Çoğu zaman markette çikolataların bulunduğu reyonda ya da oyuncakçı önünde ağlayan, tepinen çocuklar ve etrafın bu durumdan rahatsız olduğu endişesi yaşayıp “tamam sus artık ne istiyorsan alıyorum” diyen anne babalar görürüz. Evde istediğine çok benzeyen oyuncağı olmasına rağmen onu aldırtmak için size yalvarır, ağlar, tepinir hatta kendisine ya da çevresine zarar vermeye başlar.
-
Çocuklar durmadan bir şeyler isterler.
-
Çocuklar doyumsuz mu?
-
Sınır koymak nedir?
-
Sınır koyarken nelere dikkat edelim?
Çok sayıda sınır ve kuralın olması işe yaramaz. Aşırı engellenme çocuğun kafasını karıştırır ve karşı gelme davranışını arttırır. Ayrıca çocuktan çok fazla şeyin bekleniyor olması özgüveni sarsar ve çocukta strese neden olur. Bu nedenle az, ancak amaca yönelik kurallar konmalıdır.
Sınırların makul olmasına dikkat edin. “Makul” kavramı çocuğun yaşına, kişilik özelliklerine göre değişir. Sağlığını ve güvenliğini tehdit edici konulara, istenmeyen davranışlara sınır koyun.
Açık ve olumlu olun. Çocuklar ancak onlara açık şekilde ifade ettiğimizde kendilerinden ne beklendiğini anlarlar.
Tutarlı ve kararlı olun. Konulan kurallar ve sınırlar günden güne, durumdan duruma değişiklik göstermemeli, her koşulda geçerli olmalıdır. Ancak bu şekilde olduğunda çocuklar tam olarak kendilerinden ne beklendiğini anlayıp uygulayabilirler. Tutarlı olmayan yaklaşım çocuğun kafasını karıştırır. Anne baba hangi durumlara ve konulara sınır getireceklerine kendi aralarında karar verdikten sonra bunu çocuğa bildirmelidir. Anne babanın birbiriyle çeliştiği durumlarda çocuk karışıklık ve güvensizlik duyguları yaşar. Ebeveynlerinin kararlılıklarını, sözlerinin üzerinde ne kadar durabileceklerini test etmek amacıyla sık sık sınırları zorlarlar. Sınırları zorlama durumu anne baba arasında tutarsızlık olduğunda daha sık yaşanır. Ancak her seferinde aynı şekilde davranıldığında bunun değişmez bir durum olduğunu kavrayabilirler.
Koyduğunuz sınırın nedenini anlatın. Çocuklar neden yapamayacaklarını ya da yapmaları gerektiğini anladıklarında daha kolay uyum sağlarlar. Bazen fazla açıklama yapmak, özellikle de küçük yaştaki çocuklarda daha fazla soruyla karşılaşmanıza neden olur. Yaptığınız açıklamanın yaşa uygun olmasına dikkat edin. Özellikle okulöncesi yaştaki çocuklara “bu hiç hoşuma gitmiyor, bunu yapmanı istemiyorum, bu sana zarar verir, bu senin için gerekli” şeklinde açıklamalar ya da bazen sadece kesin bir “hayır” cevabı yeterli olur.
-
“Hayır” demek çok mu zor?
Neden “hayır” diyemiyoruz? (Neden sınır koyamıyoruz?)
“Hayır” demeyi zorlaştıran en önemli neden anne babanın yaşadığı suçluluk duygusu. Özellikle çalışan anne babaların yoğun olarak yaşadıkları bu duygu çocuklarına sınır koymalarını zorlaştırıyor. Çocukları ile geçirdikleri zaman diliminin kısıtlı olması, bu süreyi olabildiğince “mutlu”, “sorunsuz”, “çocuğu üzmeden, hırpalamadan geçirme” düşüncesi sonucu “hayır” demek anne babalara zor geliyor.
Günün yorgunluğu, her gün yaşanan bağrışmanın getirdiği bıkkınlık duygusu da “hayır” demeyi zorlaştırıyor. “Hayır” dedikten sonra kararlı davranabilmek için mücadele etmek gerekiyor. Ancak günün yorgunluğu nedeniyle ya çocuğun talepleri yerine getiriliyor ya da çocuk azarlanıyor.
Sınır koymayı zorlaştıran faktörlerden biri de anne babaların kendi ebeveynlerinden farklı davranma, farklı ebeveyn olma düşünceleri. Kendi çocukluklarında fazla baskı altında sürekli “yapma, etme”lerle büyümüş olan anne babalar kendi çocuklarının bu sıkıntıyı yaşamamaları arzusuyla sınır koymamayı, çocuğu tamamen serbest bırakmayı tercih ediyor.
-
Sınır koymak neden gerekli?
Sınır çocuğun kişiliğinin oluşmasını, sorumlukluk sahibi olmasını sağlar. Her istediği yapılan, hiç “hayır” cevabı duymayan çocuk gelecekte bir başkasından alacağı kararlı bir “hayır” cevabı karşısında yenilgi ve reddedilme hissi yaşayacaktır.
Anne babanın oluşturduğu sınırlar çocuğu hırpalamaktan, üzmekten çok güven duygusu hissettirir. Sınır koymak güvenlik ve çocuğu yönlendirme anlamına gelir.
Sınır çocuğa belli durumlarda nelerin yapılıp nelerin yapılmayacağını gösterir.
Sınır koymamak çocuğun ilgi görmediğini hissetmesine neden olur. Sınırlama getirildiğinde çocuklar ait olma hissi yaşarlar.
Sınırlamaların olmaması çocuğun ileride karşılaşacağı sınır ve yasakları anlamasını, bunlara uyum göstermesini zorlaştırır.
Çocuğun bütün isteklerini karşılıyor olmak anne babaların zaman içerisinde bıkkınlık, yorgunluk, çaresizlik duygularına kapılmalarına neden olur.
-
Sınır koymayı öğrenebilirsiniz.
Çocuğunuza kendisinden beklediğiniz davranışların ne olduğunu açık şekilde anlatın. Örneğin, markete her gittiğinizde sizden bir şey almanızı istiyor, bunun için tutturuyorsa ona “Markete gidiyoruz. Ben alışveriş yaparken sen de istediğin, ihtiyacın olduğunu düşündüğün bir şey alabilirsin. Ancak sadece bir şey, birden fazla değil. Daha çok şey almak isteyip bunun için ağladığında alışverişi bırakıp eve geri döneceğiz.”
Sınırları zorladığında onunla göz kontağı kurun. Bakışlarınız bağırmaktan daha çok işe yarayacaktır.
-
Sınır hangi yaştan itibaren konmalı?
-
Sınırlara itiraz ettiğinde...
Kendisine ya da çevreye zarar verme eğilimi içerisinde olduğunda sıkıca tutup zarar vermesini engelleyin. Sakinleştirmeye çalışmak, dil dökmek, yalvarmak işe yarayan yöntemler değildir. O sırada sizin söylediğiniz şeyleri duymaz bile.
Her seferinde aynı şekilde davranın ve kararlı olduğunuzu ona hissettirin.
-
Son olarak...