Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.
Daima o denli değil midir? İki nimet vardır ki, kişilerden birçok bunların kıymetini bilmeyerek aldanmıştır, zarar etmiştir. Birisi sıhhat, oburu boş vakit. O vakit aldanmayalım ve laf dinleyip ikisine de sahip çıkalım.
Sağlıktan açınca mevzuyu, bir doktor olarak bugün ki yazımı uzmanlığım ile ilgili görmüş olduğum dertleri lisana getirmek ve halkımızı bir nebze bilinçlendirmek için kaleme aldım. Konum tabi ki Ortodonti.
Ortodonti düzgün diş manasına da gelen; dişler üzerine yapıştırılan braketler, teller aracılığıyla çapraşık dişleri tedavi eden bilirkişilik kısmıdır. Aslında 5 senelik diş hekimliği eğitiminin üzerine üst ihtisas gerektiren, Türkiye’de ve yerkürede diş hekimliği bilirkişilik kolları arasında birinci olarak kabul edilen bilim kısmıdır.
Ortodonti ülkü koşullarda en az 4 yıllık doktora yahut bilirkişilik eğitimi almış tabipler tarafından yapılır. Bu eğitim müddetince aldıkları teorik haberlerin yanında talebelerimiz; farklı şiddetteki vakaların tedavi planlamalarından başlayarak, uzun yıllar da sürebilen hastaları kendi başlarına bir danışman gözetiminde tedavi ederler. Vakanın yalnızca ön dişlerinin yada bizim tabirimizle çerçevesinin düzelmesiyle tellerinin sökülmeyeceğini bilir, estetiğin yanında kıymetli olanın art dişlerin güzel kapanması ve fonksiyon olduğunu da bilirler. Telleri söktüklerinde tedavinin bitmediğini ve her vakanın kendine has bir pekiştirmeye muhtaçlık duyduğundan da haberleri vardır. Bir hastalık varsa onun biyolojik temelini, gelişimsel sürecini yeterli bilirler ve gerçek teşhisle sahih tedavi ederler.
Son yıllarda üzüntüyle takip ediyoruz ki, sıhhat bakanlığınca sertifikalandırılmamış, hiçbir muteberliği olmayan, 2-3 günlük kurslarla ortodonti eğitimi alan, yada yurt dışından gelen kelamda ortodontistlerin ki, aslına bakarsanız bana nazaran para tacirlerinin, şarlatanların eğitiminden geçen tek tük diş doktoru meslektaşlarımız bu tedaviyi yapma teşebbüsünde bulunuyorlar.
Her devir talebelerime içtenlikle söylemişimdir ki, ortodonti âlâ bir bunalım idare sanatıdır. Sıradanda ağıza yerleştirdiğimiz metal braketleri, telleri; ortodontisti uzunca müddet izleyen herkes dişlerin üzerine o denli yada bu türlü yerleştirebilir. Lakin tedaviyi baştan sona yürütmek, çetinde kalındığında, ya da işler zıt gittiğinde nasıl düzeltileceğini öğretmek bizim bilirkişilik eğitim sürecimizin birer kesimidir.
Yalnızca bu kurslarda; takıp çıkarılan plaklarla birtakım kolay vakaların düzeltilebileceğini gören tabibin her hastaya hareketli aparey uyguladığına; tel takmasını öğrendiği için, olur olmaz her vakaya tel taktığına; üst çene genişletmesi öğretildiği için de her vakanın üst çenesini genişlettiğine şahit oluyoruz.
Son devirlerde birçok hastanın tahminen ekonomik nedenlerle ortodontist noktasına diş tabibine gidip ortodontik tedavi olmak istediği, lakin yapılan tedavilerin hastanın sorununu çözmekten fazla daha da ağırlaştırdığına şahit oluyoruz. Bu türlü durumlarla karşılaşmış birçok hastayı tekrar tedavi etmek zorunda kaldığımızı biliyorum ve bu bahiste büyük üzüntü duyuyorum.
Başkaca eksper kimseler tarafından tedavi edilmeyen vakaların dişlerinin köklerinde erimeler, dişlerin mine yüzeylerinde çürümeler ve diş etlerinde büyük hasarları da gözlemliyoruz. Bilinçsizce müdahale edilmiş, yanlış teller takılmış, makul olmayan yapıştırıcıların gelişigüzel kullanıldığı ve ağır hasar görmüş ağızlara bir kere daha müdahale etmenin riskini almak konusunda çok zorlanıyoruz.
Hekimlik “öncelikle hastaya zarar verme” prensibine sahip olan kişilerce yapılmalıdır.
Hasta olarak küçük hesaplarla vermiş olduğunuz bir karar;
Ağzınıza yanlış tedavilerin yapılmasına,
Dişlerinizin ve köklerinin zarar görmesine,
2. bir tedavi muhtaçlığı doğmasına,
Ödediğiniz paranın boşa gitmesine ve birebir ecri tekrar tedavi olmak için ödemenize neden olabilir.
Unutmayın! Sizler işin mütehassısı olmayan tabiplerin deneme tahtası değilsiniz!
Bu işe, ortodontiye gönül veren, ortodonti hastası bakmak isteyen hür diş doktoru meslektaşlarımızın da işin kolayına kaçmadan; yanlış yapa yapa, hastalara zarar vererek mesleği öğrenmeleri noktasına, herkese açık olan eğitim yollarına başvurmalarını temenni ediyorum.
