iltasyazilim
FD Üye
Cumhuriyet döneminde Roman
Cumhuriyet dönemi yazarları hemen hemen 1940'lı yıllarda yetişmeye başladıkları
için 19231940 arasında daha önceki yıllardan bu yıllara geçen yazarları görüyoruz
Fakat bu yazarlardan kimileri kendi dönemlerindeki sanat anlayışını sürdürdüklerinden,
onlara Cumhuriyet dönemi yazarları aralarında yer veremiyoruz Halit Ziya,
Mehmet Rauf, Hüseyin Rahmi bu yazarlar aralarında adları ilk akla gelenlerdir Milli
Edebiyat döneminden Cumhuriyet dönemine geçerek olgun roman örneklerini bu
yıllarda veren yazarları ise bu dönemin birincil yıllarının yazarları olarak değerlendirebiliriz
Cumhuriyetin Ilk Yılları
Cumhuriyet'in ilk yıllarındaki yazarlar, genellikle topluma eğilmişler, birtakım
gerçekleri alıntı yapmak istemişlerdir Aralarında, sorunlara çözüm getirmeye çalışanlar
ya da eleştirenler olmakla birlikte, realizm, daha çok gördüklerini, gözlemlediklerini
yansıtmak, kanıtlamak çizgisinde kalmıştır Bu yılların üç manâlı yazarı
Halide Edip Adıvar, Yakup Kadri Karaosmanoğlu ve Reşat Nuri Güntekin'dir Bu
üç yazan, Tanzimat döneminde başlayan köye ve Anadolu'ya yönelmeyi, açılmayı
bilinçli olarak geliştirmişlerdir
Aralarında Anadolu'yu çocukluğundan başlayarak tanıyan Reşat Nuri (1883
1957), en fazla Anadolu'nun bilinmezlik içinde oluşundan etkilenmiştir Çalıkuşu,
Kan Davası, Yeşil Gece, Acımak, Kavak Yelleri onun Anadolu'ya ilgili romanlarıdır
Anadolu'nun öbür sorunlarıyla birlikte toplumu ilgilendiren değişik sorunlara
da değinen yazan, Kızılcık Dalları, Miskinler Tekkesi ile Son Sığınak'ta bu konuları ele
almıştır Kuytu El, Eski Rahatsızlık, Yaprak Dökümü, Merhamet Etmek ise eğitimle birlikte toplumdan
aileye yöneldiği zamanlardır Çoğu yazar gibi istibdat yıllarından etkilenen
Reşat Nuri, Damga, Harabelerin Çiçeği, Gökyüzü zamanlarında da bu konuya değinmiştir
Dudaktan Kalbe, Akşam Güneşi ile Bir Kadın Düşmanı'nda ise bireysel konular
ele alınmıştır Çoğunlukla topluma karşın bir yazan olan Reşat Nuri, Türkçe'yi özen
göstererek kullanmıştır
Yakup Kadri (18891974) ve Halide Edip (18841964) Anadolu'yu savaş yıllarında
tanımışlardır
Ilk dikkati çeken roman Ziya Gökalp'in etkisiyle yazdığı Yeni Turan olan Halide
Edip Ateşten Gömlek ve Vurun Kahpeye adlı romanlarıyla Anadolu'ya açılmıştır Ulusal
Çaba yıllarında Anadolu'nun farklı alanlara yönlendirilmiş sorunlarını yansıtan bu iki romandan sonra,
Zeyno'nun Oğlu'yla Doğu Anadolu'ya Diyarbakır'a dek uzanır Dönen Ayna'da
ise Anadolu'yu, köylü ve İstanbul'lu karşılaştırmasını buluruz Halide Edip'le bütünleşmiş
olan Sinekli Bakkal ve Tatarcık da töre romanları olarak dikkati çekerler
Romanlarının baş kişilerini genellikle, dinç, sırasında erkeklere dominant olan kadınlardan seçen Halide Edip'in değişik konulu romanları; Handan, Seviye Talip, Kalp
Ağrısı, Zeyno'nun Oğlu, Yolpalas Cinayeti, Ölümsüz Panayır, Dönen Ayna, Hayat Parçaları,
