Tüm dünyada etkisini gösteren Covid 19 pandemisi maalesef ülkemizde de artmaya ve can almaya başladı.
Oldukça hızlı yayılan ve bağışıklık sistemi düşük insanlarda ölümcül seyreden bir virüs enfeksiyonu.
Virüs temasla ağız burun veya göz mukozasından vücuda girdikten ortalama 5-7 günde en geç 14 günde bulgu vermeye başlıyor. Hafif gribal bulguların yanında yüksek ateş, halsizlik ve boğaz ön planda ilk başlarda. Daha sonra şiddetli kas ağrısı ve solunum sıkıntısı bulguları ile devam ediyor. Bağışıklığı güçlü olanlar ve temasla alınan virüsün yoğunluğuna göre hastalığın seyri basit viral bir enfeksiyondan bronşit ve ölümle sonuçlanan bir tabloya kadar geniş bir yelpazede seyredebiliyor.
Bu salgınla ilgili önemli gerçeklerden birisi de toplumun büyük bir kısmına bulaşacağı. Bu virüs aslında bizi öldürmeye çalışmıyor kendine yaşayacak bir konakçı bulmaya çalışıyor bu nedenle mutasyona yani değişime uğruyor. Bunun için ne kadar geç bulaşırsa o kadar iyi.
Bu durumda biz ne yapacağız?
Dış ortamı kontrol edemeyeceğimize göre o halde tek yapılacak kişisel önlemlerimizi almak.
Sosyal izolasyan ve hijyen kurallarına uymak bulaşmayı ve alacağımız virüs miktarını azaltmak için çok önemli. EVDE KALACAĞIZ.
Özellikle 60 yaş üstü, tansiyon, şeker, kalp, böbrek ve benzeri kronik hastalığı olan ve özellikle birden fazla kronik hastalığı olanlar, kanser hastaları, immün baskılayıcı tedavi gören bireyler kesinlikle korunmalı.
En önemlisi vücudumuzu ve bağışıklık sistemimizi güçlü tutacağız. Aslında biz her zaman bunu söylüyoruz kliniğimizde takip ettiğimiz hastalarımızda hem enfeksiyon hastalıkları için hem de diğer tüm kronik, metabolik, otoimmün ve kanser hastalıklarında yönetebildiğimiz bireysel faktörler üzerine yoğunlaşmalıyız.
Neler yapmalıyız:
Buradaki öneriler başka bir sorunu, alerjisi ve özel durumu olmayan sağlıklı bireyler için yapılan önerilerdir. Aslında her zaman en doğrusu doktorunuzla bireysel olarak yapacağınız plan ve yapılan tahlillerinize göre kullanacağınız vitamin, minerallerin ve beslenme planınızın belirlenmesidir. Çünkü biz kliniğimizde yaptığımız çalışmalarda prodromal yani belirtilerin oluşmadığı veya belirgin olmadığı dönemde doğru tahliller ve ayrıntılı anamnez (hasta öyküsü) ve iyi bir fizik muayene ile bir çok hastalığın erken teşhis edildiğinde hastalık yada hastalık zararları oluşmadan tamamen iyileştirilebildiğini görüyoruz.
-
Kesinlikle yeteri kadar su içmeliyiz. (İdrar rengi ve kokusunu takip edin) -
İyi ve yeterli uyku hem vücudu hem ruhsal hem de bedensel iyileştirir. Bağışıklık sistemini güçlendirir. -
Egzersiz hem kan dolaşımını hem de lenf dolaşımını düzenler ve çok önemlidir. Günde iki kez 20 dakikalık egzersizler bile yeterli olabiliyor. Yaş ve normalde yapılan aktivitelere göre bu süre artırılmalıdır. Ayrıca uzun süre TV ya da bilgisayar karşısında oturulmamalı mutlaka ara verilip hareket edilmelidir. -
Stres yönetimi hem genel sağlığımızı hem de bağışıklığımızı güçlendirir. Bu konuda ihtiyaç varsa mutlaka yardım alınmalıdır. -
Beslenme bu dönemde en önemli konulardan biri. Hem fazla kilo almamalıyız hem de fonksiyonel yani ihtiyaca yönelik beslenmeliyiz.
-
C vitamini, -
Çinko, -
Magnezyum, -
Omega-3, -
D vitamini günlük olarak eğer vücutta eksikse, -
Günde iki bardak yeşil iki bardak siyah çay ve yatmadan bir bardak melisa çayı.
Acımasızca kirlettiğimiz doğa, yaşam alanlarını yok ettiğimiz bitkiler, hayvanlar hatta bakteri ve virüsler…
Daha fazla tüketim için uyguladığımız üretim yöntemleri; gübreler, ilaçlar, hormonlar….
Bizden başka yaşayan yokmuşçasına çoğalttığımız evler, arabalar, kıyafetler, eşyalar…
Ve kaybettiğimiz sevgi…
Denge onarılamayacak şekilde bozulduğunda tüm canlılar için aynı derecede tehlikeli olmaya başlıyor.
Oturup her şeyi yeniden düşünme zamanı yoksa daha çok salgını konuşuruz.
Hepinize mutlu, sağlıklı, sabırlı günler diliyorum.