Tüm insanlık olarak zorlu zamanlardan geçtiğimiz bu günlerde, ruh sağlığımızı korumak ve kaygımızı regüle edebilmek için neler yapmamız gerektiği hakkında bir yazı hazırladım ve sizlerle paylaşmak istedim. Coronavirüs karşısında neler yapabileceğimiz hakkında bilgi kirliliği olsa da emin olduğumuz tek şey evde kalmamızın virüsün yayılım hızını yavaşlatacağı ve sağlık sisteminin daha verimli işlemesini sağlayacağı. Bu sebeple dışarı çıkma zorunluluğu bulunmayanlar dışında herkesin evde olmasının önemli olduğunu biliyoruz; peki evde ne yapmak bize daha iyi gelebilir ve ruh sağlığımızı korumak adına kendimize nasıl bakım verebiliriz?
Yaşadığımız durumun ne kadar süreceğini kestiremememiz, daha önce karşılaşmadığımız bir hastalık olması gibi sebeplerle korona virüsünün bilinmezlik ve tehdit içermesi endişe ve korkuya neden olmaktadır. Şu an yaşadığımız durum gibi zorlu yaşantılar kişilerin güvenlik algısını bozmakta, kontrolü kaybediyor hissi uyandırabilmektedir. İnsanların en temel ihtiyaçlarından biri güvende hissetmektir ve bunu kaybettiğimizi düşündüğümüz noktada stres tepkisi normal olarak verdiğimiz bir tepkidir. Ancak bu tarz durumlarda hem psikolojik sağlığımızı hem de etrafımızdakileri korumak ve kaygıyı regüle edebiliyor olmak çok önemli. Peki bunu sağlayabilmek için neler yapmalıyız?
Öncelikle bu salgın hakkındaki bilgi kirliliğine karşı kendimizi korumanın çok önemli olduğunu düşünüyorum. Pek çok saygın haber kanallarında bile uzman olarak çıkarılan kişilerin yanlış bilgiler verdiğine ve insanların kaygı düzeyini arttırdığına şahit olduk. Sadece yetkili kişilerin söylemlerini dikkate almak, sosyal medyada yayınlanan ve doğruluğu ispatlanmamış ses kaydı, görüntüler gibi durumlardan kendinizi korumak ve dikkate almamak oldukça önem arz etmekte.
Salgın ile ilgili gündemin tüm yaşantınıza yayılmasına engel olmaya çalışmanın yollarını hep birlikte bulabilmeliyiz. Bu kadar hayatımızın içinde olan konudan uzak kalmamız elbette mümkün değil ancak tüm gün haber programı izlemenin, internette sürekli bu konuyu takip etmenin çok faydalı olacağını düşünmüyorum. Bunun yerine haber alma sürecinizi günde birkaç defa ile sınırlandırmanın, bunun da mümkün olduğunca belirlenen zaman dilimlerinde yapılmasını öneriyorum.
Beden sağlığımıza dikkat etmenin psikolojik sağlık üzerinde önemli olduğunu biliyoruz. Sağlıklı beslenme, yapabiliyorsanız evde egzersiz yapma hem sizi salgın karşısında daha güçlü yapacak hem de psikolojik iyi oluş anlamında size iyi gelecektir. Evde spor yapabilmeniz için pek çok online uygulamanın yanı sıra tanınmış spor kulüplerinin online olarak yaptırdığı egzersizlere Youtube, İnstagram gibi sosyal medya kanalları üzerinden ulaşabilirsiniz.
Dışarıda çalışmak zorunda olmayanlar dışında çoğu kişinin evde olduğunu biliyoruz. Bunun zaman zaman sıkıcı olabildiğini, yaşadığı çaresizlik duygusunun ve evde olmanın tercihten ziyade zorunluluk olduğu bu günlerde evde olmanın zaman zaman zorlayıcı olduğu tahmin edilebilir bir süreç. Bu süreçte evde kendinize bir rutin belirlemenin önemli olduğunu düşünüyorum, insanoğlu olarak düzen bize çoğu zaman güvende hissettiriyor. Gününüzü sabah uyandığınızda kafanızda planlamanın (iş takvimi şeklinde olması gerekmiyor elbette; sabahtan akşama kadar yapacaklarınızı belirli bir sıraya koyma) hatta belki yazmanın bir rutin oluşturabilmekte yararı olacaktır.
