nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,677
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 37
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 61
Constantin Brancusi hakkında
Brancusi kimdir
Constantin Brancusi hayatı
Constantin Brancusi biyografisi
Brancusi 1876`da Romanyada doğdu 1894`te Krayova`da Scoala de Meserii (Sanat ve Zanaat Okulu)nda sanat eğitimine başladı
Bu dönemde ahşap yontarak gerçekleştirdiği çalışmalarıyla ün kazanır 1898 yılında Scoala Nationala Arte Frumoase (Uluslararası Güzel Sanatlar Okulu)nda eğitimini devam ettirmek üzere Bükreş'e gider ve 1902'ye değin burada kalır 1904 yılında bir heykel siparişi almasına rağmen sanat eğitimi ağır basar ve 1905'te Paris'e gitgide artarak Ecole des BeauxArts (Güzel Sanatlar Akademisi)nde eğitimine devam eder
19 yüzyıl sonu ve 20 yüzyıl başlarında Paris'te sanatsal açıdan nasıl bir etraf vardır? 19 yüzyılın ikinci yarısından itibaren sanat adına çoğu gelişmenin yaşandığı Paris yüzyıl sonlarından itibaren sanatın merkezi konumuna gelmiştir 1870'ler ve 80'ler Paris'i Empresyonistlerin sanat için verdikleri mücadeleye sahne olur Başlangıçta sanat çevreleri ve kamuoyu tarafından oldukça yadırganan Empresyonistlerin amacı gerçekte sanatın fonksiyonunu değiştirmektir Doğayı tuvale aynen yansıtmak yerine gözleme bireysel vizyona öznelliğe dayanan yapıtlar gerçekleştirmeyi hedeflerler Paris sanat ortamı 1890'ların sonlarına dürüst Empresyonistlerin sanatını eleştiren ayrı görüşteki sanatçılarla bir değişim sürecine girer Bu sanatçılar (PostEmpresyonistler) Empresyonistlerin sanatının üstünkörü olduğunu sanatın daha derin anlamlar içermesi gerektiğini öne sürerler PostEmpresyonistlerden Paul Gaugin bir sanat eserinin düş gücünü tetikleyen nitelikte ve izleyeni gerçek yaşamdan uzaklaştıran özellikte olması gerektiğini dile getirir 1906 yılında Brancusi'nin Paris'e gelmesinden iki sene daha sonra Gaugin'in retrospektif sergisi açılır Bu sergi Brancusi'nin sanat anlayışının şekillenmesinde büyük rol oynar Bu sergiyle birlikte Brancusi ayrı kültürlerin sanatın üzerindeki etkisini de keşfeder Sanatçıyı en çok etkileyen yapıtlar ise Gaugin'in Tahiti'de gerçekleştirdiği primitif kaliteli ahşap heykellerdir
Empresyonizm ve PostEmpresyonizm; Brancusi'nin Paris'e geldiğinde sanat ortamında sözü edilen akımlardan yalnızca ikisidir Gaugin'in sergisinden bir sene önce Paris'te sanat adına diğer bir yaradılış daha laf konusu olmuştur Matisse ve Derain'in 1905'te başı çektiği bu yeni yaradılış Fovizm olarak adlandırılır Fovlar doğada örneği olmayan ve izleyeni şok edecek derecede parlak renklerle resim yaparlar Bu özelliklerinden ötürü de sanatçılar Fovlar (Vahşi Hayvanlar) olarak nitelendirilirler Fovlar da Empresyonistler ve PostEmpresyonistlerin savunduğu gibi sanatçının amacının doğayı taklit etmek olmadığı görüşündedirler ancak bu bakış Brancusi'nin sanatında da baskın us olacaktır
Brancusi Paris'e geldiği birincil yıllarda Rodin ile tanışma fırsatını da bulur; hatta bu ünlü Fransız heykel ustası sanatçıyı bir aylığına asistanı olarak yanında alır Brancusi bu kısa dönemde Rodin'in misket heykellerinin yontulması işiyle uğraşır Heykel yapımında alçıdan veya kilden bir model yapılarak bu modeli işinde uzmanlaşmış bir taş ustasına verip mekanik aletler yardımıyla taştan yapma işi gelenekselleşmiş bir yöntemdir Oysaki Brancusi bu yöntemi benimsemez ve heykellerini direkt kalıp çıkarmadan kendi yontar (Bu şart sanatçının mermer kireçtaşı