iltasyazilim
FD Üye
Büyükler olarak çocuklarımıza karşısında nedense fazla sabırsız ve suçlayıcıyız Farkında Olan değiliz ola ki fakat onlar bizden farklı bir boyutta yaşıyor Lütfen onlara karşısında suçlayıcı ve alaycı ifadeler kullanmaktan kaçınalım
Çocuk eğitiminde sosyal etki fazla önemlidir Hoş bir şey yaptığında onu öpmeniz, tebrik etmeniz, iltifat etmeniz onu teşvik edebileceği gibi; kötü bir şey yaptığında da birazcık konuşma koyarak veya soğuk davranarak muhakkak bir yaptırım gücü oluşturabilirsiniz Aileler, sosyal etkiyi yanlış kullandıklarında ise önemli olumsuzluklar ortaya çıkabiliyor
1SUÇLAYICI TAVIRLAR
Çocuk büyürken doğru ve hoş olan davranışları yaptığı gibi, zaman zaman yanlış ve hatalı davranışlarda da bulunabilir Çocuk yanlış yapar da biz ona sabırla doğrusunu anlatırsak ona fazla şey kazandırabilir, yanlış zamanlarını doğruları öğrenebilmek için birer fırsat olarak kullanabiliriz Böylelikle çocuk, keza doğrusunu öğrenir ve ayrıca de hayata aleyhinde daha kuvvetli ayla gelir Bizde ise maalesef çocuk hata yaptığında hemencecik yüzüne vuruluyor ve suçlayıcı onur kırıcı tavırlar içerisine giriliyor Hatta bir takım annebabalar daha etkili olsun diye bunu özellikle başkalarının yanında yapıyor Natürel o vakit felaket da o oranda büyük oluyor Çocuk hiçbir süre aşağılanıp küçük düşürülmemeli, hele hele bu başkalarının yanına katiyen yapılmamalı Bunun yerine sıcak bir diyalog ile “Bak oğlumkızım yaptığın bu tutum beni fazla üzdü biçiminde “ben dili ile yapacağımız, onu anlamaya yönelik hitabe ile başlanmalı ve onun neden böyle bir şey yaptığı anlaşılmalıdır Belki haklı bir gerekçesi vardır? Ola Ki yaptığının hatalı bir şey olduğunu bilmiyordur bile
2) HAKARETLERİMİZ
Çocukların, üzerlerine yazı yazılmamış beyaz kâğıtlara benzetildiğini hepimiz biliriz Kâğıt boştur ve üstüne ne yazsan kalır Atalarımız “Bir zeki adama kırk kişi çılgın derse adam çılgın olur demişler Sokakta yürürken aklı başında görünümlü ve kimi doktor, kimi mühendis, kimi öğretmen olduğunu bildiğiniz kırk kişi seri halinde “Çılgın misin kardeşim ne bu hal? dese önce kendinizi kamera şakasında zanneder; oysa ortaya kamera falan da çıkmayınca şöyle durup bir düşünürsünüz Çılgın olduğunuza kanaat getirmeseniz bile en azından “Acaba deli gibi mi davranıyorum, bu adamlar bana neden böyle dediler? diye çılgın olup olmadığınız konusunda şüpheye düşebilirsiniz
İşte siz zeka böyle bir şüpheye düşerken, bembeyaz kâğıt misali o günahsız yavruya hakaretler edilmesi onun kişiliğinde ne gibi izler bırakır acaba diye hiç düşündük mü? Aralıksız aptal, eksik, geri zekâlı ve belki de bundan daha ağır hakaretler duyan ve bunlarla yetişen çocuk ileride nasıl kendine güvenen, atik, girişimci ve hepsinden önemlisi ruhen dinç bir insan olacak?
