Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Kurban Bayramı açıklaması! Türkiye bugün yeni bir diriliş mücadelesi veriyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Kurban Bayramı açıklaması

Kabine toplantısının akabinde açıklama yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Gerek kurbanlıkların denetimi, kesim yerleri, paklık konusunda gereken önlemler yüklü olarak lokal idareler vasıtasıyla alınmıştır. Kurban kesim yerlerinde yoğunluk oluşmaması için bayramın ikinci ve üçüncü günlerinin de değerlendirilmesini tavsiye ediyoruz. Yola çıkacakların dikkatli olmalarını rica ediyorum" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi:

* Cuma günü vasıl olacağımız mübarek kurban bayramınızı şimdiden tebrik ediyorum. Kurban için tüm kurumlarımız hazırlıklarını tamamlamıştır. Ülkemizde kesilecek büyük ve küçükbaş kurbanlıkların tamamı yerli üretimdir.

“TEDBİRLER MAHALLÎ İDARELER VASITASIYLA ALINMIŞTIR” 



* Gerek kurbanlıkların denetimi, kesim yerleri, paklık konusunda gereken önlemler yüklü olarak mahallî idareler vasıtasıyla alınmıştır. Kurban kesim yerlerinde yoğunluk oluşmaması için bayramın ikinci ve üçüncü günlerinin de değerlendirilmesini tavsiye ediyoruz. Yola çıkacakların dikkatli olmalarını rica ediyorum.

“GÜZEL GÜNLER BİZİ BEKLİYOR”

* Paklık, maske, uzaklık kurallarından bayramda da asla taviz vermiyoruz. Külfetli ve zahmetli olduğunu bildiğimiz bu kuralları kendimizin ve sevdiklerimiz için bu kuralları harfiyyen uygulayalım. İnşallah birçok gitti azı kaldı. Hoş günler bizi bekliyor.

* Milletimizin salgın periyodundaki istihdam kaybını önlemek ve toplumsal takviye gereksinimini karşılamak için 26,5 milyon liralık karşılıksız nakit ödeme yaptık. Her bir vatandaşımızın yanında yer almayı sürdüreceğiz.

“ŞEHİT ASKERLERİMİZE RAHMET, YARALILARA ALLAH’TAN ŞİFA DİLİYORUM”

* Mersin, Mut ilçesinde askerleri taşıyan otobüsün kaza yapması sonucu maalesef meyyit ve yaralılarımızın olduğunu öğrendik. Ulusal Savunma Bakanımız olay yerine intikal edip mevcut bilgileri aldılar. Şehit olan askerlerimize rahmet diliyorum, yaralılarımıza da Allah’tan şifalar diliyorum.

* Geçtiğimiz Salı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin 2 yıllık değerlendirilmesini kamuoyuyla paylaşmıştık. Hamdolsun Allah’ın yardımı, milletimizin dayanağıyla tüm zorlukların üstesinden geliyor, amaçlarımıza hakikat adım adım ilerliyoruz.

“BİZİM KİMSENİN TOPRAĞINDA GÖZÜMÜZ YOK”

* En büyük gücümüz birlik, beraberlik ve kardeşliğimizdir. Vesayet oyunları, terör örgütlerinin atakları, darbe teşebbüslerine karşın bir ülke oluşumuzda bu haslete sıkı sıkıya borçluyuz.



* Türkiye’yi hala geçmişin zayıf ve ürkek sananlar üzerimizde yine tahakküm kurmayı planlıyorlar. Halbuki egemenlik haklarını kullanma iradesine sahip bir Türkiye var. Kendi gerçeklerinin ve gücünün şuurunda bir Türkiye var.

* Bizim kimsenin toprağında, zenginliğinde gözümüz yok. Dayatmayla karşımıza çıkanlara yanıtımızı memleketler arası hukuktan kaynaklanan yasal gücümüzle vermekten asla çekinmiyoruz, çekinmeyeceğiz.