Biçare, Kerim Usta'nın Oğlu, Son Eseri ve Akile Hanım Sokağı'dır
Yakup Kadri'nin, Anadolu'ya açılışının ürünü Yaban'dır Olaylarının, Eskişehir,
Kütahya, Simav dolaylarında geçtiği romanda Ulusal Mücadele yıllarının Anadolu'su
verilirken, köyün ve köylünün durumu yansıtılır Yaban'ı izleyerek Ankara'da
da Ulusal Çaba yılları ile Cumhuriyet'in ilk yıllarının Ankara'sı verilerek
bir kalkınışın öyküsü anlatılır Yakup Kadri'nin romanlarında genellikle toplumun
geçirdiği tarihsel evreleri buluruz En son yayımlanan roman olmakla birlikte Hep O
Şarkı, Abdülmecit, Abdülaziz, V Murat dönemleriyle Abdülhamit döneminin
yirmi yılını vererek, Kiralık Konak romanının temelini oluşturur Kiralık Konak romanında
yazan, Tanzimat döneminden başlayarak, kuşaklar arasındaki çatışmayı
veriyor ve çöküşü sergiliyor İzleyen romanlarda Cumhuriyet dönemine gelindiğini
görüyoruz Bir Sürgün ve Hüküm Gecesi'nde II Abdülhamit dönemini, Sodom ve
Gomore'de İstanbul'un işgal yıllarının, Panaromalar (Panaroma I, Panaroma II)'da
Cumhuriyet'in ilanından 1952'ye dek geçen yılların değerlendirilmesi yapılmıştır
Nev Bahar ise tekkelerin yozlaşmasını yansıtır
Yakup Kadri ile Halide Edip'in Kurtuluş Savaşı'ndan laf eden romanlarında ayrıldığı
noktalar nelerdir?
Bu yılların anılması gereken öteki yazarları olarak; daha fazla aşkı ve kadınları konu
bölge Yezidin Kızı, 2000 Yılın Sevgilisi, Bu Bizim Hayatımız, Nilgün gibi romanlarıyla
tanıman Refik Halit Karay (18881965), konularını halkın yaşayışından alan romanlar
yazan, Bir Şoförün Sıcacık Defteri, Yayla Kızı, Dikmen Yıldızı romanlarıyla belli
Aka Gündüz (18861958); psikolojik romanın olgun örneklerini veren, Iddiaya Göre
Kızlar, FatihHarbiye, Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Yalnızız romanlarılya dikkati çeken
Peyami Safa (18991961); toplum sorunlarıyla uğraşan yazarlar arasında yer
bölge, Çulluk, Çoban Yıldızı, Ağarmış Genç Kız, Su Sinekleri romanlarıyla ün şampiyon
Mehmet Yesari (18951945); kahramancılık duygularını ve milli duyguları bir aşk
öyküsüyle birlikte işleyerek, okuyucularının duygularını iki yönde etkileyip, bilhassa
Dağları Bekleyen Kız, Allah'a Ismarladık romanları çok okunan Esat Mahmut Karakurt
(19021977); toplumsal konuları gülmece aracılığıyla okuyucularına yansıtan,
Meşhedi ile Devri Evren, Beyaz Şemsiyeli, Kundakçı, Şakir Efendi'nin Gelini en çok belli
romanları olan Ercüment Ekrem Talu (18881956) sayılabilir
Bu yılların bayan yazarları olarak da şairliğiyle ün kazanan Halide Nusret Zorlutuna
(19011984) Küller, Gül'ün Babası Kim, Büyükanne, Parlak Kapı gibi romanlarıyla,
yeniden şairliğiyle bilinen Şükufe Nihal (Başar) (18961973)'i Renksiz Izdırap, Yakut
Kayalar, Çöl Güneşi, Yalnız Dönüyorum romanlarıyla; roman yazarı olarak tanıman
ve en fazla Münevver, Ölmüş Bir Kadının Dokümanı Metrukesi, Nedret romanlarıyla
