Bir buz pistindeyseniz, kayıp düşme ihtimaliniz vardır ve tedbirlisinizdir, düşmek beklenen bir durumdur. Ancak evde otururken cama gelen kurşun ya da yolda yürürken çantanızı almaya çalışan bir kapkaç cıyı tahmin edemezsiniz. Bahsettiğim bu olaylarda kişinin kendi yaşamına da, sevdiklerinin yaşamına da tehdit vardır, travma da…
Peki yaşanan bir olaydan herkes aynı derecede mi etkilenir?
Aynı araba içinde iki kardeş düşünürsek yaşadıkları büyük bir trafik kazası sonucu biri yaşamını devam ettirebilirken diğeri için bu kaza yaşamına kastetmek anlamına gelebilmekte ve kişi travmatize olabilmektedir. Travmatik bir olayın şokunu atlatmak kimi bireyler için bir hafta iken kimi bireyler için 1 yıl ve ya daha fazla sürebilmektedir. Kişiler aynı olaya aynı tepkileri aynı sürede vermezler çünkü her bir bireyin algıları, her bir bireyin geçmiş yaşantıları farklıdır. Yapılan araştırmalarda güvenli bağlanma geliştirmiş çocukların travmatik olay karşısında daha kısa sürede ve daha baş edebilir güçte olduklarını göstermektedir.
Peki hayatımızda sadece büyük olaylar mıdır bizim travma diye adlandırdıklarımız?
Büyük bir deprem bir çok insan için travmatik bir olay iken öğrenme güçlüğü olan bir çocuğa “sen yapamazsın, aptalsın” gibi sürekli eleştiri ve aşağılamalar hayatımızda sürekliliği olan travmaları oluştururlar.
Çocuklarda travma sonrasında ortaya çıkan tepkilere baktığımızda;
Aktivitelere karşı isteksizlik, korku kaygı, kabuslar, aşırı bebeksi davranışlar, öfke nöbetleri, ani irkilme tepkileri, anne babayı aşırı duyarlı şekilde takip etme, takıntılı şekilde tekrarlayan olaylar, sebebi bulunmayan mide baş ağrıları uykuda düzensizlik, aşırı hareketlilik gibi tepkiler görebilmekteyiz. Belirtmek gerekir ki aşırı hareketlilik söz konusu olduğunda ilk akla gelen dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olabilmektedir. Ancak birden bire ortaya çıkan bu hareketlilik dikkat eksikliğini işaret etmez, yardım alınan uzmana çocuğun öyküsünü anlatırken ortaya çıkış zamanının sürecinin belirtilmesi gerekmektedir. Bu huzursuzluk halleri üç aydan kısa sürerse akut, üç ay yada daha fazla sürerse kroniktir.
Travmatik bir olay sadece olaya maruz kalan kişi değil etrafındaki diğer bireyleri de etkilemektedir. Böyle bir durumda bir uzmandan yardım almak önerilirken anne ve babaya düşenler ise;
Çocuğun kendini ifade etmesine fırsat vermek, çocuğu yargılamamak,
Çocuğu yaşadığı olaydan dolayı suçlamamak, terk etmemek,
Fiziksel- sözel şiddetten uzak durmak
Sakin tutarlı olabilmek,
Çocuğun olumlu davranışlarını taktir etmek, ödüllendirmek,
En önemlisi ise çocuğun güvende hissetmesini sağlamak gerekmektedir.
Travma sadece güçsüzleştirmez unutmamak gerekir ki hayatına devam etmeye çalışan bu mucize yaşamları iş birliğiyle hayata eskisinden daha güçlü bakabilen bireyler olarak hayata kazandırabiliriz.