Çocuğunuz mu var? Eğitimle mi ilgileniyorsunuz? Etrafımızda eğitim adına yapılan tüm o faaliyetlere, tüm o çabalara rağmen bu kadar ahmakça insan davranışı nereden geliyor diye hayretler içerisinde misiniz? Korkmayın; bu gizem insanlık tarafından çözüleli çok oldu. Bir insanı küçük yaşından itibaren kalıcı bir ahmaklığa gömmek pek de zor değil. Yöntemi anlayınca, şaşkınlığınız geçecek. İşte size “masum bir çocuktan yetkin bir ahmak yetiştirmek için” en temel kurallar:
Eğer elinizde bir çocuk varsa:
Her durumda ona kol kanat gerin. Hiç bir riske sokmayın. Pamuklar içinde yetiştirin. Kızsa “prensesim, güzelim”, erkekse “aslanım, yakışıklım” falan diye sürekli olarak verin gazı.
Hayatınız boyunca hiç sorgulamadığınız inanç ve alışkanlıklarınızı küçük yaşlardan itibaren o küçük beynine kazıyın. Bunun için her yolu deneyin.
Faydalı sloganlar ezberletin. Unutmayın: Kelimeler ne derse desin, o acar ve yaramaz beyninin çalışmasını çoğu zaman kalıcı olarak durduran en güçlü araçtır sloganlar.
Mümkünse her şeyi daha o istemeden verin. Yahut istediği hiç bir şeyi yapmayın.
Çöp yiyeceklerle besleyin. Soslu, hazır, bol katkılı ve işlenmiş her türlü gıda ahmaklığın temel taşıdır. Lezzete ve hazza bağımlı olsun.
Düşünmemesi için elinizden geleni yapın. Her sorusuna yalan da olsa cevap verin. Bilmediğinizi asla çaktırmamalısınız!
Hayatında henüz hiç yaşamadığı sorunların çözümlerini ona en kısa zamanda belletin. Belletin ki, benzer bir sorunla karşılaştığında düşünüp de orijinal bir şeyler bulamasın, çıkıntılık yapamasın.
İnsan-üstü görünen ve olağanüstü işler beceren ademoğullarını bolca zikredin. Ama sadece zikredin; o insanların oraya nasıl gittikleri, çektikleri sıkıntılar falan, ne sizi ne de o masum yavruyu ilgilendirir. Büyük insanları abartarak anlatın ki kendisi ve sizin gibi sıradan insanların ahmaklığa ezelden mahkum olduğuna; bir avuç seçilmiş insanın karşısında ne kadar ezik kalacağına erkenden ikna olsun.
Yapılması gereken bütün dahice işlerin yapılmış olduğunu ona hal dilinizle anlatın. Bunun da en kolay yolu şudur: O sübyanın önünde yaratıcı hiç bir iş veya düşünce ortaya koymaya kalkmayın. Kazayla bile olsa…
Ergenlik denen şeyi siz de geçirdiniz ama hiç bir zaman bu velet kadar saçmalamadınız. Gerektiğinde ona haddini bildirin.
Okulu, eğitimi ve ev ödevlerini ciddiye alın ve onun da ciddiye almasını sağlayın. Sürekli zayıf olduğu yönlerini geliştirmesini sağlayın. Kuvvetli yönleri zaten kimseyi ilgilendirmez.
Cevabını bilmediğiniz şeyler sorduğunda hemen kızın. Sakın ha araştırıp da öğrenmeye; hele hele öğrendiklerinizi o bücürle paylaşmaya kalkışmayın.
Herhangi bir düşmana karşı onu bilinçlendirmeyi asla ihmal etmeyin. İnancı, dili, ırkı, ülkesi, tuttuğu takımı, cinsiyeti, yemek tercihi, gelir düzeyi gibi bir çok düşman çıkartma aracınız var. Bu araçları sonuna kadar ve bilinçli bir şekilde kullanın.
Mümkün mertebe hareket ettirmeyin. Sebze gibi oturup kalabileceği her durumu ödüllendirin. Verin eline tableti, telefonu; rahatınıza bakın.
