Toplumun kanayan yarası olan çocuk tacizlerinin genellikle çocuklara yabancı ,hiç tanımadığı kişiler tarafından yapıldığı sanılır..bu kişiler okul çevrelerinde kapı önlerinde dolaşan çocuklara’ annen yada baban seni çağırıyor gel sana çikolata vereceğim, oyuncak vereceğim ‘şeklinde çocuğu ikna ederek yapıldığına dair genel bir kanı vardır.gerçek de bu da mümkün bir yol ise de araştırmaların gösterdiği sonuçlar çocuk taciz ve suistimallerinin önemli çoğunluğunun yakın aile ,akraba çevresi , komşu gibi çocuğa kolayca yaklaşıp aynı ortamda rahatlıkla bulunabilecek kimseler tarafından gerçekleştirildiğini göstermektedir.. umumiyetle çocuğun yaşadığı sosyal dokuya dahil olan bu kimseler çocuğu tanıyan ve ona yakınlık göstermesi zor olmayan kişilerdir. Ne yazık ki bu akraba komşu ,tanıdık mahalleli gibi çocuğun kolayca itimat ederek yanına gitdiği kişiler yanı sıra acıdır ki aileden kişiler baba ağabey,dayı, amca kuzen gibi akrabaların tacizine hatda tecavüzüne uğramış çocukların sayısı hiç de az değildir..
Böylesi acı bir deneyim bir çocuğun ruhsal dünyasında onarılamaz yaralar açarak bir ömür boyu silinmesi çok zor ve asla unutamayacağı acı travmalardır..ancak çocuk bu ağır travmayı sindirecek ve anlamlandıracak olgunlukta değildir .özellikle yakın tanıdığı ve güvendiği kişilerin suistimaline uğramış ise çocuk gördüğü bu zararı, çetin travmayı bertaraf edecek ve hazmedecek ego kapasitelerine henüz sahip olmadığı için travmatik anıyı farkında olmadan bilinç dışına atarak unutacak belki de savunma olarak psikolojik sistemini dengede tutabilmek için .ancak hatırlamasa bile bu travmatik anı hayatı boyunca psikolojik sorunlara ve nedenini bilemediği patolojilere neden olacaktır..erişkin hayatında bile hatta yaşamı boyunca bu travmaya ait izler daima kişiyle beraberdir..
Çocuğun tüm hayatı boyunca bu acı ,utanç , aşağılanma, korku ve endişe ile sakladığı derin ve tahrip edici anıdan söz ediliyor burada ..
Tacizlerin en belirgin özelliği tacize uğrayan kişi dışında hiç bir tanık barındırmamasıdır. Tacize uğrayan kişinin hele ki bu bir çocuk ise ne kendini savunmasına ne de tacizciyi suçlayıp , aşikar etmesine imkan vermez.. çok korkmaktadır neredeyse tacize uğrayan kişiyi suçlu duruma düşürme olasılığı tacize uğramış mağduru suçu gizlemeye mecbur bırakır..Bu durum yalnız ülkemizde değil dünyanın bir çok yerinde benzer şekilde yaşanmaktadır…
*Çocuğun maruz kaldığı cinsel istismar olgularında çocuk da dış görünüşte bir belirti bulunmayabilir..
*İstismar fiziksel temas içerecek boyut da ise çocuk hukuka ve dolayısıyla adli tabip muayenesine sevk edilir. Doktor tarafından yapılan fizik muayene esnasında genital muayenesi de yapılır. Genel vücut muayenesinde ise çürük ,morluk ,darp vücut bütünün de muayene esnasında saptanır…
* Duygusal anlamda ve davranışlara yansıyan boyut da çocukta bir takım tuhaf hal ve hareketler baş gösterebilir ki bunlar cinselliğe aşırı ilgi ve cinsel içerikli konuşmalar,cinsel ilişki çağrıştıran davranışlar,cinsel organlara dokunma çabaları cinsel istismarın habercisi olabilir..
*İstismara maruz kalan çocukların yaşadıklarını anlatması gerçekten de çok zordur.. Mağdurun küçücük bir çocuk olması yada okul çağında yahut ergen dahi olsa içine düştüğü bu amansız durumu ifade etmek zor hatta imkansızdır demek abartlı olmaz..