ve ahşap heykelleri için geçerlidir; bronz heykellerini gerçekleştirmek için kalıp içeri almamak zorunluluğu vardır) direkt malzeme yontma yöntemi sanatçının çalıştığı malzemeyi çok iyi tanıması gerektiğini de öngörmektedir Çalıştığı malzemenin özelliklerini haberdar olan ressam yapıtının son halinin nasıl görüneceğini önceden kestirebilme imkânına da sahip olur Yapıtlarını kalıp kullanmadan aracısız olarak yontarak gerçekleştirme yöntemi Brancusi'yi Rönesans'tan buyana unutulmaya yüz tutan zanaatçiliğe de yakınlaştırır
Ortaçağın ustaları zanaatkârları yaptıkları işlerde inanç ve onurla çalışmışlardır Zanaatkâr ruhani bir rol üstlenmiştir Brancusi'yi de cezbeden de işin bu yönüdür Ortaçağ idealine uyarlama ya da ona öykünme olgusu 19 yüzyılın ikinci yarısında İngiltere'de Arts and Craftshareketi ile sözkonusu olmakla birlikte 20 yüzyılın başlarından itibaren tüm Avrupa'da önemini devam ettirmiştir 1907 yılında Brancusi'nin Rodin'in yanına çalıştığı dönemde Almanya'da Ekspresyonist sanatçılardan oluşan Die Brückegrubu da Ortaçağ ustalarından etkilenirler Gerçekleştirdikleri ahşap işlerde geleneksele zıt tıpkı bir Ortaçağ ustasında olduğu gibi direkt dürüst ve dışavurumcu bir sanatçı tutumu sergilerler
Dünyanın Başlangıcı
1907 yılında Paris sanat ortamına Picasso'nun Avignon'lu Kadınları damgasını vurur Bu yapıt niçin bu denli akustik uyandırmıştır? Bunun nedenlerinden biri Picasso'nun Avignon'lu kadınlarından ikisinin yüzünü Afrika'lı kabilelere ait maskelere öykünerek yapmasındandır Tıpatıp Gaugin gibi Picasso da Avrupa'nın geleneksel sanat anlayışının dışarıya izleyeni içten etkileyecek görünümler oluşturmayı amaçlar İkisinin de seçtiği yol primitivizmdir Bu dönemde Matisse ve Appolinaire(şair) gibi Paris'teki çoğu artist da primitif kültürlerin ürettikleri sanata ilgi duyarlar Hatta maske ve heykel gibi bu kültürlere ait çeşitli sanat eserleri koleksiyonculuğu da başlar Brancusi de primitif kültürlerin sanatına yakın olma duyanlardandır 1909 yılında tanıştığı Modigliani ile birlikte etnografya müzelerini gezerler Her iki ressam da gördükleri maskelerin ve heykellerin yüz hatlarının basite indirgenmiş görünümünden (böylece fakat bir çift göz iki ufak kare olarak belirlenebilmektedir) ve sembolik tasvirinden epeyce etkilenirler
Soyutlama 20yüzyılın birincil on yılı içinde kendini bildiren sanat adına önemli bir tavırdır Doğa taklidinden sıyrılıp sanatın izleyiciyi görünenden alarak hayal dünyasının derinliklerine taşıması gerekliliğini savunan Gaugin'in bu görüşü Kandinsky Malevich Gabo ve Mondrian gibi bazı sanatçılar kadar benimsenerek geliştirilir Bu sanatçılara kadar sanat dünyevi gerçekliği yok ruhani gerçekliği yansıtmalıdır Bu dünyanın ötesindeki gerçeklik ise ancak soyutlama ile sözkonusu olabilir Brancusi de soyutlama yapan sanatçıların yolundan doğadan soyutlama yolundan gider Ancak ressam sanatının soyut sanat olmadığını belirtmektedir Şöyle der:
Çalışmalarımı görünmeyen olarak nitelendiren bazı embesiller var Onların görünmeyen diye adlandırdıkları en reelolandır Çünkü en reel olandış görüm yok fikirdir şeylerin özüdür