tanınan Güzide Sabri (Aygün) (18861946) ile Aydemir, Pervaneler romanlarıyla
Müfide Ferit Tek (1892197 ) sayılabilir
Cumhuriyet'in birincil yıllarındaki gözleme dayanan gerçekliğin, 19301940 yılları aralarında
toplumcu gerçekçiliğe yönelmeye başladığını görüyoruz Sadri Ertem (1898
1943) ve Sabahattin Ali (19061948) toplumcu gerçekçiliği bilinçli bir biçimde savunan,
1950'den sonradan yetişen yazarlara öncülük eden yazarlar olarak görünüyorlar
Sadri Ertem, adını kamuoyuna duyuran birincil romanı Çıkrıklar'da manâlı bir konuya
değinmiştir Yazan, romanında bir yana Avrupa'dan ucuz malların gelişi, öte
yana endüstride başlayan gelişme sebebiyle çıkrıkların, tekstil tezgâhlarının
durmasının yarattığı işsizlik sonucu köyden kente başlayan göçü ele almıştır Bir
Varmış Bir Yokmuş, Düşkünler, Yol Arkadaşları'nda ise Tanzimat döneminde kendini
gösteren, toplumumuzdaki sarsıntıların başlangıcına inilir
Sabahattin Ali'nin ilk romanı olan Kuyucaklı Yusuf, kasaba romanı örneği olarak da
ilklik taşır Yazar, romanında bir kasabanın toplumsal yapısını, aşk öyküsüyle süsleyerek
verir Kuyucaklı Yusuf'ı uzleyerek yayımlanan İçimizdeki Şeytan'da II Dünya
Savaşı öncesi İstanbul'da aydınlar arasındaki değişik yönlerde yapılan tartışmaları,
Kürk Mantolu Madonna'da da bir aydının çevresi ve ailesiyle olan uyuşmazlığı,
bu uyuşmazlığın nedenleri verilir
Bu yıllarda romanımıza değişik konuların girdiğini görüyoruz Değişik konuları
ele alan yazarlardan biri olan Memduh Şevket Esendal (18831952), ilk romanı olan
Miras'ta II Abdülhamit döneminde İstanbul'da yaşayan bir paşa ailesinin yaşamını
ele alırken Ayaşlı ile Kiracıları'nda ve bitmemiş romanı olan Vassaf
Bey'de Cumhuriyet'in ilânından sonra, 1930'lu yılların Ankara'sında yeni bir yaşamın
başlayışını yansıyan; Mithat Cemal Kuntay (18851956) tek romanı olan Üç
İstanbul'da Abdülhamit'in istibdat yönetiminin son yıllarından başlayarak, II Meşrutiyet,
İttihat ve Terakki ile Ateşkes yıllarının İstanbul'unu verir
Bu yılların öbür yazarlarının da genellikle romanlarında II Abdülhamit döneminden
başlayıp, Birinci Dünya Savaşı'nı izleyen yıllara dek geçen süreyi konu
edindikleri görülüyor
Toplumsal gerçekliğe yönelen yazarları, kendilerinden sonraki yazarlar üzerindeki
etkilerini tartışınız
Kıvırcık Paşa, Sülün Bey'in Hatıraları, Pembe Maşlaklı Hanım romanlarıyla Sermet
Muhtar Alus (18871952); Toprak Kokusu, Despot, Yolgeçen Hanı, Ağlama Duvarı ile
Reşat Enis Aygen (19011984); Sultan Hamit Düşerken, Çekememek ve Eve Düşen Yıldırım'la
Nahit Sırrı Örik (18951960) bu yılları değişik yönlerden yansıtan yazarlar
olarak görünürler Osman Cemal Acelecilik (18901945) ise Çingeneler adlı romanıyla
edebiyatımızda ilk kez İstanbul'da sur dışı mahallelerdeki yaşayışı, bilhassa çingenelerin
yaşayışını vermiştir
Daha fazla aşk romanlarıyla belli Kerime Nadir (19171984) ile Mükerrem Kamil
Su (1900 ) bu yılların kadın yazarları olarak yer alırlar *