*Bu durumda dilin sustuğu yerde beden dili konuşmaya başlar..kelimelerle anlatamayınca çocuğun beden dili yanı sıra çocuğun davranışlarında değişiklikler ve tuhaflıklar baş gösterir.
*Cinsel istismara uğramış çocuklarda görülen bazı davranışlardan bahsetmek gerekirse şunlardan söz etmek aydınlatıcı olabilir..
*Normal de çocuklar gelişim çağının basamaklarında ilerlerken yaşına göre belli ölçülerde cinselliği öğrenmeye karşı ,kendi cinsel kimliğini tanıma ve bedensel özelliklerini anlama ve karşı cins ile olan cinsel yapı farklarını keşfetme ve anlamlandırmaya yönelik merak duyarlar.
* Ancak bu merak genellikle ölçülü olur ve sordukları sorulara aldıkları yanıtlarla tatmin olurlar. Çocukta aniden ortaya çıkan aşırı şekilde cinselliği merak duygusu ve cinsel yaşama dair farklı sorular sormaya başlaması çocuğun istismar edildiğine dair bir belirti olabilir diye düşünüp dikkatli olmakta fayda vardır.
*Çocuk cinselliği anlamak ve öğrenmek konusunda ki merağını oyunlarla ,cinsellikle ilgili sorularla ve kendi cinsel organını ,arkadaşlarının kini merak ederek , hemcins yaşıtlarıyla aynı olduğunu, karşı cinsdeki yaşıtlarıyla farklarının bulunduğunu mukayese ederek henüz daha kreş çağındayken kendi cinsine ait özellikleri tanıyıp öğrenmek ,anlamak ister.. yani genel olarak bu deneyimleri kendi yaşıtlarıyla paylaşır ve yaşar.
* Fakat cinsel istismara uğrayan çocuklar bu deneyimleri kendinden çok küçük ya da çok büyük yaştaki kişilere yönelik cinsellik içeriği taşıyan davranışlarda bulunması cinsel taciz belirtisi olarak değerlendirilebilir..
*İstismara uğrayan çocuk kendisine dokunulmuş olması gerçeğinin etkisiyle kendisinin de başkalarına dokunmasını doğal bir davranış olarak algılar ve dokunmaya çalışabilir..
*Çocuğun kendi cinsel organıyla aniden oynamaya başlaması cinselliğini keşfeden sağlıklı bir çocuğun geçici bir davranışı olabileceği gibi bir taciz belirtisi de olabilir..
*Aynı zaman da cinsel tacize uğrayan bir çocuğun tuvalet alışkanlıklarının da ani farklanması sıkça rastlanan bir durumdur.Örneğin evvelce yapmadığı halde çocuğun kendi dışkısı ile oynamaya başlaması, çişini tuvalet dışı alanlara yapması tuvalette temizlenmekte sıkıntılanmaya başlaması eskisinden daha çok tuvalet kağıdı kullanarak daha fazla temizlenme çabası göstermesi,
*Çocuğun kendi giysilerinin özellikle iç çamaşırlarının pis koktuğunu düşünmesi ve kendinde kirlilik algılaması yada onları çekmecelere ,odasının çeşitli köşelerine gizlemek gibi çabalara girmesi,
*Çocukluk çağında çocukların yaptığı resimler yine onun iç dünyası hakkında bize çok fazla ip ucu verir.çocuğun yaptığı resimleri incelediğimiz de kendi yaş dönemine ait resim özelliklerinin dışında bariz olarak çizdiği insan resimlerinde üreme organlarını daha belirgin çizmeye başladığını görebiliriz.
