Ulu Lider Mustafa Kemal Atatürk, işgal altındaki bir ülkeyi bağımsızlık meşalesi altında topladı. Parçalanmış ve yokluk içindeki bir imparatorluktan, tüm dünyanın hürmet duyduğu, çağının ilerisinde bir devlet yarattı. Tarihi tekrar yazdı. Onun büyük ihtilali ise “Cumhuriyet” oldu. Cumhuriyet'e giden yol ise zorluklarla doluydu. İşte tarihe altın harflerle yazılan o destanın öyküsü…
ZAFERLERLE TAÇLANDI
Anadolu işgal altındaydı. Mustafa Kemal, 19 Mayıs 1919'da Samsun'a adım attı, kurtuluş ateşini yaktı. Zafer üstüne zafer kazandı. Bir yandan da Cumhuriyet'e giden yolun taşlarını döşedi. Bunun birinci adımı ise 23 Nisan 1920'de TBMM'nin açılışı oldu. Yeni bir anayasa hazırlandı. 1923'te ise sıra; Cumhuriyet'in ilan edilmesine gelmişti.
CUMHURİYET MÜJDESİ!
Tarih: 28 Ekim 1923… Türkiye Devleti, bir hükümet kriziyle karşı karşıyaydı. Mustafa Kemal, İsmet İnönü, Fethi Okyar ve Kazım Özalp'i Çankaya Köşkü'nde yemeğe davet etti. “Efendiler, yarın Cumhuriyet'i ilan ediyoruz” dedi. Yemekten sonra İsmet İnönü ve Mustafa Kemal sabaha kadar Meclis'e sunulacak taslak üzerinde çalıştı. İki arkadaş, Cumhuriyet için baş başa vermişlerdi. O gece Türkiye'nin mukadderatı ve idare biçimi şekillendi… Atatürk, metnin birinci unsuruna şunu yazdı: “Türkiye Devleti'nin hükümet biçimi Cumhuriyet'tir.” Cumhuriyetin ilanına artık yalnızca saatler vardı.
YAŞASIN NİDALARI
Tarih: 29 Ekim 1923… Meclis, saat 18.00'de toplandı. Genel Şura sıralarında 158 milletvekili oturuyordu. İnönü, Meclis'e Anayasa'nın birinci unsurunun değiştirilmesi teklifini sundu. Bu teklif, Genel Kurul'da büyük tartışmalara neden oldu. Kanun teklifi oy birliğiyle kabul edildi. Bütün milletvekilleri ayağa fırlayıp dualar eşliğinde üç kere “Yaşasın Cumhuriyet” diye bağırdı… Falih Rıfkı Atay, o anda Meclis'te yaşanan heyecanı şöyle anlattı: “Oylamada yanımda bulunan Osmanlı'nın dahiliye vekili Hazım Bey'i hatırlıyorum. ‘Kabul edenler' diye sorulunca iki elini birden kaldırdı.”
ALKIŞLAR SALONU İNLETTİ
Saat 20:45'te Cumhuriyet ilan edilmişti. Sıra Türkiye Cumhuriyeti'nin birinci Cumhurbaşkanı'nı seçmeye gelmişti. Kapalı oylama yapıldı. Aslında aday da yoktu. Oturuma katılan 158 milletvekilinin aklında tek bir isim vardı: Ulu Lider Mustafa Kemal Atatürk… Oylama sonrası, Atatürk 158 oyla Cumhurbaşkanı seçildi. Alkışlar ortasında kürsüye çıkan Atatürk, şu konuşmayı yaptı: “Sözlerini şöyle bitirdi: Ebediyen milletin sevgi ve itimadına dayanarak daima birlikte ileri gideceğiz. Türkiye Cumhuriyeti keyifli, başarılı ve galip olacaktır.” Dualar okundu, oturum sona erdi…
MİLLETİN BÜYÜK COŞKUSU
Dışarıda ise coşku sürüyordu. Saat 22:00 olmuştu… Meclis'in önünde toplanan vatandaşlar Mustafa Kemal'i büyük sevgi gösterisiyle karşıladı. Yurdun
dört bir yanında 101 pare top atışı yapıldı. Bağımsızlığın simgesi Cumhuriyet, milletin en büyük bayramı oldu. Tüm unutturma uğraşlarına ve kısıtlamalara karşın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı her yıl artan bir coşkuyla kutlandı ve kutlanacak.
ATATÜRK CUMHURiYETi ANLATIYOR
Atatürk, Cumhuriyet'i işte bu sözlerle anlattı: Cumhuriyet rejimi demek, demokrasi sistemi ile devlet biçimi demektir. (1933) Çağdaş bir Cumhuriyet kurmak demek, milletin insanca yaşamasını bilmesi, insanca yaşamanın neye bağlı olduğunu öğrenmesi demektir. (1931) Benim naçiz bedenim bir
gün elbette toprak olacaktır; ancak Türkiye Cumhuriyeti sonsuza dek yaşayacaktır. (1926) Türk Milleti'nin tabiat ve adetlerine en uygun olan yönetim, Cumhuriyet yönetimidir. (1924) Az zamanda çok büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti'dir. (1933) Cumhuriyet, Türk Milleti'nin refah ve yükselmesi yolunda asırların görmediği başarılara erişti. Asla kuşku yoktur ki Cumhuriyet'in gelecek evlatları, bizden daha çok refaha kavuşmuş ve bahtiyar olacaklardır. (1933)