Cumhuriyet dönemi yazarları hemen hemen 1940'lı yıllarda yetişmeye başladıkları
için 19231940 arasında daha önceki yıllardan bu yıllara geçen yazarları görüyoruz
Fakat bu yazarlardan kimileri kendi dönemlerindeki sanat anlayışını sürdürdüklerinden,
onlara Cumhuriyet dönemi yazarları aralarında yer veremiyoruz Halit Ziya,
Mehmet Rauf, Hüseyin Rahmi bu yazarlar aralarında adları ilk akla gelenlerdir Milli
Edebiyat döneminden Cumhuriyet dönemine geçerek olgun roman örneklerini bu
yıllarda veren yazarları ise bu dönemin birincil yıllarının yazarları olarak değerlendirebiliriz
Cumhuriyetin Ilk Yılları
Cumhuriyet'in ilk yıllarındaki yazarlar, genellikle topluma eğilmişler, birtakım
gerçekleri alıntı yapmak istemişlerdir Aralarında, sorunlara çözüm getirmeye çalışanlar
ya da eleştirenler olmakla birlikte, realizm, daha çok gördüklerini, gözlemlediklerini
yansıtmak, kanıtlamak çizgisinde kalmıştır Bu yılların üç manâlı yazarı
Halide Edip Adıvar, Yakup Kadri Karaosmanoğlu ve Reşat Nuri Güntekin'dir Bu
üç yazan, Tanzimat döneminde başlayan köye ve Anadolu'ya yönelmeyi, açılmayı
bilinçli olarak geliştirmişlerdir
Aralarında Anadolu'yu çocukluğundan başlayarak tanıyan Reşat Nuri (1883
1957), en fazla Anadolu'nun bilinmezlik içinde oluşundan etkilenmiştir Çalıkuşu,
Kan Davası, Yeşil Gece, Acımak, Kavak Yelleri onun Anadolu'ya ilgili romanlarıdır
Anadolu'nun öbür sorunlarıyla birlikte toplumu ilgilendiren değişik sorunlara
da değinen yazan, Kızılcık Dalları, Miskinler Tekkesi ile Son Sığınak'ta bu konuları ele
almıştır Kuytu El, Eski Rahatsızlık, Yaprak Dökümü, Merhamet Etmek ise eğitimle birlikte toplumdan
aileye yöneldiği zamanlardır Çoğu yazar gibi istibdat yıllarından etkilenen
Reşat Nuri, Damga, Harabelerin Çiçeği, Gökyüzü zamanlarında da bu konuya değinmiştir
Dudaktan Kalbe, Akşam Güneşi ile Bir Kadın Düşmanı'nda ise bireysel konular
ele alınmıştır Çoğunlukla topluma karşın bir yazan olan Reşat Nuri, Türkçe'yi özen
göstererek kullanmıştır
Yakup Kadri (18891974) ve Halide Edip (18841964) Anadolu'yu savaş yıllarında
tanımışlardır
Ilk dikkati çeken roman Ziya Gökalp'in etkisiyle yazdığı Yeni Turan olan Halide
Edip Ateşten Gömlek ve Vurun Kahpeye adlı romanlarıyla Anadolu'ya açılmıştır Ulusal
Çaba yıllarında Anadolu'nun farklı alanlara yönlendirilmiş sorunlarını yansıtan bu iki romandan sonra,
Zeyno'nun Oğlu'yla Doğu Anadolu'ya Diyarbakır'a dek uzanır Dönen Ayna'da
ise Anadolu'yu, köylü ve İstanbul'lu karşılaştırmasını buluruz Halide Edip'le bütünleşmiş
olan Sinekli Bakkal ve Tatarcık da töre romanları olarak dikkati çekerler
Romanlarının baş kişilerini genellikle, dinç, sırasında erkeklere dominant olan kadınlardan seçen Halide Edip'in değişik konulu romanları; Handan, Seviye Talip, Kalp
Ağrısı, Zeyno'nun Oğlu, Yolpalas Cinayeti, Ölümsüz Panayır, Dönen Ayna, Hayat Parçaları,
