imagescokertmeturkusununhikayesi5add0869a0602
Cokertme Bodrum Yoresi
Memleketin keşmekeş icinde olduğu, işgal ordularının yurdu parsellediği yıllardıEge ‘de Yunan varEli silah tutan tum genclerin bellerinde pistov, ellerinde Rus filintası, sırtlarında yatakları, dağları, taşları, ovaları mesken tuttukları yıllarKucuk Menderes ‘ten, Koyceğiz’e, Denizli ‘den Bodrum’a her karış toprakta onların alın teri
Bir yandan işgalcilerle boğuşuyorlar, bir yandan da devletin secip gonderdiği yoneticilerleBir yandan duşmanı kovalarken diğer yandan da işbirlikcilerle boğuşuyorlarİşte o yıllarda Halil adlı yiğit bir delikanlı vardıMerttiİyi silah kullanır, uc kuruşluk mevkiye boyun eğmezdiCam yarması gibi, kaşı gozu ,eli yuzu duzgun, cesurduYiğitliği de dillerdeydiBir de “Bodrum kaymakamı vardıHalk duşmanı , astığı astık, kestiği kestikİstanbul ‘un da gozde adamıAdına da “Cerkez Kaymakam “ derlerdiHalk arasında “Kalleş Kaymakam Bir eli yağda bir eli baldaSandal sefaları, gece alemleriEtrafında etek openler, fedailik yapanlarMilletin kıtlıktan kırıldığı gunlerde yağlı ballı yemeklerle donatılmış sofralar
Bir de guzelliği tum yorenin dilinde Cakır Gulsum vardıBitez yalısında otururduSahilde şipşirin bir koyKoyun yakınlığından adına “Bitez yalısı demişlerHerkes guzel Gulsum ‘u yiğit Halil ‘e yakıştırıyorduGulsum adı Halil ‘le beraber anılırdıBunca dillenen guzellik Bodrum Kaymakamının kulağına da ulaşmıştıEtrafındaki dalkavuk comezler kaymakamın kulağını doldurmuşlarGulsum guzel kızSaraylara layıkHalil gibi baş kaldırmış bir eşkıyanın eline duşerse yazık olurSen evet de on Gulsum getirelim sanaZaten Halil dağda, cetelerle dolaşıyor diyerek şişirmişlerAmacları kaymakama yaranmak, hem de cıkarlarına taş koyan Halil ‘e zarar vermek
Cerkez Kaymakamın ‘ın cok hoşuna gitmiş bu duşunce Hem guzel Gulsum’e sahip olacak, hem de buyuklerinin kulağına gitmiş bir efenin nişanlısını kacırıp daha da yaranacak onlaraKaymakam Bitez yalısına gondermiş kolcularınıBir feryat, bir figan sarıp sarmalıyıp goturduler Gulsum ‘uGulsum ‘un apar topar icine atıldığı sandal kıyıdan uzaklaşmak uzereyken cokertme tarafından hızlı hızlı gelen sandal gorunduSandalın kurekleri kanat gibi acılıp kapanıyorduBir yanda kaymakam kolcularının sandalı bir diğer yanda da Bitez yalısına girdi girecek olan Halil’in sandalıYanında en guvendiği arkadaşı İbrahim Cavuşİbrahim Cavuş asılmış kureklere, Halil ise ayakta gozunu siperlemiş eliyle kolcuları gozluyorMillet sahile dokulmuş yurekleri ağzında seyrediyor onları
Halil’in sandalı ucuyor gibiİki sandal burun buruna geldi vuruşma başladıPatlayan silah sesleriVe ardından Gulsum’un figanıİbrahim Cavuş’un figanı İbrahim Cavuş kapanmış sandala haykırıyorduGittiYiğit Halil gittiVurdular Halil’iKalleş Kaymakamın adamları vurdu Halil‘i
Kolcuların sandalı Bodrum’a hızla Gulsum ‘u gotururken, Halil’in sandalı da ağır ağır sahile yaklaşıyorduSonra sandaldan cıkardılar Halil’iOluk oluk kan akıyordu İbrahim Cavuş’un kollarında verdi son nefesiniSonra kalabalığı bir uğultu sardıBir hıckırık, bir gozyaşı seliBunların arasından da yanık icli bir ses yukseldiAğlayan,ağlatan
Cokertme'den Cıktım Da Halil'im
Aman Başım Selamet,
Bitez De Yalısına Varmadan Halil'im
Aman Koptu Kıyamet
Arkadaşım İbram Cavuş
Allah’ıma Emanet,
Burası Da Aspat Değil Halil'im
Aman Bitez Yalısı,
Ciğerime Ateş Sardı,
Telli Kurşun Yarası
Guverte De Gezer İken
Aman Kunduram Kaydı,
İpekli Mendilimi Halil'im
Aman Mor Ruzgar Aldı
Cakır Da Gozlu Gulsum'umu
Aman Kolcular Aldı,
Gidelim Gidelim Halil'im
Cokertme'ye Varalım,
Kolcular Gelirse Halil'im
Nerelere Kacalım
Teslim Olmayalım Halil'im