Olağan Mitoloji ve Efsaneleri konu bölge yapıtlar; Brancusi'nin gerçekleştirdiği yapıtlar arasındadır Erken tarihli örneklerden Prometheus Yunan mitosunun önemli karakterlerinden birinin başıdır Mitos'a kadar Prometheus ateşi tanrılardan çalmış ve insanlara vermiş tanrıların kurmuş olduğu düzene karşı geldiği için de zincire vurulmuştur Bilinç ve serbest; Prometheus bu değerler doğrultusunda hareket etmiştir ve cezasını çekmeye de razıdır Brancusi'nin bu mitolojik kahramanı konu olarak seçmesinin nedeni nedir? Prometheus'un aldığı cezayı ya da çektiği azabı izleyiciye yansıtmak için mi bu konuyu seçmiştir? Tabii ama hayır Brancusi'yi bu öyküyü seçmeye yönelten artistik yaratımın manâlı değerlerinden ikisi olan bilinç ve hür kavramlarıdır Hem Brancusi'nin Yunan sanatının idealize edilmiş formlarına olan ilgisi de bu konuyu seçmesine niçin olmuştur Brancusi Prometheus'u yontarken tüm yüz hatlarını minimuma indirgemiştir; tıpatıp yaban kültürlere ait maskelerde gördüğü gibi Dolayısıyla bu yapıtında böylece çok yapıtında olduğu gibi primitif etkiler laf konusudur
Danaïde Brancusi'nin adını Yunan Mitolojisinden alan diğer bir yapıtıdır Mitosa göre Danaïdes Argos kralı Danaos'un 50 kızıdır Kral ile kardeşi Aegyptos'un arası açıktır ve çekişme halindedirler Aegyptos barışı sağlamak için 50 oğlunu Danaïdes'lere evlenme öneri etmesi için gönderir Bu iyi kasıt karşılığında kral kızlarına nikah gecelerinde damatları öldürmelerini emreder Biri hariç bütün kızlar emre uyarlar Eşlerini öldüren Danaïdes'ler Hades'in (Yeraltı Tanrısı) yanında gönderilerek ebediyen sürecek cezaya çarptırılırlar Babasının emrine karşısında çıkan Danaïde ise erdemliliğin sembolü olur Brancusi'nin bu konuyu seçmesinin sebebi işte bu değerdir: Erdemlilik
Danaide sanatçının Macar öğrencisi Margit Pogany'nin yüzüdür aslında Benzer yüz çoğu yapıtında karşımıza çıkar Brancusi'nin soyuta dışarı giden yoldaki değişimini bu yapıtlardan takip yapabilmek mümkündür
Efsaneler sanatçının yapıtlarına konu yaratıcı öteki esin kaynağıdır Maiastra Romanya'da söylenegelen bir efsanenin kahramanıdır Efsaneye göre Maiastra altın bir kuştur ve gizemli güçleri vardır Sesi sihirli güçlere sahiptir Artist bu özelliği yansıtmak amacıyla kuşun gagasını açık olarak yapmıştır Cilalanmış bronz malzemeden yapılan Maiastra altın görünümündedir ve zenginliği çağrıştırır Son derece stilize edilmiş bu çalışmadan daha sonra Brancusi biri sarı ve diğeri ise grimavi mermerden birkaç Maiastra daha yapar oysa sanatçının bir konuyu öbür malzemelerle ve gitgide artarak soyuta yaklaşarak tekrar tekrar yapması tipik özelliğidir 30 adet kuş heykeli gerçekleştiren Brancusi 1920'lerde mermer malzeme kullanarak yonttuğu Boşluktaki Kuş adlı yapıtıyla soyut heykelin en güzel örneklerinden birini verir 1930 ve 1940'larda benzer konuyu bu kez bronz kullanarak yineler 1920 ile 1940'larda gerçekleştirdiği bu yapıtları tamamen soyuttur ve Maiastra'dan sonra yaşanan büyük değişimi gösterirler
Büyük Horoz Balık ve Uçan Kaplumbağa Brancusi'nin seriler halinde öbür malzemeler kullanarak gerçekleştirdiği öteki çalışmalarıdır Sanatçının Balık adlı yapıtı için söylediği birkaç söz aslında ayrıca kuş ayrıca horoz hem de kaplumbağa konulu çalışmalarının ardında yatan gerçekleri de açıklar Şöyle der Brancusi:
Bir balık gördüğünüzde onun pullarını düşünmezsiniz Hareketindeki hızı suyun aşağı parıldayan yüzeyini düşünürsünüz Benim açıklama yapmak istediğim de bu…Onun ruhunu yansıtan bir kıvılcım aradım
Brancusi'nin yüzleri büstleri ve torsoları; tümü ansızın üslubunun izlenimcilikten daha sadeye oradan da soyuta giden gelişim çizgisini izleyebilmemize olasılık veren çalışmalarıdır Yüzlerden Uyuyan Çocuk Uyuyan Esinperisi Yeni Doğan ve Birincil Ağlayış; büstlerinden Bir Oğlanın Büstü ve Esin Perisi torsolarından Erkek Torsosu ve Bir Genç Kızın Torsoso I sanatçının her birini değişik malzemelerle realistten soyuta içten gerçekleştirdiği yapıtlarıdır