“NE GEREKİYORSA ONU YAPMAKTA KARARLIYIZ”

* Hem geçmişte uğradığımız haksızlıkların telafisi hem bugünkü haklarımızın müdafaası, gelecekteki amaçlarımıza ulaşmak için ne gerekiyorsa onu yapmakta kararlıyız.

* Siyasi, ekonomik, toplumsal, askeri her türlü rekabetin değişen lisanına, stiline uygun halde kendimizi daima yeniliyoruz. Alanda ve masada yeni periyodun gereklerine nazaran çabamızı veriyoruz. İnşallah bundan sonra da tıpkı anlayış ve azimle yolumuza devam edeceğiz.

AYASOFYA’NIN İBADETE AÇILMASI

* Ayasofya’nın Fatih’in vakfiyesine uygun formda tekrar ibadete açılması, ülkemizin egemenlik haklarını kullanma konusundaki son örneklerinden biridir. Fethin en kıymetli anısı olan Ayasofya’nın hangi koşullar altında camilik vasfından çıkartılarak müzeye dönüştürülmesinin bir manası olmadığına, kalmadığına inanıyoruz.

* Fatih’in 1453 yılında mescide çevirdiği İstanbul’un gözbebeği Ayasofya milletimize, tüm müslümanlara ibadethane olarak hizmet vermeyi sürdürecek. Buradan müslümanlar dışında hristiyan alemi birebir biçimde gelip ziyaretlerini yapabilecektir.

* Cumhurbaşkanlığı kararıyla bu mabedin cami vasfına tekrar iade edilmiştir. Ayasofya’nın kubbeleri yine ezan, kuran, salavat, tekbir sesleri ile tekrar inledi. Ayasofya’yı üç jenerasyonun hayalinde yaşattığı formda bir cuma günü aslına rücu etti.

* Kenti İstanbul’un artık bize tebessümle baktığını tüm kalbimizle hissediyoruz. Bize bugünleri gösterdiği için Allah’a şükrediyoruz. Eyüp Sultan Hazretleri başta olmak üzere tüm ilim ve hikmet erlerini rahmetle yadediyoruz. Fatih Sultan Mehmet Han’ı minnet ve şükranla yadediyoruz.

* Bu ulu mabedin kubbelerini kuran, eza, sala, dua sesleriyle canlandıran ecdadımızı dualarla yadediyoruz. Bu ulu mabedin tekrar ibadete açılması veren büyüklerimizin her birini hürmetle yadediyoruz. Yaşadığımız tarihi günlerin manası ve kıymetini her zerremizle hissediyoruz.



* Ayasofya’nın yanındaki gençlik günlerimizi hatırlıyoruz. Tam 567 yıl evvel cami sıfatıyla şereflenin bu mabedin sıradan bir müze yerine yapılış maksadına uygun formda ibadethane olarak kullanılmasının her inançtan insanı memnun ettiğine inanıyoruz.

* Bir asır evvel İstanbul işgal edildiğinde İstanbullu Sultanahmet ve Ayasofya’da buluşup ‘yemin ediyoruz’ diye ahitlerini tüm dünyaya haykırmıştı. Bu milletin önünde kimsenin duramayacağı birkaç yıl içinde ortaya çıkmıştır. Milletimiz düşmanı topraklarımızdan attıktan sonra da tekrar bu mabedin kubbeleri, şükür dualarıyla çınlamıştır.

“TÜRKİYE BUGÜN YENİ BİR DİRİLİŞ GAYRETİ VERİYOR”

* Tüm camilerimizin minarelerinin önünde yemin ediyoruz ki, milletimizin son ferdi de son nefesini vermeden bu mabetler mahsun kalmayacaktır. Ezan, vatan, bayrağımıza kimsenin el uzatmasına müsaade vermeyeceğiz.

