Çocuklarda Gece Altını Islatma daha alçak ıslatmaya bitkisel çözüm daha alçak ıslatmada bitkisel çözüm gece işemesine ıslatma çare altını ıslatma tedavi Gece altını ıslatma, gece uyku esnasında farkında olmadan idrar yapma olarak tanımlanabilir Normalde çocukların birçok keza tuvalet eğitiminin etkisi keza de mesane kapasitesinin gelişmesi sonucu 24 yaş aralarında idrarlarını keza gece keza de gündüz tutmayı becerirler Gece altını ıslatma çoğu vakit mesane gelişimindeki gecikmenin bir sonucudur, bu nedenle de yaşla sıklığı azalır Üç yaşındaki çocukların %40’ı altını ıslattığı halde bu oran 5 yaşında %20’ye, 6 yaşında %10’a düşmektedir Erkek çocuklar kızlara göre daha sık altını ıslatma sorunu yaşamaktadır Aileler 56 yaş civarında bu sorunla ilgilenmeye ve genel olarak de 78 yaşında hekimlerden yardım istemeye başlarlar Ülkemizde 711 yaşındaki erkek çocukların %16’sında, kızların ise %11’inde altını ıslatma sorunu olduğu bildirilmektedir Nedenleri Gece altını ıslatmanın iki tipi vardır Eğer çocuk hekime getirilinceye kadar sürekli altını ıslatıyorsa PRİMER (ilk) alıcı, asgari 6 ay kuru kaldıktan sonra altını ıslatmaya yeniden başlamışsa SEKONDER (ikincil) alıcı altını ıslatmadan söz edilmektedir Altını ıslatan çocukların büyük çoğunluğu ilk altını ıslatma gurubunda toplanmaktadır Ara Sıra altını ıslatmaya sık ve acil idrar yapma ihtiyacı duyma gibi bulgular eşlik edebilir Gece altını ıslatma, nedenlerine kadar fizyolojik ver organik almak üzere iki guruba ayrılarak incelenmektedir Fizyolojik Nedenler Gece altını ıslatan çocukların büyük bir gurubu (%9095’i) fizyolojik altını ıslatma gurubunda toplanmaktadır Bu çocukların gece uykuda mesane doluluğunu hissetmelerinin eksik, mesane kapasitelerinin minik ve uyku derinliklerinin artı olduğu bildirilmektedir önemlisi altını ıslatmanın büyük oranda genetik yatkınlığa dayanmasıdır Anne ve babadan birisinde altını ıslatma öyküsü varsa çocukta %45, ikisinde aniden varsa %77 oranında altını ıslatma sorunu yaşanmaktadır Aile öyküsü olan vakalar iyileşme zamanı bakımından ailelerine benzer bir seyir göstermektedirler Organik Nedenler Altını ıslatan çocukların %23’ünden şeker hastalığı, böbrek hastalıkları, mesane hastalıkları gibi sorunlar saptanmaktadır Vakaların %510’unda ise altını ıslatmaya sık ve acil idrar yapma ihtiyacı gibi yakınmalar eşlik etmektedir Bunlar “polisemptomatik altını ıslatma olarak tanımlanmaktadır Bu çocuklarda idrar yolu enfeksiyonu, idrarda bakteri olması, kabızlık ve bazen besin allerjisi saptanmaktadır Ayrıca son yıllarda insanlar aralarında “geniz eti olarak tanıdık adenoid vegatasyonlu çocuklarda yüksek oranda altını ıslatma görüldüğü ve ameliyat sonrası yakınmalarının geçtiği üstünde durulmaktadır genelde psikolojik olaylar daha önce bahsedilen primer altını ıslatma sorununa yol açmazlar böylece de altını ıslatan çocukların büyük çoğunluğunda bir ruhsal sorun aramaya gerek yoktur Ayrıca fena çocukların altını ıslattığı gibi ön yargıların geçersiz olduğu akıldan çıkarılmamalıdır Bir ruhsal sorundan sonra altını ıslatma yaşanıyorsa