Fazla konuşup da kafasını karıştırmayın. Kısa emir ve öğütler yeter de artar bile. Yeniyetme bir çocuğu muhatap almak size yakışmaz.
Çocukla çocuk olmayın; eski köye yeni adet getirmeyin.
Dayak o kadar da kötü değildir; okşayın arada bir.
Bütün çocukların salak doğduğunu unutmayın..Sizin aklınıza yetişene kadar da ipleri gevşetmeyin
İnsan olduğu için değil de “falanca gruba ait olduğunuz için” iyi olması gerektiğini iyice öğretin. Öğretin ki “diğerlerine” dünyayı dar edebilsin.
Mümkün mertebe gevşemeyin; geçmiş hatalarınızı asla anlatmayın. Siz mükemmelsiniz, bunu hiç unutmayın.
Alık, kaşığı ağzına götüreceğine alnına götürendir, ona söylediğiniz şeyi anlamayandır.
Ahmak, belirli bir anda söylememesi gereken şeyi söyleyendir. İstemeden gaflar yapandır.
Ahmak, tartışmaya yer vermeyen, kesin çözümlere kendiliğinden ulaşmak isteyendir. Bir meseleyi bir daha açılmamak üzere kapatmak ister.
Ahmak, daima bilir bilmez konuşur.
Kafasız farklıdır, onun kusuru toplumsal değil, mantıksaldır. İlk bakışta, doğru dürüst akıl yürüttüğü izlenimine kapılırsınız. Bu yüzden de tehlikelidir.
Kafasız, yanılmakla yetinmez, hatasını yüksek sesle, bağırarak öne sürer, ilan eder, herkes onu duysun ister. Sıradan, alelade bir hakikati ısrarla haykıra haykıra söylemek kafasızlıktır.
Flaubert, aptallığın yargıya varmak, sonuca bağlamak istemek olduğunu söyler. Flaubert’in çok sevdiği aptallık, çok daha yaygın, çok daha bereketlidir. Hata ile aptallık arasında bir çeşit akrabalık vardır.
Aptallık, kafasızlığı kibirle ve sebatla idare etmenin, yönetmenin bir şeklidir.
Eskiden aptallık kendini gözler önüne sermez, göze batacak şekilde kendini ortaya koymazdı, günümüzdeyse ağzına geleni söylüyor.
Eğer elinizde bir çocuk varsa:
Her durumda ona kol kanat gerin. Hiç bir riske sokmayın. Pamuklar içinde yetiştirin. Kızsa “prensesim, güzelim”, erkekse “aslanım, yakışıklım” falan diye sürekli olarak verin gazı.
Hayatınız boyunca hiç sorgulamadığınız inanç ve alışkanlıklarınızı küçük yaşlardan itibaren o küçük beynine kazıyın. Bunun için her yolu deneyin.
Faydalı sloganlar ezberletin. Unutmayın: Kelimeler ne derse desin, o acar ve yaramaz beyninin çalışmasını çoğu zaman kalıcı olarak durduran en güçlü araçtır sloganlar.
Mümkünse her şeyi daha o istemeden verin. Yahut istediği hiç bir şeyi yapmayın.
Çöp yiyeceklerle besleyin. Soslu, hazır, bol katkılı ve işlenmiş her türlü gıda ahmaklığın temel taşıdır. Lezzete ve hazza bağımlı olsun.
Düşünmemesi için elinizden geleni yapın. Her sorusuna yalan da olsa cevap verin. Bilmediğinizi asla çaktırmamalısınız!
Hayatında henüz hiç yaşamadığı sorunların çözümlerini ona en kısa zamanda belletin. Belletin ki, benzer bir sorunla karşılaştığında düşünüp de orijinal bir şeyler bulamasın, çıkıntılık yapamasın.
