Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

cumhuriyetçilik

cumhuriyetçilik

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
37
F-D Coin
19
CUMHURİYETÇİLİK


Birçok yazarlar, cumhuriyeti keza bir devlet şekli, keza bir hükümet şekli olarak kabul etmektedirler Devlet şekli olarak cumhuriyet, egemenliğin bir birey ya da zümreye değil, toplumun tümüne ait olduğu bir devleti açıklama eder Devlet şekillerinin tasnifindekullanılan esas kriterlerden biri egemenliğin kaynağı olduğuna göre, cumhuriyetin bu anlamda bir devlet şekli olduğuna kararsızlık yoktur Ama cumhuriyet, bununla beraber bir hükümet (devlet yönetimi) şekli olarak da kabul edilebilir Bu anlamda cumhuriyet, öncelikle devlet başkanı elde etmek üzere, devletin esas temel organlarının tercih ilkesine göre belirlenmiş olduğu, bilhassa bunların oluşumunda veraset ilkesinin rol oynamadığı bir hükümet sistemini anlatır Bu Nedenle cumhuriyet, tercih ilkesine dayanan bir hükümet sistemi anlamını taşımaktadır Fiilen, devlet ve hükümet şekli olarak cumhuriyet kavramlarının birbirleriyle çok yakından ilgili olduğu açıktır Egemenliğin siyasî toplumun tümünde (millî bir devlette bu siyasî toplum kuşkusuz bir millettir) olduğu bir sistemde, devletin esas organlarının millet iradesinin ifadesi olan seçimlerle oluşması tabiîdir Aynı şeklide, devletin temel organlarının seçimden çıktığı bir sistem, millî egemenlikten veya halk müziği egemenliğinden diğer bir ilkeye dayanamaz

Türkiye'de Cumhuriyeti ilân eden 29 Ekim 1923 tarihli Teşkilâtı Esasiye Kanununun Bazı Mevaddının Tavzihen Tadiline dair Kanun,Türkiye Devletinin şekli Hükümeti, Cumhuriyettirdemek suretiyle, cumhuriyeti bir hükümet şekli olarak vasıflandırmıştı 1924 tarihli Anayasa ise, Türkiye Devleti bir Cumhuriyettirdiyerek, cumhuriyete bizce daha içten olarak bir devlet şekli niteliğini vermiştir Cumhuriyet, daha sonraki Anayasalarımızda da bir devlet şekli olarak açıklama edilmiş ve Cumhuriyet ilkesinin çağdaş Türkiye bakımından taşıdığı büyük ve tarihî önem dolayısıyle, bu ilkenin bir Anayasa değişikliği ile bile değiştirilemeyeceği ve değiştirilmesinin teklif zeka edilemeyeceği hükme bağlanmıştır (1924 Anayasası, m102; 1961 Anayasası, m9; 1982 Anayasası, m4)

Görülüyor fakat, Cumhuriyetçilik ilkesi Atatürk'ün devlet anlayışının temellerinden birini oluşturduğunu gördüğümüz millî bağımsızlık ilkesiyle fazla sıkı ilişki içindedir ye onun tabiî bir sonucudur Yine De günümüzün Batı anayasal monarşilerinde, hükümdarın devletin ve milletin birliğini temsilci bir sembolden ibaret ülkü geldiği, bu ülkelerde etkin siyasî iktidarın büsbütün insanlar göre seçilen devlet organları kadar kullanıldığı bir gerçektir Bu sebeple, egemenliğin kaynağı hakkındaki teorik fikirler ve biçimsel kurallar ne olursa olsun, bu nesil rejimlerde de millî hakimiyet ilkesinin gerçekleşmiş sayılacağı ileri sürülebilir Türkiye Büyük Ahali Meclisinin 8 Kasım 1924 tarihli birleşimindeki gensoru görüşmelerinde Mahmut Esat (Bozkurt) Bey tarafından ileri sürülen ve Atatürk'ün Nutuk'ta tasviple değindiği şu düşünceler de aynı niteliktedir: Hâkimiyeti milliye diğer bir meseledir Cumhuriyet, meşrutiyet, mutlakıyeti idare, istibdat, yeniden diğer birer meseledir Bir kısmı eşkâli hükümettir Diğeri milletin iradesinin infaz ve tatbikidir Bu dört şekil içinde, muhtelif şekilde, hâkimiyeti milliyenin kullanım edildiğini görmekteyiz Hattâ istibdatta bile bir parça vardır Meşrutiyette birazcık daha pozitif, cumhuriyette daha pozitif, binaenaleyh bu noktada bu iki şeyi karıştırmamak lâzımdır Hâkimiyeti milliye cumhuriyetin tekâmülü demek değildir Çünkü hâkimiyeti milliye şekil değildir Ruh ve esas meselesidirbununla beraber, millî egemenliğin en çok iyi şekilde gerçekleşebileceği devlet şeklinin, devlet başkanı da dahil olmak üzere, devletin bütün esas organlarının halk tarafından seçildiği bir cumhuriyet olması gerektiği açıktır