Sanatçı yakınlarına ya da çevresinde gördüğü kişilere ait heykeller de yapmıştır Minik Fransız Kız Socratesancak betimlenen sahiden arkadaşı besteci Eric Satie'dir Socrates adını ona Brancusi takmıştır; kendisine Plato adını taktığı gibi Nancy Cunard ve Agnes EMeyer Sonuncusu hariç tüm heykeller ahşaptan yapılmıştır Brancusi diğer malzemelerde olduğu gibi bu malzemeyi işlemede de ustadır Bu ustalığı sahiden Romanya'daki tecrübelerine dayanır Ahşap heykellerinde Romen zanaatçılığının izlerini görmek mümkündür buna göre her heykel birbirinden bambaşka parçaların birbiri üzerine bindirilmesinden oluşturulmuştur
Öpücük
Öpücük ideal birlikteliğin stilize edildiği güzel bir misal Rodin'in benzer adlı yapıtından oldukça ayrı Öpüşen çift realist değil madde yanılsaması laf konusu yok Bu yapıt kollarını sevgiyle birbirine dolayarak bir bütün olmuş figürlerin taş üzerine kazındığı bir blok Brancusi birçok yapıtında olduğu gibi bu konuyu birkaç defa tekrarlamış Serinin 191920 yılına tarihleneni Paris Montparnasse Mezarlığında T Rachevskaia'nın kabir taşı olarak duruyor
Tevrat'ta geçen olaylar tarih her tarafında çoğu sanatçıya ilham kaynağı olmuş Özellikle de Adem ve Havva'nın hikayesi Brancusi de aynı hikâyeyi konu alarak bir heykel gerçekleştirmiş Gerçekten burada izleyiciye aktarılan konu yok karakterler Brancusi'nin Adem ve Havva'sı birbiri üstüne yerleştirilmiş iki heykel İki farklı malzemeden yapılmışlar Daha Aşağı tarafta kestane ağacından yapılan Adem(oysa cinsel organları tanımlanmıştır) ve üst tarafta meşeden yapılan Havva
Deneyüstüne bilinmeyene karşısında olan ilgisi sanatçının Dünyanın Başlangıcı adlı yapıtını gerçekleştirmesinde etkin olur Brancusi'nin bu çalışması sanatkâr her ne kadar görünmeyennitelemesini reddetse de bu anlamda gerçekleştirdiği yapıtlardan en çarpıcı olanıdır Oval biçimi Uyuyan Esinperisi'nden dönüştürülerek yapılmıştır Dünyanın Başlangıcı kolay bir formdur Bu form kozmik kökenlerle ilgili eski mitleri çağrıştıran ve doğurganlığı sembolize eden bir formdur fiilen Bu yapıt Brancusi'ye kadar bir sanat eseri yok sanatın temelidir özüdür
Öpüşme Kapısı
İki savaşı da yaşamış Brancusi savaş konusunu yapıtlarında fazla pozitif işlememiştir Kendisi yerinde bulunmadığı için askerlik yapamamış; ama Romanya'nın 1916'da savaşa katılmasından nedeniyle gurur duyduğunu belirtmiştir Romanya Targu Jiu'daki Sessizlik Masası Öpüşme Kapısı ve Ebedi Sütun IDünya Savaşı'nda ölen vatandaşlarının anısına gerçekleştirdiği yapıtlardır
Sonsuz Kolon
Her yapıt bir amaç içerir; ilki doğumu ikincisi yaşamı üçüncüsü ise ölümü sembolize eder Bu yapıtlar doğumla başlayan insan hayatında kayda değer bir dönüm noktası olan yaşamevlilikbirliktelik ile aralıksız ve ölümle sonlanan hayat hikâyemizin kozmik bir sunumudur aslında
Brancusi'nin sanatı şiirsel bir sanat olarak tanımlanabilir Yapıtları tanınabilir bir nesnenin gerçekçi tasvirinden bir zihin ya da ruh halinin basite indirgenmiş haline dürüst gelişme gösterir Sadelik onun için sanatın sonu yok şeylerin özünü bulmaktır Alıştırma metodları dünya görüşü ve bütün yapıtlarıyla 20 yüzyılın en önemli en etkili heykeltıraşları aralarında bulunan Brancusi 1957 yılında ölümünün gerisinde yapıtlarındaki saflık sadelik ve basit geometrik formların kullanımı ile arasında Carl Andre Robert Morris ve Donald Judd'un da bulunduğu Minimalistler ve daha birçok sanatkâr kadar misal dargın çağdaş heykelin doğmasında öncü isimlerden biri olma sıfatını kazanmıştır *
