Korku, canlıların herhangi bir olaya, nesneye, duruma veya kişiye tehdit altında hissettiklerinde verdikleri doğal bir tepkidir. Korkuların çeşitli sebepleri olabilir ve bireylerin bu durumlara verdikleri tepkiler birbirinden farklıdır. Kimi durumlarda korku anlık tepkilere sebep olurken kimi durumlarda bu korkular fobiye dönüşebilir. Yaşanılan korkular beraberinde kaygı ve tedirginlik getirebilir, bunun sonucunda da kişinin davranışlarında bazı tutarsızlıklar ortaya çıkabilir.
Birey hayatı boyunca korku duygusunu deneyimleyebilir, buna çocukluk dönemi de dahildir. Çocukluk çağında korkuların oluşmasının farklı nedenleri vardır. Çocukların yaşadığı korkular çocuğun gelişimine ve yaşına göre değişiklikler göstermektedir. Deneyimlenen en erken korku durumu bakımverenden ayrılma kaygısı yaşanmasıdır. 10 – 18 aylık bebeklerde görülebilir, aşırı düzeyde yaşanmadığı sürece sağlıklı ve normal bir durumdur. Bu kaygı durumunun aşırı düzeyde yaşanması ve çocuklarda en az 4 hafta boyunca devam etmesi ayrılma anksiyetesi bozukluğuna işaret eder. Bu bozukluk okul dönemindeki çocuklarda motivasyon ve işlevsellik düşüklüğüne sebep olabilir. 2 – 4 yaş aralığındaki çocuklarda ani durumlara yani çocuk tarafından daha önceden deneyimlenmemiş ve beklenmedik olan durumlara duyulan korku ve kaygılardan bahsedilebilir. Okul öncesi dönemindeki çocuklarda hem soyut hem de somut olaylara karşı korku ve kaygı duyulabilir. Karanlık, canavar, hayalet gibi soyut korkuların yanında gök gürültüsü, hayvanlar gibi somut olaylara karşı da korku duyabilirler. Bunların yanında 5 – 6 yaş grubundaki çocuklarda karanlıkta tek başına uyumak ya da sosyal bir ortamda yalnız kalmak gibi korkular da görülebilir.
Korkuların çeşitlilik göstermesi çocuğun kişiliğine, yaşına, anne-babanın çocuğa karşı tutumlarına, çocuğun içinde yaşadığı sosyal çevreye ve ailenin sosyoekonomik düzeyine bağlı olarak değişebilir. Korkuların ve kaygıların oluşmasında en büyük etken çevresel faktörlerdir. Örneğin çocuğun köpeklere karşı hiçbir korkusu yokken, sokakta bir insana saldırdığını gördükten sonra köpeklerden korkmaya başlayabilir. Bu durum soyut kavramlara olan korku ve kaygılarda da geçerlidir, anne ve babaların çocuklarının istenmeyen davranışlarını değiştirmek amacıyla ona bunu yapmaya devam ederse “öcülerin” geleceğini söylemeleri çocukta tanımlayamadığı nesnelere karşı korku oluşmasına neden olur.
Çocukların yaşlarının ilerlemesiyle değişen sosyal çevreleri ile birlikte korkuları da değişmektedir. Okula başlayan çocuklardaki korkular önceki yaşlarda ortaya çıkan korkulara göre daha gerçekçi ve daha kişiseldir. Derslerinde ve sınavlarında başarısız olma korkusu görülebilir.
Çocuklukta ortaya çıkan korkuların şiddetlenerek fobi haline gelmemesi ve çocuğun bunu sağlıklı bir şekilde atlatabilmesi için ebeveynlerin desteklerine ihtiyaçları var. Anne babanın ilk önce yapmaları gereken şey çocuğun korkularını anlayarak onu dinlemektir. Çocuğun korkularıyla dalga geçmemek ve korkusuna gülmemek gerekir. Çocuğun korkusunu anlatmasına izin verin. Çocuğun korktuğu nesneye ya da duruma alışabilmesi için önce bir süre ondan uzak durmasına izin verip, ilerleyen zamanlarda yavaş yavaş yaklaşması sağlanabilir. Korku duyulan nesne ya da durum hakkında çocukla beraber oturup konuşulabilir ve ona mantıklı sebepler sunulabilir. Örneğin gece korkuları olan çocuklara uyumadan önce farklı ritüeller öğretilebilir. Yatağa yatmadan önce dişlerini fırçalaması, kitap okuması veya süt içmesi gibi aktiviteler bu ritüellere örnek verilebilir. Birlikte gevşeme etkinlikleri yapılabilir. Önce çocuğun korktuğu durumlarda bu duyguyu vücudunda nerelerde ve ne derecelerde hissettiği fark ettirilir. Sonrasında çocukla beraber nefes egzersizleri yapılıp, çocuğun rahatlaması sağlanabilir. Böylece çocuk korku duygusunu her hissettiğinde ebeveynle beraber yaptığı bu egzersizleri hatırlayıp kendisini rahatlatabilir ve korku seviyesini düşürebilir. Çocuğunuzla beraber korktuğu nesneyi çizebilirsiniz ve bunun üzerine resmi daha komik hale getirebilirsiniz. Yaşına uygun olarak konuyla alakalı hikaye ve etkinlik kitapları çalışabilirsiniz. Ebeveynlerin çocuğun korkularının şiddetini ve yaşına göre normal olup olmadığını saptaması, eğer aşırı bir durum gözlemliyorlarsa mutlaka bir uzmana danışmaları gerekmektedir.