COVID-19 aşı çalışmaları devam ederken, bilim insanları bir taraftan da ilaç geliştirmeye çalışıyor. Çünkü aşılar enfekte olmamış kişileri koruyor. Ancak enfekte insanların daha çabuk iyileşmesini sağlayan henüz hiçbir küresel ilaç yok.
Pandeminin ilk günlerinde, iyimserler bile bir aşının en az beş yıl uzakta olduğunu düşünüyordu. Dünya, koronavirüs vakalarını önlemenin bir yolunu bulmak için çaresizdi. Böyle bir durumda devreye Hidroksiklorokin girdi. Onlarca yıldır sıtma tedavisinde kullanılan bu ilaç, büyük tartışmaya yol açtı. İlacı ilk olarak Fransa’da bir grup bilim insanı koronavirüs tedavisi için onayladı. Öyle ki ilaç kıtlığına yol açtı.
Hidroksiklorokin tartışmasının sebebi ne?
Hidroksiklorokinin güvenliğiyle ilgili endişeler arttı. Ardından denemeler durmaya başladı ve ilacın acil kullanım iznini ABD ve İngiltere’deki sağlık yetkilileri iptal etti. Son olarak, Haziran 2020’deki veriler ilacın tabutuna son çiviyi çaktı. Zira, ilacın hastanedeki COVID-19 hastalarında iyileşme sağlamadığı ortaya çıktı.
Bu gelişmeler yaşanırken bilim insanları, koronavirüs enfeksiyonunu hafifletecek ilaç arayışını sürdürüyor. Yeni viral varyantlar, askıya alınan aşılar ve dünyanın bazı bölgelerinde yavaş seyreden aşı uygulaması, aşıların her şeyi iyileştiremeyeceğini gösteriyor.
Mart ayında Birleşik Krallık hükümeti, COVID-19 için profilaktik veya hastalığı önleyici tedavileri test etmeye başladı. Biri bakım evlerinde, diğeri ise bağışıklık sistemi zayıflamış kişilerde olmak üzere iki klinik çalışmayı finanse ettiğini duyurdu.
Birincisi, bağışıklığı zayıflamış hastalarda tenya ilacı olan niklosamidin denenmesi. Özellikle diyaliz tedavisi görenler, böbrek nakli olanlar veya bağışıklık sistemini baskılamak için ilaç gerektiren otoimmün rahatsızlıkları olanlarda işe yarar. PROTECT-V isimli denemeyi, temas öncesi profilaktik tedavileri veya PrEP’i arayan Cambridge Üniversitesi araştırmacıları yönetiyor. PrEP, virüs partiküllerinin hücrelere girmesini engelleyerek viral replikasyona müdahale eder. Böylece enfeksiyonu önler.
Çalışma lideri Cambridge Üniversitesinden Dr. Rona Smith, açıklama yaptı. Ekibin, yıllardır kullanımda olması ve burun spreyi ile kolayca uygulanabilmesi nedeniyle, niklosamide karar verdiğini söyledi. Bu ilaç, Sars-CoV-2’nin en fazla etkilediği nazal (burun) epitel hücrelerde virüsün çoğalmasını engelliyor.
Aşılar COVID-19 için tek çözüm değil
Diyalizdeki kişilerde ölüm oranı, pandemi boyunca diğerlerinden çok daha yüksek. Örneğin, İngiltere’de her beş COVID-19 pozitif diyaliz hastasından biri 14 günde öldü. Bu insanlar için önleyici bir tedavi hayat kurtarıcı nitelikte. Çünkü hastalar aşılara sağlıklı insanlar kadar iyi yanıt verme eğiliminde değil. Bunun nedeni ise bağışıklık sistemlerinin çok fazla antikor üretmemesi.
Bir çalışmada ise araştırmacılar, organ nakli alıcılarının koronavirüs aşılarına tepkisini incelediler. Bir doz aşı olan hastalardan yalnızca yüzde 17’sinin Sars-CoV-2 virüsüne karşı antikorlar ürettiğini buldular.
PROTECT-CH adlı ikinci deneme ise başka bir tür önleyici tedaviyi arıyor. Enfeksiyon sonrası alınan bir ilacı inceliyorlar. Nottingham Üniversitesindeki baş araştırmacısı Philip Bath, hangi ilaçların deneneceğini tam olarak söylemedi. Ancak bu ilaçları, İngiltere Ulusal Sağlık Sisteminde halihazırda kullandıklarını belirtti.
Deneme, bakım evlerini hedefliyor. Bath, “Tüm yumurtalarınızı tek bir sepete koymak istemezsiniz” diyerek ilacın önemini açıklıyor. Tıpkı niklosamid gibi ucuz, onaylı ve yaygın üretimde bir ilaç bulabilirsek aşıların çok daha yavaş olduğu ülkelerin yarasını sarabilir.