Evde olan vakitte en çok zorlandığımız konulardan birinin de üretime geçememek, çalışamamak (evinde çalışanların dışındaki kişiler için) ve “işe yaramıyorum” hissi olduğunu gözlemliyorum. Sağlık çalışanlarının çoğu zaman insanüstü bir gayretle çalıştığını gördüğümüz bu günlerde evde olmak bazılarımıza bu yönden rahatsız edici hissettiriyor olabilir. Bu süreçte bildiğimiz ve sürekli kendimize hatırlatmamız gereken şey; evde olmanın dışarıda bu süreç için çalışan insanlara en büyük faydayı sağladığı olmalı.
Evde olan zamanı çok verimli geçirmemiz yönünde sürekli pompalanan bir süreç de var. Elbette bunun bir fırsat olarak görüp; okuyamadığı kitapları okuyacak, listesinde bekleyen filmleri izleyecek bir fırsat olarak gören kişiler de var, ne mutlu! Bunun dışında çoğunluk evde ne yapacağını bilemez halde, bunun sonucunda can sıkıntısı, ne yapacağını, nasıl vakit geçireceğini bilememe gibi durumlar oldukça sık yaşanıyor. Son sürat arabayla gittiğinizi düşünün, ani bir frenle durduk; bu durumda araba nasıl sarsılırsa biz de sarsıldık. Sizin için uygun zamanda ise dengeyi bulma ve duruma ayak uydurma zamanı gelecek ve bu sürece uyum sağlayacağız. O yüzden sizin verimli zaman kavramlarına kulak tıkamanızı ve sarsıntınız geçene kadar kendinize izin vererek dengeyi bulmak için zamana ihtiyaç duyduğunuzu kendinize hep hatırlatmanızı öneriyorum.
Bu süreçte sevdiklerinizden büyük oranda ayrı olsanız da görüntülü konuşma uygulamaları üzerinden sevdiklerinizle bir arada olmaya önem vermeliyiz. İnsanoğlunun en temel ihtiyaçlarından biri de sosyalleşmek, vakit geçirmekten keyif aldığı kişilerle bir arada olmak. Bu ihtiyacı sanal ortamda gidermeye çalışmak (hele de buna alışkın değilseniz) elbette ilk başlarda istediğiniz kadar iyi olmayacaktır. Sosyal desteğin ne kadar önemli olduğunu daha da fazla hissettiğimiz bu günlerde kendinizi sevdiklerinizle temastan alıkoymayın, online görüşmelere şans verin.
Duyguların dışa vurumun bedensel tepki verme olasılığını çok azalttığını biliyoruz. İfade edilmeyen duygular belirli bir zamandan sonra bedensel semptomlar olarak kendini gösteriyor. Bu sebeple kaygınızı sizden uzaklaştıracak, içeriden dışarıya aktaracak aktivitelere (resim yapma, günlük tutma, yazma vb.) yönelmenin, duyguyu dışsallaştırmanın önemli olduğunu düşünüyorum.
Freud anksiyete türlerini üçe ayırmıştır; gerçeklik anksiyetesi, nevrotik anksiyete ve suçluluk anksiyetesi. Gerçeklik anksiyetesi dış dünyadaki gerçek tehlikelere karşılaşıldığında duyulan korku ya da kaygıdır, yani günümüzdeki coronavirüsten kaygılanmak, korkmak dış dünyada görülen bir korku durumuna verilen tepkidir. Bu süreçte yaşanan kaygının gerçekçi bir yanının olduğunu bilerek ama bunun gündelik yaşantılarınızı, uykularınızı, iştahınızı etkilediği durumlarda psikolojik destek almaktan çekinmeyerek, kaygınızı paylaşarak geçirmeye özen gösteriniz.