iltasyazilim
FD Üye
Cinler gaybı bilseydi
Süleyman’ın ölümünütakdirettiğimizde, asâsınıkemirenbirağaçkurdubunuonlarafarkettirdi Süleyman düşünce anlaşıldı ki, cinler gerçekten gaybı bilmiş olsalardı, o aşağılayıcı azap içinde daha fazla kalmazlardı(sebe suresi)
CİNLERİNgaybbilgisinesahipolmadıklarınadairuyarılariçerenâyetlerdenbiri de buâyettir
Kur’ân’ın bize bildirdiğine göre, Yüce Allah, Süleyman Aleyhisselâma pek büyük bir saltanat vermiş, cinleri de ona boyun eğdirmişti Hz Süleyman’ın gözü önünde çalışan cinler, onun için dalgıçlık yapar, kaleler inşa eder, binalar kurar, suretler, havuz gibi çanaklar, sabit kazanlar yapardı Onun emrinden çıkmaya kalkan cinleri ise ceza olarak alevli bir ateş beklerdi
Yukarıdaki âyetten anlaşıldığına göre, Hz Süleyman vefat ettiği zaman, asâsına dayanmış durumda idi Nihayet, bir ağaç kurdu asâsına girip onu iyice kemirdiğinde Süleyman Aleyhisselâm yere düştü ve o zaman, onun çoktan ölmüş bulunduğu meydana çıktı Onun ölümüyle yere düşüşü arasında geçen süre içinde, cinlerin bu durumdan habersiz şekilde, sanki o hâlâ hayatta ve kendilerini gözetliyormuş gibi, o ağır ve aşağılayıcı işlerde çalışmaya devam ettikleri anlaşılıyor Belli ki, cinler, o zaman da “gaybı bildikleri iddiasında imişler ve pek çok insan, onların gaybdan haberler taşıdıklarına inanıyormuş Fakat, nasıl olmuşsa, gayb âlemlerinden haberdar oldukları sanılan cinler, geleceği bilmek bir yana dursun, burunlarının dibindeki bir kimsenin ölmüş olduğunu bile uzun zaman fark edememişler!
Hz Süleyman’ın ölümü ile yere düşüşü arasında ne kadar zaman geçtiğini bilmiyoruz Ancak bu âyetlerin inişinden bu yana on dört asırdan fazla zaman geçti; hâlâ da cinlerin gaybdan habersiz olduklarına insanları inandırmak kolay olmuyor!
İnsanlık hesabına gerçekten aşağılayıcı bir durumdur ki, tarihin her döneminde, insanlar, gayba ait haberler almak için cinlere başvurmuşlar ve onların elinde oyuncak durumuna düşmüşlerdir Yalancılıklarının binlerce defa ortaya çıkması da cinlere veya gayb haberlerine gösterilen rağbeti maalesef önleyememiştir Başka bir kısım toplumlar için belki bir derece olağan karşılanabilecek olan bu durumun, Kur’ân’ın ve Hadisin son derece açık uyarılarına ve sakındırmalarına rağmen, İslâm toplumlarında da görülebilmesi gerçekten hazin bir durumdur
Fakat sapıklık her zaman ardında gizlenebileceği bir kimlik buluyor Zamanımızda da medyumluk, astroloji gibi günün modasına uygun etiketler altında, gaybdan güya haberler taşıyan meslekler, kitleleri peşlerine takmaya ve saf insanların keselerini boşaltmaya devam ediyor
Fakat dünyanın gelip geçici merakları için cinlerin ardına düşen insanlar, bu arada çok büyük ve önemli gayb haberlerini kaçırıyorlar
Görünen ve görünmeyen bütün âlemleri tüm incelikleriyle bilen Yer ve Göklerin Rabbi, sürekli uyarılarıyla, insana, çok yakın bir gelecekte karşılaşacağı bir âkıbeti haber veriyor Nebe’ Sûresi buna “Büyük Haber diyor Ve bu Büyük Haber, istisnasız herkesi en yüksek düzeyde ilgilendiriyor
Acaba herbirimiz o Büyük Haberi nasıl bir durumda karşılayacağız?
Bu dünya üzerinde almakta olduğumuz nefesler, herhangi bir anda, herhangi bir sebeple son bulabilir Acaba o son nefeste nerede, nasıl bir halde bulunacağız? Yolculuğumuzun ondan sonraki kısmında bizi neler bekliyor?
İnsanlar arasında bunu cidden merak edenlerin sayısı, üç gün sonra cebine kaç para gireceğini öğrenmek isteyenler kadar var mıdır dersiniz?