* Şehadetleri dinin temeli olan ezanlarımızın yurdumuzun üzerinde ebediyyen inlemesi için gerekirse kanımızın son damlasına kadar çaba edeceğiz. Türkiye bugün yeni bir diriliş çabası veriyor.

* Hiç kimsenin bu ülkenin ve bu milletin istiklal ve istikbaline el uzatmayı aklından dahi geçirmemesi için büyük ve güçlü Türkiye’yi inşa ediyoruz. Dahili ve harici bedbahların zımnî yahut açık saldırısına karşı tek bilet, tek beden olarak yedi düvele karşı vatan müdafaası yapıyoruz.

* İstiklal gayretini yürütürken ülkemizi her alanda mamur etmeyi, geliştirmeyi, ileriye taşımayı ihmal etmiyoruz. Eğitim, sıhhat, tarım, güç, sanayi, toplumsal takviye, istihdama kadar her alana kadar cumhuriyet tarihinin tamamına denk hizmetle ülkemizi geliştiriyoruz.

“ŞİMDİ DE LEVENT VE TAKSİM’İ İNŞA EDİYORUZ”

* Bu maddi altyapıyı manevi iklimle de kuşatıyoruz. İstanbul’da Ayasofya, Sultanahmet, Süleymaniye’yi, Fatih’i yanlız bırakmamak için Çamlıca, Ataşehir mescitlerini yanlarına yoldaş eyledik. Artık de Levent ve Taksim’i inşa ediyoruz.



* Ülkemizin dört bir yanında okul, hastane, yol, köprü ve öbür yapıtlara camilerimizle adeta ruh inşa ediyoruz. Bu vatanı ne düşman hücumları, ne siyasi ve ekonomik krizler ne de kokuşmuş zihniyetlerini topluma dayatanlar çökertebilir. Milletimizin inancını besleyen kaynaklar canlı kaldığı surece bunların hepsinin üstesinden Allah’ın müsaadesiyle geleceğiz.

“GENÇLER MESCİTLERİMİZİ İHMAL ETMEYİN”

* Mescitlerimiz 7’den 70’e milletimiz her bir ferdiyle ne kadar dolup taşıyorsa dinimiz İslam orada dimdik ayakta demektir. Mescitlerimiz dini ve toplumsal tesirleriyle hayatımızda ne kadar yer tutuyorsa geleceğimize o kadar inançlı bakabiliriz demektir. Buna karşılık mescitlerimiz ne kadar boş kalırsa gönül toprağımız o kadar çoraklaşıyor demektir.

* Gençler mescitlerimizi ihmal etmeyin, gençler mescitlerimizde ne kadar secdeye kapanırsanız biliniz ki camilerimizle birlikte siz de o kadar güçlü olacaksınız. Mescitlerimiz ne kadar bakımsız kalırsa ruh dünyamızdan o kadar uzaklaşıyoruz demektir. Mescitlerimiz sessizliğe bürünürse akıbetimiz karanlıkta demektir.

“SİZDEN BUNU YENİDEN BEKLİYORUZ”

* Bu adımla bir milletin adeta tekrar doğuşuna şahitlik ediyoruz. Bir vakitler topluca sabah namazları derledik, lise çağlarımız daima birlikte sabah namazlarına giderdik, artık yine tıpkı periyodun, tıpkı sürecin başlamasının Ayasofya ile çok fakat çok değerli olduğuna inanıyorum. Cumhurbaşkanınız olarak sizden bunu tekrar bekliyoruz.

* Bu adımla asırlardır özgüveni örselenen bir ümmetin geleceğine yine umutla bakışına şahitlik ediyoruz. Tüm mazlum ve mağdurların gönüllerinde yine bir ümit ışığının yanışına şahitlik ediyoruz.