Brancusi kimdir
Constantin Brancusi hayatı
Constantin Brancusi biyografisi
Brancusi 1876`da Romanyada doğdu 1894`te Krayova`da Scoala de Meserii (Sanat ve Zanaat Okulu)nda sanat eğitimine başladı
Bu dönemde ahşap yontarak gerçekleştirdiği çalışmalarıyla ün kazanır 1898 yılında Scoala Nationala Arte Frumoase (Uluslararası Güzel Sanatlar Okulu)nda eğitimini devam ettirmek üzere Bükreş'e gider ve 1902'ye değin burada kalır 1904 yılında bir heykel siparişi almasına rağmen sanat eğitimi ağır basar ve 1905'te Paris'e gitgide artarak Ecole des BeauxArts (Güzel Sanatlar Akademisi)nde eğitimine devam eder
19 yüzyıl sonu ve 20 yüzyıl başlarında Paris'te sanatsal açıdan nasıl bir etraf vardır? 19 yüzyılın ikinci yarısından itibaren sanat adına çoğu gelişmenin yaşandığı Paris yüzyıl sonlarından itibaren sanatın merkezi konumuna gelmiştir 1870'ler ve 80'ler Paris'i Empresyonistlerin sanat için verdikleri mücadeleye sahne olur Başlangıçta sanat çevreleri ve kamuoyu tarafından oldukça yadırganan Empresyonistlerin amacı gerçekte sanatın fonksiyonunu değiştirmektir Doğayı tuvale aynen yansıtmak yerine gözleme bireysel vizyona öznelliğe dayanan yapıtlar gerçekleştirmeyi hedeflerler Paris sanat ortamı 1890'ların sonlarına dürüst Empresyonistlerin sanatını eleştiren ayrı görüşteki sanatçılarla bir değişim sürecine girer Bu sanatçılar (PostEmpresyonistler) Empresyonistlerin sanatının üstünkörü olduğunu sanatın daha derin anlamlar içermesi gerektiğini öne sürerler PostEmpresyonistlerden Paul Gaugin bir sanat eserinin düş gücünü tetikleyen nitelikte ve izleyeni gerçek yaşamdan uzaklaştıran özellikte olması gerektiğini dile getirir 1906 yılında Brancusi'nin Paris'e gelmesinden iki sene daha sonra Gaugin'in retrospektif sergisi açılır Bu sergi Brancusi'nin sanat anlayışının şekillenmesinde büyük rol oynar Bu sergiyle birlikte Brancusi ayrı kültürlerin sanatın üzerindeki etkisini de keşfeder Sanatçıyı en çok etkileyen yapıtlar ise Gaugin'in Tahiti'de gerçekleştirdiği primitif kaliteli ahşap heykellerdir
Empresyonizm ve PostEmpresyonizm; Brancusi'nin Paris'e geldiğinde sanat ortamında sözü edilen akımlardan yalnızca ikisidir Gaugin'in sergisinden bir sene önce Paris'te sanat adına diğer bir yaradılış daha laf konusu olmuştur Matisse ve Derain'in 1905'te başı çektiği bu yeni yaradılış Fovizm olarak adlandırılır Fovlar doğada örneği olmayan ve izleyeni şok edecek derecede parlak renklerle resim yaparlar Bu özelliklerinden ötürü de sanatçılar Fovlar (Vahşi Hayvanlar) olarak nitelendirilirler Fovlar da Empresyonistler ve PostEmpresyonistlerin savunduğu gibi sanatçının amacının doğayı taklit etmek olmadığı görüşündedirler ancak bu bakış Brancusi'nin sanatında da baskın us olacaktır
Brancusi Paris'e geldiği birincil yıllarda Rodin ile tanışma fırsatını da bulur; hatta bu ünlü Fransız heykel ustası sanatçıyı bir aylığına asistanı olarak yanında alır Brancusi bu kısa dönemde Rodin'in misket heykellerinin yontulması işiyle uğraşır Heykel yapımında alçıdan veya kilden bir model yapılarak bu modeli işinde uzmanlaşmış bir taş ustasına verip mekanik aletler yardımıyla taştan yapma işi gelenekselleşmiş bir yöntemdir Oysaki Brancusi bu yöntemi benimsemez ve heykellerini direkt kalıp çıkarmadan kendi yontar (Bu şart sanatçının mermer kireçtaşı ve ahşap heykelleri için geçerlidir; bronz heykellerini gerçekleştirmek için kalıp içeri almamak zorunluluğu vardır) direkt malzeme yontma yöntemi sanatçının çalıştığı malzemeyi çok iyi tanıması gerektiğini de öngörmektedir Çalıştığı malzemenin özelliklerini haberdar olan ressam yapıtının son halinin nasıl görüneceğini önceden kestirebilme imkânına da sahip olur Yapıtlarını kalıp kullanmadan aracısız olarak yontarak gerçekleştirme yöntemi Brancusi'yi Rönesans'tan buyana unutulmaya yüz tutan zanaatçiliğe de yakınlaştırır