bu çoğunlukla fizyolojik altını ıslatmanın her yerde ortaya çıkmasıdır Davranışsal gerilemesi olan çocuklarda gece altını ıslatma yanında mektep başarısızlığı, korku gibi ilave bulgular vardır ve bunların mutlaka çocuk psikiyatristleri tarafından görülmesi gereklidir Çocuğa Yaklaşma Hemen en önemle belirtmeliyiz ama altını ıslatmanın kendisinden fazla, bu çocuklara ailelerin ve toplumun hatalı tutumları hasar vermektedir Bunların içinde en tehlikelisi “Altına yapan kızını sobaya oturttu gibi haber başlıklarına konu olan cinsel bölgelere karşın cezalandırma girişimleridir Bu tür tutumlar, çocuklar üstünde etkisi ömür boyu sürecek izler bırakmaktadır Altını ıslatan çocukların fizyolojik bir gelişme gecikmesi yaşadığı (bir tür diş çıkarmanın, konuşmanın gecikmesi gibi) ve ailenin temel görevinin çocuğun benlik saygısı zedelenmeden bu sorunu atlatmasını temin etmek olduğu unutulmamalıdır böylece altını ıslatan çocukların en geç 6 yaşında konuyla ilgilenen bir çocuk hekimi göre değerlendirilmesi ve gerekli çalışmalar yapıldıktan sonra bir çare planı yapılması gereklidir Altını ıslatma yakınması ile hekime getirilen çocuklar daha önce bahsedilen organik faktörlerin varlığı bakımından incelenmelidir Bir başka deyişle altını ıslatma sorunun fizyolojik olup olmadığı belirlenmelidir Bunun için gündüz altına kaçırma, güç idrar yapma, kabızlık, zorlama ve ivedi idrar yapma, çok idrar yapma, kafa travması geçirme, idrarla birlikte kaka kaçırma, horlama ve gece ağızdan nefes alma gibi yakınmaların olup olmadığı soruşturulmalıdır Elde edilen bilgiler ve genel tetkik sonuçlarına tarafından idrar incelemesinden, mesane filmlerine uzanan bir dizi tetkik yapılmalıdır Altını ıslatan çocukların %97’sinde somut bir niçin yoktur böylece detaylı bir hikaye birçok süre fizyolojik altını ıslatmanın olup olmadığı konusunda veri verir Bu noktada altını ıslatan çocukta “küçük mesane ya da uykudan uyanamama sorunu mu olduğunun aydınlatılması önemlidir Çare Yaklaşımı Altını ıslatma idrar yolu enfeksiyonu gibi bir nedene bağlıysa ilk kez bu nesil sorunlar çözülmelidir Fizyolojik altını ıslatma sorunu olan çocukların tedavisinde ise şu ilkelere uyulmalıdır: Gece kalkıp tuvalete gitme bir gaye olarak kesinleştirilmelidir Tuvalete ulaşmak kolaylaştırılmalıdır Çocuğun kuru kalma sorumluluğunu üstüne almasına yardım edilmelidir Yatmadan önceki 2 saat boyunca fazla istikrarsız alımından kaçınılmalı ve kafein içeren içecekler elbette verilmemelidir Yatağa girmeden tuvalete gidilmelidir Gece kuru kalması için bez bağlanmamalıdır Bu nesil yöntemler temizleme için faydalı olmakla birlikte çocukların gece kalkma motivasyonlarını negatif etkilemektedir id Sabahleyin temizliğine çocuğun katılımı sağlanmalıdır Çocukların ego saygıları desteklenmelidir Ailelere nasıl davranacaklarını anlatan kılavuzlar hazırlanmalıdır Çocukların hangi günler kuru kaldıkları bir kart üstüne işlenmelidir Çocuklar en az ayda bir defa denetim edilmelidir Çare Yöntemleri Altını ıslatan çocuklara genelde 78 yaşına geldiğinde çare için girişimlerde bulunulması