon vb kıymetli toksin kaynaklarıdır.
Tüm bunlara istikrarsız beslenme, hareketsiz ömür biçimi ve gerilim de ek edilince vücudun gereksinim duyduğu besin öğelerini karşılaması, bağışıklık sistemini güçlü tutması, gerilimle baş etmesi gitgide zorlaşır. Toksinlerin vücutta artışı bağışıklık sistemini olumsuz tesirler. Bağışıklık sisteminin zayıflaması, gripten kansere kadar çok geniş bir yelpazede marazlara karşı risk oluşturur. Tıpkı devranda en büyük organımız olan cildimizde de istenmeyen durumların ortaya çıkmasına sebep olabilir.
O halde vücudu toksinlerden arındırmak sıhhat açısından son kademe yararlı olacaktır. Sanılanın tersine toksinler suda değil, yağda çözünürler. Bu nedenle ülkü vücut yüküne ve yağ nispetine ulaşmak büyük ehemmiyet taşımaktadır.
Besinlerde bulunan lifler (posa), tüketilen besinlerle birlikte alınan zararlı unsurları kendi yapısına bağlayarak dışkı ile vücuttan atmaktadır. İçerdikleri flavonoidler ve polifenoller üzere doğal antioksidanların, reaktif oksijen tipleri aracılığı ile oluşan doku hasarına karşı muhtemel kollayıcı tesirleri bulunmaktadır.
Sağlıklı Bir Cilt İçin 10 Altın İpucu
1. Günlük uyku sürenizi 7 - 8 saat ile sonlandırın.
2. Tütün mamulleri tasarrufundan kaçının, velev böylesi bir ortamda dahi bulunmayın.
3. Alkolden uzak durun. En azından tüketim sıklığına ve ölçüsüne dikkat edin.
4. Güneşin zararlı UV ışınlarına karşı cildinizi koruyun.
5. Gerilimden kaçının. Derdinizi sairleriyle paylaşmak, hobi edinmek ve tertipli olarak egzersiz yapmak rahatlamanıza yardımcı olacaktır.
6. Kafein konusunda azı karar, ortası yarar, ziyadesi zarar halinde bir tavır sergileyin.
7. Gayrı sıvılardan bağımsız olarak günde 2 litre kadar su içmeyi alışkanlık haline getirin.
8. Beslenmenizde çeşitlilik sağlayarak vitamin, mineral ve antioksidan alımınızı en üst seviyede tutmaya ihtimam gösterin.
9. Kilo meseleniz olmasa da sistemli olarak spor yapın.
10. Sıklık uzmanınızın öngördüğü sıklıkta cilt bakımı yaptırın.
Cilt Sıhhati
Bakımlı cilt, sağlıklı bir vücudun eseridir. Genetik, yaş, beslenme, fizikî aktivite, sigara, alkol, gerilim, UV ışınları vb pek çok etkene bağlı olarak cilt yapısında farklılıklar görülebilir. Cilt yapınız nasıl olursa olsun, uzun yıllar daha parlak, şık ve genç görünmeniz mümkün. Evet, bu hususta hangi besinlerden yarar sağlanabilir?
Cildi Gençleştiren 10 Sihirli Besin
1 - Brasika zerzevatları: Brüksel lahanası, brokoli, turp, karnabahar, hardal otu, pazı, tere, marul, şalgam, al, beyaz ve karalahana vücudun toksik unsurlardan arınması için çalışan detoksifikasyon enzimlerini aktive eder. Akne tedavisinde ve cildin elastikiyetini muhafazasında tesirlidir.
2 - Alyum zerzevatları: Frenk soğanı, arpacık soğanı, taze soğan, al soğan, kuru soğan, pırasa, kuru ve taze sarımsakta bulunan sülfid bileşenleri detoksifikasyon enzimlerinin aktivitelerini artırmaktadırlar. Bu sebzeler antioksidan özellikler de sergilerler. Cildi de korurlar.
3 - Zeytinyağı: Bileşimindeki tekli doymamış yağ asitleri kuru ciltlere karşı nispeten yararlıdır. Birebir vakitte antioksidan tesiri de vardır. Yüzeysel olarak uygulandığında içerdiği E vitamini sayesinde cildin nemlenmesine yardımcı olur. Yumuşaklık ve pürüzlük sağlar. Lakin ışık almayan, serin bir yanda ve hava almadan saklanması önerilmektedir.