Ortaçağın ustaları zanaatkârları yaptıkları işlerde inanç ve onurla çalışmışlardır Zanaatkâr ruhani bir rol üstlenmiştir Brancusi'yi de cezbeden de işin bu yönüdür Ortaçağ idealine uyarlama ya da ona öykünme olgusu 19 yüzyılın ikinci yarısında İngiltere'de Arts and Craftshareketi ile sözkonusu olmakla birlikte 20 yüzyılın başlarından itibaren tüm Avrupa'da önemini devam ettirmiştir 1907 yılında Brancusi'nin Rodin'in yanına çalıştığı dönemde Almanya'da Ekspresyonist sanatçılardan oluşan Die Brückegrubu da Ortaçağ ustalarından etkilenirler Gerçekleştirdikleri ahşap işlerde geleneksele zıt tıpkı bir Ortaçağ ustasında olduğu gibi direkt dürüst ve dışavurumcu bir sanatçı tutumu sergilerler
Dünyanın Başlangıcı
1907 yılında Paris sanat ortamına Picasso'nun Avignon'lu Kadınları damgasını vurur Bu yapıt niçin bu denli akustik uyandırmıştır? Bunun nedenlerinden biri Picasso'nun Avignon'lu kadınlarından ikisinin yüzünü Afrika'lı kabilelere ait maskelere öykünerek yapmasındandır Tıpatıp Gaugin gibi Picasso da Avrupa'nın geleneksel sanat anlayışının dışarıya izleyeni içten etkileyecek görünümler oluşturmayı amaçlar İkisinin de seçtiği yol primitivizmdir Bu dönemde Matisse ve Appolinaire(şair) gibi Paris'teki çoğu artist da primitif kültürlerin ürettikleri sanata ilgi duyarlar Hatta maske ve heykel gibi bu kültürlere ait çeşitli sanat eserleri koleksiyonculuğu da başlar Brancusi de primitif kültürlerin sanatına yakın olma duyanlardandır 1909 yılında tanıştığı Modigliani ile birlikte etnografya müzelerini gezerler Her iki ressam da gördükleri maskelerin ve heykellerin yüz hatlarının basite indirgenmiş görünümünden (böylece fakat bir çift göz iki ufak kare olarak belirlenebilmektedir) ve sembolik tasvirinden epeyce etkilenirler
Soyutlama 20yüzyılın birincil on yılı içinde kendini bildiren sanat adına önemli bir tavırdır Doğa taklidinden sıyrılıp sanatın izleyiciyi görünenden alarak hayal dünyasının derinliklerine taşıması gerekliliğini savunan Gaugin'in bu görüşü Kandinsky Malevich Gabo ve Mondrian gibi bazı sanatçılar kadar benimsenerek geliştirilir Bu sanatçılara kadar sanat dünyevi gerçekliği yok ruhani gerçekliği yansıtmalıdır Bu dünyanın ötesindeki gerçeklik ise ancak soyutlama ile sözkonusu olabilir Brancusi de soyutlama yapan sanatçıların yolundan doğadan soyutlama yolundan gider Ancak ressam sanatının soyut sanat olmadığını belirtmektedir Şöyle der:
Çalışmalarımı görünmeyen olarak nitelendiren bazı embesiller var Onların görünmeyen diye adlandırdıkları en reelolandır Çünkü en reel olandış görüm yok fikirdir şeylerin özüdür
