Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Çocuğum Benden Ayrılıp Okula Gitmek İstemiyor?

Çocuğum Benden Ayrılıp Okula Gitmek İstemiyor?
0
111

makaleci

FD Üye
Katılım
Ocak 14, 2020
Mesajlar
87,772
Etkileşim
8
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
68


AYRILMA ANKSİYETESİ
Ayrılık anksiyetesi, kişinin bağlandığı kişiden veya evden ayrılamaması veya evden ya da kişiden
uzak- laştığında yoğun bir kaygı ve huzursuzluk duyması ile tanımlanır. Bu bozukluk çocuklarda
anneye ya da temel bakım verene yapışma, anneden uzakta oldu- ğunda ağlama krizleri olarak
görülür. Bu çocuklar okul çağına geldiklerinde okula uyum problemi gös- terebilirler. Ayrılma
anksiyetesi olan çocuklar sabah- ları okula gitmemek için tutturabilir, hasta olduklarını söyleyerek
okulu reddedebilir, okulun yarattığı stres sebebiyle somatik belirtiler yaşayabilir ve gerçekten de
mide bulantıları, karın ve baş ağrıları yaşayıp de- vamsızlık yapabilirler. Bu bozukluk lise çağındaki
er- genlerde de okuldan kaçma olarak görülebilir.
Ayrılma anksiyetesi, temelini Bağlanma Kuramı’ndan alır. Bağlanma kuramı, anne ile bebeğin
kurduğu güvene dayalı bağdır. Bebek doğumundan itibaren ilk iki yıl içinde tamamen anneye bağlı
bir canlıdır; tehlikelerden korunmak ve hayatta kalmak için anne- ye muhtaçtır. Annenin bu dönemde
bebeğin yaşam- sal ihtiyaçlarını karşılaması, ona sıcak ve güvenli bir ortam sunması güvenli
bağlanmanın oluşması için elzemdir. Güvenli bağlanmada bebek, acıktığında doyurulacağını,
ağladığında ilgilenileceğini, tehlike- lerden korunacağını bilir.
Bu, çocuğun ileriki yaşlarında dış dünyaya ve ken- dine duyacağı güven duygusunun ilk ve en
önemli adımıdır. Çünkü güvenli bağlanma, çocuğun hayatı ve kendisini keşfederken ihtiyaç
duyduğu tehlikeler- den uzak, güvenli ortamı sağlar. Böylece çocuk, dış dünyayı sakince
inceleyebilir, keşif ve gözlemlerle öğrenebilir ve anneden faydalı geri dönütler alabilir.
Anneye güvenli bağlanmış çocuklar, anneleri odadan çıktıklarında huzursuz lanırlar; anne geri
geldiğinde de sevinç gösterirler. Daha büyük yaşlardaki çocuk- lar ise, huzursuzluk yaşasalar da
annenin mutlaka geri döneceğini düşünerek kendi kendilerini sakin- leştirebilir. Bu, güvenli
bağlanmanın en büyük ayırt edicisidir.
Ayrılma anksiyetesi de güvenli bağlanmanın olmadı- ğı, çocuğun bebeklikte bakım verenine sağlıklı
değil, kaygılı ve güvensiz şekilde bağlandığı durumlarda sıklıkla görülür. Bunun dışında, aşırı
kaygılı/evhamlı/ korumacı ebeveyn tutumları, çocuğa gösterilen tu- tarsız ilgi veya sıcaklıktan uzak
tutumlar, bebeklik- te uzun süre ayrı kalma, çocuklukta yaşanan ayrılık temalı travmatik yaşantılar
da ayrılma anksiyetesine sebep olabilir.
Ayrılma anksiyetesinde okul reddi yaygınca görülse de çocuğun anneden ayrılamaması daha ön
planda- dır. Yapılan çalışmalar, ayrılma anksiyetesinde görü- len okul reddinin temelinde
çocuğun okula gitmek istememesinden ziyade anneden ayrı bir ortamda bulunmayı
kaldıramamasının olduğunu öne sürmek- tedir. Bu sebeple çocuklar okula gitse bile anneleri- nin
onları okul bitene kadar beklemesini, pencereden baktığında görebileceği bir yerde durmasını talep

eder. Daha ileriki yaşlarda da annelerine onların ol- madığı bir ortamda zarar gelebileceği
endişesiyle annelerinden uzaklaşamaz ve tek başlarına okula gitmekte zorlanırlar.
Ayrılık anksiyetesinin önüne geçmek için bebekle 0-2 yaş arasında kurulacak olan güvenli
bağlanma esastır. Aynı şekilde, memeden kesme ve tuvalet eğitimleri esnasında da güven veren
ve sıcak tutum devam ettirilmeli, ama aynı zamanda tutarlı ve net bir biçimde sınır koyulmalıdır.
Çocuğa yaşına uygun görevler verilmeli ve bu görevleri tek başına yapması teşvik edilmelidir.
Aşırı korumacı davranılmamalı, çocuğun keşfetme- sine ve hata yapmasına izin verilmeli; o
keşfeder ve oynarken annenin onun güvende olması için gerekli şeyleri yapacağını ve gitse bile
geri geleceğini bilmesi sağlanmalıdır.
Kritik yaş aralığında (0-2) uzun süreli ayrılıklardan ka- çınmak gerekir; fakat 2 yaşından sonra
çocuğu kısa süreli ayrılıklarla (yaşına uyumlu olarak belli bir zaman çocuğu bakıcıya bırakmak gibi)
okula hazırlamak da oldukça önemlidir.Kaygılı çocuklarda aşamalı maruz bırakma ve aile terapisi;
devamsızlık ve uyum prob- lemleri olan ergenlerde de bilişsel davranışçı terapi de oldukça fayda
vermektedir.


 
858,467Konular
981,180Mesajlar
29,538Kullanıcılar
buraksenSon üye
Üst Alt