Millî egemenlikle cumhuriyet ilkesi arasındaki bu yakın ilişki gözönüne alındığında, Anadolu'da millî egemenliğe dayanan ve halk iradesinden kaynaklanan bir rejimin kurulduğu anda, onun gerçekte bir cumhuriyet niteliği taşıdığını benimsemek gerekir TBMM Hükümeti, adı henüz konmamış bir Cumhuriyetten başka birşey değildi Cumhuriyetin ilânına ilişkin TBMM görüşmelerinde milletvekili Abdurrahman Itibar Bey, bunu çok güzel ifade etmiştir: Eşkâli hükümetin tadadına lüzum değil Hâkimiyet bilâkaydüşart milletindir dedikten sonradan kime sorarsanız sorunuz, bu, cumhuriyettir Doğan çocuğun adıdır Ama, bu isim, bazılarına hoş gelmezmiş, varsın gelmesin

Şüphesiz, bir devletin adının cumhuriyet olması ve başında da veraset aracılığıyla iktidara gelmiş olmayan bir devlet başkanının bulunması, mutlaka o devletin millî egemenlik ilkesine dayanan demokratikbir rejime sahip olduğunu göstermez Kendisini cumhuriyet olarak vasıflandırdığı halde, aslında ne insanlar egemenliği ile ne demokrasi ile hiç ilgisi olmayan devletlerin, tarihte de bugün de o kadar çok Örnekleri vardır Oysa, Atatürk'ün Cumhuriyetçilik anlayışı, sadece hükümdarlığın reddi anlamına gelen cumhuriyetçilik değil, ama demokratik cumhuriyetçiliktir Atatürk'e tarafından demokrasi prensibinin en asrı ve mantıkî tatbikini tedarik eden hükümet şekli, cumhuriyettir Cumhuriyette son söz, ahali tarafından müntehap (seçilmiş) meclistedir Halk Müziği adına her türlü kanunları o yapar Hükümete emanet eder ve onu ıskat eder Cumhuriyette, Meclis, Reisicumhur ve hükümet, halkın hürriyetini, emniyetini ve rahatını göz önünde bulundurmak ve temine çalışmaktan başka bir şey yapamazlar Çünkü bunlar bilirler ama, kendilerini iktidar ve salâhiyet mevkiine, muayyen bir süre için, getiren irade ve hâkimiyetin sahibi olan millettir; ve tekrar bunlar bilirler fakat, iktidar mevkiine, saltanat sürmek için yok, millete hizmet İçin getirilmişlerdir Millete aleyhinde vaziyet ve vazifelerini suiistimal eyledikleri takdirde, şu veya bu tarzda, millî iradenin, kendi haklarında zeka tecellisine maruz kalabilirler

Klâsik devlet nazariyecileri, her devlet şeklinin, kendisine yerinde bir tavır ilkesine, bir prensibe dayandığını, bu ilkeye uyulmadığı takdirde devletin bozulacağını ve çöküntüye gideceğini ileri sürmüşlerdir Bu prensiplere, modern siyasal bilim terminolojisine uygun bir şekilde, bir siyasî rejimin dayandığı esas siyasî değerler sistemi adı da verilebilir Bu konuda derin gözlemlerde bulunmuş olan meşhur Fransız düşünürü Montesquieu'ye kadar, despotizmin (istibdat) prensibi nefret edilen şey, monarşinin prensibi haysiyet, demokrasinin (cumhuriyet) prensibi ise, fazilettir' Atatürk, üstün sezgisiyle, Cumhuriyetin dayandığı ahlâkî prensibin faziletolduğunu şu sözleriyle ifade etmiştir: Cumhuriyet nedir ve sultanlıktan farkı nedir ? Cumhuriyet, fazileti ahlâkiyeye müstenit bir idaredir Cumhuriyet fazilettir Sultanlık korku ve tehdide müstenit bir idaredir Cumhuriyet idaresi erdemli ve namuskâr insanlar yetiştirir Sultanlık korkuya, tehdide müstenit olduğu için korkak, zelil, sefil, rezil insanlar yetiştirir Aradaki fark bunlardan ibarettir

Cumhuriyet ile monarşi arasındaki esas layık ve zihniyet farklarından biri de, cumhuriyetin vatandaşlık,monarşinin ise uyrukluk(tâbiiyet) kavramlarına dayanmasıdır Ne dek sınırlandırılmış ve anayasallaşmış olursa olsun, her monarşide geçmişten kalan ve modern denklik anlayışıyla bağdaşmayan birtakım imtiyaz kalıntıları vardır Meselâ monarşilerde hükümdarın şahsı, kutsal ve güvenilmez sayılır Hükümdarın suç işleyemeyeceği ve hata yapmayacağı varsayılır Demokratik rejimin beşiği İngiltere'de bile bu ilke, Kral hata yapamaz(the King can do no wrong) vecizesiyle açıklama edilir Cumhuriyet ise, bütün vatandaşların eşitliği ve devlet yönetimine eşdeğer olarak katılmaları temeline dayanır Cumhuriyette devlet, vatandaşların ortak iradelerinin ürünüdür Türkiye Cumhuriyetinin her türlü
eşitsizliğe ve ayrıcalığa karşısında oluşunu, aşağı halkçılık ilkesini incelerken uzun uzadıya göreceğiz

Prof Dr Ergun ÖZBUDUN
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi *
 
858,505Konular
982,977Mesajlar
33,104Kullanıcılar
droleSon üye
Üst Alt