Olağan Mitoloji ve Efsaneleri konu bölge yapıtlar; Brancusi'nin gerçekleştirdiği yapıtlar arasındadır Erken tarihli örneklerden Prometheus Yunan mitosunun önemli karakterlerinden birinin başıdır Mitos'a kadar Prometheus ateşi tanrılardan çalmış ve insanlara vermiş tanrıların kurmuş olduğu düzene karşı geldiği için de zincire vurulmuştur Bilinç ve serbest; Prometheus bu değerler doğrultusunda hareket etmiştir ve cezasını çekmeye de razıdır Brancusi'nin bu mitolojik kahramanı konu olarak seçmesinin nedeni nedir? Prometheus'un aldığı cezayı ya da çektiği azabı izleyiciye yansıtmak için mi bu konuyu seçmiştir? Tabii ama hayır Brancusi'yi bu öyküyü seçmeye yönelten artistik yaratımın manâlı değerlerinden ikisi olan bilinç ve hür kavramlarıdır Hem Brancusi'nin Yunan sanatının idealize edilmiş formlarına olan ilgisi de bu konuyu seçmesine niçin olmuştur Brancusi Prometheus'u yontarken tüm yüz hatlarını minimuma indirgemiştir; tıpatıp yaban kültürlere ait maskelerde gördüğü gibi Dolayısıyla bu yapıtında böylece çok yapıtında olduğu gibi primitif etkiler laf konusudur
Danaïde Brancusi'nin adını Yunan Mitolojisinden alan diğer bir yapıtıdır Mitosa göre Danaïdes Argos kralı Danaos'un 50 kızıdır Kral ile kardeşi Aegyptos'un arası açıktır ve çekişme halindedirler Aegyptos barışı sağlamak için 50 oğlunu Danaïdes'lere evlenme öneri etmesi için gönderir Bu iyi kasıt karşılığında kral kızlarına nikah gecelerinde damatları öldürmelerini emreder Biri hariç bütün kızlar emre uyarlar Eşlerini öldüren Danaïdes'ler Hades'in (Yeraltı Tanrısı) yanında gönderilerek ebediyen sürecek cezaya çarptırılırlar Babasının emrine karşısında çıkan Danaïde ise erdemliliğin sembolü olur Brancusi'nin bu konuyu seçmesinin sebebi işte bu değerdir: Erdemlilik
Danaide sanatçının Macar öğrencisi Margit Pogany'nin yüzüdür aslında Benzer yüz çoğu yapıtında karşımıza çıkar Brancusi'nin soyuta dışarı giden yoldaki değişimini bu yapıtlardan takip yapabilmek mümkündür
Efsaneler sanatçının yapıtlarına konu yaratıcı öteki esin kaynağıdır Maiastra Romanya'da söylenegelen bir efsanenin kahramanıdır Efsaneye göre Maiastra altın bir kuştur ve gizemli güçleri vardır Sesi sihirli güçlere sahiptir Artist bu özelliği yansıtmak amacıyla kuşun gagasını açık olarak yapmıştır Cilalanmış bronz malzemeden yapılan Maiastra altın görünümündedir ve zenginliği çağrıştırır Son derece stilize edilmiş bu çalışmadan daha sonra Brancusi biri sarı ve diğeri ise grimavi mermerden birkaç Maiastra daha yapar oysa sanatçının bir konuyu öbür malzemelerle ve gitgide artarak soyuta yaklaşarak tekrar tekrar yapması tipik özelliğidir 30 adet kuş heykeli gerçekleştiren Brancusi 1920'lerde mermer malzeme kullanarak yonttuğu Boşluktaki Kuş adlı yapıtıyla soyut heykelin en güzel örneklerinden birini verir 1930 ve 1940'larda benzer konuyu bu kez bronz kullanarak yineler 1920 ile 1940'larda gerçekleştirdiği bu yapıtları tamamen soyuttur ve Maiastra'dan sonra yaşanan büyük değişimi gösterirler
Büyük Horoz Balık ve Uçan Kaplumbağa Brancusi'nin seriler halinde öbür malzemeler kullanarak gerçekleştirdiği öteki çalışmalarıdır Sanatçının Balık adlı yapıtı için söylediği birkaç söz aslında ayrıca kuş ayrıca horoz hem de kaplumbağa konulu çalışmalarının ardında yatan gerçekleri de açıklar Şöyle der Brancusi:
Bir balık gördüğünüzde onun pullarını düşünmezsiniz Hareketindeki hızı suyun aşağı parıldayan yüzeyini düşünürsünüz Benim açıklama yapmak istediğim de bu…Onun ruhunu yansıtan bir kıvılcım aradım
Brancusi'nin yüzleri büstleri ve torsoları; tümü ansızın üslubunun izlenimcilikten daha sadeye oradan da soyuta giden gelişim çizgisini izleyebilmemize olasılık veren çalışmalarıdır Yüzlerden Uyuyan Çocuk Uyuyan Esinperisi Yeni Doğan ve Birincil Ağlayış; büstlerinden Bir Oğlanın Büstü ve Esin Perisi torsolarından Erkek Torsosu ve Bir Genç Kızın Torsoso I sanatçının her birini değişik malzemelerle realistten soyuta içten gerçekleştirdiği yapıtlarıdır