3) ALAY ETME Birçok annebaba çocuklarında gördükleri yanlış davranışı onunla alay ederek giderebileceklerini sanarak, yanılırlar Tırnaklarını yiyen veya altını ıslatan çocukla alay edilerek manevi baskı oluşturulur ve bu sayede çocuğun bundan vazgeçeceği sanılır Halbuki bu cins davranış bozukluklarında sorun, bizlerin alayları ile daha da pekişerek derinleşir Bu nesil tutum kusurlarıyla dalga geçmek yerine sorunu çözebilmek için doğru adımları atmak gerekir Örneğin tırnak yiyen çocukların % 90 ’ı bunu ilgi sürüklemek için yaparlar ve annebaba bu durumla ilgilendikçe pekişerek devam eder Çoğu tırnak yiyen çocuğun tedavisinde ebeveynlere ‘görmezden gelin ’ tavsiyesinde bulunularak sorun giderilebilir Bir Takım çocuklar da kesin gerginlik faktörleri nedeniyle çivi yerler ancak o vakit da stresi ortaya çıkaran faktörlerin üstüne gidilmesi gerekir Yani çözüm şüphesiz alay etmeyle sağlanamaz *
Çocuk eğitiminde sosyal etki fazla önemlidir Hoş bir şey yaptığında onu öpmeniz, tebrik etmeniz, iltifat etmeniz onu teşvik edebileceği gibi; kötü bir şey yaptığında da birazcık konuşma koyarak veya soğuk davranarak muhakkak bir yaptırım gücü oluşturabilirsiniz Aileler, sosyal etkiyi yanlış kullandıklarında ise önemli olumsuzluklar ortaya çıkabiliyor
1SUÇLAYICI TAVIRLAR
Çocuk büyürken doğru ve hoş olan davranışları yaptığı gibi, zaman zaman yanlış ve hatalı davranışlarda da bulunabilir Çocuk yanlış yapar da biz ona sabırla doğrusunu anlatırsak ona fazla şey kazandırabilir, yanlış zamanlarını doğruları öğrenebilmek için birer fırsat olarak kullanabiliriz Böylelikle çocuk, keza doğrusunu öğrenir ve ayrıca de hayata aleyhinde daha kuvvetli ayla gelir Bizde ise maalesef çocuk hata yaptığında hemencecik yüzüne vuruluyor ve suçlayıcı onur kırıcı tavırlar içerisine giriliyor Hatta bir takım annebabalar daha etkili olsun diye bunu özellikle başkalarının yanında yapıyor Natürel o vakit felaket da o oranda büyük oluyor Çocuk hiçbir süre aşağılanıp küçük düşürülmemeli, hele hele bu başkalarının yanına katiyen yapılmamalı Bunun yerine sıcak bir diyalog ile “Bak oğlumkızım yaptığın bu tutum beni fazla üzdü biçiminde “ben dili ile yapacağımız, onu anlamaya yönelik hitabe ile başlanmalı ve onun neden böyle bir şey yaptığı anlaşılmalıdır Belki haklı bir gerekçesi vardır? Ola Ki yaptığının hatalı bir şey olduğunu bilmiyordur bile
2) HAKARETLERİMİZ
Çocukların, üzerlerine yazı yazılmamış beyaz kâğıtlara benzetildiğini hepimiz biliriz Kâğıt boştur ve üstüne ne yazsan kalır Atalarımız “Bir zeki adama kırk kişi çılgın derse adam çılgın olur demişler Sokakta yürürken aklı başında görünümlü ve kimi doktor, kimi mühendis, kimi öğretmen olduğunu bildiğiniz kırk kişi seri halinde “Çılgın misin kardeşim ne bu hal? dese önce kendinizi kamera şakasında zanneder; oysa ortaya kamera falan da çıkmayınca şöyle durup bir düşünürsünüz Çılgın olduğunuza kanaat getirmeseniz bile en azından “Acaba deli gibi mi davranıyorum, bu adamlar bana neden böyle dediler? diye çılgın olup olmadığınız konusunda şüpheye düşebilirsiniz
İşte siz zeka böyle bir şüpheye düşerken, bembeyaz kâğıt misali o günahsız yavruya hakaretler edilmesi onun kişiliğinde ne gibi izler bırakır acaba diye hiç düşündük mü? Aralıksız aptal, eksik, geri zekâlı ve belki de bundan daha ağır hakaretler duyan ve bunlarla yetişen çocuk ileride nasıl kendine güvenen, atik, girişimci ve hepsinden önemlisi ruhen dinç bir insan olacak?
3) ALAY ETME Birçok annebaba çocuklarında gördükleri yanlış davranışı onunla alay ederek giderebileceklerini sanarak, yanılırlar Tırnaklarını yiyen veya altını ıslatan çocukla alay edilerek manevi baskı oluşturulur ve bu sayede çocuğun bundan vazgeçeceği sanılır Halbuki bu cins davranış bozukluklarında sorun, bizlerin alayları ile daha da pekişerek derinleşir Bu nesil tutum kusurlarıyla dalga geçmek yerine sorunu çözebilmek için doğru adımları atmak gerekir Örneğin tırnak yiyen çocukların % 90 ’ı bunu ilgi sürüklemek için yaparlar ve annebaba bu durumla ilgilendikçe pekişerek devam eder Çoğu tırnak yiyen çocuğun tedavisinde ebeveynlere ‘görmezden gelin ’ tavsiyesinde bulunularak sorun giderilebilir Bir Takım çocuklar da kesin gerginlik faktörleri nedeniyle çivi yerler ancak o vakit da stresi ortaya çıkaran faktörlerin üstüne gidilmesi gerekir Yani çözüm şüphesiz alay etmeyle sağlanamaz *