4 - Yağlı tohumlar (ceviz, badem, yerfıstığı, fındık): İçerdikleri çoklu doymamış yağ asitleri, E vitamini, B6 vitamini ve magnezyum sayesinde kuvvetli birer antioksidan ve detoksifikandır. Yüksek kuvvet içerikleri nedeniyle çoka kaçmadan tüketilmesi tavsiye edilir.
5 - Maden suyu: Tam bir mineral deposudur. Cildi besler, parlaklık ve tazelik verir. Günde 1 - 2 bardak içilebildiği üzere buz kalıplarına dondurularak yahut pamukla cilde yedirilebilir. Doğal bir tonik olarak görülebilir. Lakin piyasada satılan meyveli alternatifleri konumuna sade olanları tercih etmek gerekmektedir.
6 - Balık: Kan dolaşımını düzenleyerek hücrelere daha ziyade oksijen taşınmasına ve cildin gençleşmesine yardımcı olmaktadır. Somon, uskumru ve ton balığı üzere yağlı balıklar omega 3 yağ asitlerinden daha da güçlü olduğu için tercih edilmelidir. Fakat balığı kızartmak bölgesine; ızgara, buğulama yahut fırında pişirme sistemleri ile hazırlamak gerekir.
7 - Havuç: Sarı ve turuncu renkli sebzeler güneşten esirgeyicidir. Nemlendirici özelliktedir, cilt kurumasını önlemeye yardımcıdır. Birebir devirde ciltteki elastikiyeti korur. Bilhassa beta karoten içerikleri ile kollajen hasarını en aza indirir, yaşlanmayı geciktirici tesirler gösterirler.
8 - Maydanoz: Ödem denilince birinci akla gelen besinlerden biridir. Cilt sıkılaşmasına da yardımcıdır. Ispanak, roka, marul üzere koyu yeşil yapraklı sebzeler üzere maydanoz da göz muhitindeki mor halkalar ve sivilceler için yararlı tesirler göstermektedir.
9 - Kivi: Toksinlerle savaş konusunda antioksidan kapasitesi epey yüksek olan C vitamini açısından 2 adet portakal yahut 3 adet mandalinaya eşdeğer özelliktedir. Tıpkı çilek, biber, kuşburnu ve turunçgiller üzere kollajen dokunun sağlamlığında tesirlidir.
10 - Yumurta: Ana sütü ve yumurta tüm besinler içerisinde en kaliteli proteine sahiptir. Yumurtada insan vücudunda sentezlenemeyen ve mutlaka besinlerle dışarıdan alınması gerekli olan elzem amino asitler kâfi ve istikrarlı ölçülerde bulunmaktadır. Sindirilebilirliği yüksek, tamamına yakını vücut tarafından kullanılmakta ve vücut proteinlerine dönüşebilmektedir. Bu nedenle örnek protein olarak tanımlanmakta olan yumurta vitamin ve mineral deposu olarak da görülebilir. Hücrelerin, dokuların ve organların yenilenmesi ve onarılması açısından son nokta yararlı bir besindir. Yekun yağ ölçüsünün ve doymuş yağ orantısının düşük olması sebebiyle sağlıklı bireyler kolesterol içeriğinden ötürü korkmadan günde 1 - 2 adet haşlama, omlet yahut menemen halinde tüketebilirler.
İnsanoğlu nefes almadan yaklaşık olarak 3 dakika, su içmeden 3 gün, yemek yemeden 3 hafta kadar yaşayabilir. Binaenaleyh yaşamak için beslenmek gerekir. O halde âlâ yaşamak için âlâ beslenmek gerekir. Çoklukla beslenme, pek çok insan tarafından karın doyurmak, açlığı bastırmak yahut canın istediği besinleri tüketmek formunda tanımlanır. Halbuki bugüne kadar yapılan ilmî çalışmalar, kişilerin 50’ye yakın tıpta besin öğesine gereksinimi olduğunu ortaya koymuştur. Bu öğelerin rastgele biri alınmadığında, gereğinden az ya da çok alındığında, büyüme ve gelişmenin engellendiği, sıhhatin ve hoşluğun bozulduğu ilmî olarak ortaya konmuştur. Beslenme yalnızca fizyolojik bir vaka olarak algılanmamalı; sosyolojik ve ruhsal bir boyutunun da olduğu unutulmamalıdır.