Sanatçı yakınlarına ya da çevresinde gördüğü kişilere ait heykeller de yapmıştır Minik Fransız Kız Socratesancak betimlenen sahiden arkadaşı besteci Eric Satie'dir Socrates adını ona Brancusi takmıştır; kendisine Plato adını taktığı gibi Nancy Cunard ve Agnes EMeyer Sonuncusu hariç tüm heykeller ahşaptan yapılmıştır Brancusi diğer malzemelerde olduğu gibi bu malzemeyi işlemede de ustadır Bu ustalığı sahiden Romanya'daki tecrübelerine dayanır Ahşap heykellerinde Romen zanaatçılığının izlerini görmek mümkündür buna göre her heykel birbirinden bambaşka parçaların birbiri üzerine bindirilmesinden oluşturulmuştur
Öpücük
Öpücük ideal birlikteliğin stilize edildiği güzel bir misal Rodin'in benzer adlı yapıtından oldukça ayrı Öpüşen çift realist değil madde yanılsaması laf konusu yok Bu yapıt kollarını sevgiyle birbirine dolayarak bir bütün olmuş figürlerin taş üzerine kazındığı bir blok Brancusi birçok yapıtında olduğu gibi bu konuyu birkaç defa tekrarlamış Serinin 191920 yılına tarihleneni Paris Montparnasse Mezarlığında T Rachevskaia'nın kabir taşı olarak duruyor
Tevrat'ta geçen olaylar tarih her tarafında çoğu sanatçıya ilham kaynağı olmuş Özellikle de Adem ve Havva'nın hikayesi Brancusi de aynı hikâyeyi konu alarak bir heykel gerçekleştirmiş Gerçekten burada izleyiciye aktarılan konu yok karakterler Brancusi'nin Adem ve Havva'sı birbiri üstüne yerleştirilmiş iki heykel İki farklı malzemeden yapılmışlar Daha Aşağı tarafta kestane ağacından yapılan Adem(oysa cinsel organları tanımlanmıştır) ve üst tarafta meşeden yapılan Havva
Deneyüstüne bilinmeyene karşısında olan ilgisi sanatçının Dünyanın Başlangıcı adlı yapıtını gerçekleştirmesinde etkin olur Brancusi'nin bu çalışması sanatkâr her ne kadar görünmeyennitelemesini reddetse de bu anlamda gerçekleştirdiği yapıtlardan en çarpıcı olanıdır Oval biçimi Uyuyan Esinperisi'nden dönüştürülerek yapılmıştır Dünyanın Başlangıcı kolay bir formdur Bu form kozmik kökenlerle ilgili eski mitleri çağrıştıran ve doğurganlığı sembolize eden bir formdur fiilen Bu yapıt Brancusi'ye kadar bir sanat eseri yok sanatın temelidir özüdür
Öpüşme Kapısı
İki savaşı da yaşamış Brancusi savaş konusunu yapıtlarında fazla pozitif işlememiştir Kendisi yerinde bulunmadığı için askerlik yapamamış; ama Romanya'nın 1916'da savaşa katılmasından nedeniyle gurur duyduğunu belirtmiştir Romanya Targu Jiu'daki Sessizlik Masası Öpüşme Kapısı ve Ebedi Sütun IDünya Savaşı'nda ölen vatandaşlarının anısına gerçekleştirdiği yapıtlardır
Sonsuz Kolon
Her yapıt bir amaç içerir; ilki doğumu ikincisi yaşamı üçüncüsü ise ölümü sembolize eder Bu yapıtlar doğumla başlayan insan hayatında kayda değer bir dönüm noktası olan yaşamevlilikbirliktelik ile aralıksız ve ölümle sonlanan hayat hikâyemizin kozmik bir sunumudur aslında
Brancusi'nin sanatı şiirsel bir sanat olarak tanımlanabilir Yapıtları tanınabilir bir nesnenin gerçekçi tasvirinden bir zihin ya da ruh halinin basite indirgenmiş haline dürüst gelişme gösterir Sadelik onun için sanatın sonu yok şeylerin özünü bulmaktır Alıştırma metodları dünya görüşü ve bütün yapıtlarıyla 20 yüzyılın en önemli en etkili heykeltıraşları aralarında bulunan Brancusi 1957 yılında ölümünün gerisinde yapıtlarındaki saflık sadelik ve basit geometrik formların kullanımı ile arasında Carl Andre Robert Morris ve Donald Judd'un da bulunduğu Minimalistler ve daha birçok sanatkâr kadar misal dargın çağdaş heykelin doğmasında öncü isimlerden biri olma sıfatını kazanmıştır *
Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.