“ŞİMDİ YAPACAĞIMIZ ÖBÜR İŞLERE YÖNELME VAKTİ”



* İnsanlığın 1500 yıllık tarihiyle Ayasofya’da birleşen hak, adalet, refah, barış temellerinin hayata geçmesi en büyük dileğimizdir. Bu kadim toprakların birinci beşerden bugüne kadar geçirdiği safhalar bir sinema şeridi üzere gözlerimizden akarken zati öbür türlüsünü düşünemezdik 86 yıllık hayalimiz olan Ayasofya’yı yine kuranla, ezanla buluşturduk.

* Artık yapacağımız öteki işlere yönelme vaktidir. Rabbim bizi kutlu yoldan, sıratı müstakimden ayırmasın diliyorum. Ayasofya’nın millete, ümmete ve tüm insanlığa bir sefer daha iyi olmasını diliyorum.

* Bu büyük güne vesile olan, katkı sağlayan tüm arkadaşlarımı, başta Kültür ve Turizm Bakanımı, Diyanet İşleri Lider ve heyetine, İstanbul Valimizi, Emniyet Müdürünü ve tüm heyetini, şu andan itibaren 24 saat açık olacak dedik ya, artık orada 500 kişilik güvenlik takımı daima misyon yapacak.

* Bunun için de İçişleri Bakanıma ayrıyeten teşekkür ediyorum. Biz Ayasofya ile birlikte kimi selatin mescitlerini bu noktada garanti altına almamız lazım. Tıpkı şey Ankara’daki mescitlerimiz için de geçerlidir.

* Şu anda Ayasofya’da içeride ve dışarıda yapacağımız birçok çalışma var. Tüm bu çalışmalarla birlikte Ayasofya’mızı tüm insanlığa, başta İslam dünyası olmak üzere, hristiyan dünyasına yeni haliyle inşallah takdim etmenin heyecanı içerisindeyiz. İnşallah bunu da başaracağız.

* O denli büyüklerimiz vardı ki, konferanslarında yalnızca Ayasofya konferansları yapar ve heyecanla şu tabirleri kullanırdı: Bir gün Ayasofya açılacak derler hüngür hüngür onlar ağlar bizler ağlardık.

* Dünyanın dört bir ucunda Ayasofya’nın açılışına bizim kadar sevinen kardeşlerimize en kalbi muhabbetlerimi gönderiyorum.

* Ülkemizde bir kesim yapılan yollara, köprülere, havalimanlarına, hastanelere, barajlara, fabrikalara, yüksek teknoloji atılımlarına, siyasi ve diplomatik atılımlarına ne tepsi veriyorsa tıpkı kişi ve zihniyet Ayasofya’ya birebir yansıyı gösterdi. Saflar, mecralar birebirdir. En değerlisi gayeler birebirdir.

“BU VAZİFELERİN NE OLDUĞUNU PEK UYGUN BİLİYORUM”

* Hedef özgüven sahibi büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasının önüne geçmektir. Geçemeyecektir, ok yaydan çıkmıştır ve maksuda ulaşacaktır. Dikili ağacınız yok, boğazın altından tünel geçirirsiniz buna karşı çıkar, Avrasya tünelini yaparsınız, üçüncü köprüyü yaparsanız, Osmangazi’yi yaparsınız buna karşı çıkarlar. Bir şey de siz yapın. Bu çeşit haller faşizmin, dogmatizmin, tahammülsüzlüğün en kara, kin ve nefret kokan biçimin tezahürüdür.



* Bu halin siyasi muhalefetle uzaktan yakından bir ilgisi yoktur. Demokrasilerde muhalefete çok büyük işler düşer. Demokrasi güçlü muhalefet varsa güç kazanır. Yıllarca muhalefet saflarında çaba etmiş bir siyasetçi olarak bu vazifelerin ne olduğunu çok güzel biliyorum.

* Demokrasilerde muhalefet demek daha uygununu yapabilecek olmakla milletin gönlünü kazanmaktır. Muhalefetin en az iktidar kadar yapan, kucaklayıcı olması lazım. Maalesef ülkemizde bu türlü bir anlayış ve çabası görmüyoruz.