Toksinler, Bağışıklık Sistemi ve Cilt Sıhhati
Rastgele bir yolla vücuda giren ya da vücut tarafından üretilen zararlı hususlara toksin yahut asrî bilimde hür radikal denilmektedir. İnsanoğlu her gün birçok toksin ile karşı zıdda kalmaktadır. Bunlardan en değerlisi sigaradır. Kişi sigara içmese de etrafında içenlerden gelen duman bile kafidir. Alkol, gereksiz ilaç alımı, haddinden fazla ek hususu tasarrufu, zirai ilaçlar (pestisitler), egzost dumanı, hava kirliliği, radyasyon vb kıymetli toksin kaynaklarıdır.
Tüm bunlara istikrarsız beslenme, hareketsiz ömür biçimi ve gerilim de ek edilince vücudun gereksinim duyduğu besin öğelerini karşılaması, bağışıklık sistemini güçlü tutması, gerilimle baş etmesi gitgide zorlaşır. Toksinlerin vücutta artışı bağışıklık sistemini olumsuz tesirler. Bağışıklık sisteminin zayıflaması, gripten kansere kadar çok geniş bir yelpazede marazlara karşı risk oluşturur. Tıpkı devranda en büyük organımız olan cildimizde de istenmeyen durumların ortaya çıkmasına sebep olabilir.
O halde vücudu toksinlerden arındırmak sıhhat açısından son kademe yararlı olacaktır. Sanılanın tersine toksinler suda değil, yağda çözünürler. Bu nedenle ülkü vücut yüküne ve yağ nispetine ulaşmak büyük ehemmiyet taşımaktadır.
Besinlerde bulunan lifler (posa), tüketilen besinlerle birlikte alınan zararlı unsurları kendi yapısına bağlayarak dışkı ile vücuttan atmaktadır. İçerdikleri flavonoidler ve polifenoller üzere doğal antioksidanların, reaktif oksijen tipleri aracılığı ile oluşan doku hasarına karşı muhtemel kollayıcı tesirleri bulunmaktadır.
Sağlıklı Bir Cilt İçin 10 Altın İpucu
1. Günlük uyku sürenizi 7 - 8 saat ile sonlandırın.
2. Tütün mamulleri tasarrufundan kaçının, velev böylesi bir ortamda dahi bulunmayın.
3. Alkolden uzak durun. En azından tüketim sıklığına ve ölçüsüne dikkat edin.
4. Güneşin zararlı UV ışınlarına karşı cildinizi koruyun.
5. Gerilimden kaçının. Derdinizi sairleriyle paylaşmak, hobi edinmek ve tertipli olarak egzersiz yapmak rahatlamanıza yardımcı olacaktır.
6. Kafein konusunda azı karar, ortası yarar, ziyadesi zarar halinde bir tavır sergileyin.
7. Gayrı sıvılardan bağımsız olarak günde 2 litre kadar su içmeyi alışkanlık haline getirin.
8. Beslenmenizde çeşitlilik sağlayarak vitamin, mineral ve antioksidan alımınızı en üst seviyede tutmaya ihtimam gösterin.
9. Kilo meseleniz olmasa da sistemli olarak spor yapın.
10. Sıklık uzmanınızın öngördüğü sıklıkta cilt bakımı yaptırın.
Cilt Sıhhati
Bakımlı cilt, sağlıklı bir vücudun eseridir. Genetik, yaş, beslenme, fizikî aktivite, sigara, alkol, gerilim, UV ışınları vb pek çok etkene bağlı olarak cilt yapısında farklılıklar görülebilir. Cilt yapınız nasıl olursa olsun, uzun yıllar daha parlak, şık ve genç görünmeniz mümkün. Evet, bu hususta hangi besinlerden yarar sağlanabilir?
Cildi Gençleştiren 10 Sihirli Besin
1 - Brasika zerzevatları: Brüksel lahanası, brokoli, turp, karnabahar, hardal otu, pazı, tere, marul, şalgam, al, beyaz ve karalahana vücudun toksik unsurlardan arınması için çalışan detoksifikasyon enzimlerini aktive eder. Akne tedavisinde ve cildin elastikiyetini muhafazasında tesirlidir.