önerilmektedir Bu girişimlerin başında çocuğun kendisinin veya ailesinin gece uyanmasına dönük programlar gelmektedir Önce çocukların kendiliğinden uyanması denenir, bu muhtemel olmuyo rsa ailenin çocuğu gece uyandırıp tuvalete gitmesini karşılayan program uygulanır Daha önce başarılı olduğu gösterilmiş 6 jurnal bir programın ayrıntıları ise şu şekildedir Birincil gece çocuk gece 1’e değin her saat başı uyandırılır Çocukla konuşularak ve yürütülerek uyandığından belli olunur Altı kuruysa övgü dolu sözler söylenir ve “tuvalete girme ihtiyacın var mı yahut bir sonraki saati mi bekleyeceksin sorusu sorulur Çocuk tuvalete gitmek isterse kimsesiz tuvalete yürümesi istenir Eğer çocuk altını ıslatmışsa pijama ve iç çamaşırlarını kendisinin değiştirmesi teşvik edilir Gece 1’de uyandırıldığında kuru olsa bile idrarını yapmaya çalışması söylenir Daha sonraki beş gece çocuk bir kez uyandırılır Ilk gece uyuduktan 3 saat sonradan, ikinci gece 25 saat sonra ve böyle vakit azaltılarak beşinci gece uyuduktan 1 saat sonradan uyandırılır Son gece bundan sonradan kendisinin uyanması söylenir Bu programdan daha sonra altını ıslatma tekrarlarsa (3 gün üst üste altını ıslatırsa) tekrar 6 gecelik uyandırma programı tekrarlanır Bir Takım çalışmalarda bu program ile %92 oranında çocukların kuru kalması sağlanmış, bunların %20’sinde ise tekrar altını ıslatma sorunu tekrarlanmıştır Alarm Kullanımı ve Ilaç Tedavisi Daha önce anlatılan ve daha fazla tutum değişikliği üstünde duran tedavilerden bir sonuç alınamadığında “enüretik alarm kullanımı ya da ilaç tedavisi denenmelidir Her iki tedavi yöntemi için de çocukların 8 yaşını bitirmesi beklenmelidir Alarm cihazları çocuk idrar kaçırmaya başlar başlamaz hareket geçen ve bu nedenle çocuğun uyanıp, mesanesini kontrol etmesi konusunda yardımcı olan araçlardır Son yıllarda “enüretik alarm teknolojisinde manâlı ilerlemeler olmuş ve hem ufak keza de kullanımı basit alarm cihazları üretilmiştir Alarm tedavisine 23 ay devam edilmesi gerekmekte ve bu çare ile çocuklarda %7084 oranında iyileşme sağlanmaktadır Alarm tedavisi sonunda tekrar riski %10 dolayındadır Altını ıslatma tedavisinde uzun yıllardır çeşitli ilaçlar kullanılmıştır Bunların arasında imipramin (Tofranil), oxybutynin (uropan) isimli ilaçlar ilk kullanılanlardır Son yıllarda vücutta sıvı tutulmasını karşılayan Minirin isimli ilaç da tedavide kullanılmaya başlanmıştır Ilaç tedavisi ile %1060 arasında iyileşme sağlanmakta, ama çare kesildikten daha sonra %90’a varan oranda yeniden riski bulunmaktadır bu nedenle son yıllarda alarm ve ilaç tedavisinin birlikte kullanılması önerilmektedir Altını ıslatma çocukluk çağında sık görülen bir sorun olması yanına ailelerin hatalı tutumlarının sürdüğü bir konudur Ilk Olarak altını ıslatan çocukların konuyla ilgilenen çocuk hekimleri kadar değerlendirilmesi ve ailenin katılımı ile uzun dönemli bir çare yaklaşımının denenmesi gereklidir Son yıllardaki araştırmalar altını ıslatma tedavisinde en etkin yöntemin tek başına ya da bir ilaçla birlikte alarm kullanımı olduğunu göstermektedir