Aman Kurşun Sıkalım
Cokertme Bodrum Yoresi
Memleketin keşmekeş icinde olduğu, işgal ordularının yurdu parsellediği yıllardıEge ‘de Yunan varEli silah tutan tum genclerin bellerinde pistov, ellerinde Rus filintası, sırtlarında yatakları, dağları, taşları, ovaları mesken tuttukları yıllarKucuk Menderes ‘ten, Koyceğiz’e, Denizli ‘den Bodrum’a her karış toprakta onların alın teri
Bir yandan işgalcilerle boğuşuyorlar, bir yandan da devletin secip gonderdiği yoneticilerleBir yandan duşmanı kovalarken diğer yandan da işbirlikcilerle boğuşuyorlarİşte o yıllarda Halil adlı yiğit bir delikanlı vardıMerttiİyi silah kullanır, uc kuruşluk mevkiye boyun eğmezdiCam yarması gibi, kaşı gozu ,eli yuzu duzgun, cesurduYiğitliği de dillerdeydiBir de “Bodrum kaymakamı vardıHalk duşmanı , astığı astık, kestiği kestikİstanbul ‘un da gozde adamıAdına da “Cerkez Kaymakam “ derlerdiHalk arasında “Kalleş Kaymakam Bir eli yağda bir eli baldaSandal sefaları, gece alemleriEtrafında etek openler, fedailik yapanlarMilletin kıtlıktan kırıldığı gunlerde yağlı ballı yemeklerle donatılmış sofralar
Bir de guzelliği tum yorenin dilinde Cakır Gulsum vardıBitez yalısında otururduSahilde şipşirin bir koyKoyun yakınlığından adına “Bitez yalısı demişlerHerkes guzel Gulsum ‘u yiğit Halil ‘e yakıştırıyorduGulsum adı Halil ‘le beraber anılırdıBunca dillenen guzellik Bodrum Kaymakamının kulağına da ulaşmıştıEtrafındaki dalkavuk comezler kaymakamın kulağını doldurmuşlarGulsum guzel kızSaraylara layıkHalil gibi baş kaldırmış bir eşkıyanın eline duşerse yazık olurSen evet de on Gulsum getirelim sanaZaten Halil dağda, cetelerle dolaşıyor diyerek şişirmişlerAmacları kaymakama yaranmak, hem de cıkarlarına taş koyan Halil ‘e zarar vermek
Cerkez Kaymakamın ‘ın cok hoşuna gitmiş bu duşunce Hem guzel Gulsum’e sahip olacak, hem de buyuklerinin kulağına gitmiş bir efenin nişanlısını kacırıp daha da yaranacak onlaraKaymakam Bitez yalısına gondermiş kolcularınıBir feryat, bir figan sarıp sarmalıyıp goturduler Gulsum ‘uGulsum ‘un apar topar icine atıldığı sandal kıyıdan uzaklaşmak uzereyken cokertme tarafından hızlı hızlı gelen sandal gorunduSandalın kurekleri kanat gibi acılıp kapanıyorduBir yanda kaymakam kolcularının sandalı bir diğer yanda da Bitez yalısına girdi girecek olan Halil’in sandalıYanında en guvendiği arkadaşı İbrahim Cavuşİbrahim Cavuş asılmış kureklere, Halil ise ayakta gozunu siperlemiş eliyle kolcuları gozluyorMillet sahile dokulmuş yurekleri ağzında seyrediyor onları
Halil’in sandalı ucuyor gibiİki sandal burun buruna geldi vuruşma başladıPatlayan silah sesleriVe ardından Gulsum’un figanıİbrahim Cavuş’un figanı İbrahim Cavuş kapanmış sandala haykırıyorduGittiYiğit Halil gittiVurdular Halil’iKalleş Kaymakamın adamları vurdu Halil‘i
Kolcuların sandalı Bodrum’a hızla Gulsum ‘u gotururken, Halil’in sandalı da ağır ağır sahile yaklaşıyorduSonra sandaldan cıkardılar Halil’iOluk oluk kan akıyordu İbrahim Cavuş’un kollarında verdi son nefesiniSonra kalabalığı bir uğultu sardıBir hıckırık, bir gozyaşı seliBunların arasından da yanık icli bir ses yukseldiAğlayan,ağlatan
Cokertme'den Cıktım Da Halil'im
Aman Başım Selamet,
Bitez De Yalısına Varmadan Halil'im
Aman Koptu Kıyamet
Arkadaşım İbram Cavuş
Allah’ıma Emanet,
Burası Da Aspat Değil Halil'im
Aman Bitez Yalısı,
Ciğerime Ateş Sardı,
Telli Kurşun Yarası
Guverte De Gezer İken
Aman Kunduram Kaydı,
İpekli Mendilimi Halil'im
Aman Mor Ruzgar Aldı
Cakır Da Gozlu Gulsum'umu
Aman Kolcular Aldı,
Gidelim Gidelim Halil'im
Cokertme'ye Varalım,
Kolcular Gelirse Halil'im
Nerelere Kacalım
Teslim Olmayalım Halil'im
Aman Kurşun Sıkalım