Birçok kişi, zayıflamak ve daha güzel görünen bir vücuda sahip olmak için farklı yöntemlere başvurur. Spor yapmak, bu amaçlar için üretilmiş farklı elektronik aletler kullanmak, yine bu amaçlar için üretilmiş özel yiyecek ve içeceklerle beslenmek bireylerin başvurduğu yöntemlerden bazılarıdır. Bunlara ek olarak bir de kişiye özel diyetler bulunur. Peki bu diyetlerin tek olayı sadece az yiyip kilo vermek mi?
Yapılan yeni bir araştırma bireylerin diyet planlarını 2 kere düşünmeleri gerektiğini gözler önüne seriyor. Bu araştırmaya göre doğal olarak bağırsaklarda bulunan fakat yeme düzenimizle miktarını dengede tuttuğumuz zararlı bir bakteri, az kalori aldığımızda daha çok yayılıyor.
40 obez birey, risk oluşturacak derecede düşük kalorili bir diyetteyken gözlemlendi
Araştırma sırasında 80 obez bireyin yarısı, 16 hafta boyunca çok düşük kalorili bir diyet yaparken gözlemlendi. Bu diyet, bireyleri günde sadece sıvı formda 800 kalori ile sınırlıyor. Bu sebeple normal şartlarda bu diyetin uzman gözetimi altında yapılması gerekiyor.
Bu süre sonunda doğal olarak diyette olan grupta kilo kaybı görüldü. Fakat bağırsaklarındaki bakterinin etkinliğinde de önemli bir değişiklik olduğu fark edildi. Bu kişilerin bağrsaklarındaki bakterinin miktarında artış görüldü. Kaliforniya San Francisco Üniversitesinden Peter Turnbaugh, bu çalışmayla birlikte kalorilerin vücudumuzda oynadığı rolün sadece giren ve çıkan enerji miktarından ibaret olmadığının altını çizdiklerini belirtti.
Fareler üzerinde de çalışmalar yapmış olan grubun sunduğu bilgilere göre başta bahsettiğimiz Clostridioide difficile adlı bakteri doğal olarak bağırsaklarımızda bulunuyor. Fakat bakteri miktarının dengede olmasını sağlayan asıl sistem, bizim yemek yememizle çalışıyor. Bu sebeple çok düşük kalorili diyetler yapıldığında ve dolayısıyla çok az yendiğinde, bakterinin miktarı uygun şekilde kontrol edilmemiş oluyor. Bu da bakterinin daha rahat yayılması için uygun ortamın hazırlandığı anlamına geliyor.
Bunca riske rağmen farelerde veya insanlarda bağırsak iltihabının işaretçileri görülmedi. Araştırmacılar bu sebeple bunun uzun süreli diyetlerde karşılaşılabileceğini düşünüyor. Konu hakkında açıklığa kavuşturulması beklenen bir sürü şey var. Oldukça ilginç bulgular içeren araştırmaya buradan ulaşabilirsiniz.