Biçare, Kerim Usta'nın Oğlu, Son Eseri ve Akile Hanım Sokağı'dır
Yakup Kadri'nin, Anadolu'ya açılışının ürünü Yaban'dır Olaylarının, Eskişehir,
Kütahya, Simav dolaylarında geçtiği romanda Ulusal Mücadele yıllarının Anadolu'su
verilirken, köyün ve köylünün durumu yansıtılır Yaban'ı izleyerek Ankara'da
da Ulusal Çaba yılları ile Cumhuriyet'in ilk yıllarının Ankara'sı verilerek
bir kalkınışın öyküsü anlatılır Yakup Kadri'nin romanlarında genellikle toplumun
geçirdiği tarihsel evreleri buluruz En son yayımlanan roman olmakla birlikte Hep O
Şarkı, Abdülmecit, Abdülaziz, V Murat dönemleriyle Abdülhamit döneminin
yirmi yılını vererek, Kiralık Konak romanının temelini oluşturur Kiralık Konak romanında
yazan, Tanzimat döneminden başlayarak, kuşaklar arasındaki çatışmayı
veriyor ve çöküşü sergiliyor İzleyen romanlarda Cumhuriyet dönemine gelindiğini
görüyoruz Bir Sürgün ve Hüküm Gecesi'nde II Abdülhamit dönemini, Sodom ve
Gomore'de İstanbul'un işgal yıllarının, Panaromalar (Panaroma I, Panaroma II)'da
Cumhuriyet'in ilanından 1952'ye dek geçen yılların değerlendirilmesi yapılmıştır
Nev Bahar ise tekkelerin yozlaşmasını yansıtır
Yakup Kadri ile Halide Edip'in Kurtuluş Savaşı'ndan laf eden romanlarında ayrıldığı
noktalar nelerdir?
Bu yılların anılması gereken öteki yazarları olarak; daha fazla aşkı ve kadınları konu
bölge Yezidin Kızı, 2000 Yılın Sevgilisi, Bu Bizim Hayatımız, Nilgün gibi romanlarıyla
tanıman Refik Halit Karay (18881965), konularını halkın yaşayışından alan romanlar
yazan, Bir Şoförün Sıcacık Defteri, Yayla Kızı, Dikmen Yıldızı romanlarıyla belli
Aka Gündüz (18861958); psikolojik romanın olgun örneklerini veren, Iddiaya Göre
Kızlar, FatihHarbiye, Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Yalnızız romanlarılya dikkati çeken
Peyami Safa (18991961); toplum sorunlarıyla uğraşan yazarlar arasında yer
bölge, Çulluk, Çoban Yıldızı, Ağarmış Genç Kız, Su Sinekleri romanlarıyla ün şampiyon
Mehmet Yesari (18951945); kahramancılık duygularını ve milli duyguları bir aşk
öyküsüyle birlikte işleyerek, okuyucularının duygularını iki yönde etkileyip, bilhassa
Dağları Bekleyen Kız, Allah'a Ismarladık romanları çok okunan Esat Mahmut Karakurt
(19021977); toplumsal konuları gülmece aracılığıyla okuyucularına yansıtan,
Meşhedi ile Devri Evren, Beyaz Şemsiyeli, Kundakçı, Şakir Efendi'nin Gelini en çok belli
romanları olan Ercüment Ekrem Talu (18881956) sayılabilir
Bu yılların bayan yazarları olarak da şairliğiyle ün kazanan Halide Nusret Zorlutuna
(19011984) Küller, Gül'ün Babası Kim, Büyükanne, Parlak Kapı gibi romanlarıyla,
yeniden şairliğiyle bilinen Şükufe Nihal (Başar) (18961973)'i Renksiz Izdırap, Yakut
Kayalar, Çöl Güneşi, Yalnız Dönüyorum romanlarıyla; roman yazarı olarak tanıman
ve en fazla Münevver, Ölmüş Bir Kadının Dokümanı Metrukesi, Nedret romanlarıyla
tanınan Güzide Sabri (Aygün) (18861946) ile Aydemir, Pervaneler romanlarıyla