* Ülkesi ve milletinin geleceği için en küçük bir eser üretmemiş, fiili yahut fikri katkı ortaya koymamış olanlar var. Bunlar için milletimizin Ayasofya’nın asli fonksiyonuna kavuşturulması talebi olduğu üzere ülkemizin terör örgütüyle kuşatılmasının bir manası yoktur.

“ÜLKEMİZİN HAKLARINI MUHAFAZA GAYRETİ DE AYNIDIR”

* Ülkemizin Doğu Akdeniz’deki Ege’deki haklarını müdafaa uğraşı de birebirdir. Ülkesini her fırsatta yabancılara şikayet eden bu zihniyetin yaptığı işin ismi muhalefet olamaz.

* İster eski ister yeni olsun muhalefet ismine ortaya çıkan tüm aktörlere dikkatlice bakarak şu soruya yanıt verilmesini istiyorum, rastgele bir alanda dişe dokunur, kayda bedel, tahlil odaklı, somut teklifler içeren bir program var mı? Kongre yaptılar ‘biz geliyoruz’ dediler. Projen var mı? Eğitim, sıhhat, adalet, güvenlik, dış siyasette neyi yapacaksın? Var mı? Yok. Bu türlü bir aktör de, bu türlü bir takım de yok.

* Muhalefet ismine tek yaptıkları şey bizi ve hükümetimizi birden fazla iftiraya varan sözlerle karalamaktır. Bu süfli anlayışı şiddetle reddediyoruz. Hayatımızın hiçbir periyodunda harika olduğumuzu, her şeyi en güzel yaptığını tabir etmiyoruz. Daima çabaladık, uğraş ettik, koştuk, koşturduk lakin eser ortaya koyduk.

* Kusursuz olan yalnızca ulu yaradandır. İnsan kendisine bahşedilen en büyük nimet olan aklı yanında eksiklikleriyle, zaaflarıyla yanılgılarıyla maruf bir varlıktır. Ülkemize ve milletimize her alanda en hoş hizmetleri vermeye çalışırken, tıpkı vakitte milletimizin işaret ettiği eksikliklerimizi tamamlamanın gayretindeyiz.

* Milletimizin gönlünde 18 yıldır tepemizi muhafazaya devam ettik. Rabbim Cumhur İttifakı’nın bu dayanışmasını güçlü halde yola devam etmesini bize nasip etsin.

EMEKLİLERE BAYRAM İKRAMİYESİ 



* Arkadaşlarımıza daima projelerimizi hayata geçirin, durmak yok, yola devam diyorum. Allah ömür ve sıhhat verdiği sürece tüm gücümüzle çalışmamızı sürdüreceğiz. Kabine toplantımızda istişarelerle kesinleştirdiğimiz birkaç hususu paylaşmak istiyorum.

* Bu bayramda 6. kere 12,4 emeklimize 1000’er lira bayram ikramiyelerini ödüyoruz. Ödediğimiz ikramiye meblağı 64,2 milyar liradır. Ayrıyeten engelli, yaşlı aylıklarıyla konutta bakım fiyatlarını de bayramı beklemeden hesaplara yatırıyoruz.

BURS VE KREDİ ÖDEMELERİ BAYRAMDAN EVVEL TAMAMLANACAK

* Yüksek tahsil öğrencilerimizin kredi ve burs ödemelerini bayram öncesi tamamlayacağız. 1 milyon 55 bin öğrencimize 603 milyon liranın üzerinde ödeme yapacağız. Hey gidi günler hey! Memurunun maaşını ödeyemeyen şahıslar vardı biliyorsunuz, bunlar artık muhalefette.

* Bizim bu türlü sorunumuz 18 yıldır olmadı. Çiftçilerimizin alın terlerinin hakkını vermek için destekleme ödemelerini süratle sürdürüyoruz. Hubabat, bakliyat, çay alım fiyatlarını daha evvel açıklamıştık.