2 - Alyum zerzevatları: Frenk soğanı, arpacık soğanı, taze soğan, al soğan, kuru soğan, pırasa, kuru ve taze sarımsakta bulunan sülfid bileşenleri detoksifikasyon enzimlerinin aktivitelerini artırmaktadırlar. Bu sebzeler antioksidan özellikler de sergilerler. Cildi de korurlar.
3 - Zeytinyağı: Bileşimindeki tekli doymamış yağ asitleri kuru ciltlere karşı nispeten yararlıdır. Birebir vakitte antioksidan tesiri de vardır. Yüzeysel olarak uygulandığında içerdiği E vitamini sayesinde cildin nemlenmesine yardımcı olur. Yumuşaklık ve pürüzlük sağlar. Lakin ışık almayan, serin bir yanda ve hava almadan saklanması önerilmektedir.
4 - Yağlı tohumlar (ceviz, badem, yerfıstığı, fındık): İçerdikleri çoklu doymamış yağ asitleri, E vitamini, B6 vitamini ve magnezyum sayesinde kuvvetli birer antioksidan ve detoksifikandır. Yüksek kuvvet içerikleri nedeniyle çoka kaçmadan tüketilmesi tavsiye edilir.
5 - Maden suyu: Tam bir mineral deposudur. Cildi besler, parlaklık ve tazelik verir. Günde 1 - 2 bardak içilebildiği üzere buz kalıplarına dondurularak yahut pamukla cilde yedirilebilir. Doğal bir tonik olarak görülebilir. Lakin piyasada satılan meyveli alternatifleri konumuna sade olanları tercih etmek gerekmektedir.
6 - Balık: Kan dolaşımını düzenleyerek hücrelere daha ziyade oksijen taşınmasına ve cildin gençleşmesine yardımcı olmaktadır. Somon, uskumru ve ton balığı üzere yağlı balıklar omega 3 yağ asitlerinden daha da güçlü olduğu için tercih edilmelidir. Fakat balığı kızartmak bölgesine; ızgara, buğulama yahut fırında pişirme sistemleri ile hazırlamak gerekir.
7 - Havuç: Sarı ve turuncu renkli sebzeler güneşten esirgeyicidir. Nemlendirici özelliktedir, cilt kurumasını önlemeye yardımcıdır. Birebir devirde ciltteki elastikiyeti korur. Bilhassa beta karoten içerikleri ile kollajen hasarını en aza indirir, yaşlanmayı geciktirici tesirler gösterirler.
8 - Maydanoz: Ödem denilince birinci akla gelen besinlerden biridir. Cilt sıkılaşmasına da yardımcıdır. Ispanak, roka, marul üzere koyu yeşil yapraklı sebzeler üzere maydanoz da göz muhitindeki mor halkalar ve sivilceler için yararlı tesirler göstermektedir.
9 - Kivi: Toksinlerle savaş konusunda antioksidan kapasitesi epey yüksek olan C vitamini açısından 2 adet portakal yahut 3 adet mandalinaya eşdeğer özelliktedir. Tıpkı çilek, biber, kuşburnu ve turunçgiller üzere kollajen dokunun sağlamlığında tesirlidir.
10 - Yumurta: Ana sütü ve yumurta tüm besinler içerisinde en kaliteli proteine sahiptir. Yumurtada insan vücudunda sentezlenemeyen ve mutlaka besinlerle dışarıdan alınması gerekli olan elzem amino asitler kâfi ve istikrarlı ölçülerde bulunmaktadır. Sindirilebilirliği yüksek, tamamına yakını vücut tarafından kullanılmakta ve vücut proteinlerine dönüşebilmektedir. Bu nedenle örnek protein olarak tanımlanmakta olan yumurta vitamin ve mineral deposu olarak da görülebilir. Hücrelerin, dokuların ve organların yenilenmesi ve onarılması açısından son nokta yararlı bir besindir. Yekun yağ ölçüsünün ve doymuş yağ orantısının düşük olması sebebiyle sağlıklı bireyler kolesterol içeriğinden ötürü korkmadan günde 1 - 2 adet haşlama, omlet yahut menemen halinde tüketebilirler.