Oysa insanın yaratılışında bir merak duygusu var Ve bu duygu, hiç kuşku yok ki, insanın diğer yetenekleri gibi, bir amaç için ona verilmiş olmalıdır Yani, insanın, gerçekten de istikbaline yönelik bir merak içinde bulunması ve gerçekten de istikbalde işine yarayabilecek doğru bilgileri doğru yerden alma kaygısı içine düşmesi icap eder
Fakat bunun için, insanın önce o duygusunu bu dünyanın gelip geçici hallerinden, cin ve benzeri korsanların tasallutundan kurtarması gerekiyor
Ümit Şimşek
Süleyman’ın ölümünütakdirettiğimizde, asâsınıkemirenbirağaçkurdubunuonlarafarkettirdi Süleyman düşünce anlaşıldı ki, cinler gerçekten gaybı bilmiş olsalardı, o aşağılayıcı azap içinde daha fazla kalmazlardı(sebe suresi)
CİNLERİNgaybbilgisinesahipolmadıklarınadairuyarılariçerenâyetlerdenbiri de buâyettir
Kur’ân’ın bize bildirdiğine göre, Yüce Allah, Süleyman Aleyhisselâma pek büyük bir saltanat vermiş, cinleri de ona boyun eğdirmişti Hz Süleyman’ın gözü önünde çalışan cinler, onun için dalgıçlık yapar, kaleler inşa eder, binalar kurar, suretler, havuz gibi çanaklar, sabit kazanlar yapardı Onun emrinden çıkmaya kalkan cinleri ise ceza olarak alevli bir ateş beklerdi
Yukarıdaki âyetten anlaşıldığına göre, Hz Süleyman vefat ettiği zaman, asâsına dayanmış durumda idi Nihayet, bir ağaç kurdu asâsına girip onu iyice kemirdiğinde Süleyman Aleyhisselâm yere düştü ve o zaman, onun çoktan ölmüş bulunduğu meydana çıktı Onun ölümüyle yere düşüşü arasında geçen süre içinde, cinlerin bu durumdan habersiz şekilde, sanki o hâlâ hayatta ve kendilerini gözetliyormuş gibi, o ağır ve aşağılayıcı işlerde çalışmaya devam ettikleri anlaşılıyor Belli ki, cinler, o zaman da “gaybı bildikleri iddiasında imişler ve pek çok insan, onların gaybdan haberler taşıdıklarına inanıyormuş Fakat, nasıl olmuşsa, gayb âlemlerinden haberdar oldukları sanılan cinler, geleceği bilmek bir yana dursun, burunlarının dibindeki bir kimsenin ölmüş olduğunu bile uzun zaman fark edememişler!
Hz Süleyman’ın ölümü ile yere düşüşü arasında ne kadar zaman geçtiğini bilmiyoruz Ancak bu âyetlerin inişinden bu yana on dört asırdan fazla zaman geçti; hâlâ da cinlerin gaybdan habersiz olduklarına insanları inandırmak kolay olmuyor!
İnsanlık hesabına gerçekten aşağılayıcı bir durumdur ki, tarihin her döneminde, insanlar, gayba ait haberler almak için cinlere başvurmuşlar ve onların elinde oyuncak durumuna düşmüşlerdir Yalancılıklarının binlerce defa ortaya çıkması da cinlere veya gayb haberlerine gösterilen rağbeti maalesef önleyememiştir Başka bir kısım toplumlar için belki bir derece olağan karşılanabilecek olan bu durumun, Kur’ân’ın ve Hadisin son derece açık uyarılarına ve sakındırmalarına rağmen, İslâm toplumlarında da görülebilmesi gerçekten hazin bir durumdur
Fakat sapıklık her zaman ardında gizlenebileceği bir kimlik buluyor Zamanımızda da medyumluk, astroloji gibi günün modasına uygun etiketler altında, gaybdan güya haberler taşıyan meslekler, kitleleri peşlerine takmaya ve saf insanların keselerini boşaltmaya devam ediyor
Fakat dünyanın gelip geçici merakları için cinlerin ardına düşen insanlar, bu arada çok büyük ve önemli gayb haberlerini kaçırıyorlar
Görünen ve görünmeyen bütün âlemleri tüm incelikleriyle bilen Yer ve Göklerin Rabbi, sürekli uyarılarıyla, insana, çok yakın bir gelecekte karşılaşacağı bir âkıbeti haber veriyor Nebe’ Sûresi buna “Büyük Haber diyor Ve bu Büyük Haber, istisnasız herkesi en yüksek düzeyde ilgilendiriyor
Acaba herbirimiz o Büyük Haberi nasıl bir durumda karşılayacağız?
Bu dünya üzerinde almakta olduğumuz nefesler, herhangi bir anda, herhangi bir sebeple son bulabilir Acaba o son nefeste nerede, nasıl bir halde bulunacağız? Yolculuğumuzun ondan sonraki kısmında bizi neler bekliyor?
İnsanlar arasında bunu cidden merak edenlerin sayısı, üç gün sonra cebine kaç para gireceğini öğrenmek isteyenler kadar var mıdır dersiniz?
Oysa insanın yaratılışında bir merak duygusu var Ve bu duygu, hiç kuşku yok ki, insanın diğer yetenekleri gibi, bir amaç için ona verilmiş olmalıdır Yani, insanın, gerçekten de istikbaline yönelik bir merak içinde bulunması ve gerçekten de istikbalde işine yarayabilecek doğru bilgileri doğru yerden alma kaygısı içine düşmesi icap eder
Fakat bunun için, insanın önce o duygusunu bu dünyanın gelip geçici hallerinden, cin ve benzeri korsanların tasallutundan kurtarması gerekiyor
Ümit Şimşek