İnsan-üstü görünen ve olağanüstü işler beceren ademoğullarını bolca zikredin. Ama sadece zikredin; o insanların oraya nasıl gittikleri, çektikleri sıkıntılar falan, ne sizi ne de o masum yavruyu ilgilendirir. Büyük insanları abartarak anlatın ki kendisi ve sizin gibi sıradan insanların ahmaklığa ezelden mahkum olduğuna; bir avuç seçilmiş insanın karşısında ne kadar ezik kalacağına erkenden ikna olsun.
Yapılması gereken bütün dahice işlerin yapılmış olduğunu ona hal dilinizle anlatın. Bunun da en kolay yolu şudur: O sübyanın önünde yaratıcı hiç bir iş veya düşünce ortaya koymaya kalkmayın. Kazayla bile olsa…
Ergenlik denen şeyi siz de geçirdiniz ama hiç bir zaman bu velet kadar saçmalamadınız. Gerektiğinde ona haddini bildirin.
Okulu, eğitimi ve ev ödevlerini ciddiye alın ve onun da ciddiye almasını sağlayın. Sürekli zayıf olduğu yönlerini geliştirmesini sağlayın. Kuvvetli yönleri zaten kimseyi ilgilendirmez.
Cevabını bilmediğiniz şeyler sorduğunda hemen kızın. Sakın ha araştırıp da öğrenmeye; hele hele öğrendiklerinizi o bücürle paylaşmaya kalkışmayın.
Herhangi bir düşmana karşı onu bilinçlendirmeyi asla ihmal etmeyin. İnancı, dili, ırkı, ülkesi, tuttuğu takımı, cinsiyeti, yemek tercihi, gelir düzeyi gibi bir çok düşman çıkartma aracınız var. Bu araçları sonuna kadar ve bilinçli bir şekilde kullanın.
Mümkün mertebe hareket ettirmeyin. Sebze gibi oturup kalabileceği her durumu ödüllendirin. Verin eline tableti, telefonu; rahatınıza bakın.
Fazla konuşup da kafasını karıştırmayın. Kısa emir ve öğütler yeter de artar bile. Yeniyetme bir çocuğu muhatap almak size yakışmaz.
Çocukla çocuk olmayın; eski köye yeni adet getirmeyin.
Dayak o kadar da kötü değildir; okşayın arada bir.
Bütün çocukların salak doğduğunu unutmayın..Sizin aklınıza yetişene kadar da ipleri gevşetmeyin
İnsan olduğu için değil de “falanca gruba ait olduğunuz için” iyi olması gerektiğini iyice öğretin. Öğretin ki “diğerlerine” dünyayı dar edebilsin.
Mümkün mertebe gevşemeyin; geçmiş hatalarınızı asla anlatmayın. Siz mükemmelsiniz, bunu hiç unutmayın.
Alık, kaşığı ağzına götüreceğine alnına götürendir, ona söylediğiniz şeyi anlamayandır.
Ahmak, belirli bir anda söylememesi gereken şeyi söyleyendir. İstemeden gaflar yapandır.
Ahmak, tartışmaya yer vermeyen, kesin çözümlere kendiliğinden ulaşmak isteyendir. Bir meseleyi bir daha açılmamak üzere kapatmak ister.
Ahmak, daima bilir bilmez konuşur.
Kafasız farklıdır, onun kusuru toplumsal değil, mantıksaldır. İlk bakışta, doğru dürüst akıl yürüttüğü izlenimine kapılırsınız. Bu yüzden de tehlikelidir.
Kafasız, yanılmakla yetinmez, hatasını yüksek sesle, bağırarak öne sürer, ilan eder, herkes onu duysun ister. Sıradan, alelade bir hakikati ısrarla haykıra haykıra söylemek kafasızlıktır.
Flaubert, aptallığın yargıya varmak, sonuca bağlamak istemek olduğunu söyler. Flaubert’in çok sevdiği aptallık, çok daha yaygın, çok daha bereketlidir. Hata ile aptallık arasında bir çeşit akrabalık vardır.
Aptallık, kafasızlığı kibirle ve sebatla idare etmenin, yönetmenin bir şeklidir.
Eskiden aptallık kendini gözler önüne sermez, göze batacak şekilde kendini ortaya koymazdı, günümüzdeyse ağzına geleni söylüyor.