Müfide Ferit Tek (1892197 ) sayılabilir
Cumhuriyet'in birincil yıllarındaki gözleme dayanan gerçekliğin, 19301940 yılları aralarında
toplumcu gerçekçiliğe yönelmeye başladığını görüyoruz Sadri Ertem (1898
1943) ve Sabahattin Ali (19061948) toplumcu gerçekçiliği bilinçli bir biçimde savunan,
1950'den sonradan yetişen yazarlara öncülük eden yazarlar olarak görünüyorlar
Sadri Ertem, adını kamuoyuna duyuran birincil romanı Çıkrıklar'da manâlı bir konuya
değinmiştir Yazan, romanında bir yana Avrupa'dan ucuz malların gelişi, öte
yana endüstride başlayan gelişme sebebiyle çıkrıkların, tekstil tezgâhlarının
durmasının yarattığı işsizlik sonucu köyden kente başlayan göçü ele almıştır Bir
Varmış Bir Yokmuş, Düşkünler, Yol Arkadaşları'nda ise Tanzimat döneminde kendini
gösteren, toplumumuzdaki sarsıntıların başlangıcına inilir
Sabahattin Ali'nin ilk romanı olan Kuyucaklı Yusuf, kasaba romanı örneği olarak da
ilklik taşır Yazar, romanında bir kasabanın toplumsal yapısını, aşk öyküsüyle süsleyerek
verir Kuyucaklı Yusuf'ı uzleyerek yayımlanan İçimizdeki Şeytan'da II Dünya
Savaşı öncesi İstanbul'da aydınlar arasındaki değişik yönlerde yapılan tartışmaları,
Kürk Mantolu Madonna'da da bir aydının çevresi ve ailesiyle olan uyuşmazlığı,
bu uyuşmazlığın nedenleri verilir
Bu yıllarda romanımıza değişik konuların girdiğini görüyoruz Değişik konuları
ele alan yazarlardan biri olan Memduh Şevket Esendal (18831952), ilk romanı olan
Miras'ta II Abdülhamit döneminde İstanbul'da yaşayan bir paşa ailesinin yaşamını
ele alırken Ayaşlı ile Kiracıları'nda ve bitmemiş romanı olan Vassaf
Bey'de Cumhuriyet'in ilânından sonra, 1930'lu yılların Ankara'sında yeni bir yaşamın
başlayışını yansıyan; Mithat Cemal Kuntay (18851956) tek romanı olan Üç
İstanbul'da Abdülhamit'in istibdat yönetiminin son yıllarından başlayarak, II Meşrutiyet,
İttihat ve Terakki ile Ateşkes yıllarının İstanbul'unu verir
Bu yılların öbür yazarlarının da genellikle romanlarında II Abdülhamit döneminden
başlayıp, Birinci Dünya Savaşı'nı izleyen yıllara dek geçen süreyi konu
edindikleri görülüyor
Toplumsal gerçekliğe yönelen yazarları, kendilerinden sonraki yazarlar üzerindeki
etkilerini tartışınız
Kıvırcık Paşa, Sülün Bey'in Hatıraları, Pembe Maşlaklı Hanım romanlarıyla Sermet
Muhtar Alus (18871952); Toprak Kokusu, Despot, Yolgeçen Hanı, Ağlama Duvarı ile
Reşat Enis Aygen (19011984); Sultan Hamit Düşerken, Çekememek ve Eve Düşen Yıldırım'la
Nahit Sırrı Örik (18951960) bu yılları değişik yönlerden yansıtan yazarlar
olarak görünürler Osman Cemal Acelecilik (18901945) ise Çingeneler adlı romanıyla
edebiyatımızda ilk kez İstanbul'da sur dışı mahallelerdeki yaşayışı, bilhassa çingenelerin
yaşayışını vermiştir
Daha fazla aşk romanlarıyla belli Kerime Nadir (19171984) ile Mükerrem Kamil
Su (1900 ) bu yılların kadın yazarları olarak yer alırlar *