Memnun ve sağlıklı günler dilerim...
Sağlıktan açınca mevzuyu, bir doktor olarak bugün ki yazımı uzmanlığım ile ilgili görmüş olduğum dertleri lisana getirmek ve halkımızı bir nebze bilinçlendirmek için kaleme aldım. Konum tabi ki Ortodonti.
Ortodonti düzgün diş manasına da gelen; dişler üzerine yapıştırılan braketler, teller aracılığıyla çapraşık dişleri tedavi eden bilirkişilik kısmıdır. Aslında 5 senelik diş hekimliği eğitiminin üzerine üst ihtisas gerektiren, Türkiye’de ve yerkürede diş hekimliği bilirkişilik kolları arasında birinci olarak kabul edilen bilim kısmıdır.
Ortodonti ülkü koşullarda en az 4 yıllık doktora yahut bilirkişilik eğitimi almış tabipler tarafından yapılır. Bu eğitim müddetince aldıkları teorik haberlerin yanında talebelerimiz; farklı şiddetteki vakaların tedavi planlamalarından başlayarak, uzun yıllar da sürebilen hastaları kendi başlarına bir danışman gözetiminde tedavi ederler. Vakanın yalnızca ön dişlerinin yada bizim tabirimizle çerçevesinin düzelmesiyle tellerinin sökülmeyeceğini bilir, estetiğin yanında kıymetli olanın art dişlerin güzel kapanması ve fonksiyon olduğunu da bilirler. Telleri söktüklerinde tedavinin bitmediğini ve her vakanın kendine has bir pekiştirmeye muhtaçlık duyduğundan da haberleri vardır. Bir hastalık varsa onun biyolojik temelini, gelişimsel sürecini yeterli bilirler ve gerçek teşhisle sahih tedavi ederler.
Son yıllarda üzüntüyle takip ediyoruz ki, sıhhat bakanlığınca sertifikalandırılmamış, hiçbir muteberliği olmayan, 2-3 günlük kurslarla ortodonti eğitimi alan, yada yurt dışından gelen kelamda ortodontistlerin ki, aslına bakarsanız bana nazaran para tacirlerinin, şarlatanların eğitiminden geçen tek tük diş doktoru meslektaşlarımız bu tedaviyi yapma teşebbüsünde bulunuyorlar.
Her devir talebelerime içtenlikle söylemişimdir ki, ortodonti âlâ bir bunalım idare sanatıdır. Sıradanda ağıza yerleştirdiğimiz metal braketleri, telleri; ortodontisti uzunca müddet izleyen herkes dişlerin üzerine o denli yada bu türlü yerleştirebilir. Lakin tedaviyi baştan sona yürütmek, çetinde kalındığında, ya da işler zıt gittiğinde nasıl düzeltileceğini öğretmek bizim bilirkişilik eğitim sürecimizin birer kesimidir.
Yalnızca bu kurslarda; takıp çıkarılan plaklarla birtakım kolay vakaların düzeltilebileceğini gören tabibin her hastaya hareketli aparey uyguladığına; tel takmasını öğrendiği için, olur olmaz her vakaya tel taktığına; üst çene genişletmesi öğretildiği için de her vakanın üst çenesini genişlettiğine şahit oluyoruz.
Son devirlerde birçok hastanın tahminen ekonomik nedenlerle ortodontist noktasına diş tabibine gidip ortodontik tedavi olmak istediği, lakin yapılan tedavilerin hastanın sorununu çözmekten fazla daha da ağırlaştırdığına şahit oluyoruz. Bu türlü durumlarla karşılaşmış birçok hastayı tekrar tedavi etmek zorunda kaldığımızı biliyorum ve bu bahiste büyük üzüntü duyuyorum.
Başkaca eksper kimseler tarafından tedavi edilmeyen vakaların dişlerinin köklerinde erimeler, dişlerin mine yüzeylerinde çürümeler ve diş etlerinde büyük hasarları da gözlemliyoruz. Bilinçsizce müdahale edilmiş, yanlış teller takılmış, makul olmayan yapıştırıcıların gelişigüzel kullanıldığı ve ağır hasar görmüş ağızlara bir kere daha müdahale etmenin riskini almak konusunda çok zorlanıyoruz.
Hekimlik “öncelikle hastaya zarar verme” prensibine sahip olan kişilerce yapılmalıdır.
Hasta olarak küçük hesaplarla vermiş olduğunuz bir karar;
Ağzınıza yanlış tedavilerin yapılmasına,
Dişlerinizin ve köklerinin zarar görmesine,
2. bir tedavi muhtaçlığı doğmasına,
Ödediğiniz paranın boşa gitmesine ve birebir ecri tekrar tedavi olmak için ödemenize neden olabilir.
Unutmayın! Sizler işin mütehassısı olmayan tabiplerin deneme tahtası değilsiniz!
Bu işe, ortodontiye gönül veren, ortodonti hastası bakmak isteyen hür diş doktoru meslektaşlarımızın da işin kolayına kaçmadan; yanlış yapa yapa, hastalara zarar vererek mesleği öğrenmeleri noktasına, herkese açık olan eğitim yollarına başvurmalarını temenni ediyorum.
Memnun ve sağlıklı günler dilerim...