* Tacize uğrayan çocuğun cinsel organını başkalarına göstermeye çalışması , bundan dolayı çekinme göstermemesi de yine taciz lehine olabilir
*Çocuk yaşadığı travmanın etkisiyle cinsel organlara olan artmış ilgisi ve cinselliğe odaklanmasını diğer insanların hatta evcil hayvanların cinsel bölgelerine dahi ilgisi çekilerek cinsel organlara bakmak, incelemek yada bir evcil hayvanın cinsel organına dokunmaya çalışmak şeklinde kendini gösterebilir.. diğerlerinin cinsel organlarına dokunma ya çalışması,cinsel içerikli oyunlar başlatması,cinsellik konusunda beklenmedik bilgilere sahip olması ,aniden yada artan mastürbasyon,soyunmaktan ,dokunmaktan yada evin belli bölümlerine girmekten kaçınmaya başlaması,stres belirtileri göstermesi,cinsel organda yaralanma gösterilemese de akıntı ,kaşıntı,anüs bölgesinde ağrı,kaşıntı ,idrar yolları veya vajina bölgesinde enfeksiyon gelişmesi ve sebebinin izah edilememesi. anal bölgede hassasiyetten dolayı yürüme ve oturma güçlüğü,cinsel yoldan bulaşan hastalıklar, yeme alışkanlıklarının değişmesi,başka nedenlerle açıklanamayan ani ortaya çıkan fiziksel şikayetlerin oluşması travma düşündürebilir..
*Çocuğun yaşından beklenmedik şekilde idrar ve kaka kaçırması ,ergenlik dönemi yada daha büyük yaşta ise alkol ,uyuşturcu kullanımına ve aşırı cinsel uyarılmışlığa eğilim göstermesi,çocuğun yaşından geri bir gelişim düzeyine dönerek regrese olması , yemeğini yiyemez ,çişini haber veremez olması ,özellikle yalnız kalamaz odasında tek başına duramaz hale gelmesi, gece yalnız yatmaktan aniden korkmaya başlaması, uyku problemleri ve kabusların ortaya çıkması manidardır..
Çocuğun duygu dünyasında fırtınalar kopmaktadır..Duygulanımlarda küntlük gelişebilir çocuk duygularını ifade edemez bir donukluğa bürünebilir. Öfke nöbetleri geçirebilir.
Sürekli kaygı, korku, irritabilite, nedeni belirsiz fobi tarzı korkular çocuğun her şeyden suçluluk duyması,
Çocuk ümitsizlik içinde kalıp çaresizlik duyguları geliştirebilir , özgüven kaybı, takıntılı davranışlar gösterebilir . Çocuğun kendinden iğrenme ,nefret etme , kendisinin kötü, suçlu ve kirli olduğuna dair düşüncelerinin ortaya çıkması, ne yazık ki sıklıkla yaşanan olumsuz duygulardır.Aşırı derecede her şeyden her sesden ,gölgeden paniğe kapılır hale gelme, sık sık ortamdan ayrışarak kendi iç dünyasına dönme sesleri ve gördüklerini algılayamayacak derecede bulunduğu ortamdan ayrışarak kendi iç dünyasında olma, çok fazla ağlamaya başlama yada suskunlaşıp içe kapanma ,uykularında kabuslar görmeye başlama , gece çiş kaçırmaya başlama ,eskisinden farklı bir öfke ve saldırganlık içine girme , kişilik özelliklerinde ve çevresiyle ,kardeşiyle ,arkadaşları ile ilişkilerinde aşırı değişme , kreş veya okuldan çocuğun davranışlarıyla ilgili aniden değişiklik meydana geldiğine dair olumsuz geri bildirimler alınması , ana ,baba ,öğretmenin çocukla ilgili kaygı uyandırıcı buldukları gözlemleri oluşması yakın veya uzak çevreden bir yetişkine karşı aşırı korku kaçınma geliştirme , çocuğun yaşından beklenmeyecek derecede müstehcen içerikli konuşmalar yapmaya başlaması dikkat çekicidir.
çocuğu bir uzmanla görüştürerek yardım almak baskıcı olmak yerine yumuşak ve empatik ana baba tutumları benimsemek , çocuğun incinmişliğine ve hassasiyetlerine uygun şekilde yaklaşmak gerekecektir.zaten çok korkmuş olan çocuğa doğruyu söyletmek için bile olsa aşırı baskı uygulamak hatalı olabilir..böyle bir talihsizlikle karşılaşmış bir çocuk muhtemelen erişkin yaşlarına kadar böyle bir acıyı içinde tutacaktır ,açıklamaktan çekinecektir..
Klinik Psikolog
Dr Derya Müftüoğlu